KOLAY ZAYIFLAMA ÖNERİLERİ-Dilara KOÇAK

Kontrolü elden kaçırıp kilo alanlardan bugünlerde “diyet”, “zayıflama”, “kilo kaybı” gibi kelimeleri daha yakından takip ediyorlar. Aslında bu üç kelimeyi de hayatınızdan çıkarıp formda kalmak mümkün bu kelimelerin yerine ihtiyacınız olan cümle şu “dengeli beslenme ve düzenli egzersiz” sürekli kilo alıp vermek, zayıflama listelerini biriktirmek kilo kaybederken sağlığınızı kaybetmenize sebep olabilir. Bedeninize iyi bakın kısa vadeli ve hızlı hedefler yerine ufak ama uzun süreli hedeflere odaklanacağınız değişikliklerle yola çıkın. Bu konuda size yardımcı olacak bazı öneriler hazırladık.

3 ana 3 ara öğün yapın daha çabuk zayıflayın

Günlük olarak tüketeceğiniz miktarları 6 öğün olacak şekilde ayarlamaya çalışarak az ve sık beslenin. 3 saatten fazla aç kalmamaya özen gösterin ki kan şekerinizde dalgalanmalar yaşamayın. Ara öğünler tatlı krizlerinden uzak durmak, metabolizma hızınızı arttırmak ve kolay kilo vermek için yardımcıdır. Bazı ara öğün seçeneklerini sayfanın sonunda inceleyebilirsiniz.

Geç yenen yemeklere dikkat

Günlerin uzamaya başlaması ile birlikte akşam yemeği saatlere daha geç saatlere kaymaktadır. Ancak bu dönemde geç saatlerde yapılan atıştırmalara dikkat etmemiz gerekmektedir çünkü özellikle gece yapılan atıştırmaları vücudumuz daha zor yakar bu nedenle de yediklerimizin yağa dönüşme ihtimali yüksektir. Fiziksel aktivitenin en az olduğu gece saatlerinde atıştırma yapılacaksa tercihlerde; enerjisi düşük ve bol lif içeren çeri domates, salatalık, havuç, kereviz sapı gibi besinlere yer vermek kalori alımı bakımından daha doğru olacaktır.

Hareket etmeye başlayın

Havaların ısınmasıyla birlikte spor yapmamak için yağmurlu havaları bahane etme döneminizde sona erdi. Bunun için açık havada bol oksijen alarak yürüyüş yapmaya başlayabilirsiniz. Ya da size en uygun, zevk alacağınız başka bir aktiviteye yönelebilirsiniz yeter ki hareket edin. Bizim önerimiz cardio tarzı egzersizlerinizi aç karnınıza yapmanız olacaktır ki; sabah kanda bulunan serbest yağ asidi miktarı daha yüksektir, yakılmaya hazır halde bulunur ve bu durumda daha fazla yağ yakmış olursunuz. Tabii yapılan aktivitenin süresi de önem taşımaktadır. Normalde egzersize başladıktan 18- 22 dk sonra yağ yakımı başlar çünkü büyük yağ depolarının ufak yağ asitleri haline gelmesi için bu süre geçmektedir. Sabah spor yapma imkanı olmayanların ise yemeklerden 1 saat kadar sonra spor yapmaları uygun olacaktır.

Hafiflemek için daha hafif beslenin

Tam tahıllı ürünleri tüketmeye özen gösterin. Yağ alımını sınırlamak için kızartma ya da kavurma yerine ızgara, buğulama, haşlama ya da fırında yöntemleri tercih edin. Antioksidan ve vitamin- mineral ihtiyacınızı karşılamak farklı renklerde 5 -7 porsiyon kadar meyve ve sebze tüketin. Süt, yoğurt ve peynirin az yağlı olanlarını tüketmeye alışkanlık haline getirin. Et ve tavuğun görünür yağlarını ayırın, bu kısımları tüketmeyin. Sebze veya baklagil yemeklerini pişirirken 1 kilograma 2 yemek kaşığı kadar sıvı yağ ilave edin. Öğle ve akşam ki öğünlerinize salata ekleyin ancak sos olarak sadece 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, limon ve sirke kullanın.

Su, su, su

Bu dönemlerde terlemeyle birlikte sıvıya olan ihtiyacımız artmaktadır 2-2,5 lt kadar su tüketilmesi önem taşımaktadır. Aslında herkesin bildiği ancak ya geçiştirdiği ya da unuttuğu bir konu su tüketimi. Lütfen su tüketmek için susamayı beklemeyin, susama hissettiğinizde vücudunuzda %1 lik su kaybı gerçekleşmiş demektir aşırı su kaybı konsantrasyon güçlüğü ve hafıza bulanıklığı yaratır.

Ara öğün seçenekleri

3 kuru kayısı, 2 parça ceviz
Yarım paket diyet bisküvi+ 1 bardak süt ile kahve
1 kutu yoğurt +10 -15 adet yaban mersini
1 kutu az yağlı süt, 1 adet taze meyve
2 adet grisini, 1 bardak ayran
Yarım paket diyet çubuk kraker + ayran
½ simit, peynir
1 -2 dilim ekmek, 1 dilim beyaz peynir
Light kaşarlı kepekli tost, söğüş sebze
1 kutu meyveli yoğurt, 10 fındık
Yarım paket mısır pirinç çıtırı ve az yağlı kaşar ( fırınlanabilir)
1 su bardağı yağsız patlamış mısır, 1 avuç kuru üzüm
Çiğ sebzelerden oluşan salata tabağı, 1 dilim peynir, diyet kraker
1 avuç beyaz leblebi, 1 bardak kefir
5 adet kuru erik, 10 badem
Yarım yufkadan sebzeli yağsız gözleme, 1 bardak light ayran

KARIN BÖLGESİNDEKİ YAĞLAR NASIL ERİR-Dilara KOÇAK

Eğer bu yıl ki hedefiniz karın bölgenizde toplanan yağları eritmekse, yeşil çayı da diyetinize eklemeyi unutmayın! Yapılan çeşitli çalışmalar yeşil çayın egzersize bağlı kilo kaybını artırıcı özellikte olduğunun ipuçlarını veriyor.

Göbekte Yağlanma Sorunu132 obez yetişkin kişide yapılan bir çalışmaya göre katılanların hepsi uygun kaloride aynı diyeti tüketmişler ve haftada 180 dakika orta şiddette egzersiz yapmışlardır. Ayrıca bir grup 39 miligram kafein içeren içeceklerden fakat diğer bir grup ise 625 miligram kateşin içeren yeşil çay içmişlerdir. 12 hafta sonunda, yeşil çay içen katılımcılar 2 kg, kontrol grubundakilerin ise 900 gram kaybettikleri görülmüştür. Yeşil çay içen grupta total karın yağlarında, deri altı karın yağlarında ve trigliseridlerde büyük bir düşüş olmuştur.

Yeşil çayın tam olarak nasıl bir mekanizmada çalışıp, etki ettiği henüz tam olarak anlaşılamamıştır, fakat araştırmacılar yeşil çayın vücuttaki yağın yıkılım hızını arttırdığına inanmaktadırlar.

Yapılan diğer çalışmalar…

Ayrıca yeşil çay, vücudun insüline duyarlılığına yardımcı olmakta ve diyabet riskini azaltmaktadır. Çalışma Florida ve Japonya'daki araştırma merkezlerinin yanı sıra Tufts Üniversitesi'ndeki Jean Mayer USDA Yaşlanma Üzerine İnsan Beslenme Araştırma Merkezi'ndeki araştırmacılar tarafından yürütülmüştür.

Yeşil çayla ilgili başka bir çalışmada, yıllar boyunca oldukça fazla miktarda yeşil çay tüketmenin göğüs kanseri riskini azaltmakta bir etkisi olabildiğidir. Bu çalışma Çin’de yaşları 20 ila 74 arasında değişen 7.000 kadın üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılan kadınların göğüs kanseri insidansları ve yeşil çay tüketimleri değerlendirilmiştir. Yeşil çay içenler, içmeyenler ile karşılaştırıldığında, içenlerin göğüs kanseri risklerinin daha düşük olduğu görülmüştür. Yeşil çay tüketiminin uzun dönemde kadınlar üzerinde birçok faydası olduğu kanıtlanmıştır.

“Journal of American Medical Association” dergisinde yayınlanmış olan araştırmaya, 40-79 yaşları arasındaki 40 bin 530 yetişkin katılmıştır. Yeşil çayın yaygın olarak tüketildiği kuzeydoğu Japonya’da yapılan araştırmaya katılanlar 11 yıl boyunca takip edilmiştir. Araştırmada, günde 5 bardaktan fazla yeşil çay içenlerin herhangi bir hastalıktan ölme risklerinin, günde bir fincandan az çay içenlerden % 16 kez daha az olduğu bulunmuştur.

Yeşil çayda bulunan “epi-gallo-kateşin-3-gallat" adı verilen ve kısaca EGCG olarak isimlendirilen bir biyolojik aktif öğenin LDL kolesterolü (kötü kolesterol) azaltıcı etki gösterdiği, kan basıncının düzenlenmesi ve bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olduğu, buna ek olarak tümör oluşumu veya gelişiminde de azaltıcı rol alabildiği de yapılan çalışmalarda saptanmıştır.

KADINLARDA KEMİK ERİMESİNE KARŞI-Dilara KOÇAK

Bir okurum “Maden suyunun faydalarını biliyorum ama yüksek tansiyonum var. İçebilir miyim? Cevabınız “evet” ise miktarı ne olmalı?” diye soruyor. Bu konuda daha detaylı bilgi vermek istedim.

Günlük kalsiyum ihtiyacına destek
Kadınlarda menopoz sonrası dönemde oluşan kemik kaybının azaltılmasına yönelik olarak günlük kalsiyum ihtiyacı artar, bu dönemde kadınların günde 1300 - 1500 mg kadar kalsiyum almaları gerekir. Kalsiyumlu maden suları kalori içermediği için kilo bağlantılı ‘yan etkileri’ yoktur, hem kalsiyum desteği sağlar hem de kadınların önemli bir sağlık sorunu olan kemik kaybının önlenmesinde etkin rol oynayabilir.

Kalp ve damar sağlığı için
Son yıllardaki çalışmalar, şişelenmiş mineralli su içenlerde kalp ve damar sağlığı üzerindeki başlıca risklerin gerilediğini, kan yağları, kan şekeri ve kan basıncı yüksekliği gibi olumsuz biyokimyasal göstergelerin düzeldiğini ortaya çıkardı. Özelikle sodyum, kalsiyum veya magnezyum bikarbonatlı maden sularını, günde 0.7 ila 1 litre kadar düzenli içen kişilerde, kalp ve damar işlevlerinin desteklendiği yönünde artık güçlü bilimsel kanıtlar bulunuyor.

Hipertansiyonda maden suyu
Son zamanlara kadar, mineralli sulardaki bazı iyonların, örneğin sod-yumun özellikle hipertansiyonlu kişilerde negatif etkileri olabileceği- hipertansiyonla sofra tuzu ve dolayısıyla da sodyum arasındaki negatif ilişkiye dayanılarak-ileri sürülüyordu. Sodyumdan zengin mineralli suların içilmesi hipertansiyonlu kişilere yasaklanıyordu.

Yakın zamanda yayınlanan bir çalışma, sodyumdan zengin ve yüksek düzeyde bikarbonat içeren şişelenmiş maden sularının, hipertansiyonu gerilettiği yönünde sonuçlar ortaya koyarak, kişilerin bu doğal hazineden daha çok faydalanmasının yolunu açtı. Benzer sonuçlar, daha önceki yıllarda yalnızca hayvan deneylerinde gösterilmişti. Yeni yayınlanan insan çalışmaları da hipertansiyonlu kişilerde yüksek sodyumlu maden sularının kısıtlanmasının yanlış olduğunu, tam tersine bu tip suların herhangi bir yan etkiye yol açmadan rahatlıkla tüketilebileceğini kanıtladı.

DİLARA KOÇAK'TAN ŞİFALI BESİNLER-Dilara KOÇAK

1- NANE
Nanenin özellikle sindirimi kolaylaştırıcı ve mideyi rahatlatıcı etkisi vardır. Pankreas, göğüs ve karaciğer tümör gelişimini yavaşlattığını, kolon, deri ve akciğer kanserlerini de önleyici olduğu, yapılan çalışmalarda görülmüştür.
Bulantılara iyi gelir, bu nedenle nane ve limon kaynatılıp içilmesi tavsiye edilir. Anti-mikrobiyal etki gösterir. Manganez, A ve C vitaminin çok iyi bir kaynağıdır. Aynı zamanda folat, demir, magnezyum, kalsiyum, potasyum, omega 3 yağları ve B2 vitaminlerinden zengindir. Özellikle yoğurda, omlet/ menemene, her türlü meyveye, pişmiş lahana, havuç, bezelyeye çok yakışır.

FERAHLATAN İÇECEKLER
Maden suyu, buzlu çay, limonata ve gazlı içecekleri naneyle tatlandırabilirsiniz.

2- MAYDANOZ
Maydanoz, A vitamini kaynağıdır. Ayrıca C ve K vitamini, demir, potasyum, kükürt, kalsiyum ve magnezyum yönünden de zengindir. Güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Diüretik etkisi vardır. Toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar. Posa içeriği ile ince bağırsaktaki peristaltik hareketleri artırır, kabızlık tedavisinde etkilidir.
Yapılan bazı çalışmalarda adet sancılarının azaltılmasında da etkili olduğu saptanmıştır. Mide ve bağırsaklardaki gaz sıkıntılarını önler.

BOL YEŞİLLİ KISIR
- 1/2 demet maydanoz, 1/2 demet taze nane, 1/2 demet roka, 1/4 demet dereotu, 1 orta boy domates, 2 adet taze soğan, 4 yemek kaşığı haşlanmış iri bulgur, limon, sirke, 1 tatlı kaşığı nar ekşisi
- Maydanoz, nane, roka ve dereotu doğranıp karıştırılır. Üzerine domates ve soğan küçük parçalar halinde kesilerek eklenir. Son olarak daha önceden haşlanmış bulgur, nar ekşisi, limon ve sirke eklenip servis edilir.

3-PORTAKAL
Kış mevsiminin vazgeçilmez meyveleri arasında yer alan portakal özellikle içerdiği zengin C vitamini ile hastalıklara karşı vücudun savunma mekanizmasını kuvvetlendirir. Portakal, C vitamininin yanı sıra B vitamini, potasyum, kalsiyum, magnezyum da içermektedir. İçerdiği yüksek potasyum tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur. Bunların dışında da, damarları ve kılcal damarları güçlendirerek kalbin zarar görmesini engeller. Ayrıca, içerdiği vitaminler ve antioksidanlar sayesinde de, kanın pıhtılaşmasını, mide ve pankreas kanserini engeller ve yaraların da daha çabuk iyileşmesini sağlar. Portakalda bulunan en önemli flavon olan herperidin kandaki kolesterol seviyesini azaltmaktadır.

C VİTAMİNİ DEPOSU
- 1 adet elma, 1 adet portakal, yarım greyfurt, 2 adet havuç sıkılıp içilir.

4-GREYFURT
Mayhoş ve keskin kokusuyla greyfurt, pembe - kırmızı rengini içerdiği likopenden alır. Her ne kadar her mevsim bulunabiliyor olsa da en iyi kış mevsiminde yetişir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olan C vitaminin mükemmel bir kaynağıdır. Araştırmalar düzenli olarak pembe-kırmızı greyfurt tüketiminin prostat kanseri riskini azalttığını gösteriyor. Bir çalışmada da sarı ve kırmızı renkli greyfurtun LDL kolesterol (kötü huylu) düzeyini; kırmızı greyfurtun ise trigliserit düzeyini düşürdüğü bulunmuştur.
DİKKAT: İlaç kullanırken, greyfurt suyu tüketmek isteyen bireyler, herhangi bir ters etki görmemek için mutlaka doktora danışmalıdır.

5- TARÇIN
Kan şekeri üzerindeki olumlu etkisi birçok araştırmayla kanıtlanmıştır. Ayrıca anti-mikrobiyal besin olarak anılır. Beyin aktivitesini de artırıcı etkisi vardır. Diyet lifinin iyi bir kaynağıdır. Özellikle geleneksel Çin tıbbında, taze zencefille karıştırılmış tarçın, soğuk algınlığı ve gripten koruyucu olarak tüketilmektedir.
Manganezin çok iyi, demir ve kalsiyumun iyi kaynakları arasında yer alır.
Tatlı tadında bir baharat olan tarçın, özellikle yoğurda, her türlü meyveye, et yemeklerinden yahniye, sebze yemeklerinden kabak ve tatlı patatese çok yakışır.

TARÇINLI FARKLI TATLAR
- Tavuklu salatanıza, 1/4 çay kaşığı tarçın, bir yemek kaşığı kuru üzüm, bir adet dilimlenmiş kuru kayısı ilave edebilirsiniz.
- Meyve tatlılarının üzerine, kek ve kurabiyelere hazırlama sırasında lezzetlendirmek için tarçın ilave edebilirsiniz. 1 çay kaşığı tarçın, 5 kalori içerir.

6- KEREVİZ
Hipokrat, 2500 yıl önce, “Gergin sinirlerinizin ilacı kereviz olsun” demiştir. Maydanozgillerden, kokulu, otsu bir bitkidir. K ve C vitaminin mükemmel bir kaynağıdır. Lif, potasyum, folat, molibden, manganez ve B6 vitaminin çok iyi, ayrıca kalsiyum, magnezyum, triptofan, fosfor, demir, B1, B2 ve A vitaminlerinin de iyi bir kaynağıdır.
120 gram kereviz yaklaşık 20 kalori içerir. Gut, osteoartrit ve romotoid artrit gibi romatizmal hastalıklara karşı koruyucu etki gösterir. Kan basıncını dengeleyici etkisi vardır.
Yapılan çalışmalar diüretik aktivitesiyle ödem atıcı etkisi olduğunu gösteriyor. İçerdiği aktif bileşen olan ‘phthalides’ ile arterler çevresindeki kasları rahatlatır ve damar tıkanıklığını önler.

PORTAKALLI KEREVİZ
- 4 adet halka şeklinde doğranmış kereviz, 1 orta boy halka şeklinde doğranmış kuru soğan, 2 su bardağı taze sıkılmış portakal suyu, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, tuz
- Dilimlenmiş soğanlar tencerenin en alt kısmına dizilir. Üzerine halka şeklinde dilimlenmiş kerevizler konur. Üzerine 2 su bardağı portakal suyu dökülür. Az tuz ve sıvı yağ eklenerek pişirilir.

GUT HASTALIĞI İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ-Dilara KOÇAK

GUT HASTALIĞI İÇİN "SADECE ETi KISMAK" YETMEZ.

54 yaşındayım, gut hastasıyım. Doktorum ilaç kullanmadan önce perhiz yapmamı önerdi. Proteinli besinleri ve eti azalttım, biraz da fazla kilom var. Haftada 3 - 4 gün 45 dakika yürüyorum, bol su içiyorum. Haftada 3 - 4 kadeh rakı içerdim ama tamamen bıraktım. Tatlı genelde sevmem, ama tam olarak neler yemem gerektiği konusunda emin değilim. Bilgilendirirseniz müteşekkir olurum. Ahmet S. - Kütahya

Gut daha çok 40 yaş üstündeki - genellikle - şişman erkeklerde, alkol ve protein tüketimi fazla olan bireylerde görülür. Gut vücudumuzdaki ürik asit fazlalığından oluşur. Hastalığın gelişmesinde kırmızı et ve hayvansal proteinin aşırı tüketiminin etkisi var, ama tedavide bazı bitkisel kaynaklı besinler de sınırlanmak zorunda. Bol su içmeye lütfen devam edin, ürat kristallerini atmak için önemli, yürüyüş ve kilo verme de tedaviye olumlu etki yapar.

SINIRLI TÜKETİN
(Aşağıda önerilen besinlerden her gün SADECE BİRİ tüketilmelidir. Liste dışında kalan sebzeler rahatça tüketilebilir.)

(Günde sadece 1 seçim)
Yağsız dana eti, tavuk
veya hindi, balık 2 köfte kadar
Kuru baklagiller 8 çorba kaşığı
Karnabahar, ıspanak,
pazı, brokoli, brüksel
lahanası, semizotu 8 çorba kaşığı
Bezelye, kuşkonmaz veya
veya mantar 4 çorba kaşığı
Bulgur 8 çorba kaşığı

YEMEYİN!
-Tam yağlı süt, yağlı et suları ve bunlarla yapılmış yemekler (az yağlı / yağsız tüketilebilir)
-Sakatatlar (karaciğer, böbrek, dalak, işkembe, dil, beyin, kokoreç)
-Sucuk, pastırma, sosis, salam
-Alkollü içecekler
-Havyar, midye, kalamar, istakoz, ançuez, sardalya
-Leblebi, kuruyemişler
-Tam yağlı peynirler (az yağlı / yağsız tüketilebilir.)
-Yağda kızartılmış, kavrulmuş, sos eklenmiş yemekler
-Kepekli, çavdarlı, yulaflı ekmekler, krakerler (beyaz ekmek ve mısır ekmeği yenebilir.)
-Hamur işi, börek, çörek, pasta, kurabiye, kek (yağsız sütten tatlı veya meyveli tatlı tercih edilebilir.)
-Kaymak, krema, mayonez
-Hayvansal yağlar (tereyağı, kuyruk yağ)
-Av etleri (Kaz, ördek, keklik, bıldırcın, tavşan)


Uzm.Diyetisyen Dilara KOÇAK (Dilarakocak.com.tr)

YULAF İLE SAĞLIKLI ZAYIFLAMAK-Dilara KOÇAK

Bilimsel araştırmalar, yılafın içerdiği betaglukan isimli bir etken maddenin kolestrolü düşürmeye, kan şererini dengelemeye ve kilo kontrolü sağlamaya yardımcı olduğunu gösteriyor.

Yulaf; diğer tahıllara göre daha yüksek oranda çözünür posa içeriyor. Ayrıca demir, manganez, çinko ve E vitamini, tiamin, niasin, riboflavin, folat ve diğer B grubu vitaminlerinin de kaynağı... Yulaf aynı zamanda iyi bir selenyum deposu. Selenyum ise vücut için önemli bir antioksidan, astım ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu, DNA tamiri ve özellikle kolon kanseri olmak üzere kanser riskini azalttığını da söylemek de fayda var.

Yulaf, magnezyum minerali açısından da zengin. Magnezyum, vücudun glukoz ve ensülin salınımında görev alan 300'den fazla enzimi destekliyor. Yulaf bu olumlu etkilerinin yanı sıra barsak ve sindirim sistemine da yardımcı. Bu etki için yulafın içinde bulunan 'betaglukan' dediğimiz etken maddeden düzenli olarak günde en az üç gram alınması gerekiyor. Yulaf betaglukanının kan şekeri üzerindeki etkileri hakkında yapılan araştırmalar, yemek sonrası kan şekerinin yüzde 36 seviyesinde düşük çıktığını göstermekte.

Ayrıca yemek sonrası oluşan fazladan ensülin ihtiyacının da yüzde 44 gerilediği görülüyor. Düzenli tüketim ile 'kötü' LDL kolesterolünüzü düşme ve toplam kolesterol seviyenizde de yüzde 10'a kadar varan bir azalma sağlamakta. Yulaf betaglukanının kolesterolü düşürücü etkisi son 20 yılda yapılan pek çok detaylı araştırma ile ortaya koyulmuş.

Yulaf betaglukanı nedir?
Yulaf betaglukanı suda çözünen bir lif. Suyla birleşince jel oluşumu meydana getiriyor. Sağlık üzerindeki olumlu etkilerin sırrı da bu bal kıvamındaki jelle ilişkili. Jel olmazsa etki de olmuyor. Günde üç gram yulaf betaglukanı alabilmeniz için en az 2-3 porsiyon yulaf tüketmeniz gerekmekte ya da eczanelerde bulabileceğiniz betaglukanı hesaplanmış doğal yulaf gevreğini de kullanabilirsiniz

Fazla yulaf yemenin bir yan etkisi ya da zararı olabilir mi?
Yulaf ya da betaglukan ile zenginleştirilmiş ürünler yemenin bilinen zararlı bir yan etkisi yok. Yetişkin bir kişi günde 25-30 gram kadar lif tüketebilir, bu da sağlığını olumlu etkiler.

Yulafı daha fazla nasıl tüketebilirsiniz?
Benim sevdiğim ve önerdiğim, yulaf ezmesinin su ya da sütle kaynatıldıktan sonra bir kaşık bal eklenerek sıcak bir öğün olarak sabahları tüketilmesi. Betaglukanı zenginleştirilmiş yulaf gevrekleri ise ara öğünlerde sade ya da yoğurtla birlikte tüketilirse uzun süreli tokluk verdiği için abur cubur yemenizi engelleyerek kilonuzu korumanızı sağlar, bu gevrekleri çorbanıza da ekleyebilirsiniz.Marie Claire Nisan 2010

Uzm.Diyetisyen Dilara KOÇAK

DİLARA KOÇAK SELÜLİT VE DİYET-Dilara KOÇAK

Diyet, selülit tedavisinde tek başına etkili değildir. Sadece diyet yaparak, var olan selülitler azalmaz. Ancak diyet, selülit oluşumu ve ilerlemesine karşı önemli bir destektir. Lesitin, esansiyel yağ asitleri, bazı aminosaitler, antioksidanlar ve bol sıvı tüketimi, selülit tedavisindeki önemli yapıtaşlarıdır. Soya, karnabahar, fıstık ezmesi, zeytinyağı, kanola yağı, yağlı tohumlar, üzüm, ananas, nar ve turunçgiller özellikle tavsiye edilir.

SELÜLİT VE DİYETBaşarıyı artırmak için:
1- Şekerli içecekleri azaltın.
2- Tuzu mümkün olduğunca az tüketin.
3- Yağlı besinlerden uzak durmaya çalışın.
4- Rafine edilmiş karbonhidrat tüketmeyin.
5- Düzenli egzersiz yapmaya özen gösterin.
6- Sigara içiyorsanız mutlaka bırakın.
7- Alkolden uzak durun.
8- Her gün 1 gram C vitamini alın.
9- Kafein alımını azaltın.
10- Yeterli miktarda su için.

Sık ve az yiyin
Açlık hissetmeden zayıflamak ve verdiğiniz kiloları tekrar geri almamak için basit ama en etkili kurallardan biri ‘ara öğün’lerdir. Ara öğün alışkanlığının yerleşmesi için kolay ve lezzetli seçenekler keşfetmeniz bu öğünleri keyiflendirecektir. Az ve sık yiyerek açlık duygusu ve sınırlanmışlık gibi negatif duygulardan kurtulmak daha kolaydır.

ARA ÖĞÜN İÇİN 15 ÖNERİ:
* 3 kuru kayısı, 2 ceviz
* Yarım paket diyet bisküvi + 1 bardak süt
* 1 kutu yoğurt + 10-15 yaban mersini
* 1 kutu az yağlı süt, 1 taze meyve
* 2 grisini, 1 ayran
* Yarım paket diyet çubuk kraker + ayran
* 1/2 simit + peynir
* 1-2 dilim ekmek + 1 dilim beyaz peynir
* Light kaşarlı kepekli tost, söğüş sebze
* Bir meyveli yoğurt + 10 fındık
* Yarım paket mısır pirinç çıtırı + az yağlı kaşar
* 1 su bardağı yağsız patlamış mısır + 1 avuç kuru üzüm
* Çiğ sebze salatası, 1 dilim peynir + diyet kraker
* Bir avuç beyaz leblebi + 1 bardak kefir
* 5 kuru erik + 10 badem
* Yarım yufkadan sebzeli yağsız gözleme, 1 bardak light ayran

HAFTALIK DİYET MÖNÜSÜ
6 GÜN
1000 - 1200 kalori
Sabah
* 4 yemek kaşığı müsli
* 1 yemek kaşığı dolusu kuru üzüm
* 1 bardak light süt (200 ml)
Ara
* 8 adet çilek
* Yeşil çay
Öğle
* 3 köfte kadar ızgara tavuk (90 gr)
* Salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı)
* 1 dilim tam buğday ekmeği (50 gr)
Ara
* 1 dilim yağsız elmalı kek
* 1 fincan light süt (100 ml)
Akşam
* 8 yemek kaşığı zeytinyağlı kabak ( yemek tarifine bakınız)
* 3 yemek kaşığı light yoğurt
* 1 dilim tam buğday ekmeği (25 gr) veya 2 yemek kaşığı sade makarna
Ara
* 12 adet kiraz
* 10 badem

1300 - 1400 Kalori
Sabah
* 1 bardak light süt
* Yarım muz
* 10 adet fındık
Ara
* Yarım pk. diyet bisküvi 1 Bitki çayı
Öğle
* 2 adet zyt. Biber dolması
* 3 yemek kaşığı light yoğurt
* Salata (yağsız)
Ara
* 3 adet yulaflı kurabiye
* 1 fincan light süt (100 ml-istenirse nescafe ilave edilebilir)
Akşam
* 4 adet ızgara köfte (120 gr)
* 4 yemek kaşığı bulgur pilavı
* Salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı)
Ara
* 2 porsiyon meyve+ tarçın ilaveli

KURU MEYVELİ YULAFLI KURABİYE
Malzemeler:
2 adet yumurta
1.5 kase yulaf ezmesi
1 kase yaban mersini/kuru üzüm/kuru kayısı/kuru erik karışımı
1 paket vanilya
1 çay bardağı light yoğurt
1/2 çay bardağı sıvı yağ
1/2 paket kabartma tozu
1-2 çay bardağı kepekli un

Yapılışı: Sıvı yağ, un, yumurta ve yoğurdu karıştırın. Sonrasında diğer malzemeleri ekleyerek yoğurun. İsteğe göre şekillendirdikten sonra önceden 170 derece ısıtılmış fırına koyup, 15 -20 dakika kadar pişirin.

Uzm.Diyetisyen Dilara KOÇAK

SARKOM TEDAVİSİ-Derin KÖSEBAY

Kadınlarda rahimde meydana gelen bir tür kanser olan sarkomun bir an önce tedavi edilmesi gerekiyor. Çünkü tehlikeli ve hızlı ilerleyen bir hastalık. En etkili tedavi yolu cerrahi operasyon. Ardından kemoterapi yapılabilir.

Sarkom diye bir hastalığım var, ne yapmalıyım?

1 yıl önce rahim ameliyatı oldum ve Sarkom denen bir hastalık olduğu söylendi. Ameliyat sonrasında bana radyoterapi yapıldı. 2-3 aydır karnımda ağrı ve göbeğimin hemen altında bir sertlik oluşmaya başladı. Tekrar doktora gittim. Göbeğin hemen altında oluşan sertlikten biyopsi alındı ve "Hastalık tekrarlamış" denildi. Ayrıca rahmin alındığı yerde de bir kitle görüldü. Onun da aynı tümörden olduğunu söylediler. Bana ne yapacaklarına hala karar veremediler. Kemoterapi yapmayı düşünüyorlar. Siz ne dersiniz?

Cevap :

"Sarkom hızlı gelişen ve epey tehlikeli bir hastalık. En etkin tedavisi cerrahi (yani ameliyat) bunun dışında radyoterapi ve kemoterapiden çok yarar sağlanamıyor. Sizin durumunuza gelince jinekolojik onkoloji dalında uzman kişilerce hemen görünmeniz şart. Yapılacak testlerin sonunda eğer başka yerlere yayılma yoksa en kısa zamanda ameliyat edilip içerideki tüm tümörlerin çıkarılması gerekir. Belki ondan sonra kemoterapi düşünülebilir. Ameliyat olmadan kemoterapinin hiç faydası olmayacaktır sanıyorum."

Prof.Dr. Derin KÖSEBAY

ADET SANCISI-Derin KÖSEBAY

Soru : Adet sırasında çektiğim ağrılar kesildi ama akıntı başladı 24 yaşındayım, 2 yaşında bir çocuğum var. Doğumdan sonra adetim çok ağrılı geçiyordu. Hastaneye gidip iğne yaptırıyordum. Bir kadın doğum doktoruna gittim ve bana ağrı kesici ile doğum kontrol hapı verdi. Yaklaşık iki aydır ilaçlarımı düzenli kullanıyorum ama sarı renkli, kokulu kaşıntılı bir akıntı başladı. Hiç kesilmiyor. Eşimle ilişkiye girmiyoruz. Bazen rahim bölgemde yaralar çıkıyor. Şimdi adet sırasında çektiğim ağrılarım yok ama akıntı hiç kesilmiyor.

Cevap:
Sancılı adet için doktorunuzun verdiği doğum kontrol hapı bu sancıların azalması hatta geçmesi için çoğu kere yeterlidir. Başlangıçta kullanmanız için verdiği ağrı kesici hap ise ancak gerekli olursa kullanılmalı. Bahsettiğiniz akıntı şikayetinin bu ilaçlarla bir İlişkisinin olduğunu sanmıyorum. Herhalde bir enfeksiyon söz konusu. Bunun için tekrar doktorunuza başvurursanız gerekli testleri yapar ve uygun ilaçları size verir.

ADET GÖRMEMEK-Derin KÖSEBAY

Soru : 15 yaşında bir genç kızım. Sorunum hâlâ adet görmemek. Benim yaşıtlarımın çoğu adet gördü. Bu durum beni psikolojik olarak etkiliyor. Annem genetik olduğunu iddia ediyor. Ama ben çok üzülüyorum. İleride çocuk sahibi olamayacak mıyım?

Cevap:
Anneniz haklı da olabilir. İlk adet yaşı güney ülkelerde 9-10 yaşına kadar düşerken kuzey ülkelerinde 16-17'ye çıkabiliyor. Benim tavsiyem bir kadın doğum uzmanına muayene olmanız. Adet olmamanın genetik dışında da pek çok nedeni vardır. Hormonal nedenler, yapısal nedenler (Rahmin, yumurtalıkların gelişmemiş olması, kızlık zarının tam kapalı olması) ve kromozomal nedenler akla ilk gelenler. Zaten bu yaştaki her genç kız Avrupa ve Amerika'da (daha doğrusu gelişmiş ülkelerin hepsinde) mutlaka bir kadın doğum muayenesinden geçiyor. Bence ihmal etmeyin. Sevgiler.

ÇİKOLATA KİSTİ İÇİN AMELİYAT-Derin KÖSEBAY

Çikolata kistlerinden pek çok kadın dertli. Ancak bu kistler için ilaç tedavisi bir işe yaramıyor. Eger çikolata kisti 1-2 ay içinde gerilemiyorsa mutlaka ameliyat edilmeli, ardından da hormon tedavisi yapılmalı ki kadın rahat etsin.

Soru : Sol yumurtalığımda 2 adet, boyutları 2-3 santim arasında olan çikolata kisti bulunuyor. Tedavi olarak doğum kontrol hapı önerildi. Ancak ben yaptığım birtakım araştırmalarda bu kistin yumurtalığa zarar verdiğini, ileride gebe kalmamda problemler çıkabileceğini öğrendim. Şimdi çok tedirginim. Bu durumda yumurtalığıma zarar vermeden başka bir tedavi yöntemi mümkün müdür?

Çikolata kistleri (Endometrioma) ilaç tedavisi ile geçirilemez. Önce endometrioma tanısının doğru olup olmadığı değerlendirilmeli. Bir, iki ayda gerilemeyen, görüntüsü de endometriomaya uyan kistler bence ameliyat edilmeli. Karın içindeki muayenede görülemeyen endometriozis odakları çıkarılmalı ve ameliyat sonrası dönemde hormon tedavisine başlanmalıdır.

Benim çocuğum olmayacak mı-Derin KÖSEBAY

Benim çocuğum olmayacak mı?

23 yaşındayım ve 1.5 yıllık evliyim. Adetlerim düzensiz oluyor, ilaç kullandım. Yumurtalıklarım çalışmıyormuş. Ancak 2 kere hormon testi yaptırdım, sorun yoktu. 7 aydır başka bir ilaç içiyorum ama adet görmüyorum. Sabah ve akşam içtiğim ilaçlarım var ancak bir de gece yarım içtiğim bir hapım daha var. Kilo aldığım ve tüylenme olduğu için 2 gündür doktorumun bilgisi olmadan bıraktım. Doktorum ilaçları tüylenme olmasın diye içtiğimi söyledi. Çocuk istiyorum ama 7 aydır adet düzensizliğimle ilgili hiçbir gelişme yok. Ne yapmam gerekiyor? Çocuğum olmayacak mı?

CEVAP
Öncelikle kortizon tipi ilaçları doktorun bilgisi olmadan bırakmanız çok yanlış. Sizde hormonal bir bozukluk var ve bunun tedasi için doktorunuzun verdiği tedavi planını aynen uygulamalısınız. Yumurtalıklardaki bozukluk pek çok organı etkiler (tiroid, böbreküstü bezi gibi), tedavide bunların hepsini beraber değerlendirmek gerekiyor. Çocuk konusuna gelince; gebeliğin olmaması sadece hormonal bozukluklardan kaynaklanmaz. Daha pek çok faktör gebeliği engelleyebilir (Eşinizin sperm durumu, rahim kanallarının açık olup olmaması, tubaların ve rahmin iç yapısı vb). Bunların da incelenmesi gerekiyor. Ben jinekolojik endokrinoloji ağırlıklı çalışan bir merkeze müracaat etmenizi önereceğim.

Vajinal bölgede kuruluk ve isteksizlik başladı-Derin KÖSEBAY

Vajinal bölgede kuruluk ve isteksizlik başladı.

Yaklaşık 3 aydır doğum kontrol hapı kullanıyorum. Vajinal bölgede kuruluk cinsel isteksizlik başladı. Bu rahatsızlıkların kullandığım hapla ilgisi var mıdır?

CEVAP
Yaşınızı yazsaydınız belki daha doğru tahminde bulunabilirdim. Doğum kontrol hapları genel olarak bahsettiğiniz şikayetleri yapmaz. Ayrıca bahsettiğiniz şikayetlerin tek bir nedeni yok. Menopoza yakın dönemdeki kadınlar vajinada kuruluktan, bazıları da cinsel isteksizlikten şikayet eder. Bunun yanında psikolojik nedenlerden dolayı genç kadınlarda da benzer şikayetler olabiliyor. Sonuç olarak sizin doğum kontrol haplarını sorumlu tutmanız doğru olmayabilir. Kadın doğum uzmanıyla görüşmeniz sanırım uygun olacak.

MENOPOZDA KANAMA VARSA-Derin KÖSEBAY

Kadınlar adetten kesildikten sonra rahmin en iç tabakasının incelmiş ve 5 milimetrenin altında olması gerekir. Bu kalınlık artmışsa ve menopoza girmiş bir kadında kanama olmuşsa mutlaka rahim içinden kürtajla parça alınıp tahlil yapılması gerekir.

Rahim kalınlaşmış, ameliyat olmalı mıyım?

2 yıl önce menopoza girdim. Geçtiğimiz gün az da olsa kanamam oldu. Doktora gittim. Ultrason çektiler ve rahim kalınlaşması teşhisi konuldu. Acilen kürtaj olmam gerektiğini söylediler. Sizce de uygun olan bu mu?

CEVAP
Adetten kesildikten sonra rahmin en iç tabakası (Bu tabaka her adet kanamasında dışarı atılır ve adetten hemen sonra bakılınca kalınlığı çok azdır 2-3 mm, fakat yaklaşıldığı zaman bu kalınlık 12-15 mm olabilir) incelmiş ve 5 mm'nin altında olması gerekir. Eğer bu kalınlık artmışsa ve menopoza girmiş bir kadında kanama olmuşsa kesinlikle rahim içinden kürtaj ile parça alınıp tahlil edilmesi gerekir. Rahim içinde polip gibi masum şeyler olabileceği gibi bu belirtiler rahim kanserinin erken belirtisi de olabilir.