Son zamanlarda kahve ile ilgili çelişkili bilgiler alıyoruz. Kahve dost mu, düşman mı emin olamıyoruz. Kafeinle duygusal bir ilişkimiz olduğu ise muhakkak. Kafein hiç tartışmasız, bir ilaçtır. Sıcacık kahve fincanında, mis kokulu çayları yudumlarken hatta birçok meşrubatın içinde ve az da olsa çikolatadan aldığımız, reçetesiz satılan güçlü bir ilaçtır. Kafein aldıktan birkaç dakika sonra vücudumuzdaki etkileri kendini gösterir. 4-6 saat kadar bizimle yaşamaya, hayatımızı etkilemeye devam eder.
* Kafein bizi yatıştıran, sakinleştiren 'adenosin' adlı bir hormonu etkisiz bırakır. Kahve ile canlanmamız ve aynı zamanda uykumuzun kaçmasının nedeni budur.
* Öte yandan bize adeta adrenalin yani cesaret ve heyecan pompalar. Geçici bir canlanmaya yol açar ama ne yazık ki, ardından bitkin düşmemize neden olur.
STRES HORMONU
* Kafeinin bir başka etkisi de stres hormonu olarak tanıdığımız kortizol seviyelerini artırmasıdır.
* Kafein vücudumuzdaki dopamin adı verilen bir başka hormonunu da yükseltir. Kendimizi önce iyi hisseder, sonra inişe geçeriz. Kahve tiryakiliğininin altında biraz da dopamin tiryakiliği yatar.
* Kafein idrar söktürücüdür. Bu da genellikle vücudun su kaybetmesine neden olur. Kahvenin yanında bir bardak su getirilmesi oldukça anlamlıdır. Ama nescafe, meşrubat ya da çikolata yanında su içmek aklımıza gelmez.
SPORDAN ÖNCE YARARLI
Kafeinin olumlu tarafı metabolizmayı hızlandırması, egzersizden önce alınırsa yağ yakımını artırmasıdır. Az miktarda kahve, açlık hissini azaltarak kan şekerini dengede tutmaya da yardımcı olur. Yani kafein dostumuz da olabilir, düşmanımız da. Bütün mesele ne kadar ve ne zaman aldığımız.
* Günde 2 fincandan daha fazla kahve içmeyin. Kola içtiyseniz ya da çikolata yemek istiyorsanız bunların ilave kafein dozu olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
* Öğleden sonra saat 16'dan itibaren kafeinden uzak durun. Bu maddenin vücutta 6 saat kadar etkili olduğunu aklınızda tutun, uykunuzu riske atmayın.
* Spor yapmadan önce bir fincan kahvenin tadını çıkarabilirsiniz.
SAFRA KESESİ-KARACİĞER TEMİZLEME |
AHMET MARANKİ |
Tüm hastalıklara Tedavi
Alerji
Anemi
Doğal Antibiyotik
Bağırsak parazitleri
Bağırsak Temizleme
Behçet hastalığı
Bel-Boyun-Eklem ağrıları
Beyin Düşünce Gücü
Böbrek hastaları
Böbrek iltihabı
Depresyon
Diyabet-Şeker hastalığı
Eklem Ağrıları
Epilepsi-Sara
Hemoroid-Basur
Hiperaktivite-Stres
Idrar Enfeksiyonu
Kalp Damar Hastalıkları
Karaciğer temizleme
Kabızlık
Kıl dönmesi
Kısırlık giderici
Kısırlık Tedavisi
Kolesterol
10 yaş gençleşme
Kozmik beden temizliği
Malta Humması-Brusella
Mide Yanması ve Reflü
Meme Kanseri
Menopoz
MS hastalığı
Regl-Adet ağrıları
Renkler ve Psikoloji
Sinüzit
Saç Dökümü
Sağlıklı Beslenme
Sağlıklı Yaşam
Tiroid hastalığı
Unutkanlık
Varis
Cilt Bakımı ve Güzellik-Cilt Hastalıkları
Zayıflama ve Beslenme
Solunum Yolu Hastalıkları
Hangi Bitki Hangi hastalığa faydalı
ENDER SARAÇ |
Zayıflamak için Tüm Diyetler
Metabolizma canlandırıcı
Karın yağlarını eritme
Zayıflatıcı bitki çayı
Zayıflamaya doğal destek
Vücut yağlarını eritme
5 bitki çayı
Diyet kurabiyesi
Toksin atıcı diyet
Zayıflama detoks çorbası
Toksin atıcı pretoks kürü
Stres ve gerginlik için diyet
Ekspres diyet
Göbek eriten diyet
Son Yorumlar
KARIŞIK BAŞKA KATEGORİLER
selülit eritme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
selülit eritme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Selülitlere etkin çözüm: Radyo frekansı-YASEMİN AMATO
Mart geldi, yarısı geçti... Bazen kapıdan baktırıyor, bazen kazma kürek yaktırıyor ama yaz günlerinin yaklaştığını da haber veriyor. Aynalar gerçekçidir, size neler söylüyor?
Kilolar, selülitler biraz ilgi mi gerektiriyor? Çoğumuz için bu sorununSelülitler yanıtı 'Evet'tir. Bu süpriz değil tabii. Biliyoruz selülit çok inatçı bir sorundur. Hiç ihmale gelmez, çünkü sürekli bir oluşumdur.
Size birçok kez bunları yazdım, bugün tekrar etmeyeceğim, Bu defa daha iyi haberler vereceğim...
Radyo frekansı sellülit tedavileri ve bölgesel incelme amacıyla ülkemizde en az 1.5 yıldır daha yaygın olarak kullanılıyor. Kendi hastalarımı incelediğimde, onları hiç bu kadar iyi görmediğimi söylemeliyim. Geçen yıl selülitli bölgelere radyo frekansı uygulamaya başladığım kişilerde, seansları tamamladığımızda harika sonuçlar aldık. Onlar bu yazı çok daha mutlu karşılayacaklar... Biliyorsunuz selülit, özellikle kalça, basen ve baldır gibi yağ depolanmasının fazla olduğu bölgelerde oluşur ve birkaç evrede gelişir. Erken teşhisle tedavisi çok daha kolaydır ama ilerleyince işimiz zorlaşır. Ancak radyo frekansı ile en inatçı selülitlerde bile belli bir oranda düzelme sağlayabiliyoruz. Radyo Frekansı ile selülit tedavisi teknolojinin ulaştığı son noktalardan biridir. Amerikan FDA onayına sahip olması da önemli bir güvence oluşturuyor. Selülitin portakal kabuğunu andıran yumrulu ve pütürlü görüntüsü çoğunlukla lifli bağların ve ödemlerin yağ dokusunu sıkıştırması ile oluşur. Radyo frekansı enerjisi bu lifli bağlara ve yağ tabakasına ısı gönderir. Bu şekilde hücre enerjisi canlanır, hücrelerdeki su molekülleri harekete geçer. Bağlar gerilir, ödem birikintileri çözülür, yağ hücreleri parçalanır, o bölgenin metabolizması artar. Sorunlu bölgedeki dalgalı görünüm bir ölçüde hafifler. Sonuç olarak daha sıkı, düzgün bir cilt ile genel bir incelme ve toparlanma ortaya çıkar.
Tedavi keyif veriyor
Klasik termaj, ortalama 70 dereceye yakın bir ısıya yükselir. Ancak bölgesel incelme ve selülit için kullanıldığında en fazla 45 derecede uygulama yapılır. Selülitli bölgelerde sistem bir ütü gibi gezdirilir. Bir bakıma, sıcak bir masaj gibidir ve çoğu hasta tedaviden keyif alır. Bu ısı ile Radyo Frekansı, kolajen dokuyu uykudan uyandırır, faaliyete geçmesini, canlanmasını ve kendini yenilemesini sağlar. Tedavi sonunda özellikle kalça ve üst bacaklar gözle görülür bir şekilde gençleşir, gerilir ve basenler yukarı kalkar. Kollardaki sarkmalar, bel ve karın bölgesindeki gevşemeler toparlanır. Kalıcı değişim için, haftada 1 kez olmak üzere 10-12 seans yapılmasını öneriyoruz. Radyo Frekansı her türlü cilt rengine yapılabilir. Lekelenmeye yol açmaz, güneşe karşı hassasiyeti artırmaz ve şu ana kadar kullandığımız yöntemler içinde en uzun ömürlü, kalıcı sonuçları almamızı sağlar. Ayrıca yaz kış her mevsim yapılabilir.
Kilolar, selülitler biraz ilgi mi gerektiriyor? Çoğumuz için bu sorununSelülitler yanıtı 'Evet'tir. Bu süpriz değil tabii. Biliyoruz selülit çok inatçı bir sorundur. Hiç ihmale gelmez, çünkü sürekli bir oluşumdur.
Size birçok kez bunları yazdım, bugün tekrar etmeyeceğim, Bu defa daha iyi haberler vereceğim...
Radyo frekansı sellülit tedavileri ve bölgesel incelme amacıyla ülkemizde en az 1.5 yıldır daha yaygın olarak kullanılıyor. Kendi hastalarımı incelediğimde, onları hiç bu kadar iyi görmediğimi söylemeliyim. Geçen yıl selülitli bölgelere radyo frekansı uygulamaya başladığım kişilerde, seansları tamamladığımızda harika sonuçlar aldık. Onlar bu yazı çok daha mutlu karşılayacaklar... Biliyorsunuz selülit, özellikle kalça, basen ve baldır gibi yağ depolanmasının fazla olduğu bölgelerde oluşur ve birkaç evrede gelişir. Erken teşhisle tedavisi çok daha kolaydır ama ilerleyince işimiz zorlaşır. Ancak radyo frekansı ile en inatçı selülitlerde bile belli bir oranda düzelme sağlayabiliyoruz. Radyo Frekansı ile selülit tedavisi teknolojinin ulaştığı son noktalardan biridir. Amerikan FDA onayına sahip olması da önemli bir güvence oluşturuyor. Selülitin portakal kabuğunu andıran yumrulu ve pütürlü görüntüsü çoğunlukla lifli bağların ve ödemlerin yağ dokusunu sıkıştırması ile oluşur. Radyo frekansı enerjisi bu lifli bağlara ve yağ tabakasına ısı gönderir. Bu şekilde hücre enerjisi canlanır, hücrelerdeki su molekülleri harekete geçer. Bağlar gerilir, ödem birikintileri çözülür, yağ hücreleri parçalanır, o bölgenin metabolizması artar. Sorunlu bölgedeki dalgalı görünüm bir ölçüde hafifler. Sonuç olarak daha sıkı, düzgün bir cilt ile genel bir incelme ve toparlanma ortaya çıkar.
Tedavi keyif veriyor
Klasik termaj, ortalama 70 dereceye yakın bir ısıya yükselir. Ancak bölgesel incelme ve selülit için kullanıldığında en fazla 45 derecede uygulama yapılır. Selülitli bölgelerde sistem bir ütü gibi gezdirilir. Bir bakıma, sıcak bir masaj gibidir ve çoğu hasta tedaviden keyif alır. Bu ısı ile Radyo Frekansı, kolajen dokuyu uykudan uyandırır, faaliyete geçmesini, canlanmasını ve kendini yenilemesini sağlar. Tedavi sonunda özellikle kalça ve üst bacaklar gözle görülür bir şekilde gençleşir, gerilir ve basenler yukarı kalkar. Kollardaki sarkmalar, bel ve karın bölgesindeki gevşemeler toparlanır. Kalıcı değişim için, haftada 1 kez olmak üzere 10-12 seans yapılmasını öneriyoruz. Radyo Frekansı her türlü cilt rengine yapılabilir. Lekelenmeye yol açmaz, güneşe karşı hassasiyeti artırmaz ve şu ana kadar kullandığımız yöntemler içinde en uzun ömürlü, kalıcı sonuçları almamızı sağlar. Ayrıca yaz kış her mevsim yapılabilir.
DİLARA KOÇAK SELÜLİT VE DİYET-Dilara KOÇAK
Diyet, selülit tedavisinde tek başına etkili değildir. Sadece diyet yaparak, var olan selülitler azalmaz. Ancak diyet, selülit oluşumu ve ilerlemesine karşı önemli bir destektir. Lesitin, esansiyel yağ asitleri, bazı aminosaitler, antioksidanlar ve bol sıvı tüketimi, selülit tedavisindeki önemli yapıtaşlarıdır. Soya, karnabahar, fıstık ezmesi, zeytinyağı, kanola yağı, yağlı tohumlar, üzüm, ananas, nar ve turunçgiller özellikle tavsiye edilir.
SELÜLİT VE DİYETBaşarıyı artırmak için:
1- Şekerli içecekleri azaltın.
2- Tuzu mümkün olduğunca az tüketin.
3- Yağlı besinlerden uzak durmaya çalışın.
4- Rafine edilmiş karbonhidrat tüketmeyin.
5- Düzenli egzersiz yapmaya özen gösterin.
6- Sigara içiyorsanız mutlaka bırakın.
7- Alkolden uzak durun.
8- Her gün 1 gram C vitamini alın.
9- Kafein alımını azaltın.
10- Yeterli miktarda su için.
Sık ve az yiyin
Açlık hissetmeden zayıflamak ve verdiğiniz kiloları tekrar geri almamak için basit ama en etkili kurallardan biri ‘ara öğün’lerdir. Ara öğün alışkanlığının yerleşmesi için kolay ve lezzetli seçenekler keşfetmeniz bu öğünleri keyiflendirecektir. Az ve sık yiyerek açlık duygusu ve sınırlanmışlık gibi negatif duygulardan kurtulmak daha kolaydır.
ARA ÖĞÜN İÇİN 15 ÖNERİ:
* 3 kuru kayısı, 2 ceviz
* Yarım paket diyet bisküvi + 1 bardak süt
* 1 kutu yoğurt + 10-15 yaban mersini
* 1 kutu az yağlı süt, 1 taze meyve
* 2 grisini, 1 ayran
* Yarım paket diyet çubuk kraker + ayran
* 1/2 simit + peynir
* 1-2 dilim ekmek + 1 dilim beyaz peynir
* Light kaşarlı kepekli tost, söğüş sebze
* Bir meyveli yoğurt + 10 fındık
* Yarım paket mısır pirinç çıtırı + az yağlı kaşar
* 1 su bardağı yağsız patlamış mısır + 1 avuç kuru üzüm
* Çiğ sebze salatası, 1 dilim peynir + diyet kraker
* Bir avuç beyaz leblebi + 1 bardak kefir
* 5 kuru erik + 10 badem
* Yarım yufkadan sebzeli yağsız gözleme, 1 bardak light ayran
HAFTALIK DİYET MÖNÜSÜ
6 GÜN
1000 - 1200 kalori
Sabah
* 4 yemek kaşığı müsli
* 1 yemek kaşığı dolusu kuru üzüm
* 1 bardak light süt (200 ml)
Ara
* 8 adet çilek
* Yeşil çay
Öğle
* 3 köfte kadar ızgara tavuk (90 gr)
* Salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı)
* 1 dilim tam buğday ekmeği (50 gr)
Ara
* 1 dilim yağsız elmalı kek
* 1 fincan light süt (100 ml)
Akşam
* 8 yemek kaşığı zeytinyağlı kabak ( yemek tarifine bakınız)
* 3 yemek kaşığı light yoğurt
* 1 dilim tam buğday ekmeği (25 gr) veya 2 yemek kaşığı sade makarna
Ara
* 12 adet kiraz
* 10 badem
1300 - 1400 Kalori
Sabah
* 1 bardak light süt
* Yarım muz
* 10 adet fındık
Ara
* Yarım pk. diyet bisküvi 1 Bitki çayı
Öğle
* 2 adet zyt. Biber dolması
* 3 yemek kaşığı light yoğurt
* Salata (yağsız)
Ara
* 3 adet yulaflı kurabiye
* 1 fincan light süt (100 ml-istenirse nescafe ilave edilebilir)
Akşam
* 4 adet ızgara köfte (120 gr)
* 4 yemek kaşığı bulgur pilavı
* Salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı)
Ara
* 2 porsiyon meyve+ tarçın ilaveli
KURU MEYVELİ YULAFLI KURABİYE
Malzemeler:
2 adet yumurta
1.5 kase yulaf ezmesi
1 kase yaban mersini/kuru üzüm/kuru kayısı/kuru erik karışımı
1 paket vanilya
1 çay bardağı light yoğurt
1/2 çay bardağı sıvı yağ
1/2 paket kabartma tozu
1-2 çay bardağı kepekli un
Yapılışı: Sıvı yağ, un, yumurta ve yoğurdu karıştırın. Sonrasında diğer malzemeleri ekleyerek yoğurun. İsteğe göre şekillendirdikten sonra önceden 170 derece ısıtılmış fırına koyup, 15 -20 dakika kadar pişirin.
Uzm.Diyetisyen Dilara KOÇAK
SELÜLİT VE DİYETBaşarıyı artırmak için:
1- Şekerli içecekleri azaltın.
2- Tuzu mümkün olduğunca az tüketin.
3- Yağlı besinlerden uzak durmaya çalışın.
4- Rafine edilmiş karbonhidrat tüketmeyin.
5- Düzenli egzersiz yapmaya özen gösterin.
6- Sigara içiyorsanız mutlaka bırakın.
7- Alkolden uzak durun.
8- Her gün 1 gram C vitamini alın.
9- Kafein alımını azaltın.
10- Yeterli miktarda su için.
Sık ve az yiyin
Açlık hissetmeden zayıflamak ve verdiğiniz kiloları tekrar geri almamak için basit ama en etkili kurallardan biri ‘ara öğün’lerdir. Ara öğün alışkanlığının yerleşmesi için kolay ve lezzetli seçenekler keşfetmeniz bu öğünleri keyiflendirecektir. Az ve sık yiyerek açlık duygusu ve sınırlanmışlık gibi negatif duygulardan kurtulmak daha kolaydır.
ARA ÖĞÜN İÇİN 15 ÖNERİ:
* 3 kuru kayısı, 2 ceviz
* Yarım paket diyet bisküvi + 1 bardak süt
* 1 kutu yoğurt + 10-15 yaban mersini
* 1 kutu az yağlı süt, 1 taze meyve
* 2 grisini, 1 ayran
* Yarım paket diyet çubuk kraker + ayran
* 1/2 simit + peynir
* 1-2 dilim ekmek + 1 dilim beyaz peynir
* Light kaşarlı kepekli tost, söğüş sebze
* Bir meyveli yoğurt + 10 fındık
* Yarım paket mısır pirinç çıtırı + az yağlı kaşar
* 1 su bardağı yağsız patlamış mısır + 1 avuç kuru üzüm
* Çiğ sebze salatası, 1 dilim peynir + diyet kraker
* Bir avuç beyaz leblebi + 1 bardak kefir
* 5 kuru erik + 10 badem
* Yarım yufkadan sebzeli yağsız gözleme, 1 bardak light ayran
HAFTALIK DİYET MÖNÜSÜ
6 GÜN
1000 - 1200 kalori
Sabah
* 4 yemek kaşığı müsli
* 1 yemek kaşığı dolusu kuru üzüm
* 1 bardak light süt (200 ml)
Ara
* 8 adet çilek
* Yeşil çay
Öğle
* 3 köfte kadar ızgara tavuk (90 gr)
* Salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı)
* 1 dilim tam buğday ekmeği (50 gr)
Ara
* 1 dilim yağsız elmalı kek
* 1 fincan light süt (100 ml)
Akşam
* 8 yemek kaşığı zeytinyağlı kabak ( yemek tarifine bakınız)
* 3 yemek kaşığı light yoğurt
* 1 dilim tam buğday ekmeği (25 gr) veya 2 yemek kaşığı sade makarna
Ara
* 12 adet kiraz
* 10 badem
1300 - 1400 Kalori
Sabah
* 1 bardak light süt
* Yarım muz
* 10 adet fındık
Ara
* Yarım pk. diyet bisküvi 1 Bitki çayı
Öğle
* 2 adet zyt. Biber dolması
* 3 yemek kaşığı light yoğurt
* Salata (yağsız)
Ara
* 3 adet yulaflı kurabiye
* 1 fincan light süt (100 ml-istenirse nescafe ilave edilebilir)
Akşam
* 4 adet ızgara köfte (120 gr)
* 4 yemek kaşığı bulgur pilavı
* Salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı)
Ara
* 2 porsiyon meyve+ tarçın ilaveli
KURU MEYVELİ YULAFLI KURABİYE
Malzemeler:
2 adet yumurta
1.5 kase yulaf ezmesi
1 kase yaban mersini/kuru üzüm/kuru kayısı/kuru erik karışımı
1 paket vanilya
1 çay bardağı light yoğurt
1/2 çay bardağı sıvı yağ
1/2 paket kabartma tozu
1-2 çay bardağı kepekli un
Yapılışı: Sıvı yağ, un, yumurta ve yoğurdu karıştırın. Sonrasında diğer malzemeleri ekleyerek yoğurun. İsteğe göre şekillendirdikten sonra önceden 170 derece ısıtılmış fırına koyup, 15 -20 dakika kadar pişirin.
Uzm.Diyetisyen Dilara KOÇAK
SELÜLİT ÇÖZÜMÜ-Dr. Howard MURAD
Hollywood'un en ince vücutlu yıldızlarını bile etkileyen selülit problemi 100 kadından 90'ının ortak kabusu.
Dünyanın en ünlü dermatologları arasınra gösterilen Dr. Horward Murad'a göre; selülitlerle baş edebilmenin en etkili yolu kapsamlı bir program uygulamak. Dr Murad'ın selülit problemine özel kitabından size rehberlik edecek önemli noktalar aşağıda.....
Selülik probleminde etkili sonuç almak için ne yapmalıyız?
Cevabı aslında çok basit. Dr. Murad' a göre erkili bir sonuç için, sadece kremlele yetinmeyip, beslenmemize dikkat etmeli, düzenli egzersiz yapmalı ve daha az stresli bir yaşam biçimiyle, kapsamlı bir program uygulamalıyız. Çünkü selülit, hormonal değişimler, genetik yatkınlıki dolaşım bozukluğu, stres, dengesiz beslenme gibi bir çok etkenin sonucunda ortaya çıkan bir cilt problemi.
Adım Adım Selülilere Çözüm Programı
1. Hedeflerinizi yazın ve kafanızda hayal edin.
2. Selülitlerinizi değerlendirip derecesini tanımlayın.
3. Beslenmenizi inceleyin. Alışverişe gidin. Selülitleri önleyecek yiyecekleri olabildiğince fazla tüketmeye çalışın ve zararlı yiyecekleri hayatınızdan çıkartın.
4. Sabah-akşam günde iki kez selülit kremlerinizi mutlaka uygulayın.
5. Düzenli egzersiz yapın. Bol bol yürüyün.
6. Stresi azaltmak için yaşam şeklinizi değiştirmeye çalışın.
7. Bol bol su için.
Sizin Selülitiniz hangi seviyede?
1. Derece : Dışarıdan belli olmayan sıkıldığında görünen.
2. Derece : Cildin yüzeyinde sıkılmadan belli belirsiz çukurlanma görünen.
3. Derece : Dışarıdan ileri derecede çukurlanma ve çökme görünen.
4. Derece : Bariz çukurlanma ve çöken bölgelerde çizgilenme görünen ve zaman zaman ağrı yapan.
Uzak Durulması Gereken Yiyecekler :
• Yağlı kırmızı et, sosis, söğüş etler vs.
• Kümes hayvanları ve balığın kızarmış hali
• Kızarmış yiyecekler (sebzeler dahil)
• Tam yağlı yoğurt, süt
• Şeker, şekerle tatlandırılmış meyve jöleleri ve reçeller
• Soda ve kola (şekerli ya da şekersiz), meyve suları
• Konserve sebzeler (domates ürünleri dışında)
• Beyaz ekmek, beyaz makarna, beyaz pirinç, krakerler, beyaz veya işlenmiş undan yapılan unlu gıdalar, rafine baklagiller
• Tereyağı, mayonez
Tüketilmesi Gereken Yiyecekler :
• Fasulye, mercimek, bezelye
• Soyalı yiyecekler (soya fasulyesi, tofu)
• Tavuk, hindi (derisiz), balık (fırında, ızgara)
• Yumurta beyazı
• Soya sütü (kalsiyum eklenmiş), yağsız süt
• Yağsız sade yoğurt veya soya yoğurdu
• Keten tohumu
• Tüm meyve ve sebzeler
• Kuru meyveler, yemişler
• Zeytinyağı
Dr. Murad diyor ki;
Selülit, yaş ve kilodan bağımsız olarak kadınların %90’ını, çatlaklar ise; ergen yaştaki kadınların %70’ini ve hamile kadınların %90’ını olumsuz yönde etkiler. Selülit ve çatlaklar artık hayatın kaçınılmaz birer parçası değil.
“Araştırmalarım gösteriyor ki; selülit ve çatlakları tedavi etmek istiyorsak, yağ yakmaya değil cildi onarmaya odaklanmamız gerekiyor. Sadece cildin ihtiyacı olan nemlendirici ve hücre koruyucu besinleri alarak cildimizi onarabilir, nemlendirebilir ve canlandırabiliriz; inatçı yağ hücrelerini bu sayede cildin yüzeyinden geri iterek görünmez olmaya zorlayabilir ve orada kalmalarını sağlayabiliriz.”
Dünyanın en ünlü dermatologları arasınra gösterilen Dr. Horward Murad'a göre; selülitlerle baş edebilmenin en etkili yolu kapsamlı bir program uygulamak. Dr Murad'ın selülit problemine özel kitabından size rehberlik edecek önemli noktalar aşağıda.....
Selülik probleminde etkili sonuç almak için ne yapmalıyız?
Cevabı aslında çok basit. Dr. Murad' a göre erkili bir sonuç için, sadece kremlele yetinmeyip, beslenmemize dikkat etmeli, düzenli egzersiz yapmalı ve daha az stresli bir yaşam biçimiyle, kapsamlı bir program uygulamalıyız. Çünkü selülit, hormonal değişimler, genetik yatkınlıki dolaşım bozukluğu, stres, dengesiz beslenme gibi bir çok etkenin sonucunda ortaya çıkan bir cilt problemi.
Adım Adım Selülilere Çözüm Programı
1. Hedeflerinizi yazın ve kafanızda hayal edin.
2. Selülitlerinizi değerlendirip derecesini tanımlayın.
3. Beslenmenizi inceleyin. Alışverişe gidin. Selülitleri önleyecek yiyecekleri olabildiğince fazla tüketmeye çalışın ve zararlı yiyecekleri hayatınızdan çıkartın.
4. Sabah-akşam günde iki kez selülit kremlerinizi mutlaka uygulayın.
5. Düzenli egzersiz yapın. Bol bol yürüyün.
6. Stresi azaltmak için yaşam şeklinizi değiştirmeye çalışın.
7. Bol bol su için.
Sizin Selülitiniz hangi seviyede?
1. Derece : Dışarıdan belli olmayan sıkıldığında görünen.
2. Derece : Cildin yüzeyinde sıkılmadan belli belirsiz çukurlanma görünen.
3. Derece : Dışarıdan ileri derecede çukurlanma ve çökme görünen.
4. Derece : Bariz çukurlanma ve çöken bölgelerde çizgilenme görünen ve zaman zaman ağrı yapan.
Uzak Durulması Gereken Yiyecekler :
• Yağlı kırmızı et, sosis, söğüş etler vs.
• Kümes hayvanları ve balığın kızarmış hali
• Kızarmış yiyecekler (sebzeler dahil)
• Tam yağlı yoğurt, süt
• Şeker, şekerle tatlandırılmış meyve jöleleri ve reçeller
• Soda ve kola (şekerli ya da şekersiz), meyve suları
• Konserve sebzeler (domates ürünleri dışında)
• Beyaz ekmek, beyaz makarna, beyaz pirinç, krakerler, beyaz veya işlenmiş undan yapılan unlu gıdalar, rafine baklagiller
• Tereyağı, mayonez
Tüketilmesi Gereken Yiyecekler :
• Fasulye, mercimek, bezelye
• Soyalı yiyecekler (soya fasulyesi, tofu)
• Tavuk, hindi (derisiz), balık (fırında, ızgara)
• Yumurta beyazı
• Soya sütü (kalsiyum eklenmiş), yağsız süt
• Yağsız sade yoğurt veya soya yoğurdu
• Keten tohumu
• Tüm meyve ve sebzeler
• Kuru meyveler, yemişler
• Zeytinyağı
Dr. Murad diyor ki;
Selülit, yaş ve kilodan bağımsız olarak kadınların %90’ını, çatlaklar ise; ergen yaştaki kadınların %70’ini ve hamile kadınların %90’ını olumsuz yönde etkiler. Selülit ve çatlaklar artık hayatın kaçınılmaz birer parçası değil.
“Araştırmalarım gösteriyor ki; selülit ve çatlakları tedavi etmek istiyorsak, yağ yakmaya değil cildi onarmaya odaklanmamız gerekiyor. Sadece cildin ihtiyacı olan nemlendirici ve hücre koruyucu besinleri alarak cildimizi onarabilir, nemlendirebilir ve canlandırabiliriz; inatçı yağ hücrelerini bu sayede cildin yüzeyinden geri iterek görünmez olmaya zorlayabilir ve orada kalmalarını sağlayabiliriz.”
Selülitlere etkin çözüm: Radyo frekansı
Mart geldi, yarısı geçti... Bazen kapıdan baktırıyor, bazen kazma kürek yaktırıyor ama yaz günlerinin yaklaştığını da haber veriyor. Aynalar gerçekçidir, size neler söylüyor?
Kilolar, selülitler biraz ilgi mi gerektiriyor? Çoğumuz için bu sorununSelülitler yanıtı 'Evet'tir. Bu süpriz değil tabii. Biliyoruz selülit çok inatçı bir sorundur. Hiç ihmale gelmez, çünkü sürekli bir oluşumdur.
Size birçok kez bunları yazdım, bugün tekrar etmeyeceğim, Bu defa daha iyi haberler vereceğim...
Radyo frekansı sellülit tedavileri ve bölgesel incelme amacıyla ülkemizde en az 1.5 yıldır daha yaygın olarak kullanılıyor. Kendi hastalarımı incelediğimde, onları hiç bu kadar iyi görmediğimi söylemeliyim. Geçen yıl selülitli bölgelere radyo frekansı uygulamaya başladığım kişilerde, seansları tamamladığımızda harika sonuçlar aldık. Onlar bu yazı çok daha mutlu karşılayacaklar... Biliyorsunuz selülit, özellikle kalça, basen ve baldır gibi yağ depolanmasının fazla olduğu bölgelerde oluşur ve birkaç evrede gelişir. Erken teşhisle tedavisi çok daha kolaydır ama ilerleyince işimiz zorlaşır. Ancak radyo frekansı ile en inatçı selülitlerde bile belli bir oranda düzelme sağlayabiliyoruz. Radyo Frekansı ile selülit tedavisi teknolojinin ulaştığı son noktalardan biridir. Amerikan FDA onayına sahip olması da önemli bir güvence oluşturuyor. Selülitin portakal kabuğunu andıran yumrulu ve pütürlü görüntüsü çoğunlukla lifli bağların ve ödemlerin yağ dokusunu sıkıştırması ile oluşur. Radyo frekansı enerjisi bu lifli bağlara ve yağ tabakasına ısı gönderir. Bu şekilde hücre enerjisi canlanır, hücrelerdeki su molekülleri harekete geçer. Bağlar gerilir, ödem birikintileri çözülür, yağ hücreleri parçalanır, o bölgenin metabolizması artar. Sorunlu bölgedeki dalgalı görünüm bir ölçüde hafifler. Sonuç olarak daha sıkı, düzgün bir cilt ile genel bir incelme ve toparlanma ortaya çıkar.
Tedavi keyif veriyor
Klasik termaj, ortalama 70 dereceye yakın bir ısıya yükselir. Ancak bölgesel incelme ve selülit için kullanıldığında en fazla 45 derecede uygulama yapılır. Selülitli bölgelerde sistem bir ütü gibi gezdirilir. Bir bakıma, sıcak bir masaj gibidir ve çoğu hasta tedaviden keyif alır. Bu ısı ile Radyo Frekansı, kolajen dokuyu uykudan uyandırır, faaliyete geçmesini, canlanmasını ve kendini yenilemesini sağlar. Tedavi sonunda özellikle kalça ve üst bacaklar gözle görülür bir şekilde gençleşir, gerilir ve basenler yukarı kalkar. Kollardaki sarkmalar, bel ve karın bölgesindeki gevşemeler toparlanır. Kalıcı değişim için, haftada 1 kez olmak üzere 10-12 seans yapılmasını öneriyoruz. Radyo Frekansı her türlü cilt rengine yapılabilir. Lekelenmeye yol açmaz, güneşe karşı hassasiyeti artırmaz ve şu ana kadar kullandığımız yöntemler içinde en uzun ömürlü, kalıcı sonuçları almamızı sağlar. Ayrıca yaz kış her mevsim yapılabilir. Dr.Yasemin Fatih Amato (www.yasemen.biz)
Kilolar, selülitler biraz ilgi mi gerektiriyor? Çoğumuz için bu sorununSelülitler yanıtı 'Evet'tir. Bu süpriz değil tabii. Biliyoruz selülit çok inatçı bir sorundur. Hiç ihmale gelmez, çünkü sürekli bir oluşumdur.
Size birçok kez bunları yazdım, bugün tekrar etmeyeceğim, Bu defa daha iyi haberler vereceğim...
Radyo frekansı sellülit tedavileri ve bölgesel incelme amacıyla ülkemizde en az 1.5 yıldır daha yaygın olarak kullanılıyor. Kendi hastalarımı incelediğimde, onları hiç bu kadar iyi görmediğimi söylemeliyim. Geçen yıl selülitli bölgelere radyo frekansı uygulamaya başladığım kişilerde, seansları tamamladığımızda harika sonuçlar aldık. Onlar bu yazı çok daha mutlu karşılayacaklar... Biliyorsunuz selülit, özellikle kalça, basen ve baldır gibi yağ depolanmasının fazla olduğu bölgelerde oluşur ve birkaç evrede gelişir. Erken teşhisle tedavisi çok daha kolaydır ama ilerleyince işimiz zorlaşır. Ancak radyo frekansı ile en inatçı selülitlerde bile belli bir oranda düzelme sağlayabiliyoruz. Radyo Frekansı ile selülit tedavisi teknolojinin ulaştığı son noktalardan biridir. Amerikan FDA onayına sahip olması da önemli bir güvence oluşturuyor. Selülitin portakal kabuğunu andıran yumrulu ve pütürlü görüntüsü çoğunlukla lifli bağların ve ödemlerin yağ dokusunu sıkıştırması ile oluşur. Radyo frekansı enerjisi bu lifli bağlara ve yağ tabakasına ısı gönderir. Bu şekilde hücre enerjisi canlanır, hücrelerdeki su molekülleri harekete geçer. Bağlar gerilir, ödem birikintileri çözülür, yağ hücreleri parçalanır, o bölgenin metabolizması artar. Sorunlu bölgedeki dalgalı görünüm bir ölçüde hafifler. Sonuç olarak daha sıkı, düzgün bir cilt ile genel bir incelme ve toparlanma ortaya çıkar.
Tedavi keyif veriyor
Klasik termaj, ortalama 70 dereceye yakın bir ısıya yükselir. Ancak bölgesel incelme ve selülit için kullanıldığında en fazla 45 derecede uygulama yapılır. Selülitli bölgelerde sistem bir ütü gibi gezdirilir. Bir bakıma, sıcak bir masaj gibidir ve çoğu hasta tedaviden keyif alır. Bu ısı ile Radyo Frekansı, kolajen dokuyu uykudan uyandırır, faaliyete geçmesini, canlanmasını ve kendini yenilemesini sağlar. Tedavi sonunda özellikle kalça ve üst bacaklar gözle görülür bir şekilde gençleşir, gerilir ve basenler yukarı kalkar. Kollardaki sarkmalar, bel ve karın bölgesindeki gevşemeler toparlanır. Kalıcı değişim için, haftada 1 kez olmak üzere 10-12 seans yapılmasını öneriyoruz. Radyo Frekansı her türlü cilt rengine yapılabilir. Lekelenmeye yol açmaz, güneşe karşı hassasiyeti artırmaz ve şu ana kadar kullandığımız yöntemler içinde en uzun ömürlü, kalıcı sonuçları almamızı sağlar. Ayrıca yaz kış her mevsim yapılabilir. Dr.Yasemin Fatih Amato (www.yasemen.biz)
SELÜLİT İÇİN FORMÜL: SUNA DUMANKAYA
20 aspirin, 10 limon suyu çıkarın.
Limon suyu kadar susam yağı karıştırın ve cilde masaj yapın.
Limon suyu kadar susam yağı karıştırın ve cilde masaj yapın.
Enjeksiyon Lipoliz - Fazla Yağlardan Kurtulun
Vücuttaki fazla yağları uzaklaştırmada günümüzde en sık uygulanan yöntem liposuction. Ancak yurt dışında bir süredir uygulanan ve artık bilimsel yayınlarda binlerle ifade edilen vakaların sonuçlarının paylaşıldığı yeni bir yöntem var: Enjeksiyon Lipoliz. “Yağ heykel traşlığı” olarak da adlandırılan bu yöntem liposuction ile aynı olup, vücutta şekil bozukluğu yaratan yağları uzaklaştırıyor.
Liposuction’dan farkı ise, özel iğneler ile enjekte edilen bir ilaç yardımıyla yapılması. Enjeksiyon lipoliz yöntemi Acıbadem Bakırköy Hastanesi’nde uygulanıyor.
Yöntem hakkında merak edilenleri Acıbadem Bakırköy Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü’den Doç. Dr. Halil İbrahim Canter yanıtladı:
Enjeksiyon Lipoliz nedir?
Kilo sorunu olan insanlarda en çok yağ birikimi cilt altında oluşur. Bu bir zayıflatma tekniği değil, vücuda şekil kazandırmak için yapılan bir işlemdir. Derinin altındaki yağın içine ilaçlar enjekte ediliyor. Yağın kontrollü bir şekilde uzaklaştırılması sağlanıyor. Avrupa’da ve Amerika’da bir süredir bu yöntem kullanılmaktadır. Objektif hakemlerin değerlendirdiği uluslararası saygın plastik cerrahi dergilerinde sayıları binli rakamlara ulaşan serilerin sonuçlarının sunulması ile tekniğin güvenilirliği artık daha net ortaya konulmuştur.
1-1,5 cm aralıklı özel bir şablonun cilt üzerine konulup, enjeksiyon yapılacak noktalar cilt üzerine işaretlenir. Daha sonra işaretlenen noktalara, hastanın ihtiyacına göre farklı hacimlerde derinin altındaki yağ tabakasını eritecek ilaç enjekte edilir. Baş, boyun, kol, karın ön duvarı, bel, bacak, diz yanları gibi liposuction yapılan tüm vücut bölgelerine bu yöntemde uygulanabilir.
Liposuction yöntemine bir alternatif olabilir mi?
Zaman zaman tekniklerden sadece bir tanesi tercih edilse de, pratik uygulamada birbirlerinin alternatifi olmaktan çok birbirlerini tamamlayıcı teknikler olarak kullanılmaktadırlar. Liposuction sonrasında hastayı rahatsız eden ufak tefek deformiteler kaldıysa, bu deformiteler bir iki seanslık enjeksiyon lipoliz uygulaması ile yok edilebilir. Cilt sarkması olduğu için normalde liposuction uygulanamayacak hastalarda birkaç seans enjeksiyon lipoliz uygulaması ile cilt gerginleştirilip, sonrasında liposuction uygulanabilir.
Plastik cerrahi camiasında son 10 yılda botoks, dolgu maddesi uygulanması gibi ofiste yapılan işlemlerin, ameliyathanede yapılan cerrahi yöntemlere göre daha hızlı artış gösterdiği ortaya konulmuştur. Liposuction yaptırmak istemeyen hastalarda enjeksiyon lipoliz ile 5-6 seanslık tedavinin sonunda bir seans liposuction’da elde edilen sonucun aynısı elde edilebiliyor. Bu sayede daha yavaş bir düzelme sağlansa da hastalara cerrahi dışında bir seçenek de sunulabilmektedir.
Kaç seans yapılması yeterli oluyor, uygulama nasıl yapılıyor?
Bu işlemi yaptırmak isteyen kişi; hastaneye yatmasına, anestezi almasına gerek kalmadan 3-6 ay aralıklarla enjeksiyon lipoliz yaptırabilir. İşlem sonrası birkaç saat gözlem altında tutulduktan sonra günlük hayatına dönebilir. Yöntemin en önemli avantajları arasında tekrarlanabilir olması, yan etkisinin düşük olması, pahalı olmaması sıralanabilir.
Sağlık Bakanlığı’nın izin ve onayını almış, ithal edilen ilaçlar kullanılmaktadır. Firma ilacı steril koşullarda hekime ya da kuruma sağlamaktadır. Sağlık bakanlığı tarafında onaylanan ilacın kullanılması çok önemli bir noktadır. Artık hekimler bu yöntemde uygulanan ilacı kendileri farklı ilaçları karıştırarak elde etmiyorlar. Ayrıca hastalar kendilerine uygulanan ilacın tam içeriğini bilebilmektedirler.
Aynı bölgeye uygulanacak iki tedavi arasında 4-8 haftalık bir bekleme süresi olmasında fayda vardır. Bunun sebebi enjeksiyon sonrası vücutta şekillenmenin yara iyileşmesi süresince devam etmesidir.
İlaç enjeksiyonunu takiben yağ dokusu parçalanmakta ve bölgesel bir doku hasarı oluşmaktadır. Enjeksiyon yapılan her alanda oluşan bu minik doku hasarları vücut tarafından onarıldığında; deride gözlenen net etki ise derinin daha sıkı ve daha gergin bir hal almasıdır. Bir başka deyişle, bu bekleme süresince iyi yönde şekillenme devam etmektedir. Uygulanacak tedaviler arasındaki bekleme sürelerine özen gösterilerek gereksiz ek girişimlerden kaçınılabilir veya istenmeyen aşırı tedavilerin önüne geçilebilir.
Hastaların pek çoğunda uygulanan 3 seans tedaviden sonra istenilen hedefe ulaşılırken, bazılarında bu sayı 6 seanslık tedaviye kadar ulaşabilir. Bu farkı belirleyen en önemli etken, tedaviye başlanırken hastadaki mevcut deformite miktarıdır. Deformite fazlaysa; daha yavaş, uzun süren bir düzelme süreci olmakta ve daha fazla sayıda seansa ihtiyaç doğmaktadır. Bu sebeple kimi zaman tedavi süresi 1-1,5 yılı da bulabilmektedir. Bir seansta uygulanabilecek maksimum doz bellidir. Hastanın farklı bölgelerine uygulama yapılması gerekir ise; o zaman her bölgeye farklı günlerde uygulama yapılmalıdır. Bölgeler arasında birkaç gün ara verilerek uygulanan ilacın vücuttan uzaklaşmasına süre tanınmalıdır.
Yöntemin kimlerde kullanılmaması gerekiyor?
Her ilacın alerjik reaksiyon riski vardır. Bu yöntem gebelere, anne sütü verenlere, 18 yaşından küçük olanlara, kronik hastalığı olanlara önerilmemektedir. Kronik hastalıkların yarattığı genel problemlerin dışında yağ metabolizmasını etkileyecek bir müdahale yapıldığından, bu işlem kronik hastalıkları artırabilir. Ayrıca ilaç karaciğerde metabolize edilip, böbreklerden atıldığından karaciğer ve böbrek yetmezliği olanlarda bu yöntem önerilmemektedir.
Kumadin, heparin gibi kan sulandırıcı ilaç kullananlarda bu işlemi gerçekleştirmek güvenli değildir. Ciltaltı kanamalara ve morlukların oluşmasına neden olabilir. Diyabeti ve periferik dolaşım bozukluğu olan kişilere de önerilmemektedir. Bazı otoimmün hastalığı olan hastalarda (bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine saldırdığı hastalıklarda) önerilmemektedir. Kemoterapi alan, son 6 ayda steroid kullananlarda tercih edilmemektedir. Ayrıca kilo vermek için bu yöntemi isteyenlere uygulanmamaktadır; bu yöntem zayıflatma için uygulanan bir teknik değildir.
Hangi yan etkiler oluşuyor?
Uygulama anında enjeksiyon için yapılan iğnelerin ağrısı oluyor, ancak kullanılan iğneler çok kısa ve ince oldukları için bunu tüm hastalar çok rahat tolere edebiliyor. İlk uygulamadan sonra uygulanan bölgeleri arı sokmuş gibi kaşıntı, kızarıklık, hafif şişlik oluşabiliyor. Karın ve bacaklarda bu durum daha iyi tolere edilebilse de yüze veya çeneye uygulama yapılıyorsa hastaların daha dikkatli takip edilmesi gerekmektedir. Kızarıklık, işlemi takip eden gün içinde kaybolmakta, şişliğin inmesi ise birkaç günü bulabilmektedir. Hasta iki hafta içinde gözle görülen düzelmeyi fark etmekte, uygulamanın nihai etkisi ise 4-8 hafta içinde gelişmektedir. Lokal kan akımını artırmak faydalıdır. Bu sebeple aktif egzersiz ve masaj uygulanması yöntemin başarısını artırır. Ancak liposuctionda olduğu gibi korse giymesine gerek yoktur.
Liposuction’dan farkı ise, özel iğneler ile enjekte edilen bir ilaç yardımıyla yapılması. Enjeksiyon lipoliz yöntemi Acıbadem Bakırköy Hastanesi’nde uygulanıyor.
Yöntem hakkında merak edilenleri Acıbadem Bakırköy Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü’den Doç. Dr. Halil İbrahim Canter yanıtladı:
Enjeksiyon Lipoliz nedir?
Kilo sorunu olan insanlarda en çok yağ birikimi cilt altında oluşur. Bu bir zayıflatma tekniği değil, vücuda şekil kazandırmak için yapılan bir işlemdir. Derinin altındaki yağın içine ilaçlar enjekte ediliyor. Yağın kontrollü bir şekilde uzaklaştırılması sağlanıyor. Avrupa’da ve Amerika’da bir süredir bu yöntem kullanılmaktadır. Objektif hakemlerin değerlendirdiği uluslararası saygın plastik cerrahi dergilerinde sayıları binli rakamlara ulaşan serilerin sonuçlarının sunulması ile tekniğin güvenilirliği artık daha net ortaya konulmuştur.
1-1,5 cm aralıklı özel bir şablonun cilt üzerine konulup, enjeksiyon yapılacak noktalar cilt üzerine işaretlenir. Daha sonra işaretlenen noktalara, hastanın ihtiyacına göre farklı hacimlerde derinin altındaki yağ tabakasını eritecek ilaç enjekte edilir. Baş, boyun, kol, karın ön duvarı, bel, bacak, diz yanları gibi liposuction yapılan tüm vücut bölgelerine bu yöntemde uygulanabilir.
Liposuction yöntemine bir alternatif olabilir mi?
Zaman zaman tekniklerden sadece bir tanesi tercih edilse de, pratik uygulamada birbirlerinin alternatifi olmaktan çok birbirlerini tamamlayıcı teknikler olarak kullanılmaktadırlar. Liposuction sonrasında hastayı rahatsız eden ufak tefek deformiteler kaldıysa, bu deformiteler bir iki seanslık enjeksiyon lipoliz uygulaması ile yok edilebilir. Cilt sarkması olduğu için normalde liposuction uygulanamayacak hastalarda birkaç seans enjeksiyon lipoliz uygulaması ile cilt gerginleştirilip, sonrasında liposuction uygulanabilir.
Plastik cerrahi camiasında son 10 yılda botoks, dolgu maddesi uygulanması gibi ofiste yapılan işlemlerin, ameliyathanede yapılan cerrahi yöntemlere göre daha hızlı artış gösterdiği ortaya konulmuştur. Liposuction yaptırmak istemeyen hastalarda enjeksiyon lipoliz ile 5-6 seanslık tedavinin sonunda bir seans liposuction’da elde edilen sonucun aynısı elde edilebiliyor. Bu sayede daha yavaş bir düzelme sağlansa da hastalara cerrahi dışında bir seçenek de sunulabilmektedir.
Kaç seans yapılması yeterli oluyor, uygulama nasıl yapılıyor?
Bu işlemi yaptırmak isteyen kişi; hastaneye yatmasına, anestezi almasına gerek kalmadan 3-6 ay aralıklarla enjeksiyon lipoliz yaptırabilir. İşlem sonrası birkaç saat gözlem altında tutulduktan sonra günlük hayatına dönebilir. Yöntemin en önemli avantajları arasında tekrarlanabilir olması, yan etkisinin düşük olması, pahalı olmaması sıralanabilir.
Sağlık Bakanlığı’nın izin ve onayını almış, ithal edilen ilaçlar kullanılmaktadır. Firma ilacı steril koşullarda hekime ya da kuruma sağlamaktadır. Sağlık bakanlığı tarafında onaylanan ilacın kullanılması çok önemli bir noktadır. Artık hekimler bu yöntemde uygulanan ilacı kendileri farklı ilaçları karıştırarak elde etmiyorlar. Ayrıca hastalar kendilerine uygulanan ilacın tam içeriğini bilebilmektedirler.
Aynı bölgeye uygulanacak iki tedavi arasında 4-8 haftalık bir bekleme süresi olmasında fayda vardır. Bunun sebebi enjeksiyon sonrası vücutta şekillenmenin yara iyileşmesi süresince devam etmesidir.
İlaç enjeksiyonunu takiben yağ dokusu parçalanmakta ve bölgesel bir doku hasarı oluşmaktadır. Enjeksiyon yapılan her alanda oluşan bu minik doku hasarları vücut tarafından onarıldığında; deride gözlenen net etki ise derinin daha sıkı ve daha gergin bir hal almasıdır. Bir başka deyişle, bu bekleme süresince iyi yönde şekillenme devam etmektedir. Uygulanacak tedaviler arasındaki bekleme sürelerine özen gösterilerek gereksiz ek girişimlerden kaçınılabilir veya istenmeyen aşırı tedavilerin önüne geçilebilir.
Hastaların pek çoğunda uygulanan 3 seans tedaviden sonra istenilen hedefe ulaşılırken, bazılarında bu sayı 6 seanslık tedaviye kadar ulaşabilir. Bu farkı belirleyen en önemli etken, tedaviye başlanırken hastadaki mevcut deformite miktarıdır. Deformite fazlaysa; daha yavaş, uzun süren bir düzelme süreci olmakta ve daha fazla sayıda seansa ihtiyaç doğmaktadır. Bu sebeple kimi zaman tedavi süresi 1-1,5 yılı da bulabilmektedir. Bir seansta uygulanabilecek maksimum doz bellidir. Hastanın farklı bölgelerine uygulama yapılması gerekir ise; o zaman her bölgeye farklı günlerde uygulama yapılmalıdır. Bölgeler arasında birkaç gün ara verilerek uygulanan ilacın vücuttan uzaklaşmasına süre tanınmalıdır.
Yöntemin kimlerde kullanılmaması gerekiyor?
Her ilacın alerjik reaksiyon riski vardır. Bu yöntem gebelere, anne sütü verenlere, 18 yaşından küçük olanlara, kronik hastalığı olanlara önerilmemektedir. Kronik hastalıkların yarattığı genel problemlerin dışında yağ metabolizmasını etkileyecek bir müdahale yapıldığından, bu işlem kronik hastalıkları artırabilir. Ayrıca ilaç karaciğerde metabolize edilip, böbreklerden atıldığından karaciğer ve böbrek yetmezliği olanlarda bu yöntem önerilmemektedir.
Kumadin, heparin gibi kan sulandırıcı ilaç kullananlarda bu işlemi gerçekleştirmek güvenli değildir. Ciltaltı kanamalara ve morlukların oluşmasına neden olabilir. Diyabeti ve periferik dolaşım bozukluğu olan kişilere de önerilmemektedir. Bazı otoimmün hastalığı olan hastalarda (bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine saldırdığı hastalıklarda) önerilmemektedir. Kemoterapi alan, son 6 ayda steroid kullananlarda tercih edilmemektedir. Ayrıca kilo vermek için bu yöntemi isteyenlere uygulanmamaktadır; bu yöntem zayıflatma için uygulanan bir teknik değildir.
Hangi yan etkiler oluşuyor?
Uygulama anında enjeksiyon için yapılan iğnelerin ağrısı oluyor, ancak kullanılan iğneler çok kısa ve ince oldukları için bunu tüm hastalar çok rahat tolere edebiliyor. İlk uygulamadan sonra uygulanan bölgeleri arı sokmuş gibi kaşıntı, kızarıklık, hafif şişlik oluşabiliyor. Karın ve bacaklarda bu durum daha iyi tolere edilebilse de yüze veya çeneye uygulama yapılıyorsa hastaların daha dikkatli takip edilmesi gerekmektedir. Kızarıklık, işlemi takip eden gün içinde kaybolmakta, şişliğin inmesi ise birkaç günü bulabilmektedir. Hasta iki hafta içinde gözle görülen düzelmeyi fark etmekte, uygulamanın nihai etkisi ise 4-8 hafta içinde gelişmektedir. Lokal kan akımını artırmak faydalıdır. Bu sebeple aktif egzersiz ve masaj uygulanması yöntemin başarısını artırır. Ancak liposuctionda olduğu gibi korse giymesine gerek yoktur.
SELÜLİT ERİTEN LAHANA KÜRÜ-İBRAHİM SARAÇOĞLU'DAN

Selülit : Özellikle bayanların karşılaştığı sorunların başında gelmektedir. Kısaca yağın hücrelerde birikmesi olarak bilinir.
Lahana kür ne işe yarıyor?
- Kadınların kabusu selülitleri üç haftalık kürle yok ediyor.
- Kış boyunca biriken fazla kilolarınızdan kurtulmanızı sağlıyor.
- Vücutta biriken toksinleri atıyor, kolon kanserini önlüyor.
- Kan dolaşımını düzenleyip, vücudumuzun canlanmasını sağlıyor.
İbrahim Adnan Saraçoğlu ‘nun lahana kürü tarifi :
- 3-4 Tane beyaz lahana yaprağı, kaynamakta olan yarım litre suya atılır ve hafif ateşte ağzı kapalı olarak 15 Dakika pişirilir.
- Aç veya tok karnına Sabah 1 su bardağı ve akşam 1 su bardağı olmak üzere içilir. Bu işleme toplam 5 Gün devam edilir.
- Bu kürü 3 gün uyguladıktan sonra 3 gün ara verin ve tekrar 3 gün uygulayın. Bu şekilde toplamda 21 Gün içerek kürü tamamlayın.
- Bu uygulamadan sonra 21 Gün ara verin ve 21 Gün aradan sonra sadece haftada 1 defa sabah ve akşam, aç veya tok karnına 1 su bardağı içilerek selülitler yok olana kadar bu küre devam edilir.
- Damak tadına uygun olsun veya içimi kolay olsun düşüncesiyle haşlama suyuna hiç bir şey ilave etmeyin.
- 21 Günlük kür için kesinlikle ihtiyacınız olan miktarı bir defada değil, her gün taze olarak hazırlayın.
Kan dolaşımını düzenlemek amaçlı kullanımı :
- 3-4 tane beyaz lahana yaprağı, kaynamakta olan yarım litre suya atılır ve hafif ateşte ağzı kapalı olarak 15 Dakika pişirilir.
- Birinci hafta Sabah ve akşam aç veya tok karına bir su bardağı içilir.
- 2. ve 3. Haftalarda gün aşırı (bir gün atlayarak) sabah ve akşam aç veya tok karına 1 su bardağı içmeye devam edin.
- 4. haftadan itibaren 2 Günde bir olmak üzere iki hafta daha uygulayıp kürü sonlandırın.
- 3 Ay ara verdikten sonra aynı kürü tekrar edin.
SELÜLİT ERİTEN MASAJ YAĞI-ŞİFALI BİTKİLER

Prof. Dr. Ahmet Maranki Selülit giderici masaj yağı önerdi. Ahmet Maranki bu yağ karışımı ile selülitli bölgeler 7 gün masaj yapıldığında selülitleri giderdiğini söyledi.
Selülit için masaj yağı:
• Biberiye yağı
• Kekik yağı
• badem yağı
• buğday yağı
Uygulama: Eşit miktarda Biberiye ve kekik yağını ve bu yağların yakıcı etkisini hafifletmek için az miktarda buğday ve badem yağını karıştırdıktan sonra Akşam yatmadan önce selülitli bölgelere aşağıdan yukarı doğru masaj yapın ve streç filmle sarın. Sabah kalktığınızda açın.
Bu uygulamayı en az 7 gün yapın.
Selülit için masaj yağı:
• Biberiye yağı
• Kekik yağı
• badem yağı
• buğday yağı
Uygulama: Eşit miktarda Biberiye ve kekik yağını ve bu yağların yakıcı etkisini hafifletmek için az miktarda buğday ve badem yağını karıştırdıktan sonra Akşam yatmadan önce selülitli bölgelere aşağıdan yukarı doğru masaj yapın ve streç filmle sarın. Sabah kalktığınızda açın.
Bu uygulamayı en az 7 gün yapın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bağlantılar
Sitede Arama Yap
İBRAHİM SARAÇOĞLU |
Tüm hastalıklara Tedavi
Alzheimer
Gençleştirici Formül
Anne sütünü artırma
Ayak mantarı
Erkek-Kilo alma
Kadın-Kilo alma
Baş ağrısı-Migren
Kolesterolu düşürme
Kadın-idrar enfeksiyonu
Erkek idrar Kaçırma
Saç dökümü
Sperm artırma
İktıdarsızlık
Kısırlık-Hamile kalmak
Kısırlık-Kadın yumurtasını artırma
Romatizma
MS Hastalığı
Akciğer Kanseri
İltihaplı sivilce-Akne
Hemoroid-Basur
Meme-Göğüs büyütme
Boy Uzatma
Kabızlık
Ses kısıklığı
Mantar Hastalığı
Polikistik Over
Tiroid
Aşırı Tüylenme
Vitiligo-Hepatit B-Karaciğer yetmezliği
Meme kisti-Fibrokist
Adet sancıları
Egzema
Astım
Saç-Kepek
Zayıflamak
Topuk dikeni
Kalp ve Prostat büyümesi
Kalp yağlanması
Vitiligo
Bağırsak kanseri önleyici
Bağırsak kanseri tedavi
Kansızlık-Anemi
Karaciğer yağlanması
Mide Yanması
Depresif Regl-Adet
Yaşlılık lekeleri
Bademcik Boğaz Enfeksiyonu
Anksiyete
Depresyon
Sigara toksin atıcı
Kulak çınlaması
Kulak ağrısı
Bağırsak gazı
Vajinal Akıntı
Sigara bırakma
Elma kayısı maskesi
Selülit eritme
Unutkanlık
Yorgunluk
Menopoz
Kronik Kabızlık
Cilt Bakımı ve Güzellik-Cilt Hastalıkları
Zayıflama ve Beslenme
Blog Arşivi
-
▼
2010
(507)
-
▼
Temmuz
(40)
-
▼
Tem 11
(20)
- Tansiyon Hastalarına Sıcak Uyarısı
- Havuzlar Hasta Ediyor
- Sıcak, Tahammül Gücünü Zayıflatıyor
- Lens İle Havuza Girmeyin
- Güneş Kremiyle İlgili Çarpıcı Gerçek
- Cilt Kanserinde Aşı Umudu
- Çocukları Yaz Hastalıklarından Koruyun
- Tükenmişlik Sendromu
- Botoks mu Yaptırmalı, Dolgu mu
- Sıcaktan Soğuğa Ani Geçiş Yapmayın
- Depresyon Bunama Riskini Artırıyor
- Yaz Olunca Midenize Ne Oluyor?
- Anne Adayının Yaptırması Gereken Testler
- Vejetaryen Diyet Depresyona İyi Geliyor
- Kanser Karşısında Erkekler Daha Vefasız
- Şeker Stresi Azaltıyor
- Bilgisayarlar, Çocuklar İçin Büyük Tehlike
- Çocuk Egzamasında Astım Riski
- DNA Yapısı Kanserde Etkili
- 3K İle Hem Tok Kalın, Hem Kilo Verin
-
▼
Tem 11
(20)
-
▼
Temmuz
(40)