zayiflama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
zayiflama etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3K İle Hem Tok Kalın, Hem Kilo Verin

Yaz mevsimi geldi ve hala forma giremediniz... İşte 3K formülü. Uzmanlar kiraz, kayısı ve karpuz...

3K ile hem tok kalıp, hem kilo verebilirsiniz.

Beslenme Uzmanı Sinem Paker, "Kiraz bağırsak hareketlerini arttırır vücuttan ödem attırıcı ve kanı sulandırıcı özelliği vardır. Karpuz ise hacimce yüksek ama kalori bakımından düşük bir meyve olduğu için tokluk hissi vermesinden dolayı tavsiye ettiğimiz bir meyvedir. Kuru kayısı ve taze kayısı ile bağırsak hareketleri arttırabilir." dedi.

Kiraz, karpuz ve kayısı, öğün yerine tüketildiğinde kilo vermeyi hızlandırıyor.

Sinem Paker, "Öğlen ve akşam yemeklerinde karpuz peynir ve ekmek tüketip, ara öğünlerde kiraz ve kayısı tükettiğimiz zaman kilo verme hızımızda biraz daha artış gözlenebilir." diye konuştu.

Ancak, uzmanlar, bu tür meyve diyetlerini iki haftadan fazla yapmayın uyarısında bulunuyor.

Sabah kahvaltısı obeziteyi önler-YASEMİN AMATO

Biliyor musunuz, kilolarla başı dertte olanların çoğu sabah kahvaltısı yapmazlar. Kimisi öğün atlamayı kâr sayar, birçoğu da sabahları kendilerini aç hissetmez. Oysa sabah kahvaltısı, tüm sağlığımız ve kilo kontrolü açısından tahmin edemeyeceğiniz kadar önemlidir. Sabah kahvaltısını atlayanların, kilolu olmaya daha eğilimli olduğu biliniyor.

* Sabah kahvaltısı uzun vadeli sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü hedefinin en önemli anahtarıdır.

* Sabah iştahsızlığı ise üzerinde durulması gereken bir sağlık sorunudur, çünkü birçok hastalığın ilk habercisi olabilir. Ergenler ve gençler için de durum farklı değildir. Gençlerin yüzde 58'i sabah uyandıklarında aç olmadıklarını söyler ve kahvaltı etmek istemezler. Sonra da abur cubur yemeye başlarlar. Bu arada yenilenler çoğunlukla dışarıda satılan hazır kek, pasta, çörek, börek, bisküvi gibi yararı olmayan, zararı ise bol yiyeceklerdir. Zaten sabah yemeyenlerin genellikle öğleden sonra iştahları açılır ve yatıncaya kadar atıştırmaya devam ederler. Özellikle işadamları en ağır yemekleri akşamları yerler ve sabah yataktan kalkınca kesinlikle iştahları olmaz. Ve devamlı surette kilo alırlar.

* Eğer siz de böyle bir eğilim içindeyseniz alışkanlığınızı değiştirin ve nasıl kilo vermeye başlayacağınızı görün. En azından kilo alımını durdurabilirsiniz. Kolay olmadığını biliyorum ama yapılabilir. Hafif şeylerle başlayın; yoğurt, meyve, meyve suyu, süt ve müsli veya bir sandviç ya da tost. Sonra yavaş yavaş sabah kahvaltısında yediklerinizi arttırın. Bu öğünü domates, bir kaşık bal, ceviz, birkaç fındık, badem ile zenginleştirin. Bütün bunların günlük kalori alımını arttıracağından korkmayın. Tam tersine, sabah yedikleriniz metabolizmayı harekete geçirir. Ve günün geri kalan bölümünde, özellikle akşamları aşırı yeme isteğini önler. Öğün atlamak, sanılanın aksine genelde kilo almamıza neden olur. Çünkü yeterince beslenemeyen metabolizma, durumu 'kıtlık' olarak algılar ve enerjiden 'tasarruf etmeye' karar verir. Organizma kendini savunmaya alır ve tüketilen her besini vücutta yağ şeklinde depolamaya başlar. Özellikle sabahları aç kaldığımızda karbonhidrat depolarımız boşalır, kan şekerimiz düşer, günün ilerleyen saatlerinde tatlı isteğimiz artar, iş verimimiz düşer ama yağlar yerli yerinde kalır! Dengeli beslenmek için yalnız yasaklar değil, en az onun kadar, mutlaka yenilmesi zorunlu olan gıdalar ve öğünler önem taşır. Metabolizmayı hızlandırmanın, yaşam kalitesini yükseltmenin ve yağları eritmenin başka bir çaresi yoktur

Akıllı yürüyüşler-YASEMİN AMATO

Yürümek önemli, evet biliyoruz. Ama aklımıza birçok soru takılıyor. Ne kadar yürümeliyim, hızlı mı olmalı, yavaş mı olmalı, geri geri mi olmalı, koşar adım mı? Ya da kilo verebilmek için nasıl yürümem gerekir gibi...

Sağlık için yarım saat
Doğru YürüyüşUzmanlar, yetişkinlerin günde en az 30 dakika, çocukların ise 1 saat aktif olmaları gerektiğini belirliyor. Her gün olmasa bile haftanın 4-5 günü yapılması zorunlu. Bu seviyedeki bir aktivite, ortalama 150 kalori yakılmasını sağlar, bağışıklık sistemini güçlendirir, hastalık riskini azaltır. Tabii eğer extra şekerlemeler, tatlılar, börekler atıştırarak, attığınız toksinleri fazlasıyla yerine koymazsanız. Yine de ne olursa olsun, hareket kilodan bile önemlidir!

Tempo önemli
Kilo kaybı ve vücudun yeniden şekillendirilmesi ise ayrı bir konudur. Kilo vermek istiyorsanız, haftanın 4-5 günü birer saatlik yürüme programı yapmanız gerekir. Bu süre içinde sizi zorlamayan ortalama bir tempo ile yürümek, birikmiş yağları eritmenize yardım eder, metabolizmanızı hızlandırır ve daha fazla kas yapmanıza yardımcı olur. Aynı zamanda sizi her türlü kalp ve damar hastalığından da korur. Beslenme şeklinizi değiştirmeseniz bile, bu aktivite extradan 300 kalori harcamanızı sağlar ki, bu 6 ayda 4 kg verebileceğiniz anlamına gelir. Yediklerinize biraz dikkat edip daha sağlıklı beslenirseniz ve gerektiği kadar su içerseniz, bu hayal değildir. Yürüyüşe başlarken, her şeyden önce, kaslarınızı uykudan uyandırmalı ve biraz hareket ettirerek mahmurluğunu atmasını sağlamalısınız. 5-10 dakika kadar yavaş bir tempoda yürürseniz kaslarınızı uyarmış olursunuz. Anlarlar ki öyle uyuşuk uyuşuk oturamayacaklar, stoklarındaki şekerleri yakmaya başlamaları gerekecek ve o da yetmezse yedekteki yağ depolarını yardıma çağırmak zorunda kalacaklar.

İpuçlarına dikkat!
* İşte tam da bu nedenle, ister yürüyüş bandında, ister açık havada gerçek ortamda yürümeye başlarken, metabolizma ayarlamasını yapmanız önemlidir. Kaslarınız sizin çok kararlı olduğunuzu ve sizi taşımak için elinden geleni yapması gerektiğini anlamalıdır.

* Kaslarınızın ısındığını hissettiğinizde ritmi arttırın. Ancak kalp atış hızı sizi rahatsız etmeyecek bir canlılıkta olmalı. Nefesinizin farkında olun. Ancak yanınızda birisi ile konuşabilecek kadar da dışa dönük kalın.

* Bu nasıl bir tempodur? Şöyle diyebilirim; Bir randevuya ucu ucuna, oyalanmadan yetişmeye çalışıyorsunuz ama içiniz rahat...

* Böylece yarım saat kesintisiz yürürseniz, vücudunuzdaki yağ stoklarının rahatı bozulmuş olur, aynı zamanda kaslarınız gelişir ve bazal metabolizma hızını yeniden ayarlar. Kuşkunuz olmasın vücudunuz gün boyunca daha fazla enerji üretmeye devam eder.

* Eğer hızınızı aldıysanız, rahatsanız, kendinizi enerjik hissediyorsanız ve vaktiniz de varsa, bu yürüyüşü uzatmayı deneyin!

KOLAY ZAYIFLAMA ÖNERİLERİ-Dilara KOÇAK

Kontrolü elden kaçırıp kilo alanlardan bugünlerde “diyet”, “zayıflama”, “kilo kaybı” gibi kelimeleri daha yakından takip ediyorlar. Aslında bu üç kelimeyi de hayatınızdan çıkarıp formda kalmak mümkün bu kelimelerin yerine ihtiyacınız olan cümle şu “dengeli beslenme ve düzenli egzersiz” sürekli kilo alıp vermek, zayıflama listelerini biriktirmek kilo kaybederken sağlığınızı kaybetmenize sebep olabilir. Bedeninize iyi bakın kısa vadeli ve hızlı hedefler yerine ufak ama uzun süreli hedeflere odaklanacağınız değişikliklerle yola çıkın. Bu konuda size yardımcı olacak bazı öneriler hazırladık.

3 ana 3 ara öğün yapın daha çabuk zayıflayın

Günlük olarak tüketeceğiniz miktarları 6 öğün olacak şekilde ayarlamaya çalışarak az ve sık beslenin. 3 saatten fazla aç kalmamaya özen gösterin ki kan şekerinizde dalgalanmalar yaşamayın. Ara öğünler tatlı krizlerinden uzak durmak, metabolizma hızınızı arttırmak ve kolay kilo vermek için yardımcıdır. Bazı ara öğün seçeneklerini sayfanın sonunda inceleyebilirsiniz.

Geç yenen yemeklere dikkat

Günlerin uzamaya başlaması ile birlikte akşam yemeği saatlere daha geç saatlere kaymaktadır. Ancak bu dönemde geç saatlerde yapılan atıştırmalara dikkat etmemiz gerekmektedir çünkü özellikle gece yapılan atıştırmaları vücudumuz daha zor yakar bu nedenle de yediklerimizin yağa dönüşme ihtimali yüksektir. Fiziksel aktivitenin en az olduğu gece saatlerinde atıştırma yapılacaksa tercihlerde; enerjisi düşük ve bol lif içeren çeri domates, salatalık, havuç, kereviz sapı gibi besinlere yer vermek kalori alımı bakımından daha doğru olacaktır.

Hareket etmeye başlayın

Havaların ısınmasıyla birlikte spor yapmamak için yağmurlu havaları bahane etme döneminizde sona erdi. Bunun için açık havada bol oksijen alarak yürüyüş yapmaya başlayabilirsiniz. Ya da size en uygun, zevk alacağınız başka bir aktiviteye yönelebilirsiniz yeter ki hareket edin. Bizim önerimiz cardio tarzı egzersizlerinizi aç karnınıza yapmanız olacaktır ki; sabah kanda bulunan serbest yağ asidi miktarı daha yüksektir, yakılmaya hazır halde bulunur ve bu durumda daha fazla yağ yakmış olursunuz. Tabii yapılan aktivitenin süresi de önem taşımaktadır. Normalde egzersize başladıktan 18- 22 dk sonra yağ yakımı başlar çünkü büyük yağ depolarının ufak yağ asitleri haline gelmesi için bu süre geçmektedir. Sabah spor yapma imkanı olmayanların ise yemeklerden 1 saat kadar sonra spor yapmaları uygun olacaktır.

Hafiflemek için daha hafif beslenin

Tam tahıllı ürünleri tüketmeye özen gösterin. Yağ alımını sınırlamak için kızartma ya da kavurma yerine ızgara, buğulama, haşlama ya da fırında yöntemleri tercih edin. Antioksidan ve vitamin- mineral ihtiyacınızı karşılamak farklı renklerde 5 -7 porsiyon kadar meyve ve sebze tüketin. Süt, yoğurt ve peynirin az yağlı olanlarını tüketmeye alışkanlık haline getirin. Et ve tavuğun görünür yağlarını ayırın, bu kısımları tüketmeyin. Sebze veya baklagil yemeklerini pişirirken 1 kilograma 2 yemek kaşığı kadar sıvı yağ ilave edin. Öğle ve akşam ki öğünlerinize salata ekleyin ancak sos olarak sadece 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, limon ve sirke kullanın.

Su, su, su

Bu dönemlerde terlemeyle birlikte sıvıya olan ihtiyacımız artmaktadır 2-2,5 lt kadar su tüketilmesi önem taşımaktadır. Aslında herkesin bildiği ancak ya geçiştirdiği ya da unuttuğu bir konu su tüketimi. Lütfen su tüketmek için susamayı beklemeyin, susama hissettiğinizde vücudunuzda %1 lik su kaybı gerçekleşmiş demektir aşırı su kaybı konsantrasyon güçlüğü ve hafıza bulanıklığı yaratır.

Ara öğün seçenekleri

3 kuru kayısı, 2 parça ceviz
Yarım paket diyet bisküvi+ 1 bardak süt ile kahve
1 kutu yoğurt +10 -15 adet yaban mersini
1 kutu az yağlı süt, 1 adet taze meyve
2 adet grisini, 1 bardak ayran
Yarım paket diyet çubuk kraker + ayran
½ simit, peynir
1 -2 dilim ekmek, 1 dilim beyaz peynir
Light kaşarlı kepekli tost, söğüş sebze
1 kutu meyveli yoğurt, 10 fındık
Yarım paket mısır pirinç çıtırı ve az yağlı kaşar ( fırınlanabilir)
1 su bardağı yağsız patlamış mısır, 1 avuç kuru üzüm
Çiğ sebzelerden oluşan salata tabağı, 1 dilim peynir, diyet kraker
1 avuç beyaz leblebi, 1 bardak kefir
5 adet kuru erik, 10 badem
Yarım yufkadan sebzeli yağsız gözleme, 1 bardak light ayran

YULAF İLE SAĞLIKLI ZAYIFLAMAK-Dilara KOÇAK

Bilimsel araştırmalar, yılafın içerdiği betaglukan isimli bir etken maddenin kolestrolü düşürmeye, kan şererini dengelemeye ve kilo kontrolü sağlamaya yardımcı olduğunu gösteriyor.

Yulaf; diğer tahıllara göre daha yüksek oranda çözünür posa içeriyor. Ayrıca demir, manganez, çinko ve E vitamini, tiamin, niasin, riboflavin, folat ve diğer B grubu vitaminlerinin de kaynağı... Yulaf aynı zamanda iyi bir selenyum deposu. Selenyum ise vücut için önemli bir antioksidan, astım ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu, DNA tamiri ve özellikle kolon kanseri olmak üzere kanser riskini azalttığını da söylemek de fayda var.

Yulaf, magnezyum minerali açısından da zengin. Magnezyum, vücudun glukoz ve ensülin salınımında görev alan 300'den fazla enzimi destekliyor. Yulaf bu olumlu etkilerinin yanı sıra barsak ve sindirim sistemine da yardımcı. Bu etki için yulafın içinde bulunan 'betaglukan' dediğimiz etken maddeden düzenli olarak günde en az üç gram alınması gerekiyor. Yulaf betaglukanının kan şekeri üzerindeki etkileri hakkında yapılan araştırmalar, yemek sonrası kan şekerinin yüzde 36 seviyesinde düşük çıktığını göstermekte.

Ayrıca yemek sonrası oluşan fazladan ensülin ihtiyacının da yüzde 44 gerilediği görülüyor. Düzenli tüketim ile 'kötü' LDL kolesterolünüzü düşme ve toplam kolesterol seviyenizde de yüzde 10'a kadar varan bir azalma sağlamakta. Yulaf betaglukanının kolesterolü düşürücü etkisi son 20 yılda yapılan pek çok detaylı araştırma ile ortaya koyulmuş.

Yulaf betaglukanı nedir?
Yulaf betaglukanı suda çözünen bir lif. Suyla birleşince jel oluşumu meydana getiriyor. Sağlık üzerindeki olumlu etkilerin sırrı da bu bal kıvamındaki jelle ilişkili. Jel olmazsa etki de olmuyor. Günde üç gram yulaf betaglukanı alabilmeniz için en az 2-3 porsiyon yulaf tüketmeniz gerekmekte ya da eczanelerde bulabileceğiniz betaglukanı hesaplanmış doğal yulaf gevreğini de kullanabilirsiniz

Fazla yulaf yemenin bir yan etkisi ya da zararı olabilir mi?
Yulaf ya da betaglukan ile zenginleştirilmiş ürünler yemenin bilinen zararlı bir yan etkisi yok. Yetişkin bir kişi günde 25-30 gram kadar lif tüketebilir, bu da sağlığını olumlu etkiler.

Yulafı daha fazla nasıl tüketebilirsiniz?
Benim sevdiğim ve önerdiğim, yulaf ezmesinin su ya da sütle kaynatıldıktan sonra bir kaşık bal eklenerek sıcak bir öğün olarak sabahları tüketilmesi. Betaglukanı zenginleştirilmiş yulaf gevrekleri ise ara öğünlerde sade ya da yoğurtla birlikte tüketilirse uzun süreli tokluk verdiği için abur cubur yemenizi engelleyerek kilonuzu korumanızı sağlar, bu gevrekleri çorbanıza da ekleyebilirsiniz.Marie Claire Nisan 2010

Uzm.Diyetisyen Dilara KOÇAK

Zayıflatıcı Dudak Kremleri Nasıl Kullanılır

İşte bu kremin sırrı…Kadınların çikolata, şeker gibi kilo yapan yiyecekleri canlarının çekmesini önlediği öne sürülen dudak kremi İngiltere’de satışa çıktı.

Kilo yapıcı yiyeceklere duyulan arzuyu engellediği için ’yağ yakan’ krem diye lanse edilen ürün, katkısız soya yağı, kafein ve yeşil çay özleri içeriyor. Bunların yanı sıra iştah kesici özellik taşıyan ve bir kaktüs çeşidi olan hoodia içeriyor.

İngiltere’de 4,95 sterline (8 dolara) satılan ürünün, beş tat seçeneği var: Nar, vanilya, çilek, nane ve acai çileği.

Üretici firma kremin, kadınların iştahını bastırıp enerjilerini artırarak kilo yapıcı tatlılardan uzak durmasını sağlayabiyeceğini öne sürüyor.

Firmanın internet sitesine göre, krem, günde 6 defaya kadar uygulanabilir. Ancak üreticiler gece bununla uyunmamasını, zira içindeki kafeinin uyku sorunu yaratabileceğini belirtiyor.

İnternet sitesinde, "Yorgun hissediyorsanız, Burner Balm’ı uygulayın… Öğün arasındaysanız ve atıştıracak bir şeyler bakınıyorsanız, Burner Balm’ı uygulayın…" deniliyor.

Kremin, rujun altına ya da sade bir şekilde dudaklara sürülmesi tavsiye ediliyor.

Ancak krem tartışma yarattı. Bazı sağlık ve yeme bozuklukları kuruluşları, firmayı kadınların kilo alma korkusunu sömürmekle suçladı. Kuruluşlar, bunun sadece bir reklamdan ibaret olduğunu ve kremin zayıflatıcı bir etkisinin olacağından şüphe duyulduğunu kaydetti.

ABD’de altı aydır satışta olan Burner Balm, şimdi İngiltere’de Hqhair.com. adlı siteden satışta.

Belirtmekte fayda var: Daily Mail muhabiri Hillary Freeman, tartışma yaratan kremi denemiş. Bir hafta boyunca kremi günde altı kez kullandığını, sonuç olarak dudaklarının gayet güzel nem kazandığını, ama banyosundaki tartısının ibresinde milimetrelik bir oynama dahi olmadığını yazmış. Bu arada iştahının kesilmediğini de belirtiyor.

Mucizevi Buluşun Adı Detox

Detoks, sağlıklı yaşam arayışları içerisinde olan insanların en çok kullandığı yöntemlerden biridir. Bu yöntemle birlikte sağlıklı bir gün geçirmek için vazgeçilmez olabiliyor.

Detoks, vücudumuza çeşitli yollardan gireren ve atık madde olarak dışarı atılmayı bekleyen toksinlerden kurtulma yöntemlerinden biridir. Şunu belirtelim, birçok insanın vücudunda gün içinde yorgunluk belirtileri başgösterir.

Özellikle halsizlik bunun en büyük göstergesidir. Farklı nedenlerden de kaynaklı olabilir. Ama vücut dengesini korumak için Detoks yapılması şarttır. Denize yakın bir yerde oturuyorsanız ve suyun temizliğinden eminseniz, her gün birkaç damla deniz suyunu içme suyuna damlatarak içmeniz vücut asit dengeniz için son derece yararlı olacaktır.

Denizde yüzmenin de tedavi edici özellikleri var ve günde belirli aralıklarla suya girilmesi çok yararlı. Detoks sağlayan çaylar, başta yeşil çay olmak üzere birçok bitkisel çayın detoks etkisi yüksektir. Papatya, ginseng, ginko biloba, ekinezya, kırmızı pancar, zencefil, meyankökü de toksin arındırıcı özellikleri olan önemli kaynaklardır. Sıcak suyun ve su ile masajın faydaları büyük.

Ayrıca ölü derilerimizden arınarak gözeneklerimizi açtığımız takdirde toksinlerden daha kolay kurtulabiliriz. Cilde kuru fırça ile yapılan masaj kan dolaşımını hızlandırarak, ciltteki oksijen oranını arttırır.

Cildimiz ve iç organlarımıza çok yararlıdır. Küveti su ile doldurup, evde detoks yapmak istediğinizde cildi tahriş eden zararlı kimyasallar içeren sabunlar yerine, papatya, biberiye, okaliptüs ve adaçayı gibi doğal yağlar kullanmayı tercih etmelisiniz.

Ayrıca banyonuza yarım bardak içme sodası ve/veya deniz tuzu da ilave edebilirsiniz. Detoks sırasında, beslenme programınızı ve diğer tedavilerinizi desteklemek için alınması gereken en ideal antioksidan vitaminler: çinko, kalsiyum, B vitaminleri (özellikle B3), C vitamini, selenyum, A vitamini, E vitamini olarak özetlenir.

SELÜLİT ÇÖZÜMÜ-Dr. Howard MURAD

Hollywood'un en ince vücutlu yıldızlarını bile etkileyen selülit problemi 100 kadından 90'ının ortak kabusu.

Dünyanın en ünlü dermatologları arasınra gösterilen Dr. Horward Murad'a göre; selülitlerle baş edebilmenin en etkili yolu kapsamlı bir program uygulamak. Dr Murad'ın selülit problemine özel kitabından size rehberlik edecek önemli noktalar aşağıda.....

Selülik probleminde etkili sonuç almak için ne yapmalıyız?

Cevabı aslında çok basit. Dr. Murad' a göre erkili bir sonuç için, sadece kremlele yetinmeyip, beslenmemize dikkat etmeli, düzenli egzersiz yapmalı ve daha az stresli bir yaşam biçimiyle, kapsamlı bir program uygulamalıyız. Çünkü selülit, hormonal değişimler, genetik yatkınlıki dolaşım bozukluğu, stres, dengesiz beslenme gibi bir çok etkenin sonucunda ortaya çıkan bir cilt problemi.

Adım Adım Selülilere Çözüm Programı

1. Hedeflerinizi yazın ve kafanızda hayal edin.
2. Selülitlerinizi değerlendirip derecesini tanımlayın.
3. Beslenmenizi inceleyin. Alışverişe gidin. Selülitleri önleyecek yiyecekleri olabildiğince fazla tüketmeye çalışın ve zararlı yiyecekleri hayatınızdan çıkartın.
4. Sabah-akşam günde iki kez selülit kremlerinizi mutlaka uygulayın.
5. Düzenli egzersiz yapın. Bol bol yürüyün.
6. Stresi azaltmak için yaşam şeklinizi değiştirmeye çalışın.
7. Bol bol su için.

Sizin Selülitiniz hangi seviyede?

1. Derece : Dışarıdan belli olmayan sıkıldığında görünen.
2. Derece : Cildin yüzeyinde sıkılmadan belli belirsiz çukurlanma görünen.
3. Derece : Dışarıdan ileri derecede çukurlanma ve çökme görünen.
4. Derece : Bariz çukurlanma ve çöken bölgelerde çizgilenme görünen ve zaman zaman ağrı yapan.

Uzak Durulması Gereken Yiyecekler :

• Yağlı kırmızı et, sosis, söğüş etler vs.
• Kümes hayvanları ve balığın kızarmış hali
• Kızarmış yiyecekler (sebzeler dahil)
• Tam yağlı yoğurt, süt
• Şeker, şekerle tatlandırılmış meyve jöleleri ve reçeller
• Soda ve kola (şekerli ya da şekersiz), meyve suları
• Konserve sebzeler (domates ürünleri dışında)
• Beyaz ekmek, beyaz makarna, beyaz pirinç, krakerler, beyaz veya işlenmiş undan yapılan unlu gıdalar, rafine baklagiller
• Tereyağı, mayonez

Tüketilmesi Gereken Yiyecekler :

• Fasulye, mercimek, bezelye
• Soyalı yiyecekler (soya fasulyesi, tofu)
• Tavuk, hindi (derisiz), balık (fırında, ızgara)
• Yumurta beyazı
• Soya sütü (kalsiyum eklenmiş), yağsız süt
• Yağsız sade yoğurt veya soya yoğurdu
• Keten tohumu
• Tüm meyve ve sebzeler
• Kuru meyveler, yemişler
• Zeytinyağı

Dr. Murad diyor ki;

Selülit, yaş ve kilodan bağımsız olarak kadınların %90’ını, çatlaklar ise; ergen yaştaki kadınların %70’ini ve hamile kadınların %90’ını olumsuz yönde etkiler. Selülit ve çatlaklar artık hayatın kaçınılmaz birer parçası değil.

“Araştırmalarım gösteriyor ki; selülit ve çatlakları tedavi etmek istiyorsak, yağ yakmaya değil cildi onarmaya odaklanmamız gerekiyor. Sadece cildin ihtiyacı olan nemlendirici ve hücre koruyucu besinleri alarak cildimizi onarabilir, nemlendirebilir ve canlandırabiliriz; inatçı yağ hücrelerini bu sayede cildin yüzeyinden geri iterek görünmez olmaya zorlayabilir ve orada kalmalarını sağlayabiliriz.”

DETOKS DİYETİ-ALEV EKEN

Güçlü antioksidan ve vitamin içeren ürünleri kullanarak cildinizi serbest radikallere karşı koruma altına alın…

Emaneti koruyun…
Alev EKENCildimiz sıklıkla iç ve dış kaynaklı zarar verici ajanlarla karşı karşıyadır. Güneş ışınları, bazı ilaçlar, sigara dumanı, hava kirliliği, stres, sıcak/soğuk gibi çevresel faktörler serbest radikaller (oksidasyon) üreterek cildin koruyucu özelliğinde değişiklik oluştururlar. Bu dış kaynaklı faktörlere ilave olarak organizmanın kendisi de yaşamı devam ettiği ve yeni hücreler ürettiği sürece serbest radikaller oluşturmaya devam eder. Günümüzde deri yaşlanmasının en önemli nedeni hatta ta kendisi, serbest radikallerin yol açtığı harabiyettir. Yani, serbest radikaller, yaşlanma sürecinin kilit oyuncularıdır. Ancak, organizmamız bu saldırıya karşı savunma mekanizmaları geliştirmiştir. Bu maddeler (bir başka değişle, panzehirler), antioksidanlardır. DETOKS
Serbest radikaller, doğaları gereği cildimizin en önemli destek proteini, cimentosu olan, kolajene ve organizmadaki tüm proteinlere zarar verirler. Antioksidanlar ise onları zararsız hale getirirler; böylece sağlıklı hücrelere, vücut proteinlerine, hücre DNA'sına saldırmasına engel olurlar.

Beslenmenize önem verin

Cildimizin sağlığında ve yaşlanmasında oluşan değişimlerin büyük bir bölümü, beslenme biçiminde yapılacak uygun düzenlemeler ile, düzeltilebilir ya da geciktirilebilir. Yeterli ve dengeli bir diyet oluşturmanın temel ilkesi besin çeşitliliğine önem vermek, gereksinim olan tüm besin maddelerini yeterli miktarda almak, besinleri besin öğesi kayıplarını önleyecek kurallar şeklinde hazırlamak, pişirmek, saklamak ve tüketmektir. Yiyeceklerden aldığımız vitaminler, gıdaların nerede yetiştiği, ne kadar taze olduğu, nasıl saklandığı ve nasıl pişirildiğine göre değişir. Besinlerin çiğ ve taze olanların antioksidan özellikleri en fazladır; pişirmeyle bir kısmı yok olabilir. Ayrıca, vücudumuzun yediğimiz gıdalardan ne kadar emilim yaptığı da önemlidir. Bazı ilaçlar ve içecekler emilimi önemli derecede etkiler.

En yüksek antioksidan seviyelerinin taze meyve ve sebzelerle alınır. Özellikle taze ve renkli olanları güçlü antioksidanlardır. Her gün 5 ya da daha fazla porsiyon sebze (özellikle yeşil ya da sarı yapraklı) ve meyve (özellikle narenciye, kayısı, üzüm , nar vb.) tüketimine özen gösterin.

Daha az doymuş yağ, kolesterol ve kalori tüketin. Zeytinyağının güçlü bir antioksidan olduğunu unutmayın. Ayrıca, temel yağ asitlerinden yoksun diyetler, deride su kaybı ve kepeklenmeye neden olur. Deride yağ asitlerini arttırmak için yeşil yapraklı sebzeler, balık ve diğer su ürünlerini tüketimine özen gösterilmelidir.

Basit şekerli gıdaları ve rafine edilmiş (işlenmiş, doğal halinden uzaklaşmış) beyaz unlu gıdaları azaltıp, yerlerine rafine edilmemiş tahıllı gıdaları ekleyin.
Beslenme desteği olarak vitamin ve diğer destek tabletlerinden yararlanın. En güçlü antioksidan maddeler; A, C ve E vitaminleri, DMAE, alfa-lipoik asit, CM-glukan, selenyum gibi mineraller vb. ile bitkisel antioksidan (likopen, soya izoflavonları, yeşil çay, üzüm çekirdeği, nar)'lardır. Günde 2-3 gr C vitamini, 1-2 gr E vitamini, 120-180 mg Beta-karoten içeren destekler kullanın. Ayrıca yeşil çay, üzüm çekirdeği, likopen gibi flavonoidler ve soya izoflavonoidleri içeren besin desteği tabletleri de ihmal etmeyin. Antioksidan tabletler, deri yaşlanmasının iyileştirici etkisinin yanı sıra, güneşten koruyucu ürünlerin etkinliklerini de artırıcı etkiye sahiptir.

Kilo kontrolünüze dikkat edin. Aşırı zayıflama diyetleri, deride gevşeme ve sarkmalara neden olur. Tersine aşırı şişmanlama durumunda deride aşırı gerilme ile elastik lif yapısında bozulma olur.

Cildinizi, güneşin ve diğer çevresel etkenlerin neden olduğu erken yaşlanma belirtilerinden korumak için kozmetik ürünlerden ve uygulamalardan yararlanın. Antioksidanlar, vitaminler ve güneş koruyucuları içeren kozmetik ürünler kullanarak cildinizin yaşlanmasını geciktirilebilir ya da önleyebilirsiniz. Unutmayınız ki cildinize uygun yoğunlukta ve formülde ürün seçiminde ayrıntı ve adres bir dermatologdur.

-Cildinizi güneş ışınlarından koruyun. En iyi cilt yaşlanması
tedavisinin etkili bir güneş koruması olduğunu unutmayın.
- Sigara ve alkol kullanmayın
-Genetik ve çevresel risklerinize önem verin
-Yaşam tarzınıza (düzenli fiziksel aktivite, stresten uzaklaşmak vb)
ve uykunuza özen gösterin.
- Doğada, bol oksijenli alanlarda yaşayın.
- Mimik kaslarınızı aşırı kullanmayın. Onları dinlendirin.

Selülitlere etkin çözüm: Radyo frekansı

Mart geldi, yarısı geçti... Bazen kapıdan baktırıyor, bazen kazma kürek yaktırıyor ama yaz günlerinin yaklaştığını da haber veriyor. Aynalar gerçekçidir, size neler söylüyor?

Kilolar, selülitler biraz ilgi mi gerektiriyor? Çoğumuz için bu sorununSelülitler yanıtı 'Evet'tir. Bu süpriz değil tabii. Biliyoruz selülit çok inatçı bir sorundur. Hiç ihmale gelmez, çünkü sürekli bir oluşumdur.

Size birçok kez bunları yazdım, bugün tekrar etmeyeceğim, Bu defa daha iyi haberler vereceğim...

Radyo frekansı sellülit tedavileri ve bölgesel incelme amacıyla ülkemizde en az 1.5 yıldır daha yaygın olarak kullanılıyor. Kendi hastalarımı incelediğimde, onları hiç bu kadar iyi görmediğimi söylemeliyim. Geçen yıl selülitli bölgelere radyo frekansı uygulamaya başladığım kişilerde, seansları tamamladığımızda harika sonuçlar aldık. Onlar bu yazı çok daha mutlu karşılayacaklar... Biliyorsunuz selülit, özellikle kalça, basen ve baldır gibi yağ depolanmasının fazla olduğu bölgelerde oluşur ve birkaç evrede gelişir. Erken teşhisle tedavisi çok daha kolaydır ama ilerleyince işimiz zorlaşır. Ancak radyo frekansı ile en inatçı selülitlerde bile belli bir oranda düzelme sağlayabiliyoruz. Radyo Frekansı ile selülit tedavisi teknolojinin ulaştığı son noktalardan biridir. Amerikan FDA onayına sahip olması da önemli bir güvence oluşturuyor. Selülitin portakal kabuğunu andıran yumrulu ve pütürlü görüntüsü çoğunlukla lifli bağların ve ödemlerin yağ dokusunu sıkıştırması ile oluşur. Radyo frekansı enerjisi bu lifli bağlara ve yağ tabakasına ısı gönderir. Bu şekilde hücre enerjisi canlanır, hücrelerdeki su molekülleri harekete geçer. Bağlar gerilir, ödem birikintileri çözülür, yağ hücreleri parçalanır, o bölgenin metabolizması artar. Sorunlu bölgedeki dalgalı görünüm bir ölçüde hafifler. Sonuç olarak daha sıkı, düzgün bir cilt ile genel bir incelme ve toparlanma ortaya çıkar.

Tedavi keyif veriyor
Klasik termaj, ortalama 70 dereceye yakın bir ısıya yükselir. Ancak bölgesel incelme ve selülit için kullanıldığında en fazla 45 derecede uygulama yapılır. Selülitli bölgelerde sistem bir ütü gibi gezdirilir. Bir bakıma, sıcak bir masaj gibidir ve çoğu hasta tedaviden keyif alır. Bu ısı ile Radyo Frekansı, kolajen dokuyu uykudan uyandırır, faaliyete geçmesini, canlanmasını ve kendini yenilemesini sağlar. Tedavi sonunda özellikle kalça ve üst bacaklar gözle görülür bir şekilde gençleşir, gerilir ve basenler yukarı kalkar. Kollardaki sarkmalar, bel ve karın bölgesindeki gevşemeler toparlanır. Kalıcı değişim için, haftada 1 kez olmak üzere 10-12 seans yapılmasını öneriyoruz. Radyo Frekansı her türlü cilt rengine yapılabilir. Lekelenmeye yol açmaz, güneşe karşı hassasiyeti artırmaz ve şu ana kadar kullandığımız yöntemler içinde en uzun ömürlü, kalıcı sonuçları almamızı sağlar. Ayrıca yaz kış her mevsim yapılabilir. Dr.Yasemin Fatih Amato (www.yasemen.biz)

Diyeti zevke dönüştürün

'Diyet' sözünü dilimizden düşürmesek de, beslenme alışkanlığını kökten değiştirmek pek kolay değildir. Çünkü hepimiz biliriz ki, sadece beslenmek için yemek yemeyiz. Ağzımıza bir şeyleri atarken belki de acılarımızı, düş kırıklıklarımızı, öfkemizi, hayata isyanımızı, şişmanlığa karşı protesto duygularımızı yiyip çoğaltıyoruzdur, kim bilir?

Olur olmaz şeyleri hırsla yiyoruz sonra da derin bir vicdan azabı duymaya başlıyoruz. Ağzımıza attığımız her çikolata, her baklava, her hamburger, her meşrubat bizi rahatlatmak bir yana, aslında sorunlarımızı artırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Ardından kendimizi açlıkla cezalandırmaya kalkışıyoruz. Tabii yürümüyor ve bir kısır döngü içinde yaşam geçip gidiyor.

YEMEK İHTİYAÇTIR

Atıştırmak eksik ve kısır bir karın doyurma şeklidir. Aslolan sofradır ve sadece insanlar sofra kurarlar.

Yemek pişirmek, sunmak insanlığın evrimini gösterir. Hayvanlar karın doyurur, insanlar yemek yer ve bir tek insanın yemek yemeyi bilmek ve doymak ruhu vardır. Zevk için beslenmek son derece temel ihtiyaçlarımızı tatmin eder. Bunlardan ilki sağlık, diğeri psikolojik doyumdur. Gerek aile ile, gerekse dostlar ile paylaşılan her yemek bir törendir. Tek başına, suçlulukla dolu atıştırmalar ise yalnızlığı büyütür. Sofrayı, gıdaları iyi bir dost olarak baştan keşfetmeli ve ona egemen olmalıyız. Fazla kilolarıyla çelişki içinde olan insanların büyük çoğunluğu genellikle bir önyargının ve yanlış koşullanmanın kurbanıdırlar; 'Zevk' ve 'Acı'! Hangisi zevk, hangisi acı? Sevmediğiniz bir vücudun içinde yaşamaktan acı mı duyuyorsunuz? Kuşkusuz bu anlık değil, uzun bir zamana, geniş bir alana yayılan bir sorundur. Günün birinde dilediğiniz incelikte bir bedene sahip olursanız, sonsuz bir hazla buluşmuş olursunuz. Aynaya her baktığınızda hayata minnet duyar, kendinize yeni giysiler almaya başlarsınız.

YENİ DÜŞÜNCE KALIPLARI

Kilolusunuz ve canınız çikolata, börek, kızartma, cips veya baklava çekiyor. Tabii bunlar tüketilirken zevk veren gıdalardır. Ama anlık bir zevkin tuzağına düşerseniz, uzun vadeli mutluluğu biraz daha ertelemiş, biraz daha uzaklaştırmış olursunuz.

Geçici zevkleri ACI, kalıcı mutlulukları HAZ ile özdeşleştirmeyi başarırsanız emin olun zafer sizin olacaktır.

Örneğin mutfakta, ulaşmak istediğiniz inceliğin bir fotoğrafını karşınıza koyarsanız, asıl zevkin o olduğunu her fırsatta hatırlarsınız.

Bu fotoğrafı cüzdanınızın içine de, buzdolabının kapısına da koyabilirsiniz. Alış veriş yaparken size asıl amacınızı anımsatır! Önemli olan size zarar veren lezzetleri ve hareketsizliği sıkıntı ile, sizi hedefinize ulaştıracak lezzet ve düzenleri keyifle yaşamanızdır. Bu alanda biraz yaratıcı olun. Bakın neler olacak...

ŞİŞMANLATMAYAN GIDALAR

Düşük glisemik indeksli besinler şişmanlamayı önler!

Düşük glisemik indeksli besinler şişmanlamayı önler!Sağlıklı ve dengeli beslenme programınızı oluştururken, karbonhidrat, protein, yağ, lif (posa) ve diğer besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarda günlük hayatınızda tüketmelisiniz.

Düzenli beslenmek için; ana ve ara öğünlerdeki besin seçimlerinizi doğru miktarda ve doğru besin grubu seçimleri ile yapmalısınız. Beslenme programınızda her zaman lif oranı yüksek, tahıllı ekmek çeşitleri (tam buğday, çavdar, kepekli… gibi), salata çeşitleri, kuru baklagil ve sebze yemekleri gibi besinlerin her ana öğününüzde yemeniz gereken besinler arasında bulundurmalısınız.
Glisemik indeks, karbonhidrat grubu besinlerin başlıcaları olan tahıl çeşitlerinin, kuru bakliyat ve meyvelerin içeriğinde bulunan lif oranını belirlemeye yardımcı bir bilgidir. Yanlış, kötü, sorunlu karbonhidratların ortak özellikleri, glisemik indekslerinin (GI) yüksek oluşudur. Her karbonhidratın yaklaşık olarak belirlenmiş bir glisemik indeks değeri vardır. Glisemik indeks, en başa saf şeker (glikoz) konularak 0 ile 100 arasında ölçülür. Glisemik indeks değeri 55 -70 arasında olan karbonhidratlar orta, 55'in altındakiler düşük ve iyi besin seçimi olarak kabul edilmektedir, Glisemik indeks değeri 70 ve fazlası olan yiyecekler, yüksek glisemik indeks olan kötü karbonhidratlardır. Bu besinlerin kan şekerini yükseltme potansiyelleri hızlı ve yüksektir. Vücutta depolanan yağ miktarını artırırlar.

Glisemik indekse dikkat ederek besin seçimi yapmanın yararları;

- Kan şeker seviyesini düzenler
- Yorgunluk, halsizlik ve uyku halini azaltır
- İştahı bastırır, düzenler ve dengeler
- Sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik eder
- Sağlıklı kiloda kalmayı sağlar
- Kilo denetimini ve kontrolünü kolaylaştırır
- Enerji ve form düzeyinizi korur ve geliştirir
- Vücut yağ depolarının spor ile beraber sağlıklı ölçülerde kalmasına yardımcı olur.

Düşük glisemik indeksli besinler hangileridir?
Tahıl grubu besinlerin glisemik indeks değerleri:

- Karabuğday 54
- Bulgur 48
- Kahverengi pirinç 50
- Beyaz pirinç 70
- Tam buğday unundan makarna 40
- Simit 72
- Hamburger ekmeği 69
- Çavdar ekmeği 50
- Beyaz ekmek 77
- Tam buğday ekmeği 50
- Yulaf ezmesi 71
- Domates çorbası 38
- Mercimek çorbası 44

Kuru baklagiller glisemik indeks değerleri:

- Pişmiş kuru fasulye 48
- Nohut 28
- Soya fasülyesi 18
- Tatlı fasulye 31

Meyve grubu besinlerin glisemik indeks değerleri:

Elma 38, Kayısı 31, Muz 51, Kiraz 22, Greyfurt 25, Kivi 53, Mango 51, Portakal 48, Şeftali 38, Armut 38, Ananas 59, Erik 39, Üzüm 64, Kavun 65, Karpuz 72

Şekerli grubu besinlerin glisemik indeks değerleri :
Bal 55, Çikolata 44, Şeker 100

METABOLİZMA HIZLANDIRAN BİTKİSEL ÇAY

Metabolizmayı hızlandıran içecek için gerekli Malzemeler :

1 yemek kaşığı elma sirkesi
1kahve kaşığı bal
1 su bardağı sıcak su
2 adet karanfil

Hazırlanışı :
Karanfil konan bardak sıcak su ile doldurulur. Diğer taraftan elma sirkesi ve bal karıştırılır. Ardından karanfilli sıcak suya eklenir ve karıştırılır.
Su ılıdıktan sonra sabah aç karnına içilir. (Kahvaltıdan en az 20 dk. önce tüketilmelidir.)

LED LAZERLE BÖLGESEL ZAYIFLAMA

Dr. Ceyda Şener LED lazerle bölgesel zayıflama yöntemini anlatıyor.

En çok göbek, basen ve belde bölgesel olarak toplanan yağlar pek çoğumuzun en büyük derdi değil mi? Çoğumuzun bu sıkıntıdan kurtulma hayali “Ahh kalçalarımdan biraz kilo versem, belimi inceltsem ya da basenlerim küçülse hiç sorunum kalmayacak!” şeklinde özetlenebilir...

Tabii bu hayali gerçekleştirmek için kozmetik ve tıp el ele vermiş yıllardan beri uğraşıyor. Adına bölgesel incelme dediğimiz bu durum için pek çok işe yarar yöntem de geliştirildi son yıllarda...

Çünkü diyet, egzersiz gibi yöntemlerle sadece bu bölgelerdeki yağların giderilmesi çok ama çok güç. Günümüz toplumunda teknolojinin gelişmesi ile değişen yeme alışkanlıkları, çalışma koşulları, maalesef bu bölgesel yağların artmasına katkıda bulunmaktadır. Ve bu yağların giderilmesi için teknoloji giderek ön plana çıkmaktadır.

Bu amaçla her geçen gün yeni yöntemler geliştirilmektedir. Onlardan biri olan LED lazer ile bölgesel zayıflama dünyada ve özellikle Avrupa’da yaygın kullanılmaya başlanan yöntemlerden biridir. Bu yöntemin geliştirilmesinde liposuction gibi ameliyat teknolojilerine alternatif arayışlarının katkısı olmuştur.

Yapılan bilimsel çalışmalar LED lazerle zayıflama sisteminin etkin ve güvenli olduğunu göstermiştir. Özellikle diyet ve spora rağmen kurtulamadığınız bölgesel yağ birikintilerine uygulanır. Bu vücut bölgelerindeki yağ dokusunu eriterek, yağ hücrelerinin bütünlüğünü bozarak buradan uzaklaştırılmalarına yardımcı olur.

Aslında ‘liposuction’ bugüne kadar bilinen en etkili yöntemdi. Bölgesel yağları ameliyatla vakumlamak suretiyle bölgeden alan cerrahi bir yöntem oluşu sebebiyle taşıdığı riskler ve hasta için zorlukları kişileri caydıran sebepler oldu. Kişiler daha zahmetsiz ama etkili bir yöntem özlemi duyuyordu.

İşte LED lazerle bölgesel zayıflama yöntemi bu yöntemin ameliyatsız bir alternatifi olarak ortaya çıktı...

Göbek bölgesi

Göbek bölgesi en çok yağ birikiminin olduğu bölgedir. Cildin hemen altında yağ dokusu bulunur. Bu bölgeyi inceltmek için dört ayrı teknolojinin bir arada olduğu LED sistemi kullanılır. Vakumla, oluşan katmanlar içerisindeki yağ hücrelerinin içinde bulunan yağın boşalması, yağ kistlerinin parçalanması sağlanır, bu sayede bölgesel incelme, kasların yukarıya doğru sıkılaşması, ciltte gerginleşme, doku toparlanması gerçekleşir, vücut şekillendirilir. Ortalama her seansta 2.4 cm çevresel incelme sağlanabilmektedir. İşlem için herhangi bir ön hazırlığa gerek yoktur. Yaklaşık 45 dakika süren her seanstan sonra günlük aktivite veya işinize dönebilirsiniz.

Bel bölgesi

Bel bölgesi yağ birikimi olduğunda kalınlaşır ve konturları düzleşir. Kadın ve erkek estetiği açısından bu bölge son derece önemlidir. Özellikle yağ birikimi yan boşluklarda olmaktadır. Bu bölgedeki incelme için de yine göbek için olduğu gibi dört ayrı teknolojinin bir arada yer aldığı LED sistemi kullanılır. Ve bu bölgede de her seansta yaklaşık 2.4 cm incelme alınan ortalama sonuçtur. Hiçbir hazırlık gerektirmeyen her seans ortalama 45 dakikadır ve sonrasında günlük hayata dönülebilir...

Basen bölgesi

Basen bölgesinde yağ birikimi kadınsı konturların bozulmasına sebep olur. LED lazer cilt kollajen sentezini tetiklerken cilt altı yağ dokusu metabolizmasını hızlandırır. Derin katmanlardaki selülitin sebebi olan fibröz bantların gevşetilmesine neden olurken vakumterapi ünitesi bu bantların esnetilmesini sağlamanın yanısıra lenfatik drenajı artırarak bölgenin incelmesine katkıda bulunur. Bel ve göbek incelmesinde geçerli olanlar bu bölge için LED lazer uygulamasında da geçerlidir.

Bölgesel zayıflama için evde uygulanabilecek egzersizler neler olabilir?

BACAK İÇİ İÇİN: Eğilip kalkın! Bacak içi kaslarınızı sıkılaştıran ve sarkmasını önleyen bu hareketi yaparken bacaklarınızı iki yana açıp, 20 defa, oturur gibi, aşağıya eğilip kalkın. Bacağınızı sağa sola oynatın! Ayakta dururken tek bacağınızı biraz ileri doğru açın ve yapabildiğiniz kadar sağa-sola oynatın. 20 kez tekrarlayıp diğer bacağa geçin. Bacaklarınızı çaprazlayın! Yere yüzüstü uzanın. Bacaklarınızı yana açarak sırayla üste ve alta getirin, bu hareketi 25 kez tekrarlayın.

BASEN BÖLGESİ İÇİN: Bacağınızı havaya kaldırın! Kalçalarınızı çalıştıran bu hareket için ayakta durup bacaklarınızı sırayla havaya kaldırıp indirin. Her bir bacak için 20 kez tekrarlayın. Geriye doğru itin! Son derece etkili bu egzersizde yine ayakta durun ve her iki bacağınızı da sırayla 20 kez geriye kaldırabildiğiniz kadar yükseğe kaldırıp indirin. Yerden teması kesin! Sırt üstü yere uzanın ve bacaklarınızı sırayla havaya kaldırıp indirin. Her bacak için 20 kez.

DOYMUŞ YAĞLAR DOYMAYA ENGEL-Mehmet ÖZ

"Yiyorum yiyorum doymuyorum!" cümlesinin sorumlusu doymuş yağlardır! Çünkü onlar tokluk hissinizi engeller... Sofradan "Doydum" diyerek kalkmak içinse 'doymamış yağ' yemeniz gerekir.

Bu yağlı cheeseburger kaloriyle yüklü ama en azından açlığınızı kesiyor, öyle değil mi? Tam olarak değil! Aynı kaloriye sahip olsa da düşük yağ içeren yemeklerle kıyaslandığında 'yağ ziyafeti' kıvamındaki bu yiyecekler tuhaf bir şeye yol açar... Vücudunuzun, iştahınızı kesmeye yarayan leptin hormonunu salgılamasına engel olur. Yani kendinizi tok hissetmezsiniz. Göbekleri şişiren, damarları yaşlandıran doymuş yağlar, 'dört ayaklı' kaynaklardan gelir... Yağlı kırmızı et, tereyağı, yağlı peynirler ve diğer tam yağlı süt ürünleri... (Bu arada, trans yağlar da aynı derecede kötüdür) Doymuş yağlar, nadiren palmiye ve hindistan cevizi yağı gibi bitkisel gıdalarda görülür.

DOKULARI ONARIYORLAR

Vücudunuzun yağ hücrelerinde saklanan leptini salgılamasına yardımcı olmak için doymamış yağ içeren besinleri tüketmeniz gerekir. Özellikle ceviz, avokado, zeytin, çeşitli tohumlar, kanola yağı başta olmak üzere bitkisel yağlar, birçok balık ve deniz yosunları doymamış yağ açısından zengindir. Yağdan tamamen kaçınmak da istemeyiz... Enerji sağlamak, vücutta bazı besinlerin emilimini gerçekleştirmek ve dokuları onarmak için yağa ihtiyaç vardır. Ilımlı miktardaki sağlıklı yağ, kalp krizi riskini de düşürür. Ayrıca leptinin bir numaralı görevini yani 'size aç olmadığınızı söyleme' görevini de yerine getirmesini sağlamak gerekir...

BELİNİZ İNCE KALSIN

Doymuş yağlardan uzak dururken bel kalınlığınızı korumak için de şunları yapmalısınız:

* Alkol tüketiminizi kontrol altında tutun: Alkol, leptinin görevini engeller ama masanın üzerine çıkıp dans etmenize ya da eski sevgilinizi aramanıza yol açar!

* Her gün 30 dakika yürüyün ve biraz kas yapın: Bazen leptin, işlevini gerektiği gibi göremez ve hücreleriniz onun mesajlarına cevap vermeyi keser. Egzersiz yaparsanız, hücreleriniz tekrar leptine karşı duyarlı hale gelir.

BELİNİZİ İNCELTME SIRLARI-Mehmet ÖZ

Temel bel ölçüsüyle başlıyor. Birçoğumuz kilolara kafamızı takarız ama aslında önemli olan bel ölçüsüdür. Çünkü, bel ölçünüz genel sağlığınız açısından en iyi ve tek göstergedir. Bel ölçüsü kontrolü programınızın işe yaraması için, ne kadar çok yediğinizi veya yemediğinizi asla düşünmeyeceğiniz pratik bir plana ihtiyacınız var.

Nasıl bir egzersiz programı olmalı?

'SİZ Egzersiz'in bir parçası olan, son derece basit ama bir o kadar da etkili egzersizimi bir deneyin. 'Görünmez sandalye' adını verdiğim bu egzersizi herkes yapabilir. Basit ve çok etkilidir. Bütün bacağı güçlendirir. Sırtınızı bir duvara dayayarak sandalyeye oturur gibi havada oturun (sandalye olmadan!) ve avuçlarınızı dizlerinize dayayın.

İşiniz bittiğinde kolayca ayağa kalkabilmek için bu hareketi tutunabileceğiniz bir mobilyanın yanında yapın. Topuklarınızı dizlerinizin tam altında, 90 derecelik açıyla tutun; omuzlarınız arkaya kıvrılmalı, başınız duvara dayanmalı. Bu şekilde olabildiğince uzun süre durun ve her seferinde süreyi 2 dakika artırmaya çalışın. Yüz kaslarınızı gevşetin ve yavaş nefes alıp verin.

Öğün öncesinde yağ yiyin

Eğer öğüne başlamadan önce az miktarda doğru türde yağlardan alırsanız, beyninize doyduğunuz sinyalini göndererek hormon sisteminizi kandırabilirsiniz. Öğünden 20 dakika önce bir parça yağ yerseniz,

Prensipler neler?

Diyetimin temeli bel ölçüsüyle başlıyor. Birçoğumuz kilolara kafamızı takarız ama aslında önemli olan bel ölçüsüdür. Çünkü, bel ölçünüz genel sağlığınız açısından en iyi ve tek göstergedir. Bel ölçüsü kontrolü programınızın işe yaraması için, ne kadar çok yediğinizi veya yemediğinizi asla düşünmeyeceğiniz pratik bir plana ihtiyacınız var.

Çalışanların uygulaması kolay

Yeme sisteminizi otomatikleştirirseniz kolay. İşte sizler için ailemle birlikte her sabah yediğimiz kahvaltının tarifi; 5 dakikada hazırlanabilen tipik bir tarif ki ben buna 'sihirli kahvaltı bombası' adını veriyorum:

- 2 kişilik, kişi başına 136 kalori

- 1 kaşık (1/3 fincan) soya proteini

- 1/2 çorba kaşığı keten tohumu yağı

- 1/n fincan donmuş çay üzümü

- 1 büyük boy muz (veya hangi meyveyi seviyorsanız)

- 1/2 çorba kaşığı elma suyu konsantresi veya bal

- 30 gram buzlu su ve eğer isterseniz, vitamin tozları

Tüm bunların hepsini bir blendere koyun ve istediğiniz kıvama gelinceye kadar karıştırın.

'SİZ Egzersiz'in bir parçası olan, son derece basit ama bir o kadar da etkili egzersizimi bir deneyin. 'Görünmez sandalye' adını verdiğim bu egzersizi herkes yapabilir. Basit ve çok etkilidir. Bütün bacağı güçlendirir. Sırtınızı bir duvara dayayarak sandalyeye oturur gibi havada oturun (sandalye olmadan!) ve avuçlarınızı dizlerinize dayayın.

İşiniz bittiğinde kolayca ayağa kalkabilmek için bu hareketi tutunabileceğiniz bir mobilyanın yanında yapın. Topuklarınızı dizlerinizin tam altında, 90 derecelik açıyla tutun; omuzlarınız arkaya kıvrılmalı, başınız duvara dayanmalı. Bu şekilde olabildiğince uzun süre durun ve her seferinde süreyi 2 dakika artırmaya çalışın. Yüz kaslarınızı gevşetin ve yavaş nefes alıp verin.

Neden çoğu diyet başarısızlıkla sonuçlanıyor?

Çoğu insan doğrusal bir zihin yapısına sahiptir. Şöyle düşünürler; eğer biraz iyiyse, daha fazla daha iyidir. Ama sağlıklı beden, genellikle doğrusal değildir. Günde 100 kalori daha az alırsanız, her ay yarım kilo verirsiniz ve bir etki görmezsiniz. Ama günde 100 kalori daha az alırsanız (daha fazlası daha iyi değil mi?) muhtemelen yoyo diyetine girersiniz ve verdiğiniz kiloları geri alırsınız. Bunun nedeni, açlığın metabolizmayı yavaşlatmasıdır.

Aynı zamanda karbonhidrat metabolizmanız da yavaşlar. Dolayısıyla, sonunda elinize bir şeker çubuğu geçirdiğinizde, aldığınız kalori çabucak yağa dönüşür.

Stres şişmanlatıyor mu?

Göbek yağı (omentum) özellikle stresle artar ve stres hormon alıcıları vardır; dolayısıyla bel ölçünüz, bedensel stresiniz açısından en iyi göstergedir. Stresle ve bel ölçüsüyle başa çıkmak, büyük ölçüde vücudunuzdaki iltihaplanma seviyeleriyle başa çıkmak demektir. Omega-3 yağ asidi, karaciğerlerimizde iltihaplanmaları önleyen proteinleri (PPAR denir) harekete geçirir ve böylece biyolojimiz obezlikten kaynaklanan iltihaplanmaları gidermede daha etkili olur.

Bu, fazla kilolardan kaynaklanan hastalıklardan uzak durmamızı sağlar. Aynı sağlıklı yağlar, açlık hissi uyandıran 'grelin' hormonu saklar. Yapay yağlar tam aksi etki yapar ve 'nfKB'yi (hücresel seviyede iltihaplanmalar için en önemli etken) uyarır ve çok zararlı bir etki yaratır.

Tartılmak yerine belinizi ölçün

Bazı insanlar, televizyon programlarının sadece akşamları yayınlandığı günlerden beri basküle çıkmamıştır. Bu sorun değil. Bizim için kilonuzu bilmeniz önemli değil; ama yine de bu programda ilerlemek istiyorsanız hemen gidin tartılın. İhtiyacınız olan tek şey bir mezura. Göbek deliğinizin hizasından bel çevrenizi ölçün ve bulduğunuz rakamı yazın. İdeal sağlık göstergesi olarak, kadınlar için ideal bel ölçüsü 82 santimdir. Eğer 93 santimi geçerseniz, sağlık riskiniz artar. Erkekler için ideal ölçü ise 88.5 santimdir. 101 santimden yukarısı sağlık riski demektir.

BEL ÖLCÜSÜ-Mehmet ÖZ

Temel bel ölçüsüyle başlıyor. Bir çoğumuz kilolara kafamızı takarız ama aslında önemli olan bel ölçüsüdür. Çünkü, bel ölçünüz genel sağlığınız açısından en iyi ve tek göstergedir. Bel ölçüsü kontrolü programınızın işe yaraması için, ne kadar çok yediğinizi veya yemediğinizi asla düşünmeyeceğiniz pratik bir plana ihtiyacınız var.

Nasıl bir egzersiz programı olmalı?

'SİZ Egzersiz'in bir parçası olan, son derece Mehmet ÖZbasit ama bir o kadar da etkili egzersizimi bir deneyin. 'Görünmez sandalye' adını verdiğim bu egzersizi herkes yapabilir. Basit ve çok etkilidir. Bütün bacağı güçlendirir. Sırtınızı bir duvara dayayarak sandalyeye oturur gibi havada oturun (sandalye olmadan!) ve avuçlarınızı dizlerinize dayayın.

İşiniz bittiğinde kolayca ayağa kalkabilmek için bu hareketi tutunabileceğiniz bir mobilyanın yanında yapın. Topuklarınızı dizlerinizin tam altında, 90 derecelik açıyla tutun; omuzlarınız arkaya kıvrılmalı, başınız duvara dayanmalı. Bu şekilde olabildiğince uzun süre durun ve her seferinde süreyi 2 dakika artırmaya çalışın. Yüz kaslarınızı gevşetin ve yavaş nefes alıp verin.

Öğün öncesinde yağ yiyin

Eğer öğüne başlamadan önce az miktarda doğru türde yağlardan alırsanız, beyninize doyduğunuz sinyalini göndererek hormon sisteminizi kandırabilirsiniz. Öğünden 20 dakika önce bir parça yağ yerseniz,

Prensipler neler?

Diyetimin temeli bel ölçüsüyle başlıyor. Birçoğumuz kilolara kafamızı takarız ama aslında önemli olan bel ölçüsüdür. Çünkü, bel ölçünüz genel sağlığınız açısından en iyi ve tek göstergedir. Bel ölçüsü kontrolü programınızın işe yaraması için, ne kadar çok yediğinizi veya yemediğinizi asla düşünmeyeceğiniz pratik bir plana ihtiyacınız var.

Çalışanların uygulaması kolay

Yeme sisteminizi otomatikleştirirseniz kolay. İşte sizler için ailemle birlikte her sabah yediğimiz kahvaltının tarifi; 5 dakikada hazırlanabilen tipik bir tarif ki ben buna 'sihirli kahvaltı bombası' adını veriyorum:

- 2 kişilik, kişi başına 136 kalori

- 1 kaşık (1/3 fincan) soya proteini

- 1/2 çorba kaşığı keten tohumu yağı

- 1/n fincan donmuş çay üzümü

- 1 büyük boy muz (veya hangi meyveyi seviyorsanız)

- 1/2 çorba kaşığı elma suyu konsantresi veya bal

- 30 gram buzlu su ve eğer isterseniz, vitamin tozları

Tüm bunların hepsini bir blendere koyun ve istediğiniz kıvama gelinceye kadar karıştırın.

'SİZ Egzersiz'in bir parçası olan, son derece basit ama bir o kadar da etkili egzersizimi bir deneyin. 'Görünmez sandalye' adını verdiğim bu egzersizi herkes yapabilir. Basit ve çok etkilidir. Bütün bacağı güçlendirir. Sırtınızı bir duvara dayayarak sandalyeye oturur gibi havada oturun (sandalye olmadan!) ve avuçlarınızı dizlerinize dayayın.

İşiniz bittiğinde kolayca ayağa kalkabilmek için bu hareketi tutunabileceğiniz bir mobilyanın yanında yapın. Topuklarınızı dizlerinizin tam altında, 90 derecelik açıyla tutun; omuzlarınız arkaya kıvrılmalı, başınız duvara dayanmalı. Bu şekilde olabildiğince uzun süre durun ve her seferinde süreyi 2 dakika artırmaya çalışın. Yüz kaslarınızı gevşetin ve yavaş nefes alıp verin.

Neden çoğu diyet başarısızlıkla sonuçlanıyor?

Çoğu insan doğrusal bir zihin yapısına sahiptir. Şöyle düşünürler; eğer biraz iyiyse, daha fazla daha iyidir. Ama sağlıklı beden, genellikle doğrusal değildir. Günde 100 kalori daha az alırsanız, her ay yarım kilo verirsiniz ve bir etki görmezsiniz. Ama günde 100 kalori daha az alırsanız (daha fazlası daha iyi değil mi?) muhtemelen yoyo diyetine girersiniz ve verdiğiniz kiloları geri alırsınız. Bunun nedeni, açlığın metabolizmayı yavaşlatmasıdır.

Aynı zamanda karbonhidrat metabolizmanız da yavaşlar. Dolayısıyla, sonunda elinize bir şeker çubuğu geçirdiğinizde, aldığınız kalori çabucak yağa dönüşür.

Stres şişmanlatıyor mu?

Göbek yağı (omentum) özellikle stresle artar ve stres hormon alıcıları vardır; dolayısıyla bel ölçünüz, bedensel stresiniz açısından en iyi göstergedir. Stresle ve bel ölçüsüyle başa çıkmak, büyük ölçüde vücudunuzdaki iltihaplanma seviyeleriyle başa çıkmak demektir. Omega-3 yağ asidi, karaciğerlerimizde iltihaplanmaları önleyen proteinleri (PPAR denir) harekete geçirir ve böylece biyolojimiz obezlikten kaynaklanan iltihaplanmaları gidermede daha etkili olur.

Bu, fazla kilolardan kaynaklanan hastalıklardan uzak durmamızı sağlar. Aynı sağlıklı yağlar, açlık hissi uyandıran 'grelin' hormonu saklar. Yapay yağlar tam aksi etki yapar ve 'nfKB'yi (hücresel seviyede iltihaplanmalar için en önemli etken) uyarır ve çok zararlı bir etki yaratır.

Tartılmak yerine belinizi ölçün

Bazı insanlar, televizyon programlarının sadece akşamları yayınlandığı günlerden beri basküle çıkmamıştır. Bu sorun değil. Bizim için kilonuzu bilmeniz önemli değil; ama yine de bu programda ilerlemek istiyorsanız hemen gidin tartılın. İhtiyacınız olan tek şey bir mezura. Göbek deliğinizin hizasından bel çevrenizi ölçün ve bulduğunuz rakamı yazın. İdeal sağlık göstergesi olarak, kadınlar için ideal bel ölçüsü 82 santimdir. Eğer 93 santimi geçerseniz, sağlık riskiniz artar. Erkekler için ideal ölçü ise 88.5 santimdir. 101 santimden yukarısı sağlık riski demektir.

YOĞURT İLE GÜLÜMSEYİN-Mehmet ÖZ

Elinize bir kase yoğurt alın ve gülümseyin. Ama formunuzu korumanıza yardımcı olduğu ya da lezzetli olduğu için değil, bunların yanı sıra gülümsemenizin her zaman mükemmel kalmasını sağladığı için... (Tabii yağsız ve şekersiz yoğurt olduğundan emin olun.)

DİŞ ETİ ÇEKİLİYOR

Araştırmalar gösteriyor ki; yoğurt yiyen insanlar, yemeyenlere göre, daha az diş eti çekilmesi sorunu ve diş kaybı yaşıyor. Diş eti çekilmesinin birçok nedeni olabilir. Hatta diş eti çekilmesine neden olan bakteri, ayrıca iltihaplanma ve damar sertliğine de yol açabilir. Diş eti çekilmesi ise, kalp krizinden kırışıklığa, hatta iktidarsızlığa kadar pek çok probleme neden olabilir. İşte burada yoğurt devreye giriyor. Yoğurdun içindeki sağlıklı bakteri, bağırsaklarınızdaki bakteriyi etkisiz hale getirip sindiriminizi kolaylaştırdığı gibi, ağzınızdaki zararlı bakteriyi de etkisiz yapıyor.

BEŞ KAŞIK YETERLİ
Ağzınız ve tüm sağlığınızın iyiliği için, günde sadece beş-altı kaşık yoğurt bile inanılmaz işe yarar. Ama unutmayın; yoğurt, diş ipinin yerini tutmaz! (Üzgünüz ama gün içinde çok daha zor işler yapıyorsunuz, dişlerini diş ipiyle temizlemek o kadar da zor olamaz!) Sağlıklı ve gülünce güzel görünen bir ağız için ikisine de ihtiyacınız var, ayrıca doğru bir diş fırçalama tekniğine de...

GÜNDE 13 CEVİZLE İÇTEN DIŞA GENÇLİK
Kalbinizi ve damarlarınızı, çocukken olduğu gibi genç tutmak istiyorsanız; dört hafta boyunca günde 13-21 tane ceviz yiyin. İşte, bu kadar basit! Bir araştırmada bir grup insan, günlük diyetlerindeki, son derece sağlıklı tekli doymamış yağları (zeytinyağı ve mısıryağı gibi) günde 13 cevizle değiştirdiğinde; birkaç hafta sonra kan damarlarının genişlediği, kan akışının daha iyi olduğu görülmüş.

SİHİRLİ BİR ETKİSİ VAR
Bir araştırmada, haftanın altı günü ceviz sayısı 21'e çıkarılmış ve kötü kolesterol LDL seviyesinin yüzde 20 oranında düştüğü görülmüş. Önemli çünkü bu, kalp krizi ve felç riskinin yüzde 18 oranında düştüğü anlamına geliyor. Genel inanışa göre kalp ve damarlara (ayrıca beyin, göz ve eklemler için de faydalı) cevizdeki Omega-3 yağları iyi geliyor. Bu doğru ama sadece Omega-3 tek başına LDL'yi bu kadar düşürmeyi başaramaz. Bu da cevizde bir başka etken madde olabileceğini akla getiriyor. O her ne olursa olsun, adeta bir sihir etkisi taşıyor. Cevizi sadece çerez olarak değil, yemeğinize ve salatanıza ekleyerek de yiyebilirsiniz.

RAHAT SİNDİRİM İÇİN YEDİKLERİNİZİ ELEYİN!
Hayatınızda birçok şey bağırsaklarınızın işleyişini etkileyebilir ama akşam yemeğinizin bu etkenlerden bir tanesi olmamalıdır. Midenizi yumuşatmak için sevdiğiniz şeylerden vazgeçmeniz gerekmez. Kesin suçluları gıda elimine testiyle belirleyin. Bu test hiç ağrılı değildir ve uygulamak için evden çıkmanıza bile gerek yoktur.

ÜÇ GÜNLÜK TEST
Üç gün için bir grup yemeği (süt ürünleri, tahıllı ürünler, şekerli veya yapay renkli gıdalar) sıralayın ve eleyin. Bu grupları yemediğinizde midenizde ve enerji seviyenizde ne gibi değişiklikler olduğunu not edin. Sonra elediğiniz bu grupları tekrar beslenme programınıza ekleyin ve değişiklikleri görün. Bu testle, hangi gıdaların sizi harika hissettirdiğini öğrenmekle kalmayacak; nelere alerjiniz olduğunu da göreceksiniz. Düşük dereceli gıda alerjilerinin belirtileri nezleye benzer ve baş ağrısı da görülür. Bu testle sadece alışkanlıktan bazı gıdalardan uzak kalabileceksiniz.

DERİN NEFES ALARAK CİLDİNİZİ RAHATLATIN
İçinize attığınız stres bir şekilde dışarı çıkmanın yolunu bulur. Stres varsa, bedelini cildiniz öder. Strese maruz kalmış ciltler sedef hastalığı ve egzama gibi cilt hastalıklarına elverişlidir. Stresten kurtulmak için yoga dersleri ve yürüyüş seansları yapıyorsanız, cildinizin iyiliği için devam edin. En azından birkaç derin nefesle rahatlayın. İçinize çektiğiniz hava bir dalga gibi belinizden vücudunuza yayılır. Soluğunuzu verirken de karnınızı içeri doğru çekin.

BELİ KALINLAŞTIRAN YEMEK EFSANELERİ
Bazı insanlar sadece kek yemeyi düşünerek bile kilo aldıklarını söyler. Aslında bir açıdan haklı olabilirler. Yediğinizi düşündüğünüz yanlış besinler, belinizin kalınlaşmasına neden olabilir. O halde yapmanız gereken; alışkanlıklarınızı ve tarzınızı değiştirmek

Yediğiniz her yağ kiloya dönüşür
Gerçek: Yediğiniz her şey, bağırsaklarınızda sindirilirken vücudunuz tarafından kullanılmazsa, kiloya dönüşme potansiyeli taşır. Burada önemli olan vücudunuzdaki iltihaplanmayı önlemek için, fındık-fıstık ve balıkta bulunan iyi yağları tüketmektir. Ayrıca doğru yağ, kendinizi tok hissetmenizi sağlar. Böylece birkaç saat sonra elinize geçeni yeme ihtiyacı duymazsınız.

Az yağlı yiyeceklerin kalorisi de azdır
Gerçek: Az yağlı yiyecekler, bazen yağlı türleri kadar kalori içerebilir. Çünkü üreticiler, yağı azalttıklarında, yiyeceğe tat vermek için şeker ve sodyum ekler. İçeriği kontrol edin!

1 büyük porsiyon 3 küçük porsiyondan iyidir
Gerçek: Araştırmalar, bütün kalorileri bir yemek türünden alan insanların, kalorilerini üç ayrı yemekten alan insanlara göre daha çok kilo aldıklarını gösteriyor. Düşünün; karnınızı büyük porsiyon bir yemekle doldurunca her seferinde daha fazlasını istersiniz. Yapıcağınız basit; küçük porsiyonlar yiyin ve yemeğe sağlıklı yağlarla başlayın.

İKİ HAFTA DİYETİ-Mehmet ÖZ

Bu diyet iki haftada tüm vücudunuzu yenileyecek!

Sürekli farklı diyet reçeteleri deneyip başarısız olanlardansanız bugünkü sözüm öncelikle size! 8 milyon Amerikalı’nın her yeni yılda diyete başladığı tahmin ediliyor. İnanılmaz ama kilo verebilmek için her yıl 40 milyar dolar para harcıyoruz. Bu durumun Türkiye’de de çok farklı olmadığını gözlemlerimden biliyorum. Peki başarı oranı ne? Maalesef diyete başlayanların sadece yüzde 2’si hedeflediği kiloyu verme konusunda başarılı olabiliyor!

Bugün size iki haftalık bir reçete vereceğim. Bu reçete sadece kilo vermenizi değil vücudunuzu yenilemeyi de hedefliyor. Baharla birlikte metabolizmanızı hem hafifletmek hem de yenilemek istemez misiniz? Cevabınız ‘evet’se çalışmaya başlayabiliriz...

Kilo vermede herkesin bilmesi gereken üç kural

1- Bel çevreniz en fazla boyunuzun yarısı olmalı. Mezurayı kalçanızın üstünde göbek deliğinizin altında bir yere koyun. Kadınların bel çevresinin 80 santimi geçmemesi gerekiyor ama erkeklerinki 90 santim olabilir.
2- İkinci kural; karın yağının biyolojisi. Bunun için de karaciğerinizin ve omentumunuzun (Karın içerisinde, bağırsakları örten oluşum) nasıl çalıştığını bilmelisiniz. En önemlisi burada biriken yağlardır. Yemek, yediğiniz anda mideye iner, oradan da bağırsaklara geçer. Yiyecekler bağırsak duvarı tarafından emilir. Yararlı da olsa zararlı da olsa emilir ve bu damardan geçerek karaciğere ulaşır. Karaciğer o kadar büyüktür ki her şeyi metabolize edebilir. Ama yanlış beslenirseniz hemen yağlanır. Bu yağlanma neye neden olur? Kalp krizine ve kanser de dahil pek çok hastalığa!
3- 3’üncü ve en önemli kural ‘Alışveriş sepetinize asla girmemesi gereken maddeler’.

Salt şekerle yüklü yiyecekler: Bunlar aynı zamanda salt karbonhidratlar olarak adlandırılırlar. Şekerli kahvaltılık gevrekler, pasta ve hamur işleri, kurabiyeler, kekler ve gazlı içecekler bu grubu oluşturur. İnsülin tepkimesini en üst düzeyde tetikleyen bu besinlerden alacağınız yağlar inanılmaz bir hızla depolanır ve sizi obeziteye yaklaştırır!
Nitrik asit ve doymuş yağ içeren etler: Söğüş et, jambon, sucuk ve sosis gibi işlenmiş etler nitrik asit ve tazeliği koruyan kimyasal katkılar içerir. Nitrik asit mide kanseri ve başka dejeneratif hastalıklarla bağdaştırılmıştır. Bu yağlı et ürünleri ayrıca kalp krizi ve çarpıntılarda bir risk faktörü olan ‘kötü’ LDL kolesterolün seviyesini artırabilen sağlıksız doymuş yağlarla doludur.
Telaffuz edemediğiniz içerikler: Demir sülfat, tiyamin mononitrat... Şu pratik kuralı uygulayın; eğer bir gıdayı anlamanız için kimya dersi almanız gerekiyorsa veya beş içeriği telaffuz edemiyorsanız, alışveriş sepetinizin yanına bile yaklaştırmayın!
Sahte sağlıklı gıdalar: Sahte sağlıklı yiyecekler, bazı kurabiyeler, salata sosları veya yoğurt markaları gibi, kendilerini ‘yağ oranı düşük’ olarak gösteren yanıltıcı yiyeceklerdir. Onların etiketlerine yakından bir bakın.
Lezzeti oluşturabilmek için şeker veya tuz oranları yüksektir. Diğer yanıltıcı yiyecekler, ‘tam tahıl içerir’ şeklinde etiketlenmiş ambalajlı ekmek ve krakerlerdir. Mümkün olduğunca gerçek gıdalar seçin.

Harvard’da büyük bir araştırma yapıldı ve az yağlı ya da yağsız yiyecekler incelendi. Bu besinleri yiyenlerin normal miktarda normal yiyecek yiyenlerden daha çok kilo aldığı görüldü. Çünkü bir miktar yağ gereklidir, insanı tok tutar.

Sodyum oranı yüksek konserve gıdalar: Vücudumuza aldığımız sodyum miktarının yüzde 80’i işlenmiş ve konserve gıdalardan gelir. Konserve yiyecekler tuzla doludur ve önerilen günlük ihtiyacımızın yarısı veya yarısından fazlasını içerir. Sodyum bakımından zengin bir beslenme biçimi tehlikelidir, yüksek kan basıncına neden olabilir.

İşte yiyecekler ve beslenme hakkında akıllıca tercihler yapmanızı sağlayacak yedi günlük bir plan. İkinci hafta, birinci hafta yaptıklarınızı tekrarlayacaksınız ama istediğiniz noktalarda uygun yiyecek değişiklikleri yapabilirsiniz.

1. Gün:
1. Yürüyün: Otuz dakika. Yürümek size fiziksel başarının ilk dozunu verir. Her gün 30 dakika yürürseniz, diyet için davranış ve motivasyon temellerini oluşturmuş olursunuz.
2. Esneme hareketleri yapın: Yürüdükten sonra 5 dakika esneme egzersizleri yapın. Esnemek kaslarınızın gevşemesine ve esnekleşmesine yardımcı olurken, aynı zamanda meditasyon etkisiyle dikkatinizi odaklamanızı ve zihinsel açlıktan uzak durmanızı sağlar.
3. Mutfağınızı temizleyin: Bütün yeni, iyi yiyeceklere yer açmak için, mutfağınızdaki beslenme suçlularından kurtulun. ‘Alışveriş sepetinize asla girmemesi gereken maddeler’ prensibine bağlı kalarak mutfağınızı temizleyin.
4. Alışverişe çıkın: Birinci hafta, normalden daha uzun bir alışveriş listeniz olacak. Çünkü haftalık tarifler için gereken malzemelerin yanı sıra, temel ihtiyaçlarınızı da alacaksınız. Sebze veya çorba tercihlerinize karar verin.

Kahvaltı: Yumurtanın beyazıyla omlet, meyve suyu, kahve veya çay Sabah atıştırması: Önceden hazırladığınız sebze veya meyve parçaları
Öğle yemeği: Sağlıklı burger (Tam buğdaylı ekmek ile yapılan sebze burger)
Öğleden sonra atıştırması: Meyveli yoğurt
Akşam yemeği: Bulgurlu somon (derisi alınmış somon fileto ve zeytinyağı ile pişirilmiş bulgur pilavı)
Tatlı: Portakal dilimleriyle 30 gram bitter çikolata
İçecek: Su, kahve, çay

2. Gün:
Karın yağlarının biyolojisiyle ilgili ufak bir ipucundan yola çıkacağız. Günde sadece 100 kalori daha az alırsanız yılda kesinlikle 5 kilo verirsiniz.

1. Yürüyün: Otuz dakika.
2. Esneme hareketleri yapın: 5 dakika.
3. Partner bulun: Hedefleriniz, yemekleriniz, yeni planınız hakkında konuşabileceğiniz bir partner bulun. Öğrendiğiniz bilgileri paylaşın. Bu sizi güçlü kılar.

Kahvaltı: Yağsız sütlü mısır gevreği; meyve suyu, kahve veya çay.
Sabah atıştırması: 15 gram çiğ kuruyemiş.
Öğle yemeği: Cevizli, meyveli, yeşil sebzeli, tavuklu (hindi eti/somon olabilir) salata
Öğleden sonra atıştırması: Meyveli yoğurt
Akşam yemeği: Sebzeli, tam kepekli pizza
Tatlı: Patlamış mısır (Mikrodalga fırında yüksek ısıda 4-5 dakika pişirin. Mısırlar patlamalı ama kavrulmamalıdır. Lezzet için sarımsak tozu veya tarçın ekleyebilirsiniz)
İçecek: Su, kahve, çay

3. Gün:
Öğünleri önceden tasarlamak önemlidir. İçinde her zaman protein, tam buğday ekmeği ve yeşil sebzeler olmalı. Yemeği küçük bir tabağa koyun.

1. Yürüyün: 30 dakika.
2. Egzersiz programı uygulayın: Yirmi dakikalık ağırlık gerektirmeyen bir egzersiz planı uygulayın. Güç egzersizi vücudunuza kas eklemenizi, dolayısıyla metabolizmanızı hızlandırmanızı ve yağ yakmanızı sağlar.
3. Yazın: Yediğiniz her şeyi yazın; bu size sorumluluk kazandırır.
4. Alışverişe çıkın: Hafif ve ortopedik iyi bir çift koşu ayakkabısı alın ve bir adım ölçer alın (günde 10.000 adım!).

Kahvaltı: Sihirli kahvaltı
Malzemeler: 1/2 büyük ve olgun muz, dilimlenmiş seçtiğiniz (veya başka meyve)
1 kaşık soya proteini
1/2 çorba kaşığı keten tohumu yağı
1/4 fincan donmuş yaban mersini
1/2 çorba kaşığı elma suyu konsantresi veya bal
1 çay kaşığı karnıyarık otu tohumu
250 ml su

Uygulama: Bir karıştırıcıda tüm malzemeyi birleştirin. İsteğe bağlı olarak buz ve toz vitaminler de ekleyebilirsiniz. Pürüzsüz bir karışım elde edene kadar karıştırın.

Sabah atıştırması: Elma
Öğle yemeği: Bir kase bahçe hasadı sebze çorbası (seçim size kalmış); yeşillik üzerinde kızılcık, ceviz ve ufalanmış peynir.
Öğleden sonra atıştırması: Meyveli yoğurt
Akşam yemeği: Domatesli, zeytinli ve fasulyeli tavuk
Tatlı: Tarçınlı elma tatlısı
İçecek: Su, kahve, çay

4. Gün:
Dördüncü günde ruhun rolü önem kazanıyor. Obezitenin en büyük etkenlerinden biri çevre ve duyguları kontrol edememektir. Kendinize bir ortak bulmanızı söylemiştim. Onunla kontağı geliştirin... Sizi kimsenin sabote etmesine izin vermeyin!

1. Yürüyün: 30 dakika
2. Esneme hareketleri yapın: 5 dakika
3. Gerekli U dönüşlerini yapın: Bu noktada sizi yoldan çıkartacak kışkırtmalar ile başa çıkabilmeniz için tüyolar:
Dudak yalamak: Nefes alın, dudaklarınızı yalayın ve yavaşça nefesinizi verin. Bu yatıştırıcı hareket sakinleşmenize ve dikkatinizi toplamanıza yardımcı olur.
Bel askısı: Dik durun, belden hafifçe öne eğilin ve alt sırtınızı gevşetin. Yere uzanın, dirseklerinizi tutun veya dizlerinizin arkasına dokunun. Asıl önemli olan, sırtınızda ve kalçalarınızda toplanan gerilimi atmaktır.

Kahvaltı: Yağsız sütlü mısır gevreği; meyve suyu, kahve veya çay
Sabah atıştırması: 15 gram çiğ kuruyemiş
Öğle yemeği: Cevizli, meyveli, yeşil sebzeli, tavuklu (hindi eti/somon olabilir) salata
Öğleden sonra atıştırması: Meyveli yoğurt
Akşam yemeği: Tatlı patates püreli, limonlu ve kaparili tavuk
Akşam atıştırması: Domatesli avokadolu salata
İçecek: Su, kahve, çay

5. Gün:
Kaçamak yapmayı öğrenmek. Kahvaltıda baharatlı bir şey yediyseniz eğer, örneğin karabiber, öğle yemeğinde daha az yersiniz.

1. Yürüyün: 30 dakika
2. Egzersiz programını uygulayın: 20 dakika.
3. Doktorunuzu arayın ve bir randevu alın: Tansiyon, bel ölçüsü, kalp ritmi ve kolesterol seviyeleriniz gibi önemli bilgilerinizi güncelleyin.

Kahvaltı: Sihirli kahvaltı bombası
Sabah atıştırması: Erik
Öğle yemeği: Bir kase bahçe hasadı çorbası; yeşillik üzerinde kızılcık, ceviz ve ufalanmış peynir.
Öğleden sonra atıştırması: 1/2 tam kepekli pizza içinde sebze
Akşam yemeği: Bademli, kayısılı tavuk ve taze fasulye
Tatlı: Portakal dilimleri ve 30 gram bitter çikolata
İçecek: Su, kahve, çay

6. Gün:
1. Yürüyün: 30 dakika
2. Esneme hareketleri yapın: 5 dakika
3. Biraz hava atın: Bir arkadaşınıza, kaydettiğiniz ilerlemelerden ve fark ettiğiniz değişikliklerden söz edin.

Kahvaltı: Yağsız sütlü mısır gevreği; meyve suyu, kahve veya çay
Sabah atıştırması: 15 gram çiğ kuruyemiş
Öğle yemeği: Cevizli, meyveli, yeşil sebzeli, tavuklu (hindi eti/somon olabilir) salata
Öğleden sonra atıştırması: Meyveli yoğurt
Akşam yemeği: Fırınlanmış patatesle hindili dürüm
Akşam atıştırması: Patlamış mısır
İçecek: Su, kahve, çay

7. Gün:

Halka açılma günü. Tüm arkadaşlarınıza ve akrabalarınıza diyete başladığınızı söyleyin. Amacınız da hayatınızın sonuna kadar sağlıklı olmak. Arkadaşlarınız size yardım edecek, başarmanız için destek olacaklardır. İnsanlara açıkladığınız anda bu işi yapacağım demiş oluyorsunuz. Böylece kendinizi daha iyi hissedersiniz ve sizi sevenler de size yardım etmeye çalışacaktır.

1. Yürüyün: 30 dakika
2. Egzersiz: 20 dakikalık ağırlık gerektirmeyen egzersiz programı.
3. Mutfağınızı yeniden doldurun: Biten malzemelerinizi kontrol edin ve listenizi hazırlayın.
4. Kendinize puan verin: Bel ölçünüzü ve kilonuzu ölçme zamanı. İlk haftanızda, ağırlığınızda bir-iki kiloluk ve bel ölçünüzde ikiüç santimlik bir azalma gözlemleyebilirsiniz.

Kahvaltı: Sihirli kahvaltı bombası
Sabah atıştırması: Meyveli yoğurt
Öğle yemeği: Bir kase bahçe hasadı çorbası; yeşillik üzerinde kızılcık, ceviz ve ufalanmış peynir.
Öğleden sonra atıştırması: Önceden hazırladığınız sebze parçaları
Akşam yemeği: Biberiye ve limonla ızgara alabalık, çipura veya levrek
Tatlı: Tarçınlı elma tatlısı
İçecek: Su, kahve, çay

8. Gün:
İşte başardınız. Sizi vücudunuzu yenileme, sağlıklı bir kiloya ve bel ölçüsüne kavuşmak için ihtiyaç duyduğunuz tüm araçları, eylemleri ve düzenlemeleri verdik.

İkinci hafta, birinci haftada yaptıklarınızı tekrarlayacaksınız. Birinci hafta, sizi vücudunuzu yeniden ayarlamanıza yardımcı olacak davranış kalıplarına sokar. İkinci hafta, planda pratiklik kazanmanız için fırsat tanır. Araştırmalar, bir eylemin alışkanlığa dönüşmesi için iki hafta tekrarın yeterli olduğunu göstermiştir.

Handenin bahar salatası Tarifi

Malzemeler
4 kişilik

250 gr. mantar

4 adet közlenmiş yeşil biber

1 su bardağı haşlanmış mısır

2 adet kornişon salatalık turşusu

15-20 adet yeşil zeytin

1 tutam maydanoz

1 tutam dereotu

Limon

Zeytinyağı

Tuz

Pulbiber

Tarif
Mantarları ayıklayıp yıkayalım.Tuzlu ve limonlu suda 6-7 dakika haşlayalım.Çıkartıp süzelim.

Her mantarı büyüklüğüne göre 2-3 e bölelim.Mantarları salata kasesi içine alalım.Zeytnilerin çekirdeklerini çıkartıp ince ince doğrayalım.

Kornişon salatalık turşusunu ince zar halinde doğrayalım.

Közlenmiş biberlerin kabuklarını soyup ince ince keselim.

Haşlanmış mısır ,ince kıyılmış dereotu ve maydanozumuzu ekleyelim.

En son tuz,limon ve zeytinyağını da ilave edip servis yapalım.Afiyet olsun.

Bize bu tarifi Eskişehir den yollayan Ramazan beye teşekkür ederiz.