Bebeğiniz İçin Sağlıklı Beslenme İpuçları

Bebeğinizin yaşamının ilk yılında düzgün ve dengeli beslenmesini istiyorsanız ki bu oldukça önemlidir, önerilere kulak verin. Sürekli bebeğinize mama vermeyin, acıkmadıkça beslemeyin. İçinizdeki onu her an besleme isteğini engelleyin.

Her an karnı dolu olmamalıdır bu durum bebekte gaz sıkıntısı, uykusuzluk ve huysuzluğa yol açar. Yeterince yemek yemekle ful dolu bir mide arasında önemli farklar vardır. Tıka basa dolu bir mideyle süt de ememez yutkunamaz ve çiğneyemez.

Sütünü içirirken yavaş yavaş içirmeli ve aralarda beklemelisiniz. Süt içer içmez yatırmayın, gaz yapacağından bekleyin, gazı olursa çıkarın. Aynı şekilde Bir şey yediğinde yavaşça yedirin. Lokmaları iyice ezilmiş halde yedirin. Mamalar sebze, meyve, et ve süt içerebilir.

Mama yerine emzik vermekten kaçının. Ağladığında şeker ya da emzik vermeyin. Çünkü açlıktan ağlamıyor olabilir.

Eğer her an onu beslerseniz ağlayabilir. Ve bu durum alışkanlık haline gelerek her zaman ağlamayı dener. Gece boyunca emzik ya da süt içirmek yerine, ona su içirin. Susuzluğunu gidererek açlığını da unutturmuş olursunuz. Gece boyunca ikiniz de rahat edersiniz.

Bebeğiniz vaktinden önce doğmaya karar verdiyse

37. gebelik haftasından önce doğan bebekler ‘prematüre’ olarak kabul ediliyor. Vaktinden önce doğan bebekleri ise yaşama şansını azaltan ciddi sağlık sorunları bekliyor
GEBELİK sürecinin kötü bir sürprizi olabilen erken doğum sıklığı % 5-10 arasında veriliyor. Ne var ki günümüzdeki tüm tıbbi gelişmelere rağmen sıklığı azaltılamıyor. Hatta tam tersine artış gösteriyor. Anne adayının son adet tarihinin ilk gününden itibaren başlatılmak kaydıyla, 40 hafta süren gebelik sürecinde, doğum eyleminin 37. gebelik haftasından önce olması durumuna ‘Preterm Doğum’ deniyor. 22-23. gebelik haftalarında doğan bebeklerin yaşam şansı, gelişmiş ülkelerde bile %20′lerde verilmekte iken, ülkemizde daha da düşüktür. 28. gebelik haftasına doğru ilerledikçe yaşam şansı artmakta, olabilecek komplikasyonların insidansı ise düşmektedir. Kadıköy Şifa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Evrim Aksoy, erken doğum ile ilgili önemli soruları cevaplandırdı.

Preterm doğuma sebep olan nedir?
Preterm doğumun oluşma mekanizması halen tam olarak aydınlatılamamıştır. %25 oranında bir grubu, bebeğin ve annenin iyilik hali için tıbbi zorunlulukla erken doğurtulan vakalar olarak incelemekteyiz. Kendiliğinden erken doğuma giden vakalarda sebep olarak hormonsal etkiler, enfeksiyonlar, çoğul gebelikler, rahimde oluşan gerilme gibi pek çok mekanizma düşünülmektedir.

Prematürite riskine kaşı alınabilecek önlemler nelerdir?
Gebelik planlayan tüm kadınların gebelik öncesi doktor kontrolünden geçmeleri gerekmektedir. Bu sayede anne adayının ileride erken doğum yapmasına neden olabilecek önemli bir sağlık problemi (yüksek tansiyon ya da diyabet gibi) olup olmadığının tespiti mümkün olabilmektedir. Yine gebelik planlayan tüm kadınların henüz hamile kalmadan önce ve gebeliklerinin 3. ayına kadar günde 400 mikrogram folik asit kullanmaları gerekmektedir. Son çalışmalar, gebelikten 1 yıl öncesinde başlanan folik asitin prematürite riskini belirgin ölçüde azalttığını göstermektedir. Folik asit aynı zamanda beyin ve nöral tüp anomalilerini de azaltmaktadır. Anne adayları gebelikten önce sigarayı bırakmalı, kullanılan ilaçlar hekime danışılarak düzenlenmeli, obez ya da aşırı düşük kiloya sahip olanlar ise kilolarını optimum seviyeye getirmelidirler, gebelik boyunca ortalama olarak 10-13 kg alınmalıdır.

Prematüre bebeklerin medikal problemleri önceden önlenebilir mi?
Erken doğuracağı öngörülen gebe, hospitalize edilerek bebeğin akciğer gelişmesini sağlayabilmek için kortikosteroid tedavisine başlanır, doğum eylemi bu tedavi süresince durdurulabilirse, akciğer yetmezliği, beyin içi kanama ve ölüm riski azaltılmış olabilir. ‘Tokoliz’ dediğimiz doğum ağrılarını geçici olarak durdurma tedavisi için kullanılan çeşitli ilaç protokolleri her hasta için özel olarak seçilmelidir. Kısa süreli olsa da bu erteleme bize kortikosteroid tedavisi için zaman kazandırmaktadır. Prematüre doğan bebekler çoğu zaman yoğun bakım ünitesine ihtiyaç göstereceği için bu riskin olduğu durumda bebek yoğun bakım ünitesi iyi gelişmiş bir merkezde doğum yaptırılması komplikasyonları azaltmada önemli rol oynayacaktır.

Hangi kadınlar preterm doğum için risk grubunda olabilir?
- Daha önce erken doğum yapmış olan kadınlar
- Çoğul gebeliği olanlar (ikiz, üçüz)
- Rahim ya da rahim ağzı anormallikleri olan kadınlar
- 17 yaşından küçük ya da 35 yaşından büyük olanlar
- Sigara, alkol ya da ilaç kullananlar
- Gebelik sırasında hekim kontrolüne girmeyenler
- Hipertansif ya da Diyabetli olanlar
- Stresli bir yaşamı olan ya da kötü beslenenler
- Alt genital sisteme ait enfeksiyonu olan kadınlar

Prematüre bebeklerde en sık karşılaşılan problemler nelerdir?
- Solunum yetmezliği sıkıntısı (akciğer hasarı)
- Beyin içi kanamalar
- Kalp damar problemleri
- Bağırsak problemleri - yaygın hasar
- Körlük
- Sarılık
- Anemi (kansızlık)
- Çeşitli enfeksiyonlar
- Beyin hasarına bağlı spastisite

Bebekler için yoğurtlu sebze çorbası

Malzemeler
1 kepçe yoğurt (125 gr.)
1 patates
1 yemek kaşığı buğday veya pirinç
1 yemek kaşığı sıvı yağ
Az tuz

Tarif
Bir tencereye yoğurdu koyun.Az su ile sulandırın.Sebzeleri doğrayın.Tahıl gurubundan birisi ve sıvı yağ ilave ederek pişirin.

Not:Bu :Çorbaya evde olan her türlü sebzeyi katabilirsiniz.

Gebelikte Gripten Nasıl Korunursunuz?

Memorial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Altuğ Semiz, grip ve soğuk algınlığı şikayetlerinin gittikçe arttığı sonbahar aylarında anne adaylarının yapması gerekenleri soru ve cevaplarla anlattı.

Grip, Gebelik Döneminde Anne Adaylarını Nasıl Etkiler?

Gebelik sırasında kalp atım hızında, kalbin pompaladığı kan miktarında, oksijen tüketiminde, akciğer kapasitesinde ve bağışıklık sisteminde ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler gribe bağlı komplikasyonların görülme olasılığını artırmaktadır. Gebeliğin son dönemlerinde gribe yakalanan bir anne adayının doğum sonrası hastalığını bebeğine geçirme riski fazladır.

Grip Aşısının Anne Adayı Ve Bebek Üzerinde Ne Gibi Olumlu Etkileri Vardır?

Aşı sonrası annede gelişen antikorlar bir miktar bebeğe de geçerek yaşamının ilk aylarında onu da gribe karşı koruyacaktır. Grip aşısı canlı virüs içermediğinden gebelikte kullanılmasının da bir sakıncası yoktur. Grip aşısı aynı zamanda emziren annelere de güvenle yapılabilir.

Hamileler Grip Aşısını Ne Zaman Yaptırmalıdır?

Grip aşısı için en uygun dönem Ekim ayıdır. Aşı, kas içi enjeksiyon olarak koldan yapılır. Anne adaylarının grip sezonunda hamileliklerinin ikinci ve üçüncü aylarında grip aşısı olması önerilmektedir. Grip aşısı gebeliğin her döneminde güvenli olsa da, ilk ay çok gerekli olmadıkça ilaç kullanımından kaçınmak ve aşının bu dönemin sonunda yaptırılması daha uygundur.

Hamilelikte Grip Ya Da Soğuk Algınlığı Sırasında Hangi Destekleyici Tedaviler Yapılmalıdır?

Soğuk algınlığı ve grip yakınmalarının daha hafif ve daha az rahatsızlık verecek şekilde atlatılması için şu destek tedaviler uygulanmalıdır:

Her iki hastalıkta da ikincil bir bakteriyel enfeksiyon olmadığı sürece antibiyotik kullanılmamalıdır.

Tedaviden çok hastalığa yakalanmamak önemlidir. Bu nedenle salgın dönemlerinde kapalı yerlerde fazla kalmamak ve elleri sık sık yıkamak koruyucu olabilir.

En iyi ve en etkili destek tedavisi istirahattır. Yatak istirahatı yapılmalıdır.

Yatarken başı yukarıda tutmak (2 ya da daha fazla sayıda yastık ile yatmak) geniz akıntısının vereceği rahatsızlığı da azaltacaktır.

Bulunulan ortamın yeteri kadar sıcak olmasına ve iyi havalandırılmasına dikkat edilmelidir.

Havanın kuruması engellenmeli, nemli olması sağlanmalıdır.

Yeteri kadar sıvı alımı son derece önemlidir.

Hastalık dönemlerinde beslenmeye dikkat edilmeli, iştahsızlık varsa enerji ihtiyacını gidermek için karbonhidrat açısından zengin diyet uygulanmalıdır.

Boğaz ağrısını gidermek için pastil kullanılabilir.

Burun tıkanıklığı için tuzlu su ya da okyanus suyu vb. kullanılabilir.

Yakınmalar düzeldiğinde hemen normal aktiviteye dönülmemeli, tam bir iyileşme için bir süre daha dinlenmeye devam edilmelidir.

Mutlaka Doktora Başvurulması Gereken Durumlar:

Ateş 38.5 derecenin üzerine çıkarsa ve birkaç gün içinde düşmezse,

Soluk alıp vermede güçlük varsa,

Göğüs ağrısı ortaya çıkarsa,

Şiddetli kulak ağrısı, kulaktan akıntı ve kanama olursa,

Döküntü ve kızarıklık ortaya çıkarsa,

Ense sertliği ortaya çıkarsa,

Birkaç gün içinde düzelememe ve ciddi derecede hastalık durumu varsa.

Sigara içen annenin çocuğu obeziteye aday

BEBEKLİK dönemindeki beslenme şekli, çocuğun ileri yıllardaki beslenme alışkanlığını belirliyor. Çocuk ve Ergen Obezite Derneği Başkanı Prof. Dr. Peyami Cinaz anne sütü ile beslenmenin obeziteyi önlediğini belirtti. Süt çocukluğu döneminde mama ile beslenme, zamanından önce ek gıdalara ve yapay beslenmeye geçilmesinin obezite riskini artırdığına işaret eden Cinaz, hızlı yeme ve az çiğnemin de obezite oluşumu kolaylaştırdığını hatırlattı.

Annenin sigara içmesi ile çocukluk obezitesi arasında ilişki bulunurken, aile içi olumsuz ilişkilerin çocuğun ruhsal yapısını etkileyerek az ya da aşırı yeme davranışına yönelttiği de açıklandı.

Çocuklarda obezite başlangıç döneminde önlenmeli

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Funda Elmacıoğlu, çocuklarda obezitenin, ortaya çıkmasından önce veya başlangıç döneminde önlenmesinin önemli olduğunu bildirdi.

Doç. Dr. Elmacıoğlu, anne sütüyle beslenen bebeklerde obezitenin nadir görüldüğünü söyledi.

Mamayla (formüla) beslenen bebeklerin şişman olma olasılığının çok daha yüksek olduğunu belirten Doç. Dr. Elmacıoğlu, ‘Bunun nedeni bebeğe gerektiğinden fazla mama verilmesi, mamanın verilen miktardan daha fazla yoğunlukta hazırlanması, mamaya bebe bisküvisi, ekmek içi, mısır gevreği gibi gıdaların konulmasıdır’ dedi.

Bebeğin her ağlamasının, acıktığını göstermediğini vurgulayan Doç. Dr. Elmacıoğlu, şöyle devam etti:

‘Bu nedenle bebek her ağladığında beslenmemelidir. Eğer bebek mamayla besleniyorsa buna başka bir şey ilave edilmemeli ve mama suyla hazırlanmalıdır. Mama hazırlanırken bebeğin ayına uygun ölçüde toz konmalıdır. Ek gıdalara erken başlanmamalı, bu konuda mutlaka bir beslenme uzmanına danışılmalıdır. Ek gıdalara başlandıktan sonra ise mama azaltılmalıdır. Biberonla beslenen bebeklerin bir yaşından sonra biberonu bırakmasını sağlamak gerekir. Hazırlanan taze meyve suları, su ve yoğurta asla şeker ilave edilmemelidir.’

Doç. Dr. Elmacıoğlu, 5 yaşın altındaki çocuklara kalori hesabıyla diyetin asla önerilmediğini bu dönemde ailelerin yüksek kalorili gıdalardan kaçınması gerektiğini bildirerek, şöyle konuştu:

‘Bu yaş çocuklarına kızarmış patates, cips, köfte, börek gibi gıdalar verilmemeli. Çocuklara mümkün olduğunca yağsız kırmızı etle yemekler hazırlanmalı. Ödül amacıyla çikolata, pasta ve kekler verilmemeli. Bu yoğun şeker ve yağ karışımları yerine çocuk, kitap, boya, çocuk tiyatrosu, aktiviteyi artıracak oyuncakla ödüllendirilmeli. Çocuğa ana öğünler öğretilmeli ve bu öğünlerde taze salata, yoğurt ve sebze yemeklerinin olması sağlanmalıdır.’

Şişmanlığa eğilimli ve sütü seven çocuklar için yarım yağlı süt alınması ve bu tüketimin günde 2 su bardağını geçmemesi gerektiğine dikkati çeken Doç. Dr. Elmacıoğlu, ‘Tam yağlı peynir çeşitleri yerine de az yağlı veya yağsız peynirler tercih edilmeli. Piyasada çocuklar için mevcut olan büyüme süt veya büyüme peynirlerinin, gereksiz kalori kaynağı olduğu, çocuğu obeziteye götürebileceği unutulmamalıdır’ dedi.

Fast food restoranlarının da çocuklar için uygun yerler olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Elmacıoğlu, çocuğu ödüllendirmek adına bu tür menülerin ara sıra (ayda bir) tüketilebileceğini ifade etti.

İleriki yaşlarda fazla kilolardan kurtulmak için yapılan tıbbi mücadelenin genellikle sonuçsuz kaldığını, bu nedenle çocuklarda obezitenin ortaya çıkmasından önce veya başlangıç döneminde önlenmesinin önemli olduğunu bildiren Doç. Dr. Elmacıoğlu, verdiği bilgiler doğrultusunda ailelerden yemek yeme, yemek pişirme alışkanlıklarını yeniden gözden geçirmelerini önerdi.

Doç. Dr. Elmacıoğlu, ayrıca 3-4 yaşındaki çocuğu, çocuk arabasına bindirmenin uygun olmadığını, çocuğa düzenli fizik aktivite alışkanlığı kazandırılması gerektiğini söyledi.

Bebekler için mama ile muhallebi Tarifi

Malzemeler
2-3 silme tatlı kaşığı pirinç unu

200 ml. kaynamış su

6 ölçek biberon maması

Tarif
2-3 silme tatlı kaşığı pirinç ununu , 200 ml. kaynamış su içinde 10 dk. pişirin.

Ocaktan indirildikten sonra içine 6 ölçek devam biberon maması ilave ederek karıştırın.Mama muhallebiniz hazır.

Bebeklerde Domuz Gribi ve Önleyici Teknikler

Son günlerde gündemin en çok tartışılan, her insanın kabusu haline gelen bir konu: domuz gribi… Domuz gribinden korunmanın yolları, aşının yaptırılıp yaptırılmaması konuşuladursun, durumdan en çok etkilenenler küçük çocuklar ve bebekler oluyor. 6 aydan küçük bebeklere aşı yapılamıyor. Peki o zaman onları korumak için nelere dikkat etmemiz gerekiyor? İşte iki yaşın altındaki bebekleri domuz gribinden korumak için yapmamız gerekenler…

Bebeğinizi kalabalık ortamlara sokmayın ve ellerinizi sürekli yıkayın

Bebeklerin özellikle bu günlerde kapalı ve kalabalık ortamlara sokulmaması gerekir. Ebeveynlerin ellerini bol su ve sabunla sık sık yıkaması hastalıktan korunmada etkilidir. Bebeğinizin beslenmesi sırasında ya da onunla ilgilenmeden önce ellerinizi mutlaka en az 30 saniye süreyle akan suyun altına sabunla yıkayın. Eğer hastaysanız bebeğinizin bulunduğu ortamda maske takmalı ve kesinlikle onları öpmemelisiniz. Dış ortamdan eve gelen ebeveynlerin bebeklerinin yanına gitmeden kıyafetlerini değiştirmeleri, mümkünse ılık bir duş almaları ve özellikle ellerini bol su ve sabunla yıkamaları gerekir.

Anne sütü bebeğin bağışıklık sistemini güçlendiriyor

Birçok hastalığın gelişmesine engel olan mucizevi besin anne sütü H1N1 virüsünden korunmada da etkin. Anne sütü bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirmekte ve gribin ağır seyretmesini de engelliyor. Bu nedenle 6 aydan küçük bebeklerin özellikle emzirilmeleri bu virüsten korunmada da çok önemli. Anne sütü alan bebekler özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları ve ishaller başta olmak üzere pek çok hastalığı daha hafif ve daha az geçirirler.

Hasta olsanız da emzirmeyi kesmeyin

Anne sütü bağışıklık sisteminin gelişiminde oldukça önemlidir ve hastalıklarla başa çıkabilmelerinde yardımcı olur. Bebekler en az 6 ay boyunca ek olarak su bile verilmeden anne sütü ile beslenmelidir. Anne hasta olsa dahi emzirme kesilmemelidir. Memorial Sağlık Grubu’ndan Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu anne sütünün kesilmesini gerektirecek hastalıkların çok az (AİDS, basil saçan akciğer veremi, vs) olduğunu söylüyor. Hastalıklar sırasında anne vücudunda oluşan koruyucu maddeler anne sütü ile bebeğe geçerek aynı hastalıktan bebeğin de korunmasını sağlar. Doktor tarafından anneye verilen ilaçların pek çoğu da emzirmeye engel teşkil etmez..

Bebek hastayken de emmeli

Hasta olan bebek için yapabilecek en faydalı şeylerden biri onu emzirmeye devam etmektir. Bebekler hasta oldukları zaman, daha çok sıvıya ihtiyaç duyarlar. Anne sütü diğer sıvı gıdalardan çok daha faydalıdır.

Bebeklerde acil müdahale gerektiren belirtiler

* 38,5 dereceyi geçen ateş
* Hızlı veya zor nefes alma
* Vücutta solgunluk ya da morarma
* Beslenememe
* Uyarılara cevapta azalma, halsizlik ve uykuya meyil
* Huzursuzluk

Anne sütü alamayan çocuklarda ay ay beslenme

Sıcaklıktan, çevreye olan ilgilerinin artmış olmasından, yatış pozisyonundan veya bilemediğimiz herhangi bir nedenden dolayı bazı bebekler emme konusunda isteksiz olabilir, anne göğsünü almak konusunda ciddi sıkıntılar yaşayabilirler.

Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Karaböcüoğlu bu durumda yapmanız gereken şeyin bebeğinizi öncelikle sakinleştirmek, daha sonra yarı uykuya geçirmek ve uyur pozisyondayken göğsünüzü vermek olduğunu söylüyor.

Anne sütü yerine mama…
Anne sütü ile beslenmenin uygulanamadığı veya yenidoğan döneminden itibaren anne sütü ile beslenmeyen bebekler için öncelikle mamalar kullanılabilir. Örneğin Dr. Koray Karabekiroğlu ilk 6 ayda anne sütü almayan bebeklerin beslenmesinde ilk tercihin mamaların verilmesi olduğunu söylüyor.

Mama ile beslenme en az 6 ay, mümkünse 1 yaşına kadar sürdürülmelidir. Hiç anne sütü almayan bebeklerde biberon kullanılabilir. Biberonlar ve başlıkları her kullanımdan sonra temiz su ile iyice temizlenmeli, en az 20 dakika süre ile kaynatılmalıdır.

Biberonla beslenme
Biberonla beslenen bebeklerde de beslenme pozisyonu önemlidir. Bebek, anne kucağında yarı dik pozisyonda, başı annenin koluyla desteklenir şekilde tutulmalıdır. Emzik şişesinin dikçe tutulması ve lastik memenin sütle dolu olması gerekir ve bu şekilde bebeğin hava yutması önlenir. Biberon deliğinin uygun boyutta olması da önemlidir. Uygun bir biberon deliği için şişe ters çevrildiğinde önce ip gibi, ardından damla damla süt akışının izlenmesi gerekir.

Adapte mamalar (Preaptamil, Similac 1, Nutrilon 1, SMA S-26, Humana1, Nan 1 gibi) her 30 mililitre kaynatılmış ılıtılmış su içine 1 ölçek olacak şekilde biberonla hazırlanır. Bebeğe verilecek mamanın ısısı el bileğine 1-2 damla mama damlatılarak kontrol edilir. Mümkünse mamanın her beslenme öncesinde hazırlanması tercih edilir. Kullanıldıktan sonra artan mamanın tekrar kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Ekonomik koşulların uygun olmadığı durumlarda (hazır mamalar sağlanamıyorsa) bebek inek sütü ile beslenebilir. İnek sütü ilk ay yarı yarıya, 1-4 aylar arası iki hacim süte 1 hacim su olacak şek,ilde sulandırılmalı, 4. aydan sonra ise sulandırılmadan verilmelidir. 100 mililitre inek sütüne 1 çay kaşığı ( 5 gram şeker ) ve 1 çay kaşığı bitkisel yağ konulur.

Anne sütü çocuğun beslenmesi için en önemli unsurdur. Çocuk, zorunlu haller dışında ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Anne sütü verilemeyen bebeklere mümkünse formül (hazır) mama verilmelidir.

0-1 ay
Formül mama
Yoğurt (1 ölçü yoğurt, 1 ölçü su ile sulandırılmalı)

2 ay
Formül mama
Yoğurt (2 ölçü yoğurt, 1 ölçü su ile sulandırılmalı)

3 ay
Formül mama
Yoğurt (Sulandırılmayacak)

4 ay
Günde toplam 500cc formül mama ve yoğurt
Sebze çorba (Tuz kullanmayın, 1 tatlı kaşığı sıvı yağ ilave edin)
5 Meyve suyu (Taze sıkılmış elma veya şeftali ile başlayın)

5 ay
Yumurta sarısı (Katı kaynamış 1 çay kaşığı ile başlayın)
Sebze çorbası, yoğurt çorbası, mercimek çorbası
Günde toplam 500cc süt ve yoğurt
Meyve püre veya meyve suyu

6 ay
Tam yumurta sarısı (Katı kaynamış)
Sebze çorbası, yoğurt çorbası, mercimek çorbası, tarhana çorbası
Meyve püresi
Muhallebi
Günde toplam 500cc formül mama ve yoğurt

7 ay
Tam yumurta
Kıyma, tavuk, balık ezmesi
Kurubaklagil ezmeleri
Günde toplam 500cc formül mama ve yoğurt
Meyve püresi

8 ay
Tam yumurta
Kıyma tavuk, balık, ezmesi
Kurubaklagil yemekleri
Günde; 500cc formül mama yoğurt
Mevsim meyveleri
Sebze yemekleri

9 ay
Artık aile sofrasına, çocuğa uygun kaşık, çatal kullanarak oturabilir.

Çocuğunuzun bir günlük menüsünde, ayına uygun olarak, yukarıda belirtilen besinlerin hepsinden mutlaka bulunmalıdır.

Unutmayın!
1 yaşından önce yemeklere tuz ve şeker ilavesi yapılmamalıdır.
1 yaşından önce bebeklere inek sütü verilmemelidir.

Horlamanın Nedenleri ve Çareleri

Horlama ciddi bir sağlık sorunudur ve erken yaşta tedavi edilmesi gerekir. Uyku düzenini bozan bu rahatsızlık, Maalesef yaygındır.

Birden kilo kaybı, alkol ve sigara tüketimi horlamanın nedenlerindendir. Ağız anatomisi, alkol, burun sorunları, boğazın solunumu etkilemesi de yol açabilir.

Oksijen eksikliği karbondioksit artışı yüksek sesle solumayı sağlar ve horlama oluşur. Bademcik hastalıkları ve şişmanlık en bilinen sebepleridir.

Kulak burun boğaz doktoruna yönlendirilebilirsiniz. Tedavi edilmezse, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, felç gibi sorunlar ortaya çıkar.

Kalıcı hastalıklar oluşur. Çocuklarda ise dikkat eksikliği, hiperaktivie ortaya çıkar. Her gün geceleri 6 saat süreyle takmak şartıyla takılıp çıkarılabilen her bireye özgü olarak hazırlanan özel bir ağız içi protezleriyle kalıcı olarak tedavi edilebilir.

Cerrahi anlamda, yumuşak damağa yönelik cerrahi müdahaleyi içerir. 1 yıl sonra tekrar nüks etme ihtimali %50’dir. Sportif bir yaşam biçimi seçilmelidir.

Horlayan kişiler uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen alerji ilaçlarını uykudan önce alınmamalıdır. Uykudan 4 saat önce alkol almaktan sakınılmalıdır.

Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınılmalıdır. Aşırı yorgunluktan sakınılmalıdır.

Alkolün İnsan Bünyesine Olan Etkisi

Alkolün insan vücuduna somut ve soyut zararları vardır. Bunlardan bazıları, yürümede güçlük, bulanık görme, konuşma yeteneğinin kaybolması, hafıza durması, reaksiyon, tepki ve hareketlerde yavaşlama, anlama bozukluğu gibidir.

Miktar arttıkça bünye daha çok etkilenir. Uzun süre devam edilip alışkanlık haline getirilirse, beyinde ciddi hasarlara yol açabilir.

Karaciğer, kalp, tansiyon, beyin hastalıkları ve cinsel işlev bozukluklarına yol açar. Ayrıca alkol zayıflatır.

Bazı kişiler ömür boyu kontrol altında tutulabilirler. Bazı faktörleri bilmek gerekir. Bunlar, ne kadar ve hangi sıklıkta içildiği, başlanılan yaş ve toplam süre, kişinin cinsiyet, eğitim, genetik bilgileri ve ailedeki alkol kullanan kişiler, genel sağlık durumu.

Beyin hasarı bilgisayarlı tomografi ile ölçülür. Alkol, kalp ve cilt damarlarını genişletir. Kalbin çalışma hızını artırır, kan dolaşım düzenini bozar, damarların sertleşmesine,tansiyonun artmasına,felç ve ani ölümlere sebep olur.

Aşırı alkol geçici hafıza kaybına neden olur. İnsan,irade ve dengesini kaybeder. Alkol göze giden görme sinirlerine de tesir eder. Körlüğe neden olabilir. Anne karnındaki bebeğin gelişimini olumsuz etkiler.

Antropoz Nedir

Herkesin bildiği gibi erkekler bu dönemlerinde değişik durumlara girer, tıpkı bayanların menopoz dönemlerinde olduğu gibi . Kimi erkek daha bir genç davranmaya başlar kimi erkekse bi’ tembel davranıp antropozu buna bahane gösterir. Erkek doğası gereği gençleşmeye çalışması iyide, gençleşmenin sebebi nedir diye sormak gerekiyor. Antropoz döneminde aldatma yoluna giden kişi tehlikelidir. Karşı cinsin üzerinde bir etkim hala var , hala kadınları tatmin edebiliyorum demek aslında “Antropoz mu oldum?” sorusunun kesin yanıtıdır. İşte antropoz hakkında detaylı bilgi ;

İskoç bilim adamları, antropoz evresindeki bayların aşırı riskli davranışlar sergilediğini söyledi. Aşırı süratli araç sürmek, aniden gelen spor yapma isteği, aldatmalar, viagra kullanımı gibi kendilerini yaşlı olmadıklarına ikna etme çabası içinde olduklarını belirtti . Tabiki cinsel yaşamdaki güçsüzlük ve iktidarsızlık korkusu onların en büyük kabusu .

Tıpkı kadınların menopozu gibi erkeklerin doğal yaşlanma sürecinin bir parçası olan antropoz, her erkektede aldatma gibi belirtilerle açığa çıkmayabilir. Bazı erkeklerin korkulu rüyası olan antropoz, bazı erkekleri bunalıma sokarken kimi erkekler bu dönemi farkında dahi olmadan atlatabiliyor. Bilinmesi gereken en önemli nokta antropoz evresini geçirmişte olsa erkekte testesteron hormonu bitmiyor. Kadınlarda menapozdan sonra bittiği bilinen bu hormonlar için erkekte aynısı söylenemez diyen iskoç bilim adamları, “baylarda androjen eksikliğinden ötürü hormon seviyelerinin düştüğü antropoz görülür” diye belirtti.

Antropoz Belirtileri

1. Cinsel istekte azalma
2. Güç kaybı
3. Yorgunluk
4. Uykusuzluk
5. Duygusal değişmeler
6. Depresyon
7. Kaslarda erime
8. Kemiklerde erime (osteoporoz)
9. Özellikle göbekte görülen vücut yağlanmaları

Antropoz döneminde kişinin hormonu tamamen tükenmediğinden ötürü tedaviside tabiiki var . Özellikle Alternatif tıp antropoz için süper imkanlar sunuyor, tabi doktor kontrolünde kullanılan ilaçlarda bulunuyor . Kuvvet macunları bu işi fazlasıyla görebilir .

Vazektomi-Meni Kanalı Operasyonu

Erkeklerin ilişkiye girip kadını hamile bırakamaması durumunda meni kanalında yapılan bu kanalın ameliyatı vazektomi operasyonudur.

Poliklinik tedavi merkezinde gerçekleştirilir.

Sperm kanalındaki sorun giderilir, döldeki spermlerin görevi aktif hale getirilir.

Operasyon süresince ayık olursunuz. Doktorunuz sizi uyuşturur ve lokal anestezi uygular.

Sperm kanalının küçük bir bölümü kaldırılır, ve sonunda bir bölümü küçük penslerle tıkanır.

Diğer tarafa da aynı şekilde uygulanır. Delik küçülür ve dikilerek iyileşir. Vazektomi güvenli bir yoldur.

Güvenli bir doğum kontrol yöntemidir.

Bu ameliyatı olan 10000 kişiden 15inin partneri hamile kalmıştır.

İleride kesinlikle çocuk istemiyorsanız vazektomi ameliyatı olmanızda bir sakınca yoktur.

Vazektomide şu durumlarda beklemeye ihtiyacınız vardır. Kanama bozukluğu veya üreme organlarında bir enfeksiyon.

Operasyon günü bir kasık bağı getirin ve genital bölgenizin temiz olduğundan emin olun.

Doktorunuz muhtemelen neler yapacağınızı size önceden bildirecektir.

İdrar Kaçırma Hastalığı Tedavi Türleri

İdrar kaçırma, kadınlar için önemli bir sağlık sorunu. Yaygın inanışın aksine idrar kaçırma yaşlanma sürecinin normal bir sonucu değil. Kadının iş, sosyal ve özel yaşantısında ciddi sorunlara yol açan idrar kaçırmanın çözümünü, modern tıp, tanı ve tedavi yöntemleriyle bulmuş durumdadır.

İstem dışı idrarını tutamama ve farkında olmadan idrarını boşaltma durumudur. Normalde herkeste (kadın ve erkek), idrar torbası normal kapasitesine kadar dolduğunda, beyinde uyarılmayla idrar yapma isteği oluşur.

Ancak bazı durumlarda; gerek kadınlarda, gerek erkeklerde (ama çoğunlukla kadınlarda) idrar torbası tam dolmadan ya da tuvalete gitme isteği oluşmadan idrar kaçırılır. Hasta, idrarını tutamaz. Hatta bazen idrarını kaçırdığını bile fark etmez.

Sadece üzerini ıslattığı zaman idrar kaçırmış olduğunu anlar. Kegel egzersizleri, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi mümkündür. Bazı idrar kaçırma tipleri ilaçlar ya da hormonlarla tedavi ediliyor. İdrar torbası ve idrar yapmayla ilgili kasların kontrol altına alınması sağlanarak pelvik taban kasları güçlendiriliyor.

Bu egzersizlere ek olarak bir günlük (idrar günlüğü) oluşturularak bu program çerçevesinde mesane eğitimi sağlanmaya çalışılıyor. Bu egzersizlerle birlikte veya tek başına uygulanan biofeedback ile elektrik simulasyonu da, zayıflamış pelvik taban kaslarının güçlendirilmesinde etkili oluyor.

KABIZLIK TEDAVİ-ERKAN TOPUZ

Kabızlığa karşı ne tür önlemler alınmalıdır?

Annem 6-7 yıldır hep tuvalete çıkamamaktan şikayetçiydi. 9 ay önce bağırsak kanseri teşhisi konuldu. Hiç zaman kaybetmeden ameliyata alındı. Ardından kemoterapi gördü. Doktorun verdiği diyete uymasına rağmen hâlâ kabızlıktan şikayetçi. Bu sorunu nasıl çözebiliriz? B.G.

Cevap : Prof.Dr. Erkan TOPUZ

Kabızlık, kolon kanserinin en önde gelen sebeplerinden biridir. Ailevi faktörler, polipler bağırsak kanseri nedenleri arasındadır. Kolonoskopi ile polip tespit edilirse önce polipler temizlenir. 6 ay sonra kolonoskopi tekrarlanır. Sonuç temiz çıkarsa bir sonraki kolonoskopi kontrolü 1 yıl sonra, bu kez de temiz çıkarsa 3 yıl sonra yapılır. Cea ve ca19-9 bağırsak kanserinde en önemli tümör markerlarıdır.

Kabızlığa karşı günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve yemelidir. Haftada 2 kez kurubaklagil tüketilmeli. Beyaz ekmek yerine kepek ekmeği tüketilmeli. Her gün en az 2 litre su içilmeli. Bol bol kuru kara erik ve kara kayısı yenmeli. Kemoterapi gördüğü için haftada 1 kez kırmızı et yenebilir, bir süre sonra kırmızı eti diyetinden tamamen çıkartabilir. Et seçimi balık ve hindi olsun.

Beslenmede şu gıdalar kesin olmalı :

Karahindiba, kuzukulağı, tere, brokoli, kuşkonmaz, semizotu, kırmızı turp, kereviz, yer elması, enginar, bir avuç işlenmemiş ayçiçeği ve kabak çekirdeği, havuç, karadut, kara erik, kara kayısı gibi kırmızı-siyah sebze ve meyveler. Bu arada kuru kara kayısıyı güvendiğiniz bir yerden alın çünkü piyasada boyayla siyahlaştırılmış kayısılar da var. Ayrıca anneniz her gün bir çorba kaşığı taze çekilmiş keten tohumu yesin. Keten tohumu hem bağırsak kanserinden korur hemde kabızlığa mani olur. 1 çorba kaşığı çörekotunu bal ve sarımsakla karıştırıp tüketsin. Kızartmalardan uzak dursun.

Bağırsak kanserinden korunmak isteyenlere ise tavsiyelerim şunlar :

Ailenizde kanser öyküsü varsa muhakkak 20-25 yaşlarında kolonoskopi yaptırın. Polip tespit edilirse düzenli aralıklarla cea, cea19-9 testlerini ve kolonoskopiyi ihmal etmeyin. Her gün 400 ünite folik asit, 1 gram kalsiyum, 1 tane bebe aspirini alın. Shiitake, maitake mantarı birini de kullanabilirsiniz.

Ayrıca periyodik olarak bromelanin (ananas hapı), milk thistle (devedikeni sütü kapsülü), dandelion (karahindiba hapı) kullanın. Böğürtlen çağı ve yeşil çay tüketin.

Kansere Karşı CHECK-UP Yaptırın-ERKAN TOPUZ

Kansere karşı en kolay check-up nasıl yaptırılır?

Belli yaşlarda, belli hastalıklarda ve ailevi kanserlerde check-up çok farklı şekillerde yapılır. Genel check-up diyorsak, onun içine her şey girer. Kanser check-up'ı diyorsak, her yaş için ayrı bir check up vardır. Kanser check-up'larını şöyle sıralayabiliriz:

MOMOGRAFİ ÇEKTİRİN
MEME KANSERİ ailevi, yani genetik ise 30 yaşlarında muhakkak mamografi ve ultrasonografi yaptırılmalı. Eğer şüphe yoksa iki senede bir, 35 yaşından sonra her sene tekrarlanmalı. Ama ailede yoksa 35 yaşında hasta muayene olmalı. Bir şüphe yoksa 40 yaşından sonra rutin olarak her sene mamografi ve ultrasonografi yapılmalı. Bunlara rağmen fibrokistik durumu varsa daha ileri tetkik olarak meme MR'ı çekilmeli.

Prostat kanserinde de ailevi etken varsa; kişi 35 yaşından itibaren tetkike başlamalı, PSA (prostat spesifik antijen) testi yaptırılmalı, ürolojik muayene olmalı.

Kadınlar serviks kanserine karşı belli bir yaştan sonra her yıl smear testi yaptırmalı.

Eğer ailede kolon kanserine yakalanan varsa mutlaka gençlik yaşında, yani 20-25 yaşlarında bir kolonoskopi yaptırılmalı. Kanda bazı tümör vakalarına bakılmalı. Kolik varsa daha kanserojen bir durum vardır; o zaman sıklıkla senede bir, kolik yoksa üç senede bir kolonoskopi yaptırılmalı.

ANNENİZDE VAR MI?
Kadınlarda over, yani yumurtalık kanseri genellikle orta yaş kanseridir ve çok geç fark edilir. Onun için ailede over ya da meme kanseri varsa çok dikkat edilmeli. Çünkü bu iki kanser kardeştir. Meme kanseri olanlar over, over kanseri olanlar da meme kanseri açısından sürekli kontrol edilmeli. Over kanserinde; belli bir yaştan sonra kadınlar bir jinekolojik muayene, çok basit bir batın ultrasonografisi ve çok basit bir tümör marker'ı (CA125 diyoruz) ile erken tanıyı kolayca yakalayabilir.

Prof.Dr. Erkan TOPUZ

KIZARTMALAR ÇOCUKLARI ZEHİRLİYOR-ERKAN TOPUZ

Maalesef çocuklarımızın beslenme şartları çok kötü. Özellikle fast food! Fast food yiyenler üzerine yapılan bir çalışmada; haftada üç kereden fazla fast food yiyen çocuklarda beyin tümörü, lenfoma ve lösemide üç kat artış olduğu tespit edilmiş.

Mesela kızartılmış yağlar... Çocuğun yediği patates kızartmasını adam, yedinci kez kullandığı yağda kızartıyor. Bir kullanımda atılması gereken yağ, doğrudan kanserojene dönüşüyor ve kızartmalarla çocukları zehirliyor. Böylelikle kanser riski, daha çocukluktan itibaren artmaya başlıyor.

Gazoz ve şeker vermeyin

Obezite de kanser riskini artırır mı?
Evet, obezite kansere zemin hazırlar. O nedenle çocuk, şekerli gıdalardan uzak dursun. Mesela gazozların, kolaların içine bol miktarda şeker konuluyor. Bunlarla beslenen çocuklarda obezite oluyor. Her içilen gıdanın içine tatlandırıcı atılıyor. Amerika o kadar modernken; her şeye şeker atıyor. Onun için Amerika'da çok obez var. Obezite de kanserin hazırlayıcı faktörlerinden biri. Çocuklara lıkır lıkır içirdiğimiz şekerli gazozlar, çocuğu obez yapıyor ve dolayısıyla onu kansere hazırlıyor. Aile olarak dikkat edin.

Prof.Dr.Erkan TOPUZErkan TOPUZ

Kanserden korunmak için mutfakta almamı gereken önlemler nelerdir-ERKAN TOPUZ

Yediklerimizi kanserojen hale getirmemek için neler yapmalıyız? Mutfakta dikkat etmemiz gerekenler nelerdir?

CEVAP:
- Kuru ve taneli besinleri alırken kırık, nemli olmamasına, ürünlerin içinde küflenme, böceklenme, taş, toprak gibi yabancı cisimlerin bulunmamasına dikkat edin.
- Az işlenmiş ve doğal ürünleri satın alın,
- Organik ürünleri tercih edin.
- Yiyeceklerin hidrojenize yağ (margarin) içermemesine özen gösterin.
- Kızartma yağını saklamayın, 1 kere kullandıktan sonra atın. Haftada 1 defadan fazla kızartma tüketmeyin.
- Sebzeleri yağda kızartmak ya da yüksek ısıda uzun süre kaynatmak yerine buharda pişirin. Sebze ve meyveleri kaynar suya atın ve mümkün olduğunca az su kullanın. Pişirme suyunu dökmeyin.
Eti farım saatten uzun ızgara yapmayın
- Eti yarım saatten fazla ızgara yaparsanız ya da 5 dakikadan fazla yağda kızartırsanız kanserojen maddeler oluşabilir. Bu nedenle eti uzun süre pişirmekten kaçının. Etlerin üzerindeki yanmış kısımları temizleyin.
- Et yediğinizde mutlaka salata veya sebze tüketmeye çalışın.
- Vitamin kaybını önlemek için sebzeleri suda bekletmeden önce yıkayıp sonra doğrayın. Taze meyveler: kestikten sonra bekletmeden tüketin.
- Kuru fasulye, nohut, mercimek gibi besinlerin pişme süresini kısaltmak için bir gece önceden suda ıslatın. Islama suyunu dökebilirsiniz ancak vitamin kaybına karşı haşlama suyunu dökmeyin.
- Ispanak, semizotu gibi sebzelerin önce kök kısmını pişirin daha sonra yapraklarını ekleyin,
- Yemeklere koyduğunuz yağı yakmamaya çalışın.
- Taze sebzelerle yemek hazırlarken domates ve salçayı pişmeye yakın ekleyin. Çünkü asit içeren salça ve domates yemeğin pişme süresini uzatır.
- A ve C vitaminleri ve renk kaybını önlemek için salataya sirke, limon soslarını servisten hemen önce ekleyin.
- C vitamini değerinin kaybolmaması için sıkılmış meyve sularını buzdolabında bekletmeyin, hemen tüketin.
- Çiğ et, tavuk veya balık sularının diğer besinlerle temas etmesini önleyin. Etlerde kullandığınız kesme tahtası, bıçak gibi gereçleri ayrı tutun.
- Deniz ürünlerini güvenilir yerlerden alın. Uygun şekilde dondurulmuş, iyi soğutulmuş ve temiz kasalara konulmuş olmasına dikkat edin.
- Makarnayı suyunu çektirerek pişirin
- Yumurtayı yıkamayın, buzdolabında kuru şekilde muhafaza edin. Yumurtayı 10 dakikadan uzun süre pişirmeyin.
- Çiğ sütten yapılmış peynir ve çiğ yumurta tüketmeyin.
- Tahılları ve kuru baklagilleri kuru yerlerde saklayın, küfler kansere neden olabilecek toksik maddeler üretir. Son kullanma tarihi geçen besinleri yemeyin, küflü besinleri çöpe atın,
- İçeriğindeki B vitaminlerini kaybetmemesi için makarna ve erişteyi suyunu çektirerek pişirin. Pirinç, un, şehriye gibi tahılları yağda kavurmaktan kaçının. Aksi taktirde hem besin kaybına hem de zararlı madde oluşumuna neden olursunuz.
- Kimyasal koruyuculu hazır yiyecekler yerine doğal besinlerle beslenin. Sucuk, salam gibi katkı maddesi kullanılan gıdaların tüketimini azaltın.
- Günlük tuz tüketimini 5-6 gramla sınırlayın. Turşu ve salamura gibi fazla tuzlu yiyecekleri az tüketin.
- Derin dondurucudan çıkartıp çözdürdüğünüz yiyecekleri bir daha dondurmayın.
- Besin değerleri yüksek ve fiyatları ucuz olduğu için meyve ve sebzeleri mevsiminde satın alın. Turfanda sebze ve meyveleri çok fazla tercih etmeyin.
- Çok sıcak, koyu kahve ve çaydan uzak durun.
- Filizlenmiş patates ve soğandan uzak durun. Bütün gıdaları ölçülü alıp çabuk tüketin. Çünkü bayatlayan meyve ve sebzelerin içinde kansere yol açan toksik maddeler oluşabilir.
- Mutfağınızdaki halıyı zeytinyağlı sabun ve sirkeyle silin. Yemek yediğiniz masayı deterjanla temizlemeyin. Mutfağınızı havalandırmayı ihmal etmeyin.
Çizilmiş ve eskimiş teflonları çöpe atın
- Çizilmiş ve eskimiş teflon tavaları çöpe atın. Buradaki zararılı metalik madde özellikle salça, domates gibi asidik besinlere geçerek vücutta birikebilir. Uzun vadede bu madde kansere yol açabilir. Alüminyum, plastik kaplar yerine cam ve çelik olanları tercih edin. Kalaylanmamış bakır kullanmayın. (Beyin tümörü hastaları bakırdan tamamen uzak durmalı.)
- Yemeklerinizi mikrodalga fırında 1 defadan fazla ısıtmayın.
- Tarım ilaçlarının kalıntıları pişirilerek yok edilmez. Bu nedenle 3 litre suya 9 çorba kaşığı sirke koyun. Meyve ve sebzelerinizi
bu suda yarım saat bekletin. Lahana, kıvırcık salata gibi yapraklı sebzelerin dışındaki 2-3 yaprağı çöpe atın.
- Tütsülenmiş gıdaları mutfağınıza sokmayın.
- Salça, turşu, yoğurt gibi besinleri boyalı plastiklerde, deterjan kaplarında saklamayın.
- Mutfağınızda gökkuşağının 7 rengini içeren meyve ve sebze bulundurun.
- Cips, bisküvi, çikolata veya şeker yerine domates, elma, salatalık, kuru erik, 3-4 adet badem veya ceviz, yoğurt yemeye çalışın.

Prof. Dr. Erkan TOPUZ
İst.Ünv.Onkoloji Enst.Müd.

Anne karnında 6 hafta sağlıklı beslenen kanserden korunur!-ERKAN TOPUZ

Prof. Dr. Erkan Topuz kanserden basit önlemlerle korunulabileceğini söylüyor. Örneğin, hamileyken yalnızca altı hafta organik beslenen anne, çocuğunu bütün hayatı boyunca kanserden yüzde 50 koruyor..

Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kanser Hastanesi Onkoloji Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, kanserden korunmak için alınabilecek en kolay önlemleri anlattı...

Çevremizde pek çok kanserojen var. Ama kanserden korunmanın yolları da var, bunları değerlendirmemiz lazım. Siz anne karnındayken, anneniz en az 6 hafta sağlıklı beslenirse, kansere yakalanma riskiniz yüzde 50 azalıyor. Bir öğünde vücudun ihtiyacı olan bütün yiyecekleri yemelisiniz. Balık çiftlikleri, tüm kızartılmış besinler, kızartılmış bir tost bile şüphe uyandırır. Hammaddesi pamuk, keten, yün ve kenevir olan elbiseleri tercih etmelisiniz. Evinizde; özellikle yapı malzemelerine, hava ve su tesisatına dikkat edin. Leylak, benjamin ve alovera toksit havayı temizler. Ayrıca ev temizliğini; sirke, limon suyu, kabartma tozu, yıkama sodası ve zeytinyağı ile yapmanızda fayda var.

Kanser Patlayacak
Sanayi devriminden sonra pek çok kimyasallar ve pek çok endüstriyel toksit maddeler bilinçsizce, o zamanki kâr-zarar hesapları göz önünde tutularak dünyaya verildi. 1945-46 ve 1965 doğumlular arasında, ilk büyük kanser patlamasının ortaya çıkabileceği söyleniyor. Çünkü biz dünyayı zehirliyoruz.

Hayvanlar da oluyor
Dünyada hayvanlarda da kanser artıyor. Kutup ayıları bile çevre kirlenmesinden etkileniyorlar. Sperm sayıları azalan kutup ayılarında kanser oranı artıyor. Bunun nedeni, yedikleri çok büyük balıkların toksit gıdalar taşıması. Köpeklerde de, altıda bir oranında mesane kanserlerinde artma görüldü. Doğum kontrol hapı kullanan kadınların idrarları ile kirlenen sularda yaşayan balıklar kısır oldu.

Köylerde de fazla
Röntgeni aşırı miktarda alan çocuklarda lösemi vakası iki kat fazladır. Lösemi gebelik sırasında pestizit alan, böcek zehri ile temas eden annelerde de iki kat artmıştır. Yalnız biz bunu normal şehir hayatına bağlamayalım. Köylerde lenfoma, mide kanseri, lösemi, beyin tümörü; şehirde yaşayanlara oranla iki-üç kat fazladır. Çünkü tarımla uğraşanlar genellikle hormon ve tarım ilaçlarını aşırı miktarda kullanıyor.

Prof.Dr. Erkan TOPUZ

MESANA KANSERİNE KARŞI BROKOLİ VE LAHANA KÜRÜ-ERKAN TOPUZ

Prof.Dr. Erkan TOPUZ
Son araştırmalar brokoli, karnabahar ve lahananın mesane kanserini önlediğini gösteriyor. Bu üç sebzeyi çiğ olarak katı meyve sıkacağında geçirin. Karışımı kahvaltı ya da öğle yemeğinden sonra 1 bardak için.

Mesane kanseri teşhisi kondu. Tümör 2 ay içinde tekrarladı. Uygulanan tedavi doğru mu?
31 yaşındayım. Sık idrara çıkma, idrar kaçırma, idrarda yanma gibi şikayetlerle doktora gittim. Doktor "Mesanede (idrar kesesi) yara var" dedi. Elektrikle yakma tedavisi uygulandı. Patoloji raporu mesane kanseri (skuamöz metaplazi) yönünde geldi. 2 ay önce şikayetlerim tekrarladığı için doktora gittim. Yine yakma tedavisi uygulanacağı söylendi. Tedavide doğru yolda mıyım?

CEVAP: Mesane kanseri boya, katran, lastik, deri, petrol, kimya, metal ve tekstil sanayi çalışanlarında sık görülür. İş yerinde kalman kimyasal maddeler solunum, sindirim ve deri yoluyla vücuda girerek uzun vadede mesane kanserine neden olabilir. Bir başka önemli neden sigaradır. Mesane tümörü sigara içenlerde içmeyenlere oranla 4 kat daha fazla görülür. Kronik (uzun süreli) mesane enfeksiyonları da mesanede tahrişe yol açarak kansere yol açabilir. İçtiğimiz suda arsenik miktarının fazla olması da mesane kanseri sebebidir. Tedavi, tümörün büyüklüğüne, evresine, yerine göre değişir. Erken evrede hastadaki lezyon ya yakılarak ya da ameliyatla çıkartılır. Tümör mesane katlarını tam olarak geçmemişse sistoskopi yapılarak hasta belli aralıklarla sıkı kontrole alınır. Tümör nüks ettiği için doktorunuz ikinci kez yakma tedavisi önermiş. Bu tedavinin ardından nüks riskini azaltmak için mesaneye Bcg aşısı ya da bazı sitostatikler (kemoterapi ilaçları) konulacaktır. Aşı tedavisi dediğimiz bu yöntem en az 6 ay uygulanacaktır. Tümör mesane katlarını geçerse ameliyat, radyoterapi ve kemoterapi gibi tedavi seçenekleri gündeme gelir.

İmmün sistemini güçlendirmek ve tümörün nüks riskini azaltmak için önerilerim şunlar:
■ Tedaviden sonra sıkı kontrolden geçin.
■ Sigara ve alkolden uzak durun.
■ Bol bol su için.
■ Günde 2 avuç işlenmemiş kabak çekirdeği tüketmeniz sık idrara çıkma, yanma gibi şikayetleri azaltabilir. Kabağı fırında pişirdikten sonra 1 kaşık bal ve cevizle tuketmek de faydalıdır.
■ Hem idrar söktürücü etkisi hem de demirden zengin olduğu için günde 1-2 demet maydanoz yiyin.
■ Mesane tümörlerinde selenyum ve E vitamini faydalıdır, bu iki desteği doktorunuza danışarak belli aralıklarla kullanabilirsiniz.
■ İdrar yolu enfeksiyonu için omega 3 ye bromelain (ananas hapı) da faydalıdır.
■ Asitli içeceklerden kaçının. Tatlı elma, ananas ve domates suyu için. Her gün 1-2 bardak ayran içmeyi ihmal etmeyin.
■ İmmün sisteminizi güçlendirmek için her gün taze çekilmiş çörek otu, dereotu tohumu, keten tohumu gibi desteklerden birini seçerek 1 çorba kaşığı tüketin.
■ Adaçayı, civanperçemi, mercanköşk, kuşburnu, rezene, zencefil ve papatya çayı için. Çayınıza şeker yerine tarçın ve limon kabuğu ekleyin.
■ 2008 yılının son ayında açıklanan bir çalışmaya göre, düzenli folik asit kullananlarda mesane kanseri daha az görülüyor. Doktorunuza danışarak folik asit kullanın.
■ 2008 Mart ayında dünyanın en önemli mecmuası Cancer Research dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre brokoli lahana ve karnabahar mesane kanserini önlüyor. Önce bu üç sebzeyi sirkeli suda bekletin. Daha sonra katı meyve sıkacağından geçirip karışımı kahvaltıdan ya da öğle yemeğinden sonra 1 bardak için.

Babam gırtlak kanseri. Ameliyat olması şart mı?
Babam 1 yıl önce gırtlak kanserine yakalandı. Lazer tedavisi gördü. Hastalık tekrarladığı için doktorlar ameliyatla gırtlağın alınmasını tavsiye ediyor. Siz ne önerirsiniz?

CEVAP : Gırtlak kanserlerinin yüzde 90'ı sigaraya bağlı oluşur. 20 yılın üzerinde sigara içenlerde gırtlak kanseri oranı çok yüksektir. Gırtlak tüberkülozu gibi kronik enfeksiyonların da bu hastalıkta rol oynadığı iddia ediliyor. Ayrıca gırtlaktaki poliplere çok dikkat etmek gerekir, erken devrede alınmazlarsa kansere çevirebilir. Ses kısıklığı en önemli belirtisidir. Uzun süreli sigara içenler, 1 aydan daha uzun süren ve antibiyotiğe yanıt vermeyen ses kısıklıklarında dikkatli olmalı.

Geçmeyen boğaz ağrısı, yutkunmakta zorluk, boyunda şişlik, öksürük hastalığın diğer belirtileridir. Erken devrede birinci tedavi seçimi ameliyattır. Gırtlağın önemli işlevlerinden biri, konuşma sesini meydana getirmesidir. Son yıllarda konuşmayı korumak amacıyla kısmi gırtlak çıkarılması teknikleri uygulanıyor. Ama ileri evre tümörlerde gırtlağın tamamen alınması ilk seçenektir. Gırtlağın tamamen alınması hastalara Yüksek oranda yaşam süresi sağlamasına rağmen konuşma sorunu ortaya çıkarır. Hastalar rahatça konuşabilir hale gelmesi için çeşitli cihazlar kullanılabilir. Fakat cihazla konuşma, el kullanmayı gerektirmesi ve monoton mekanik bir ses oluşturması nedeniyle hastaları rahatsız edebiliyor. Ve bazı hastalar ameliyat istemeyebiliyor. Eğer tümör uygun bir yerdeyse radyoterapi, ameliyata alternatif olabilir. Hastalık ilerlemişse kemoterapiye başlanır, daha sonra bu tedaviye cerrahi ya da radyoterapi eklenebilir. Gırtlak kanseri nüks ettiğinde yine ilk seçim cerrahidir. Fakat yüksek dozlarda radyoterapi alanlarda cerrahi girişim çok zordur. Bu nedenle kemoterapi yaklaşımı düşünülebilir. Gırtlak kanserinin uzak metastaz yapma riski düşüktür, en sevdiği yer akciğerdir. Fakat bu kişilerde sigaraya bağlı olarak akciğerde ikinci bir primer tümör ortaya çıkabilir.

Prof.Dr. Erkan TOPUZ

BEYİN TÜMÖRÜ NÜKSÜNÜ ÖNLEMEK-ERKAN TOPUZ

Beyin tümöründe nüksü önlemek için aşı tedavisi yararlı mı?

Annem 68 yaşında. 1 hafta önce beyin tümörü tespit edilerek ameliyat oldu. Tümör çıkartıldı. Patoloji sonucu glioblastom evre 4 bilgisini aldık. Yakında radyoterapi artı kemoterapiye başlanacak. Yaptığımız araştırmalar sonucunda tümörün nüks etmesini geciktirmek için bir aşı geliştirildiğini öğrendik. Ayrıca tamamlayıcı tıptan yararlanmamız gerektiği söyleniyor. Her iki konuda da bizi aydınlatabilir misiniz?

CEVAP: Glioblastome genellikle ameliyatla tam olarak çıkarılamayan tümörler grubuna girer. İlk tedavi ameliyattır. Sonra hastanın durumuna göre radyoterapi ve kemoterapi birlikte uygulanabilir. Radyoterapi bittikten sonra en az 6 ay daha kemoterapiye devam edilir. Glioblastome multiforme'de son 7-8 yıldır kullanılan bir kemoterapi ilacı hastalarda yaşam süresi ve kalitesini artırdı. Eğer tedaviye rağmen nüks olursa başka bir kemoterapi ilacına geçilir. Aşı tedavisi henüz araştırma safhasında, rutin uygulanan tedaviler araşma girmedi. Tamamlayıcı tıp konusuna gelince...

Annenize önerilerim şunlar:

- Katkı maddesi içeren gıdalardan uzak durun, organik olanları tercih edin.
- Beyin tümörünü tetiklediği için bakır mutfak malzemeleri kullanmayın.
- Alkolden ve sigaradan tamamen uzak durun.
- Destek tedavisi olarak bromelain (ananas hapı), boswellia bitkisi hapı, selenyum, E vitamini ve Omega 3 faydalıdır. Beyin ödemini azaltıcı etkisi olan bu takviyeleri doktorunuza danışarak dönüşümlü kullanabilirsiniz.
- Kan portakalında bulunan bir maddenin bu tip tümörlerde tümörü küçülttüğünü gösteren çalışmalar var. Bu nedenle bol bol kan portakalı yiyin.
- Kortizon tedavisine başlanacağı için aşırı kilo almamaya özen gösterin. Beyaz un ve şekeri diyetinizden çıkartın. Bunlar, beyin tümörünün en önemli besin kaynaklarıdır.
- Kırmızı eti haftada 1-2 defayla sınırlandırın. Diğer günler balık, hindi ve tavuk tercih edin.
- Her gün 1 porsiyon ete karşılık 5-7 porsiyon da sebze meyve yiyin.
- Günde 1-2 bardak ananas suyu için. Elma ve avokado da iyi seçeneklerdir. Mevsimi geldiğinde bol bol çağla tüketin.
- Katı yağlardan uzak durun, soya ve zeytinyağını tercih edin.
- Beyin ödemini azaltmak için bol miktarda maydanoz tüketin.
- Lahana, karnabahar, semizotu, pırasa gibi sebzeleri tercih edin.
- Gece yatmadan yarım saat önce 18-21 miligram melatonin kullanın.
- Vücudunuzun herhangi bir yerinde kuvvet kaybı varsa fizik tedavi desteği alın. Kuvvet kaybı hastayı zamanla yatağa bağımlı hale getirebilir.
- Beyin ödemine bağlı olarak bulantılar ortaya çıkabilir. Zencefil, papatya çayı şikayetleri hafifletir.
- Günde 2 litre sıvı almayı ihmal etmeyin. Beyin tümörleri denge bozukluğuna sebep olabileceğinden ani kalkışlar yapmayın. Takılıp düşme riskine karşı evdeki hanları kaldırın. Kesinlikle araba kullanmayın.

Prof.Dr. Erkan TOPUZ

PUL BİBER KANSERE SEBEP OLUR MU?

Pul biber kansere sebep olur mu?
Yemeklerimde çok fazla pul biber kullanıyorum. Pul biberin kansere yol açtığını duydum, doğru mu? İyi şartlarda kurutulmuş pul biber zararlı değil. Ancak Gaziantep, Urfa civarında biberin damlarda kurutulması, aflatoksin denen bir mantarın üremesine yol açıyor. Bu mantar karaciğer kanseri yapıyor. Bence olur olmaz biber yememenizde fayda var. Biber tüketecekseniz tazesini tercih edin, günde 5 tane Arnavut biberi yiyin.

Araştırmalara göre, taze acı biber bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hayvan deneylerinde farelerin tümörlerini küçültüyor. Bu arada en sağlıklısı kendi biberinizi kendiniz yetiştirmeniz. Bahçeniz yoksa kendinize yetecek kadar organik bitkiyi yetiştirmek için balkonunuzu değerlendirin. Saksı içinde biber, maydanoz, biberiye yetiştirin. Özellikle biberiye arsız bir bitkidir ve kanserde çok büyük şifadır. Biberiyeyi salatalarınıza, yemeklerinize koyabilirsiniz. Bunun dışında bir kabın içine pamuk koyup üzerinde arpa, buğday, yulaf, çavdar tohumlarını yeşertebilirsiniz. Su verdikçe çimler sürekli çoğalır, bunları makasla kesip salatalarınıza serpiştirin.

Prof.Dr. Erkan TOPUZ

YAĞ BEZELERİ KANSERE ÇEVİRİR Mİ?-ERKAN TOPUZ

Vücudumda yaygın şekilde lipom (iyi huylu yağ bezi tümörü) var. Acaba lipomların kansere dönüşme riski var mı? Ameliyat dışında tedavi seçenekleri neler?

CEVAP:
Cilt altında hareket halinde olan tümörümsü oluşumlar pek çok kişide görülür. Bunlar selim tabiatlı yağ bezeleridir. Lipom adı verilen bu bezeler ömür boyu herhangi bir şikayete yol açmayabilir.

Ailesinde lipom olanlarda daha sık görülür. Lipomlar mikrop kaptığında problem yaratabilir. Özellikle renk değiştirme, kızarma, büyüme gibi durumlarda dikkatli olmak gerekir. Çok nadir de olsa selim lipomlar habis tümörlere dönüşebilir. Zamansız büyüme gösteren lipomlar mutlaka ameliyatla çıkarılmalı. Daha sonra da patolojik sonucuna bakılmalı. Eğer sonuç kanser çıkarsa tümör ameliyatla geniş olarak çıkarılır. Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için beslenmenize çok dikkat edin, düzenli egzersiz yapın, sigara ve alkolden uzak durun.

EWİNG SARKOM NEDİR-ERKAN TOPUZ

Ewing sarkom nedir?
Kardeşime (20) Ewing sarkom tanısı konuldu. Bu kanser türü hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

CEVAP : Ewing sarkom çocukluk döneminde ve erişkinlerde gözüken, kemik ve yumuşak dokuyu istila eden bir tümör.

Metastaz olmayan hastalarda kemoterapi, radyoterapi ve ameliyatla tam şifa şansı elde edilir. Bunlar standart tedavilerdir, her hastaya uygulanır. Ewing sarkom en çok akciğere uzak metastaz yapmayı sever. Bu nedenle ilk 3 yıl sıkı kontrol şart. Bu tip tümörlerin kemoterapiye yanıtı çok iyidir. Ancak kemoterapi ve radyoterapiden sonra kilo kaybı ve bağışıklık sistemi zayıflığı ön plana çıkabilir. Bu nedenle destek tedavisi önemli. Beta karoten ihtiva eden yiyecekler güçlü bir kanser savaşçısıdır. Bütün kırmızı, kara, koyu yeşil meyve ve sebzeler bol miktarda beta karoten ihtiva eder. Kardeşiniz bunları yeteri kadar tüketemiyorsa beta karoten tabletleri kullanabilir. Yüksek doz C vitamini kanser hücrelerinin büyümesine mani olduğu gibi immün sistemini de güçlendirir. Kardeşiniz 2:3 grama kadar C vitamini alabilir fakat günde 2 bardak portakal suyu içiyorsa C vitamini almasına gerek yok. Kansızlığın ortaya çıkmaması için haftada 2 kere kırmızı et yesin. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için reishi ve cordyceps mantarı hapı, kemik iliğindeki onarımı sağlamak için de shark liver o il (köpek balığı karaciğer yağı kapsülü) kullanabilir. Bu arada kalabalık ortamlardan, yorgunluktan, alkol ve sigaradan, ağır sporlardan, stresten uzak durmasında yarar var.

YENİ RADYOTERAPİ TEKNİKLERİ-ERKAN TOPUZ

Yeni radyoterapi teknikleri babam için fayda sağlar mı?
Babamın sağ akciğerinde 5 santim tümör tespit edildi. Lenf bezlerinde 1 santim ve 7 milimetre nodül oluşmuş. Beyin ve kemiklerinde metastaz var. Beyindeki tümör 10 gün, leğen kemiğindeki tümör de 5 gün ışınlandı. Babam yeni radyoterapi tekniklerinden yararlanabilir mi?

CEVAP: Babanızın küçük hücreli dışı akciğer kanseri olduğunu tahmin ediyorum. Kemik ve beyin metastazı olduğu için evre 4'te. Beyindeki tümör tek noktada ve 3 santimin altındaysa cyber knife denen cihaz fayda sağlayabilir. Bu cihazın üstünlüğü sadece tümörü yok etmesi, beynin diğer dokularına zarar vermemesidir. Kemiklerde kırılma ihtimali varsa ve ağrı çoksa kemikler de ışınlanabilir. Kemik güçlendirici tedavi de şart. Kemoterapi kemiklere, akciğere ve beyindeki lezyonlara etkili olabilir. Elimizdeki tedavilerle tam şifa şansı mümkün değil ancak hastanın daha kaliteli yaşamasını sağlayabiliriz. Ağrıları dindirmek, beyin lezyonlarma bağlı denge sorunlarını düzeltmek, nefes darlığını azaltmak mümkün. Hastanın diyeti de çok önemli. Kilo kaybı olmazsa ilaçlar çok faydalı olabilir ve yaşam süresini uzatır.

Babanıza beslenmebönerilerim şunlar:

■ Kilo kaybınız varsa meyve suyu için. Özellikle portakal ve havuç suyu kilo almanızı sağlar.
■ Kemoterapiye bağlı kabızlık sorunu ortaya çıkacaktır. Hurma, kara kayısı, kuru kara erik kabızlığı önleyebilir.
■ Bol bol kırmızı turp ve tere yiyin.
■ Kemoterapi sırasında ve sonrasında günde 3 kez birer tane astragalus bitkisi hapı kullanın.
■ Arpa, esmer buğday ve bulgur tüketin.
■ Zerdeçalı unutmayın. Tadını sevmiyorsanız tabletini (turmeric) kullanın.
■ Omega 3, D vitamini, kalsiyum, boswellia bitkisi hapı sizin için yararlı desteklerdir.
■ Karaciğer enzimlerinde bozukluk olursa milk thistle (devedikeni sütü kapsülü) tedaviye yardımcı olur.
■ Enfeksiyonlara karşı çok dikkatli olun. Kan tablonuzu sıkı takip ettirin. Kemoterapi gördüğünüz sürece kan sayımlarınızı mutlaka yaptırın. Çünkü kandaki değişiklikler sizi tehlikeli bir kan düşüklüğü tablosuyla karşı karşıya bırakabilir.
■ Anemi (kansızlık) olursa doktorunuz kan verebilir. Kan tablonuzu düşürmemek için haftada 2 kez kırmızı et, 1 kez karaciğer ızgara ve her gün kara üzüm, pekmez, ıspanak, pazı, semizotu, maydanoz gibi kan yapıcı gıdalar tüketin.