cilt bitkisel tedavi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cilt bitkisel tedavi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Güneş Kremiyle İlgili Çarpıcı Gerçek

Yapılan bir araştırmaya göre, güneş kreminin kalitesi pahalı ya da ucuz oluşuna bağlı değil. Hatta ucuz krem daha iyi koruyor.

Okulların kapanmasıyla aileler çocuklarıyla birlikte tatil bölgelerine akın etmeye başladı. Aileler çocuklarını güneş ışınlarından korumak için en pahalı güneş kremlerini almayı tercih ediyor.

Ancak Alman kalite standardı kurumu Warentest, güneş kreminin kalitesinin pahalı ya da ucuz olmasıyla ilgisi olmadığını ortaya koydu. Hatta ucuz satılan güneş kremlerinin daha etkili olduğu ortaya çıktı.

Warentest'in 19 güneş kremi markası üzerine yaptığı araştırmada, 100 miligramının fiyatı 2 eurodan düşük olan güneş kremlerinin güneşten daha iyi koruduğu ortaya çıktı. 100 miligramın 21 euro olan en pahalı güneş kremi ise "ortalama" bir not aldı.

Kremi içeriğine bakarak seçin

Warentest aileleri güneş kremi alırken fiyatından çok içindeki suya ve güneşe karşı dayanıklı olup olmadığına dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Warentest ayrıca bir önceki yıldan kalan güneş kremlerinin de rahatlıkla kullanılabileceğini ve güneş kremlerinin bozulmasının pek söz konusu olmadığını belirtti.

FAYDALI GÜZELLİK FORMÜLLERİ-YASEMİN AMATO

Üç değerli sır! Basit, etkili ve doğal

* Yağlı cilt makyajı tutmaz:
Yağlı cilde makyaj yapmak da, kalıcı olmasını sağlamak da zordur. Gelgelelim, zahmetsizce hazırlayabileceğiniz bir maske ile bu sorunu aşabilirsiniz. Önce yüzünüzü güzelce temizleyin, sonra aşağıdaki malzemeleri hazırlayın...

* 1 yemek kaşığı üzüm suyu
* 1 yemek kaşığı nane suyu (Aktarların çoğunda bulunur)
* 1 yemek kaşığı limon suyu
Bu üç ürünü karıştırıp yüzünüze sürün ve 20 dakika bekleyin. Bu arada gül suyunun içine birkaç parça buz koyun. Hafifçe erimeye başlayınca, yüzünüzü buzlu gül suyu ile yıkayın... Artık makyajınızı yapabilirsiniz! Ve çok daha kalıcı olacağına da emin olun. Tabii kullanacağınız kozmetikler yağsız, toz kıvamında olmalıdır...

AVOKADO BAKIMI

* Kuru ciltleri yenileyin:
Bu harika formül cildi besler, nemlendirir, yeniler ve canlandırır. Hazırlaması da gayet kolaydır:

* Akşamdan 6 tane bademi ıslatın. Ertesi gün onu havanda biraz dövün. Un gibi değil de, kum taneleri gibi olmasını sağlayın.
* 2 çay kaşığı yulaf ezmesi
* 4 çay kaşığı kaşığı çiğ krema
* Yarım muz veya avokadoyu iyice ezin.
Bu malzemeleri güzelce karıştırın. Yüzünüze sürün ve 20 dakika bekleyin. Sonra tülbent gibi yumuşak, pamuklu bir kumaşı sütle nemlendirip onunla yüzünüzü silin. Son olarak da soğuk suyla yıkayın...

SAÇLARA MAYONEZ

* Güneş saçlarımızı kuruttu: Yaz sonuna yaklaşırken saçlarımızın sıcağa dayanacak hali kalmadı. Kimisi dökülüyor, uçları kırık, kuru, cansız bizden yardım bekliyorlar. Aşağıdaki maske, her tür saça gayet iyi gelir. Derin nem sağlar, kuru ve hasar görmüş saçları onarır, ışıl ışıl parlatır... Mayonezin içindeki yumurta ve zeytinyağı saçlarınıza yararlıdır. Özellikle avokado ile karıştırınca harika bir nem maskesi elde edersiniz!
* 1 avokado
* Yarım çay bardağı sade mayonez.
Avokadoyu ezin, mayonez ile karıştırıp saç diplerinden ucuna kadar masaj yaparak uygulayın. Başınıza bir duş bonesi takıp yarım saat bekleyin. Sonra da ılık su ile güzelce çalkalayın...

Cildinizi kıştan koruyun-YASEMİN AMATO

Kış mevsiminde cildimiz iki büyük sorunla karşı karşıya kalır. Bunların ilki soğuk, ikincisi ısıtılan ortamlardaki kuru havadır.

Bu nedenle cildimiz hızla nem kaybederek kurur. Bütün bunlardan en fazla yüzümüz, göz çevresi, dudaklarımız ve ellerimiz etkilenir.

Ne soğuk ne sıcak!

Kendinizi ve cildinizi elden geldiğince soğuktan koruyun. Bu havalarda sokağa çıkarken atkı, bere, eldiven ve özellikle gözlük takmayı ihmal etmeyin. Soğuktan olduğu kadar, aşırı kuru ve sıcak ortamlardan da korunun. Yaşadığınız odalarda buhar makinesi çalıştırın veya ısıtıcıların üzerine su kapları koyun. Ani ısı değişimleri hem vücut direncimizi düşürür hem de cildimizi mahveder. Örneğin sıcak bir ortamdan sonra hemen sokağa çıkmaktan sakının. Birkaç dakika binanın içinde bekleyin. Hele bir de rüzgar varsa daha iyi korunmak gerekir. Soğuk rüzgar yüzümüzde kılcal damar çatlamalarını artırır.

Nem kaybı

Kışın insan susamadığını zanneder. Oysa bu mevsimde suya ihtiyacımız kesinlikle daha az değildir. Günde 2.5 litre kadar su içmeye devam etmeliyiz. Taze meyve suları, ıhlamur, adaçayı, yeşil çay gibi bitkisel çaylar ise vücudumuzdaki ısı ve su dengesinin korunmasına yardımcı olur. Öte yandan cildimizi dışarıdan nemlendirmeye de özen göstermeliyiz. Yüzümüze biraz daha besleyici bir nemlendirici, dudaklarımıza koruyucu rujlar sürmeliyiz. Soğukta veya aşırı sıcakta nem kaybeden cildimiz bazen çatlar. Bu çatlaklar derinin koruyucu görevini zorlaştırır. Uçuklar kışın da yakamızı bırakmazlar ve cildimizin koruma kalkanına zarar verirler. Nezle olduğumuzda burun çevresindeki deri soyulur ve kılcal damarlarda çatlaklar oluşur. Bunları lazer veya koter ile yakmak gerekebilir. Kılcal damarları belirgin olanlara K vitaminli kremler iyi gelir. Karlı ortamlar iki yönlü çalışır. Bir yandan soğuğun tüm etkilerini taşırlar, bir yandan da kardan yansıyan güneşin sorunlarını getirirler. Kayak yapmaya gidip de güneş yanıkları ile dönenlerin sayısı az değildir. Böyle ortamlarda en iyi dostumuz güneşten koruyuculardır.

Kilo almayın!

Soğukların bir başka bedeli de yüksek kalorili gıdalara, özellikle tatlılara karşı isteğimizin artmasıdır. Böylece her yıl birkaç kilo üzerimize yapışıp kalabilir. Vücut direncinizi arttırmak ve formunuzu korumak için mevsim meyvelerini ve sebzelerini bol bol tüketin. Bir yandan da düzenli olarak C Vitamini alın. C vitamini hem cildimiz hem de soğuk algınlığından korunmak için en yararlı vitamindir. Kış mevsiminde tüm doğa dinlenir ve baharda yeniden doğmaya hazırlanır. Bize gelince, baharda çiçek açmak istiyorsak, şimdi cildimizi korumanın, beslemenin, gerekli tüm bakımlarla canlandırmanın zamanıdır.

K Vitamini şimdi de estetiğin hizmetinde

Kırışmanın şifresini bozacak bir şeyler olmalı, daha kolay, daha ucuz, daha kalıcı ve daha erişilebilir bir iksir bulunmalı. Gözlerin kenarında yelpaze misali katlanan o çizgiler, ağız çevresinde derinleşen oluklarla baş etmenin köklü bir çaresi olmalı. Tüm kozmetik dünyasının düşü bu!

Bilimsel müjdeler
Cildin aşırı kırışmasına yol açan bir hastalık var; adı (PXE). Hollanda'da bu hastalığa karşı bazı araştırmalar yapıldı. Sonuçlar dermatoloji dünyasında yeni umutlara yol açtı. Çünkü K Vitamininin bu hastalığın sonucu olan kırışıklıklardan korunmada ve tedavisinde kilit bir rol oynadığı anlaşıldı. Uzmanlar cildin esnekliği ve gerginliği ile K Vitamini arasında önemli bir ilişki olduğu sonucuna vardılar. Şimdi büyük bir heyecanla K Vitamini'nin kırışık önleyici etkileri, oluşmuş kırışıklıklarda nasıl kullanılabileceği gibi konularda, araştırma ve deney devam ediyorlar. Biz de sonuçları bekliyoruz... K Vitamini kanın pıhtılaşmasındaki en önemli etkenlerden biridir. Eksikliğinde kanamaya eğilim artar, pıhtılaşma süresi uzar. Bu nedenle K Vitaminini kozmetik dünyasında kılcal damar çatlamaları, varisler ve gözaltı morlukları tedavisinde kullanıyorduk. Çünkü ciltteki temel fonksiyonunu kan pıhtılaşmasını sağlaması olarak dikkate alıyorduk. Etkili de oluyordu. Kırışıkları önlemesi, geçirmesi ise yepyeni bir konu!

Morarmaya karşı...
* Kılcal damarlar üzerindeki etkisi nedeniyle K Vitamini gözaltı morluklarını geçirir, en azından hafifletir.
* Bazı ciltler en küçük bir çarpmada morarırlar. Bu derdin dermanı da K Vitaminidir.
* Varis tedavilerinde haricen kullanılır. Cildin gözeneklerinden derinin alt katmanlarına doğru iner ve hasar görmüş olan kan damarlarını onarır, sızıntıların kapanmasını sağlar, dokunun kendi kendini onarmasına yardımcı olur.

Yeşil çay yine başrolde
K Vitamini; lahana, camembert peyniri, karnabahar, çedar peyniri, yeşil çay, yulaf, soya fasulyesi, ıspanak, karaciğer, tereyağı, marul ve şalgamda yeteri kadar bulunur. Bağırsaklardaki bakteriler de K vitamini üretirler. Bunların arasında yeşil çay (100 gr.'da 700 mikrogram) tüm K Vitamini kaynakları içinde önde gelirken, siyah çaydaki miktarı sıfır seviyesindedir. Şimdi gözaltı morluklarında neden yeşil çay kompresleri önerdiğimiz daha iyi anlaşılıyor sanırım. Bu listeye bakarak lahana, tereyağı, karnabahar maskeleri de önerebiliriz.

Kırışıklık önleyen diyet
* Yoğurt, kefir, asitlenmiş süt; bağırsaklardaki bakterilerin K Vitamini üretmesini kolaylaştırır.
* Gıda hassasiyeti ve antibiyotikler ile bağırsakta emiliminin bozulması, K Vitamini üretimini engeller.
* Fazla E Vitamini, K Vitamini emilimini bozar. C vitamini, E vitamini, peptidler derken, şimdi de sıra K Vitaminine geldi. Acaba K vitaminin daha etkin, daha iyi emilebilen bir kullanımı ile kırışıkları önlemek, en azından geciktirmek ve hafifletmek mümkün olacak mı? Şimdi merakla bu sorunun cevabını bekliyoruz...

Hangi Soruna Hangi Besin Faydalı-Dr.Howard MURAD

AKNE
Ne Yemeli ?
Parlak kırmızı ve oranj meyve – sebzeler beta karoten içerdikleri için vücudun A vitamini eksikliğini onarırlar. L.A. Dermotoloğu Dr. Howard Murad, ayrıca yeşil yapraklı sebzelerin B6 Vitamini açısından zengin olduğunu ve ciltte oluşan kabarıklıkları azalttığını söylüyor. Bununla beraber, sivilce oluşumunu da azaltmış olurlar.

Sakınılması Gereken Yiyecekler
Aşırı tuz tüketimi, karides ve çeşitli yosunlar ciltteki yağ bezelerini uyardıkları için gözeneklerin tahriş olmasına sebebiyet verebilir. Ayrıca bilinenin aksine saf çikolata akneye neden olmaz fakat tatlı tüketimi sonucundaki şeker alımının artması akne oluşumuna neden olur.

KIRIŞIKLIKLAR
Ne yemeli ?
Çilek gibi canlı renkli meyveler, gençleştirici C vitamini, cildi koruyucu kolajenler ile antioksidanlar içerir. Amerikalı dermatolog Nicholas Perricone, somon ve istakoz gibi turuncu deniz ürünlerinin, C ve E vitaminlerinden daha güçlü bir antioksidan olan, astaksantin içerdiğini söylüyor.

Sakınılması gereken yiyecekler:
Perricone, kolajen oranını yükselterek sarkmalara neden olabilecek şeker alımını dengelemek için tarçın (1/8 çay kaşığı alınması kan sekerinizin iki hafta süreyle düşürür) yenmesini tavsiye ediyor. Bouman, fazla demir almanın kırışıklıklara neden olabileceği belirtiyor.

İNCE VE GÜÇSÜZ SAÇLAR
Ne yemeli:
Brandt, biotin bakımından zengin yiyeceklerin (koyu yeşil yiyecekler ve et) saçların daha güçlü ve hızlı büyümesini sağladığını belirtiyor. Saç proteinden oluşur. Bu yüzden bezelye ve yumurta gibi yiyecekler sağlıklı gelişim için çok önemlidir. Zeytinyağında bulunan squalene maddesi saçın nemini korumasında yardımcı olur.

Sakınılması gereken yiyecekler:
Eğer saçlarınız inceliyorsa, bu sorunu arttıracak yüksek miktarda A vitamini içeren gıdalardan kaçınmanızı tavsiye ediyor. Fakat badem gibi kabuklu yemişleri yemelisiniz. Çünkü içlerinde derinin tahriş olmasını ve saçların incelmesini engelleyen çinko bulunur.

CANSIZ CİLT
Ne yemeli:
Amerikalı Dermatolog Howard Murad'a göre yeşil ve turuncu sebzeler vücudun A vitamini seviyesini yükseltir, bu da cilt hücrelerini güçlendirerek tenin daha canlı ve parlak olmasını sağlar. Murad, soya fasülyesi ve yer elmasının içerdiği bitkisel östrojen sayesinde cilde parlaklık verdiğini belirtiyor. Dr. Perricone ise bunlara ek olarak , çilek yemenin gözeneklerin daha küçük görünmesini sağlayacağını belirtiyor.

Sakınılması gereken yiyecekler:
Baharatlar, sarımsaklar ve soğanlar kan dolaşımını hızlandırır ve sağlıklı bir görünüş sağlar. Ancak fazla tüketilmesi yüzünüzde kızarıklığa yol açabilir. Besinlerin emilmesini engelleyerek cildi soluklaştıran şeker, kafein ve kızartılmış yemeklerden uzak durulmasını tavsiye ediliyor.

KAŞ VE KİRPİKLERE BİTKİSEL DESTEK-ELİF GÜVELOĞLU

Kaş ve kirpiklere bitkisel bakım yöntemleri

Kaşlar ve kirpikler, yüz hatlarına kimlik kazandırdığı kadar, sağlığımızın da aynasıdırlar aynı zamanda.

Özellikle soğuk ve ayaz kış aylarında, saç ve cildimiz gibi, kaş ve kirpiklerimiz de hasar görür. Bu olumsuz hava koşullarında makyajın da rolü büyüktür. Her gün makyaj yapanların özel bir onarım programı uygulaması gerekir. Çünkü hem makyaj malzemelerinin, hem temizleyicilerinin kimyasal etkileri zamanla ciddi bir yıpranma yaratır. Bu yıpranma da istenmeyen kötü sonuçlara yol açar. Eğer bütün bunların sonucunda, yeterli ve doğru bir bakım yapılmazsa kaş ve kirpiklerimizin azalması kaçınılmaz olacaktır. Çoğumuz, hasar gören saç ve cildimiz için değişik bakım ürünleri-yöntemleri uygularız ama kaş ve kirpiklerimizi çoğu zaman ihmal ederiz. Oysa saçlar gibi onlar da düzenli bir bakım gerektirir. Kaş ve kirpik bakımında bazı kozmetik ürünlerin dışında, özellikle bitkisel yağlar kullanılmalıdır. Hasar görmüş kaş ve kirpikler için kullanılacak bitkisel yağlar, nemlendirici etkilerine iyi cevap verirler. Göz ve göz çevresi kıllarına uygulanan doğal bakım, onları daha sağlıklı kılar ve şekil olarak göz alıcı hale getirir. Öyle ki, maskara ve kaş kalemine bile gerek kalmayabilir!

Kaşları güzelleştiren yağlar


Hint yağı ve tatlı badem yağı; kaş ve kirpikler için zararsız mükemmel nemlendiricilerdir. Yalnızca nemlendirmekle kalmaz aynı zamanda onları beslerlerde. Kirpiklerinizin doğal rengini ortaya çıkarmakta da çok marifetlidirler. Hint yağ; Hint yağı ağacının tohumlarından elde edilen zengin, kayganlaştırıcı ve yumuşatıcı bir yağdır. Dudak bakımında da kullanılır. Tatlı badem yağı; badem ağacının tohumlarından sıkılır, nemlendirici ve besleyici etkileri vardır. Ancak şuna dikkat çekmek isterim: Acı badem yağı gözler için zararlıdır, kullanılmamalıdır.

Banyo sonrası maske :

1 çay kaşığı Hint yağı
1 çay kaşığı tatlı badem yağı

Yukarıda ki yağları iyice karıştırın, temiz bir pamuklu kulak çöpünü bu yağa daldırın ve özellikle banyo sonrası, kaşlara ve daha sonra göz içine ve göz çevresi cildine değdirmeden kirpiklere uygulayın.

Dikkat : Göz çevresi cildine değdirmemeye çalışınız.
Açıklama : Bir saat kalması yeterlidir.

İşlem sonunda gül suyu ile temizleyin. Gül suyu temizlerken nemlendiren ve onarıcı bakım yapan bir üründür. Sağlıklı, mutlu ve güzel kalın.

Elif GÜVELOĞLU

CİLDİ CANLANDIRMA-ELİF GÜVELOĞLU

Canlandırıcı fırça darbeleri ile CANLANIN...
Cildi gerginleştiren, canlılık kazandıran, lenf dolaşımını artıran çok basit ve ucuz bir tekniktir kuru fırçalama. Bu teknik, hücrelerimizdeki artık maddeleri özel bir sıvı içerisinde alıp götüren damar ağı olan lenfatik sistemi harekete geçirir. Toksin atımı lenfatik sistemde başlar. Ancak bu sistem gün boyu ayakta sabit kalmak veya oturmakla durağanlaşabilir. Özellikle kış aylarından çıkmış, yorgun, pul pul dökülen ciltler için doping etkisi sağlar fırça darbeleri.

KAHVEDEN BİLE ETKİLİ

Kuru ciltler için çok etkili olan Cildi Canlandırmabu uygulamaya düzenli devam edildiğinde, düzgün, ipeksi bir cilt hayal değildir. Özellikle sabah uygulandığında, ciltteki kan dolaşımını o kadar iyi uyarır ki, bazen bir fincan sabah kahvesinden bile etkili oluyor. Gün boyunca ter yoluyla, cildimizden bazen 500 gramı bulan atık madde atılır. Cildimiz yalnızca dış ortama karşı örtü görevi yapmakla kalmaz, aynı zamanda çok etkin bir detoks organıdır da. Vücuttaki toksinlerin yaklaşık üçte birini atabilme kapasitesine sahiptir. Bu toksinleri atarken bunların bir kısmı ciltte kalır. Taa ki duş alana kadar. Ancak, o arada da ciltte kuruluk ve pullanmaya sebep olurlar. Hele bir de gözeneklerimizi, sıkı giysiler, alüminyum içeren ter önleyiciler, pudralı deodorantlar ve gözenek tıkayıcı maddeler içeren nemlendiricilerle tıkamışsak, bu etki daha da zarar verici hale gelir. Zamanla bu artıklar, cilde gömülür ve onun bir parçası haline gelir. Cilt de soluk, donuk, yer yer pullanmış, kabuklanmış, siyah noktalı ve bazen sivilceli bir görünüm alır. Cilt üzerinde ölü bir tabaka varken kullandığınız nemlendiriciler de etki etmez. En iddialı nemlendiricilerin bile işe yaramadığını görürsünüz.

Peki, kuru fırçalamayı nasıl yapacağız?

Bu işlem cilt kuruyken uygulanır, ıslak veya yağlı olmaması gerekir. Tercihen duştan önce yapılmalıdır. Bu iş için doğal bitki liflerinden yapılmış yumuşak bir fırça gereklidir. Bütün vücudunuzu yaklaşık 10 dakika yumuşak fırça darbeleriyle fırçalayacaksınız. Ancak çok kuvvetli ve tahriş ederek fırçalamamanız gerekiyor. Hele ilk uygulamada ve her uygulamanın başlangıcında daha da nazik olmalısınız. Asla cildi kızartana kadar devam etmeyin. Dairesel hareketler en uygunudur. Lenf akımına yardımcı olmak için fırçalamaya uçlardan başlayıp, kalbe doğru devam ettirmek gerekir. Önce ellerden başlayın (parmak aralarını unutmayın), kollar, koltuk altları, boyun, gövde, karın ve yanlarla devam edin. Daha sonra ayaklardan başlayıp bacaklara çıkın.Yüzünüzü en sona bırakın. Bitirdiğinizde kan dolaşımınızdaki canlanmayı, hatta bazen kaybolan pullanmaları görebilirsiniz. Bu fırça darbelerinden sonra şu karışımla cildinize masaj yapın:

ÇOK ÖZEL BİR KARIŞIM

Bir çorba kaşığı susam, tatlı badem, zeytin ve avakado yağını karıştırın.
Üzerine bir iki damla limon kabuğu yağı damlatın. İsterseniz birkaç damla papatya ve lavanta esansı da ekleyebilirsiniz.

Bunlar bir taraftan nemlendirirken, diğer taraftan kan dolaşımını artırır. Bütün vücudunuza bu karışımı 5 dakika masaj yaparak uygulayın, Sonra ılık bir duş alın. Duştan ölü derilerinizden arınmış olarak çıkacaksınız! Duş sonrası da cildinize uygun bir nemlendirici ile vücudunuzu nemlendirin. Bu yöntemi en az haftada iki kere uygulayın. Her uygulamadan sonra fırçanızı iyice yıkayıp kurulayın, üzerinde ölü cilt tabakası bırakmayın, kuru tutun.

Bu yöntemi, egzema, akne, iltihaplı cilt hastalığı ve sedef hastalığı olanlar kesinlikle uygulamamalıdır. Sağlıklı ve güzel kalın.
Dr. Elif Güveloğlu

CANLI CİLT İÇİN-AYFER AYDIN

Cilt esnekliği için C vitamini, saç beyazlamasına karşı çinko, sağlıklı tırnaklar ve parlak saçlara sahip olmak için salatalık ve domateste bulunan silika… Cilt güzelliğinizin anahtarı sağlıklı beslenmek.
Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayfer Aydın cildinize, saçlarınıza, tırnaklarınıza ve gözlerinize canlılık katabilmenin için önerileri sıraladı.

Dış görüntümüz iç sağlığımızın aynasıdır ve yediğimiz gıdalar da dış görünüşümüzü önemli ölçüde etkiler. Cildimiz yalnızca vücudumuzu kaplamaz aynı zamanda vücudumuzun önemli ve en büyük parçasıdır; yediklerimizden doğrudan etkilenir. Yiyip içtiğimiz herşey, meyveler ve sebzeler cilt sağlığımız için büyük önem taşır. İşlenmiş ve katkı maddeleri içeren hazır gıdalar, tütsülenmiş etler, dondurucuda bekletilmiş hazır yiyecekler son derece sağlıksızdır.

Su, cildiniz için hayattır
Cildimiz önemli bir toksin atma yoludur. Vücudumuz yabancı maddelerle, zararlı atıklarla dolduğunda diğer boşaltım kanalları zorlanır ve vücudumuz bu atıkları cildimiz yoluyla, ter ile dışarı atmaya çalışır. Bu durum da ciltte çeşitli hastalıkların baş göstermesine neden olabilir. Yaşla birlikte deri giderek nem oranını ve esnekliğini kaybeder. Bunu çok ucuz ve çok sağlıklı bir şekilde çözecek tek şey bol su içmektir. Bol su içmekle derinin hem nem oranı artar hem de su yolu ile çok sayıda toksin atılarak cildimiz parlak, diri ve genç kalır.
Günde an az iki litre su içerek hücreleri temizlemek, dolgunlaştırmak ve kırışıklıkları azaltmak mümkündür. Kahve, çay ve meyve suyu gibi farklı sıvı gıdalar tüketmek cildin su ihtiyacını karşılamaz. Alkol almayın, kahve ve soda içmeyin çünkü bunlar idrar söktürücüdür ve su kaybına neden olurlar.

Taze bir cilt için taze meyve sebze
Canlı ve ışıltılı görünümlü bir cilt için bol miktarda çiğ meyve, sebze ve bunların sularını tüketmek gerekir. Çünkü bu besinler pişirildiklerinde zarar görür ve faydalı özelliklerini kaybeder. Bu besinlerin içerdiği yüksek miktarda sıvı da vücuda alınan suyu destekler. Çiğ sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu bir beslenme düzeni; cildi korur, yeniler, esnekliğini sağlar ve sağlıklı bir ışıltı verir. Kabuklu çiğ yemişler ve tohumları tüketmek de son derece faydalıdır. Unutmamak gerekir ki; bunlar ısıya duyarlıdır ve pişirildiklerinde hücrelere fayda sağlayacak pek çok özelliklerini kaybederler.

Cilt sağlığını korumak için;

• C Vitamini: Kolajen yapı için gereklidir, cilt esnekliğini sağlar. Narenciyelerde, kivi, orman meyveleri ve maydanozda bulunur.
• Çinko: Kolajen yapı için çok önemlidir ve saçın beyazlamasını engeller. Kabak çekirdeği ve zencefil kökünde bulunur.
• Sülfür: Bütün bağlayıcı dokuların inşa edilmesine yardımcı olur. Lahana, brokoli, sarımsak ve soğan en zengin kaynaklarıdır.
• Silika: Cilt esnekliğinin korunmasını sağlar, kemikleri güçlendirir, sağlıklı tırnaklar ve parlak saçların oluşmasını sağlar. Salatalık, domates, dolmalık biber ve yulafta bulunur.
• Magnezyum: Hücre zarlarındaki su pompalamayı kontrol eder, bu da atıkların temizlenmesini sağlar, aşırı tuz ve diğer toksinlerin neden olduğu fazla su tutulmasının önüne geçerek hücreyi rahatlatır. Yeşil yapraklı sebzeler en iyi kaynaklarıdır.
• Beta karoten: Güneş yanığına karşı korur. Havuç ve yeşil yapraklı sebzeler önemli beta karoten kaynaklarıdır.
• E Vitamini: Çözülebilir antioksidan bir yağdır, hücre zarlarının korunmasına yardımcı olur. Zeytin, avokado, kabuklu yemişler, tohumlar ve tabii ki yeşil sebzelerde bulunur.
• Temel yağ asitleri: Bütün hücre duvarlarının önemli bir bileşkenidir. Cildin elastikiyetinin korunmasında anahtardır. Cildin doğal yağlarını dengeler ve canlı bir görüntü sağlar.
Zayıf beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek sağlıklı gıdalar tüketin, cildinizdeki, saçlarınızdaki ve tırnaklarınızdaki değişimi izleyin.

KIŞIN BAKIMLI SAÇLAR İÇİN İPUÇLARI-AYFER AYDIN

Kış Aylarında Cilt Sağlığını Korumak İçin Altın Öneriler
Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte cilt rahatsızlıklarının görülme sıklığı da artıyor. Rüzgâr, düşük nem oranı, kirli hava ve kapalı ortamlarda daha uzun süre vakit geçirme zorunluluğu gibi etkenler sivilcelerin, sedef, egzama gibi bazı cilt hastalıklarının artmasına sebep oluyor. Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayfer Aydın, “Kış aylarında sağlıklı bir cilt için yapılması gerekenler” hakkında bilgi verdi

“Cildimiz her an dış dünyayla irtibat halinde olduğundan fiziksel etkenlerden ciddi oranda etkileniyor. Özellikle kış mevsiminde cilt sağlığını tehdit eden faktörler çoğalır. Kışın soğuk ve kuru hava, düşük nem, rüzgâr, kirli hava ve asit yağmurlarına özellikle dikkat edilmesi gerekir. Bu doğal etkenlerin yanı sıra kışın gelmesiyle birlikte kapalı ortamlarda geçirilen zamanın artması da cilt sağlığını olumsuz etkiler. Melatoin hormonunun güneşsiz ortamlarda daha fazla salgılanması insanların kış aylarını daha stresli ve depresyona eğilimli geçirmelerine yol açar. Bu faktörlerin birleşmesi; akne (sivilce) ve egzama gibi cilt hastalıklarının görülmesinin yanı sıra stresle tetiklenen sedef, vitiligo gibi önemli deri hastalıklarının da artmasına sebep olur.

Kış aylarında bakımlı saçlar için ipuçları:
Saçlarınız ıslakken dışarı çıkmayın
Sokağa çıkarken bere ya da şapka kullanmak saçlarınızı kuru ve kirli havadan korunmasına yardımcı olur. Saçlarınızı nemlendirmede ve daha volümlü görünmesinde sıcak değil, ılık suyla yıkamanın faydası vardır. Ilık su nemi saçlara hapseder ve saçlara fazladan parlaklık katar..

Fön makinesi ve saç düzleştirici gibi saç şekillendirici aletleri kullanmayı azaltın.

Kış ayları saç dökülmelerinin de yoğun olarak görüldüğü bir dönemdir. Yaz mevsiminden kışa geçişte melatonin ve seratonin hormonlarının azalmasıyla çok sayıda insanda ruhsal olarak hafif de olsa depresif duygular oluşabilir. Saç sağlığımız ruh sağlığımızdan birebir etkilendiği için saç dökülmeleri de bu mevsimde artar. Tarama işlemi sırasında tutam tutam saç dökülmesi görülüyorsa mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır.

Dudaklarımız da soğuk havanın etkisi ile kurup çatlayabilir. O nedenle dudakların gün içerisinde sık sık nemlendirilmesi gerekir. Bu nemlendirme basit bir vazelin veya yanınızda taşıyabileceğiniz dudak koruyucular ile olabilir.

Genç bir cilt için kış mevsimini değerlendirin
Kış mevsimi yoğun güneşin olmaması nedeniyle cildinize kimyasal peeling, lazer ile cilt gençleştirme gibi işlemlerin rahatlıkla yapılabileceği bir dönemdir.
Kimyasal peeling uygulamaları; deriyi canlandırmak, gençleştirmek, görünüşünü iyileştirmek için bazı kimyasal solüsyonların uygulamasıdır. Bu tedavide deriye, yüzeyel tabakaların ayrılmasına ve soyulmasına neden olan kimyasal bir asit uygulanır. Bu uygulanan meyve asitleri başta olmak üzere çok sayıda peeling solüsyonu, derinin altında yalancı bir yanık alarmı olarak algılanarak deri altında yeniden bir yapılanma ve onarım başlatır. Bu yeniden onarım sayesinde cilt daha canlı, diri, genç ve sıkı bir hal alır ve sonuçlar kalıcıdır. Uygulanan solüsyon, derinin üst yüzeyinde de var olan sivilce, siyah noktalar, sivilcelerin oluşturduğu izler, küçük çukurcuklar, güneş, yanık ve yaşa bağlı oluşan kırışıklıklar, güneş yaş ve gebelik nedeniyle ortaya çıkan lekeler, çiller, kanser potansiyeli taşıyan kabuklu deriden kabarık lezyonların düzelmesinde ve iyileşmesinde etkindir.

Lazerle cilt gençleştirme ise; cildin genç kalması ve yaşlanma izlerinin giderilmesi için uygulanan en son teknolojik yöntemdir. Cilt gençleştirme ya da “rejuvanation” olarak da adlandırılan bu yöntemle cilde verilen lazer ışığı ile cerrahi hiçbir işelm uygulanmadan cilt altı hücrelerinin, yeni kollejen ve elastin lifleri üretmesi hızlandırılır. Böylece verilen lazer enerjisiyle kırışıklıklar azalıp yok, olurken ciltte belirgin gerginleşme ve dirileşme hissedilir.

Kış aylarında nemlendiricilerinizi değiştirin!
Yaz mevsiminde yağsız ve su bazlı nemlendiriciler kullanılması daha uygun iken ; kış aylarında daha yoğun ve yağlı nemlendiriciler kuruyan cildimizi korumada daha faydalı olacaktır.

Soğuk havanın sebep olduğu cilt kuruluğu cildin yaşlanma sürecini de kolaylaştırır.
Yaşlılar, çocuklar ve derisi kuru olanlar kış mevsiminden en çok etkilenen grubu oluşturuyor. Bu aylarda havadaki nem azalırken kalorifer, soba ve klima gibi cihazlar nem oranını daha da aşağıya çekiyor. Bu aşamada deri kuruluğuna bağlı gelişen veya şiddetlenen deri hastalıklarının önlenmesinde nemlendiricilerin kullanılması büyük önem taşıyor. Cilt temizliğinde de ;cildin PH değerine uygun nemlendiricili tıbbî temizlik ürünleri kullanılmalıdır. El temizliği için kullanılan sabunların, yüz temizliği için kullanılması son derece yanlıştır. Çünkü el derisi, yüze oranla daha kalındır, bu yüzden cilt tipinize uygun temizleyicilerin kullanılması uygun olacaktır. Günde birkaç kez duş almak, sık sabun kullanmak cilt kuruluğunu artıran faktörlerdir. Özellikle çok sık duş alan kişiler, cilt bakımlarını ihmal etmeyerek, banyodan sonra mutlaka nemlendirici kullanmalıdırlar. Ayrıca cildin yağlı olması, nemle karıştırılmamalıdır; yağlı cilde sahip kişiler de kış aylarında nemlendirici kullanmalıdırlar.

Uz.Dr. Ayfer AYDIN

LAZERLE İSTENMEYEN TÜYLERDEN KURTULMAK-AYFER AYDIN

Vücuttaki istenmeyen tüylerden kurtulmanin en hızlı ve güvenilir yolu olan lazer epilasyon, hem estetik açıdan iyi görünmek; hem de sağlıklı olmak isteyen hanımların imdadına yetişiyor. Uzmanlar lazer epilasyon işleminin; havaların henüz çok ısınmadığı ve güneşin kendini sıkça göstermediği bu aylarda yaptırılmasını öneriyor.

Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayfer Aydın , “Lazerli epilasyon yöntemi” hakkında bilgi verdi.

Lazerli epilasyon vücuttaki istenmeyen tüyleri acısız ve cilde zarar vermeden yok eden kalıcı bir yöntemdir. Özel olarak seçilen dalga boyundaki lazer ışınları kıl kökünde bulunan melanin pigmentini hedef alır. Lazer ışınını emen melanin pigmenti ısınır ve kıl kökü tahrip olur. Tüylerdeki melanin cilttekine göre daha konsantredir. Bu da cildin zarar görmesini önler. Lazerli epilasyondan etkili sonuç alabilmek için en az 4 seans düzenli olarak devam etmek gerekir. Seans sayısı, cilt tipine ve tüylerdeki yoğunluk ve renge göre değişir. Lazerli epilasyonla uygun gelişmişlikteki tüyler yok edildiği için bu evreye gelmeyen tüyler için uygun evre beklenir. Bu da seans sayısının artmasına neden olabilir. Cilt rengi açık, tüyleri koyu olan kişilerde oldukça hızlı ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Lazer işlemi nasıl uygulanır?
Lazer, Selektif Foto-Termoliz (ışık ısısıyla seçici tahrip) adı verilen bir mekanizma üzerinden etki gösterir. Deriye lazer atışı yapıldığında, ışık milisaniyeler içinde deriden emilmeksizin geçer ancak kıl kökü ve kıl gövdesi tarafından emilir ve kıl kökü içinde yüksek ısı meydana getirerek kıl kökünün tahrip olmasına yol açar.

Lazerin vücuda herhangi bir zararı var mıdır?
Lazer uygulamaları çoğu zaman radyasyon gibi algılanmakta ve zararlı etkiler meydana getirebileceği düşünülmektedir. Oysa lazer ile radyasyon arasında bir ilişki yoktur. Lazer uygulaması sırasında deri altındaki doku ve organlara herhangi bir etkide bulunduğuna dair bir bulgu gözlenmemiştir. Lazerle vücutta ancak kıl kökü seviyesine dek ulaşılabilir.

Uygulama sırasında acı hissedilir mi?
Lazer işlemi sırasında tüylerin cımbızla çekildiğinde meydana gelen acının benzeri bir his algılanır. Vücudun bazı bölgeleri daha duyarlı olduğundan, doğal olarak bazı bölgelerde bu his daha güçlü hissedilebilir. Ancak lazer soğutucu ile birlikte kullanılmakta olduğundan derinin ısınmasına bağlı bir ağrı-acı meydana gelmez. Soğutucu, işlem sırasında lazer atışı öncesi-atış sırası ve sonrasında deriyle sürekli temas halinde tutularak işlem bölgesini soğutur ve deri üst tabakasını lazerin ısısından korur. Soğutucu sayesinde kıl kökündeki reaksiyon da nisbeten az hissedilir.

Lazerli epilasyon hangi bölgelerde uygulanır?
Lazer, bütün vücuda uygulanabilir. Yüz, ense, kulaklar, boyun, kol, koltukaltı, bacak, kalça, sırt, göbek, omuzlar ve bel bölgelerinin yanı sıra göğüs ve bikini çizgisi gibi hassas bölgelerde de rahatlıkla uygulanabilir.

İşlemler ne kadar sürer?
Lazer epilasyon işlemi uygulama yapılan bölgenin genişliğine göre değişir.

Kaç kez yapılır?
İşlem köklerin büyüme aşamasında 4-6 hafta aralıklarla ya da tüyler çıktıkça yapılır. Toplam işlem sayısı vücut bölgesine göre değiştiği gibi, genetik faktörler, yaş, cinsiyet, hormonal profil gibi özelliklerinize bağlı olarak da farklılıklar gösterir. Tedavi amacınızı doktorunuza bildirdiğinizde size göre uygun bir tedavi şeması ayarlanacaktır.

Tedaviden sonra deride ne gibi bir değişiklik gözlenir?
Hassas ciltlerde hafif pembelik veya kızarıklıklar olabilir. Ancak güçlü bir soğutucu ile birlikte kullanılan lazerlerde, işlem sonrası pembelik-kızarıklık hemen hemen hiç görülmez.

İşlem sonrası losyon-krem ya da ilaç kullanımı gerekli midir?
Kızarıklık oluşmayan bir tedaviden sonra herhangi bir koruyucu krem uygulamasına da gerek kalmaz. Kızarma meydana geldiği takdirde koruyucu ve onarıcı kremler kullanılmalıdır.

Lazer tedavileri sırasında güneşe çıkmak sakıncalı mıdır?
Tedavi süresince güneşten sakınmak tavsiye edilir.

Yüze uygulanan bir tedaviden sonra makyaj yapılabilir mi?
Uygulama sonrası ciltte kızarıklık oluşmadığı takdirde makyaj malzemeleri işlem gören bölgeye rahatlıkla uygulanabilir ancak deride kızarıklık meydana getiren bir lazer tedavisinden sonra kimi makyaj malzemelerinin kullanımı sakıncalı olabilir.

Lazer uygulamasından sonra işlem bölgesindeki tüylere ne olur?
İşlemden sonraki 3 gün içinde tüyler yüzeye çıkmaya başlar ve dökülür. Tüylerin yüzeye çıkması yeniden büyüme olmayıp, köklerin içindeki tüylerin dökülmeleri için gereken bir süreçtir. Dökülme tamamlandıktan sonra o bölgede birkaç hafta süreyle yeni tüy çıkmaz. Yeni tüyler çıkması yeni bir seans gerektiği anlamına gelmektedir.

Lazer işlemlerine başlamadan önce ne yapılması gerekir?
Lazer işlemlerine başlayabilmek için o bölgedeki tüyleri bir süre kökten almadan beklemek gerekir. Bu süre içerisinde uzayan tüyleri kesilebilir ya da tüy dökücü krem kullanılabilir İşleme başlamak için tüylerin uzun olmaları gerekmez, köklerin tüy çıkarmış olması yeterlidir

Epilasyon uygulamalarına artık yalnızca bayanlar değil, erkekler de sıklıkla başvuruyor...
Erkeklerin en sık uygulama yaptırılan bölgeler omuz, sırt, göğüs, boyun- ense ve elmacık kemiklerinin üzerindeki sakallardır. Erkekler, lazer epilasyon uygulamalarında kadınlara göre bazı avantaj ve dezavantajlara sahiptirler. Avantajları, erkeklerin daha kalın ve koyu renk kıl köklerine sahip olmaları nedeniyle, lazere çok iyi yanıt verirler ve çok daha başarılı sonuçlar alınabilir. Erkeklerin dezavantajı ise yapıları gereği yüksek erkeklik hormonları nedeniyle sürekli yeni kıl üretimi ile karşı karşıya olmalarıdır. Bu durum sık sık yeni uygulamaları ve zorunlu kılmaktadır. Doğru tedavi ile istenilen sonuç elde edilir.

KİMYASAL PEELİNG NEDİR NASIL UYGULANIR-AYFER AYDIN

Kışın Cildinize Kimyasal Peeling Yaptırmayı Unutmayın

Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayfer Aydın kimyasal peeling hakkında merak edilenleri anlattı.

Yüz, boyun, göğüs, eller ve kollarda oluşan yanıklar, kırışıklıklar, lekeler ve çiller kimyasal peeling sayesinde sorun olmaktan çıktı. Çeşitli kimyasal solüsyonların cilde uygulanmasıyla yapılan kimyasal peeling, ciltte oluşan küçük çukurların ve izlerin giderilmesinde çok etkili bir yöntem.

Kimyasal Peeling nedir?
Deriyi canlandırmak, gençleştirmek, görünüşünü iyileştirmek için bazı kimyasal solüsyonların uygulamasıdır. Bu tedavide deriye, yüzeyel tabakaların ayrılmasına ve soyulmasına neden olan kimyasal bir asit uygulanır. Çok sayıda kimyasal peeling ajanı olmakla birlikte en sık kullanılanlar glikolik asit, alfa hidroksi asitler (AHA), triklosetik asit (TCA), salisilik asit, jesner solüsyonu ve kombinasyonlarıdır.

Kimyasal peeling ile neler tedavi edilebilir?

Kimyasal peeling ile neler tedavi edilebilirYanık ve herediter faktörlerin deride oluşturduğu kırışıklar, güneşe ve yaşa bağlı lekeler, karaciğer lekeleri, çiller, kanser potansiyeli taşıyan kabuklu kızarıklık veya yüzdeki koyu renkli lekeler, melazma denilen hormonal veya gebelik lekeleri peeling ile düzeltilebilir, hatta iyileştirilebilir. Aktif aknede iyileşmeye ve akne izlerinde düzelmeye yardımcıdır. Deride oluşturulan soyulmanın ardından yeni deri gelir. Yeni gelen cildin dokusu ve rengi daha düzgün ve daha homojendir.

Neler tedavi edilemez?
Derideki gevşeme ve sarkmalar düzeltilemez. Kimyasal peeling işlemi yüz gerdirme, kaş kaldırma işlemlerinin yerini tutmaz. Gözkapağı düşüklüğünü gidermede de etkili değildir. Derin çukurlarda bir dereceye kadar yardımcı olabilmektedir. Küçük çukurlar ve izlerde ise çok etkilidir.

Nasıl uygulanır?
Yüz, boyun, göğüs, eller ve kollara doktorun seçimi ve hastanın derisinin durumuna göre bir asit solüsyonu seçilerek hastane şartlarında uygulanabilir. Deri, yağlarından arındırıldıktan sonra tedavi alanına uygulama yapılır. İşlem esnasında 5-10 dakika kadar hafif yanma ve batma görülebilir. İşlem sonrası normal günlük yaşama hemen dönülebilir. İstenilen sonuçları elde etmek için birkaç seans gerekebilir.

Peeling sonrasında beklenebilen durumlar nelerdir?
Kimyasal peelingin derinliğine bağlı olarak ciltte, hafif veya güneş yanığı benzeri reaksiyon oluşur. Yüzeysel tipte 1-5 gün süren kızarıklıklar ve hafif soyulmalar olur. Derin tiplerde ödem ve deride gerginliğin yanı sıra kahverengi bir tabaka oluşumunun görülmesi normaldir. Bu tabaka 7-10 günde soyulur.

Peeling sonrası nelere dikkat edilmeli?
Ciltte oluşan kabuklar kesinlikle soyulmamalıdır. Sadece hekim tarafından önerilen nemlendirici prepatlar kullanılmalıdır. Ayrıca güneşten korunmaya dikkat edilmelidir.

Peeling hangi durumlarda uygulanmaz?
Peeling yapılacak yüzeyde açık uçuk bulunuyorsa, derin güneş yanığı, açık yara ve enfeksiyonlar varsa, daha önceden o bölgede soyma işlemi yapılmışsa bu yöntem kullanılmaz. Ayrıca Roaccutane tedavisi gören ya da yakın zamanda görmüş kişilere kimyasal

GÖZ ÇEVRESİ BAKIMI-ALEV EKEN

Her yaşta canlı, genç bakışlar için yüz cildimizin en hassas ve en ince bölgesi….En fazla mimik hareketlerinin yapıldığı bölge… Ruhsal durumumuzun, sevincimizin, kızgınlığımızın, sağlığımızın, geçen yılların aynası…

Çevresel etkenlere (güneş, hava kirliliği, serbest radikal hasarı vb) karşı duyarlı ve savunmasız….

Göz çevresi derisi, çok ince ve yağ salgı bezlerinin olmaması nedeniyle Göz Çevresi Bakımıvücudumuzun en hassas bölgesidir. Ayrıca en sık mimik yaptığımız bölgelerdir; günde yaklaşık 14.000 defa göz kırpma hareketi yaparız.

Gülme, kızgınlık, zararlı çevresel etkenler, makyaj ve makyaj temizleme işlemi nedeniyle de devamlı yıpranır. Çok ince olması nedeniyle alttaki kılcal damarlar, mor renkli halkalar ve torbalanmalar şeklinde, görünebilir. Bu durum kişiye stresli, yorgun ve uykusuz bir görünüm verir. Bütün bu sebeplerle daima özel bakım ürünleri (temizleyici, nemlendirici, maskeler vb.) tercih edilmelidir.

Temizleme
Yağsız ve alkolsüz temizleyicilerle, irritasyona yol açmamak için göz çevresine çok bastırmadan, makyaj temizlenir.

Nemlendirme
Göz çevresi derisinde hiç yağ bezi olmaması nedeniyle doğal yağlanma yok denecek kadar azdır. Bu nedenle, yağlı cildi olanlar da dahil olmak üzere, mutlaka bir nemlendirici kullanmalıdır. İyi bir göz kremi "güçlendirilmiş bir nemlendirici " olarak tanımlanabilir. Bu kremler, göz çukurunu çevreleyen kemik sınırları boyunca göz çevresine ince dokunuşlarla, sürülmesidir. Genelde su bazlı, krem ya da losyon şeklinde hazırlanmışlardır. Nemlendiricinin amacı sadece yapısal lipitleri eklemek olmamalı, yaşlanma belirtilerini onarıcı ve önleyici, elastikiyet artırıcı, morluk ve şişlikleri giderici, yatıştırıcı olmalı; formülünde çevresel zararların verdiği hasarı önleyici maddeler (antioksidanlar, A, C, E, K vitaminleri, doğal bitkisel özler vb.) taşımalı, güneş koruyucular ve göz altı halkalarını gizleyici optik ışık yansıtıcıları içermelidir.

Destekleyici bakımlar

-Haftada iki kez nemlendirici, yaşlanma etkilerini onarıcı ve sakinleştirici maskeler uygulanmalıdır.
-Yorgun olduğumuzda ya da göz altı torbaları belirginse, sabahları, uygun bitkisel içerikli (ıhlamur, yeşil çay, papatya vb. gibi yatıştırıcı ve antioksidan) solüsyonlar ile kompres yapılabilir. Evimizde çay şeklinde hazırlanır, buzdolabında soğutulur, makyaj pamukları ıslatılarak gözümüzde 5-10 dakika bekletilir.

-Mimik hareketlerinden kaynaklanan çizgilerinizi hafifletmek ya da önlemek için kozmetik uygulamalar (botox, dolgu enjeksiyonları, mezolifting vb.)'dan yararlanılabilir.

-Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için, ultraviyole koruyucu gözlükler kullanılmalıdır.

CİLDİNİZ GENÇ KALSIN

Genç, dinç ve güzel bir cilde sahip olmak her kadının hayali! Hayalinizi gerçekleştirmekse elinizde...
Daha güzel bir cilt için bunları yapın:

Daha fazla domates ve domates ürünü tüketin: Domates ürünlerindeki likopenin güneş ışınlarının cilt yaşlandırıcı etkisini yüzde 20-40 oranında azalttığını gösteren çok sayıda araştırma var.

Antioksidan gücü zengin üç meyveye öncelik verin: Yüksek antioksidan içerikleri nedeniyle erik, üzüm ve elmanın beslenmede öncelik taşıması gereken meyveler olduğu belirtiliyor.

Omega-3 zengini balıklardan daha çok yararlanın: Omega-3 yağ asitlerinden EPA’nın güneş ışınlarına bağlı cilt hasarını azaltmada önemli bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Ülkemiz balıklarında da Omega-3 bol miktarda mevcut: Uskumru, hamsi, levrek bunlardan bazıları.

Omega-6 yağ asitlerinden destek alın: Bitkisel yağlarda (zeytinyağı, fındık yağı, ayçiçeği yağı) bulunan Omega-6 yağ asitlerinin de cilt dostu olduklarını unutmayın.

Turunçgillerden zengin bir besin planı yapın: Sadece portakal, greyfurt tüketmekle yetinmeyin. Turunç kabuğunda bulunan "d-limonene" isimli maddenin cilt dostu olduğu belirlendi. Özellikle cilt kanserine karşı ciddi bir koruyucu olan d-limonene’den yararlanmak için portakal veya turunç kabukları ile hazırlanmış reçellerden tüketin.

Yeşil ve siyah çaydan yararlanın: Özellikle yeşil çayın güçlü bir cilt dostu olduğu kuşkusuz. Yeşil ve siyah çaydaki (daha az etkilidir) bu güç, ihtiva ettikleri polifenollerle ilişkilidir.

Daha çok sebze tüketin: Sebzelerin de en renkli olanlarını ve en tazelerini tüketin.

Keten tohumu ile tanışın: Keten tohumunda Omega-6 yağ asitlerinin de bulunduğunu bilirseniz, bu ucuz ama etkili besinin cildiniz için de önemli bir destek olduğunu unutmazsınız.

Ceviz, badem ve fındığı unutmayın: Yağlı tohumların tümü E vitamini, kalsiyum, Omega-3 yağ asitleri cildiniz için de dost besinlerdir.

DOĞAL MASKE-CILT BAKIMI

Bu karışımlar hem son derece pratik hem de ekonomik. Geriye bir tek kısacık zaman ayırmana kalıyor. Haydi o zaman, hemen kolları sıva, son derece işe yarar bu maskeleri uygula!

KURU CİLT

Bal ve Yumurta Maskesi
Malzemeler
1 çay kaşığı nemlendirici krem,
1 yumurta,
1 yemek kaşığı badem yağı,
1 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı

Yumurtanın beyazı ve sarısını ayır. Yumurtanın sarısına damlalar halinde badem yağını ekleyerek karıştır.

Ardından yavaşça nemlendirici kremi ve balı ekle.

Yumurta beyazını da ayrı bir kapta hafifçe çırp ve yumurta sarısını karşıma ilave edip tümünü sürülebilecek kıvama gelene kadar çırp.

Kullanımı
Karışımı, genişçe bir fırça veya pamukla yüz ve boyun bölgesine yaydıktan sonra en az yarım saat bekle ve cildini ılık suyla yıka. Cildinin nemlendiğini fark edeceksin!

Süt Toniği

Malzeme
2 yemek kaşığı kuru ya da bir yemek kaşığı taze kopartılmış bitkiler (lavanta, ebegümeci, aynısafa çiçeği), 2/3 fincan kaynatılmış süt, 1 kahve filtresi kağıdı

Hazırlanışı

1. İki yemek kaşığı kuru ya da bir yemek kaşığı taze kopartılmış bitkilerle sütü bir kaba koy ve ağzını kapatıp soğuyana kadar beklet. Filtre kağıdı (tülbent de olabilir) yardımıyla süz ve buzdolabında steril bir şişede muhafaza et.

Kullanımı

Cildindeki etkisini kısa sürede fark edeceğin bu toniği kullandıktan hemen sonra nemlendirici kremini sürmeyi unutma!

YAĞLI CİLTLER İÇİN ELMA MASKESİ

Özellikle T bölgesi, burun kenarları ve çene kenarlarında meydana gelen yağlanmalara karşı özellikle yağlı ciltler için haftada bir gün kullanılacak olan elma maskesi.

Yağlı Ciltler İçin ELMA MASKESİ için malzemeler :

* Yarım elma
* 1 yumurta akı

Hazırlanışı :
Elmanın öncelikle çekirdekleri temizlenecek ve kabukları soyulacak. Ardından bir kase içine rendelenir ve içine bir yumurta akı eklenerek karıştırılır. Temiz cilde haftada bir gün tercihen yatmadan önce uygulanır ve 20 dk. bekletilerek temizlenir.

CILT MASKESI-ÇİÇEK MASKESİ

Yüzünüz çiçek açsın!

Evde duran çiçekleriniz hâlâ tazeliğini kaybetmemişse atmayın. Onlardan çiçek maskesi yapmak çok keyifli olabilir.

Bunun için birkaç çeşit çiçeği karıştırmakta fayda var. Çiçekleri ince ince dilimleyin, cilt tipinize göre zeytinyağı veya yoğurtla karıştırın. Normal veya karma cilt tipine sahipseniz yoğurdu tercih edin. Kuru bir cilde sahipseniz zeytinyağı kullanın. Maskeyi uyguladıktan sonra yatay pozisyonda 10 dakika bekleyin. Ardından yüzünüzü ılık suyla durulayın. Artan çiçekler olursa onların suyunu çıkarın, yüzünüzü duruladıktan sonra bu çiçek suyunun içine pamuk batırıp tonik olarak kullanabilirsiniz.

Ev yapımı pratik güzellik tarifleri

Cilt bakımı ve sağlıklı saçlar için ihtiyacınıza göre birçok ürün piyasada var. Size sadece cilt tipinize göre doğru ürünü seçmek kalıyor. Ben boş zamanlarımda evde uyguladığım tariflerle çok iyi sonuçlar alıyorum. Ama unutmayın sağlıklı bir cilde sahip olmak için sadece dışarıdan beslemek yetmez. Hayat tarzınız da paralel gitmeli.

ELMA MASKESİ

Elmayı soyun ve blender ile püre haline getirin veya rendeleyin. Karışımı yüzünüze sürüp 10 dakika bekleyin. Ardından yüzünüzü durulayın.

HAVUÇ MASKESİ

Bir yumurta sarısı, yarım tatlı kaşığı zeytinyağı ve bir tatlı kaşığı taze havuç suyunu iyice karıştırın.
Yüzünüze sürün ve 15 dakika boyunca bekleyin.Ilık suyla durulayın. Bu maske olgun ciltlere iyi gelecektir.

LEKELER İÇİN

Bir avuç naneyi kaynatın, demlenmesine izin verin. Pamuk batırıp bu nane suyu ile yüzünüzü silin.

BAL MASKESİ

Bir çorba kaşığı balı, rendelenmiş/püre halinde bir elma ve ezilmiş bir muzla karıştırın.Tüm yüzünüze ve boynunuza sürün.15 dakika bekledikten sonra ılık suyla durulayın.Yüzünüzün canlandığını göreceksiniz.

GÖZALTI İÇİN

Salatalıkları püre haline getirin ve göz altlarınıza sürün. 10 dakika bekledikten sonra suyla durulayın.

ERKEK CİLT BAKIMI VE KÜRLER

Dr. Ceyda ŞENER Erkek bakımı deyince akla ilk gelen tıraştır; çünkü tıraş, çoğu erkek için daha genç, daha yakışıklı ve temiz görünme anlamını taşırken, bir yandan da cilt bakımı için büyük önem taşır. Pürüzsüz bir tıraş ve nemlendirilmiş yumuşak bir cilt, her erkeğin sahip olmak isteyeceği bir görüntüdür. Erkeklerin cildi kadınların cildine oranla daha kalın ve dayanıklıdır. Fakat erkek cildi sakal ve tıraş yüzünden daha çok yıprandığından, bakımına daha da önem gösterilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda tıraş esnasında ve sonrasında oluşabilecek yaralanma ve tahrişler de hem istenmeyen bir görüntüdür hem de acı verdiğinden uygun yöntemlerle tedavi edilmelidir.

Islak ve kuru tıraş, her ikisi de cildi kurutur. Özellikle ıslak tıraşta yani tıraş bıçağı ile tıraşta kıl kökleri daha çok travmaya maruz kalır. Bunun sonucunda kıl dönmeleri ve iltihaplar ortaya çıkar. Bu cildi hem rahatsız eder hem de dış etkenlere karşı hassaslaştırır. Tıraş öncesi ve tıraş bakımı kadar tıraş sonrası bakım da büyük önem taşımaktadır. Birçok erkek dezenfektan olarak kolonya ya da alkollü after shave kullanır; bu cilde faydadan çok zarar verir. Çünkü alkol hücre öldürücü etkisi ile tıraşta meydana gelen olası kesiklerin iyileşmesini geciktirir. Bu nedenle, tıraştan sonra cilt tipine uygun bir after shave hem cildi dinlendirir, hem de besler.

Erkeklerin her gün tıraş olmaları, bir bakıma ciltlerindeki ölü deri tabakasının temizlenmesini sağlayarak hücre oluşumunu ve cildin yenilenmesini canlandırır. Ancak yüzlerinin üst kısmındaki deri tabakası soyulmadığı için zamanla sertleşerek matlaşır. Tıraş esnasında özen gösterilmezse yüzün koruyucu tabakasından mahrum edilen cilt kurur, gerginleşir, soğuğa karşı dayanıksızlaşır ve gerginliğini kaybeder. Kızarıklıklara, kimi zaman kıl dönmesine neden olur. Bir de akneleri varsa, tıraş birçok sıkıntıya yol açar. Cilt dış etkenlere daha açık hale gelir.

Bu nedenle erkeklerin de ciltlerine özen gösteren temel bakım alışkanlıkları edinerek bunu sürdürmeleri, ciltlerinin ömür boyu genç görünmesini sağlayacaktır. Cilt bakımı sadece tıraşla sınırlandırılmamalıdır çünkü erkek cildi kadın cildine göre daha kaim olduğundan ve hormonal yapısı nedeniyle daha çok yağ ürettiğinden, erkek cildinin de düzenli temizlik ve bakıma ihtiyacı vardır. Her şeyden önce cilt tipinize uygun ürünler seçerek bunları düzenli kullanmalısınız.

Doğru tıraş
Tıraş olmayı herkes bilir; fakat herkes doğru tıraş olamaz. Sakal keseceğim derken kesik içinde kalmamalısınız. Öncelikle makine tıraşından vazgeçmeli ve ıslak tıraşa yönelmelisiniz. Jiletle yapılan ıslak tıraş hem cildi pürüzsüz yapar hem de canınızı yakmaz.

• Sıcak bir duştan sonra ya da yüzünüzü bol ılık suyla yıkadıktan sonra tıraş olun. Böylece sakalınız yumuşar ve cilt gözenekleriniz açılır.
• Sıcak su ile durulanmış cilde, tıraş kremi veya tıraş köpüğünü iyice yayarak masaj yapın. Tıraş köpüğü kullanılıyorsa aynca fırça kullanmak gerekmez. Köpük ıslatılmış
avuca sıkılarak yüze yayılır.
• Mutlaka gliserin bazlı bir tıraş köpüğü kullanın. Mentollü olanlar sakalınızı sertleştirir ve gözeneklerinizi kapatır.
• Sakallarınızı ters yönde kesmeyin,
her zaman kılların uzadığı yöne doğru tıraş olun. Aksi taktirde kıl dönmesi ve batık sorunu yaşayabilirsiniz.
• Tıraş olacağınız jilet bıçağının temiz olmasına önem gösterin.
• Çene ve boynun en son sırada tıraş edilmesi gerekir. Böylece su ve köpük, sakalların en sert olduğu bu bölgeleri yumuşatmak için cilt üzerinde daha uzun süre kalır.
• Tıraştan sonra kolonya ya da alkollü after-shave'ler kullanmayın, bunun yerine alkolsüz nemlendiriciler kullanın. Böylece cildiniz beslenir ve yumuşar.

Erkekler İçin Bakım kürleri :

Normal ve karma ciltler için;
10'ar ml soya yağı ve Hint yağı, 20 ml badem yağı ve 30 ml zeytinyağı iyice karıştırılarak şişeye konur. Bir pamukla yumuşak dokunuşlarla yüzünüze ve boynunuza yedirdiğiniz maskeyle cildinizin doğal temizliğini sağlayabilirsiniz.

Yağlı ciltleri temizlemek için;
1 yumurta şansı, 1 yemek kaşığı susam yağı ve 3-4 damla limon suyunu iyice karıştırıp krem kıvamına getirin. Elle yüze ve boyna sürüp 10 dakika bekleyin, sonrasında da ılık suyla durulayın.

Cildinizi derinlemesine temizleyip siyah noktalan gidermek için limon peelingini kullanabilirsiniz.

2 yemek kaşığı ince rendelenmiş limon kabuğu, 2 yemek kaşığı yulaf unu ve 6 yemek kaşığı dolusu buğday kepeği iyice karıştırılır ve biraz da su eklenerek lapa haline getirilir. Dairesel hareketlerle 2-3 dakika boyunca cilt temizlenir, sonra ılık suyla yıkanır.

TÜY ALMA YÖNTEMLERİ

Tüy alma yöntemleri yüzeysel ve kökten olarak sınıflandırılabilir. Yüzey yöntemleri tüyü cilde en yakın yerden keserken kök yöntemleri tüyü kökünden alır. Acaba hangi yöntem daha hızlıdır ve hangisinin etkileri daha uzun sürer?

Uzman dermatolog Dr. Jennifer Jones bize modern kadının tüy alma tercihleri hakkında temel bilgiler veriyor.

KÖKTEN ALMA YÖNTEMLERİ

Epilasyon
Nasıl çalışır: Dönen cımbızlara sahip bir başı olan, elde tutulan bir cihaz cildin yüzeyinde gezdirilip bu sırada tüyler alınır.
Hangi bölgelerde iyi çalışır: Vücuttaki tüm bölgeler - bacaklar, koltuk altları, kollar, bikini bölgesi ve yüz.
Avantajları: Çok pürüzsüz sonuçlar, dört haftaya kadar sürer. Ortalığı kirletmez ve yeni modeller yüz gibi spesifik bölgelerden istenmeyen tüyleri gidermek için ekstra bir ataçmanla gelir.
Dezavantajları: Daha duyarlı alanlarda rahatsızlık verebilir.
Güzellik değerlendirmesi: Epilatörler 0,5 mm'ye kadar kısa tüyleri giderebilirken ağda ise optimum sonuçlar için 2 mm tüy uzunluğu gerektirir - bu nedenle göze hoş görünmeyen büyümeyi beklemeye gerek yoktur.
Dermatolog notu: “Epilatörlerle tüy kökünden alındığından tekrar çıktığında ucu daha ince bir görünüm verecek şekilde konik olma eğilimindedir. Ayrıca epilatörlerin düzenli kullanımında içeri büyüyen tüy sayısı azaltılabilir."

Ağda
Nasıl çalışır: Sıcak veya soğuk ağda cilde tüylerin büyüme yönünde uygulanır. Sertleştikten sonra üzerine kumaş şeritler yerleştirilip büyümenin yönünün tersine hızla çekilir ve beraberinde tüyler de gelir. Alternatif bir seçenek önceden hazırlanmış ağda stripleridir.
Hangi bölgelerde iyi çalışır: Bacaklar, bikini, kaşlar, koltuk altları ve üst dudak.
Avantajları: Ağda cildi haftalarca pürüzsüz tutabilir ve bu nedenle bir süre tüy almayı düşünmeniz gerekmez.
Dezavantajları: Acılı olabilir. Ayrıca tekrar ağda yapabilmeniz için tüylerin yeterince uzamasını beklemeniz gerekir ve eğer bacaklarınızı göstermek istiyorsanız veya tekrar büyüyen tüylerin yarattığı hissi hiç sevmiyorsanız problem yaratabilir. Kendiniz yaparsanız ortalığı temiz tutmak zor olabilir veya bir salona giderseniz pahalı olabilir. Son olarak ağda çok kısa tüyleri almayabilir.
Güzellik değerlendirmesi: Günlük tüy almayı sıkıntılı buluyorsanız ve profesyonel işlemin ücretini ödeyebilecekseniz harika.
Dermatolog notu: “Ağda yaptığınız zaman aslında yüzey cilt hücrelerini alıyorsunuz ve bu nedenle cilt sonra kuru kalabilir. İdeal olarak aloe vera içeren, rahatlatıcı bir losyon sürün.”

İplikle çekme
Nasıl çalışır: Her tüyün etrafına ince pamuk ipliği parçaları sarılır ve sonra hızla çekilir ve beraberinde tüyleri çeker.
Hangi bölgelerde iyi çalışır: Kaşlar ve üst dudak gibi küçük, narin bölgeler.
Avantajları: Tüyler kökünden giderilir ve bu nedenle tekrar büyüme yavaştır ve tüyler dik duracak şekilde tekrar büyümez.
Dezavantajları: Nispeten yavaş bir işlemdir çünkü tüylerin tek tek çekilmesi gerekir. Ayrıca uzmanlık gerektiren bir işlemdir ve bu nedenle iyi eğitimli bir profesyonele gitmeniz gerekir.
Güzellik değerlendirmesi: Kaşlar için harikadır - bir kez denedikten sonra çoğu kadın bunu tercih eder.
Dermatolog notu: "İplikle çekme cilt için çok rahatsız edici değildir ve bu nedenle üst dudak ve kaş gibi özellikle duyarlı bölgelerde kullanılması faydalıdır."

Lazer / IPL gibi ışık tabanlı tüy giderme
Nasıl çalışır: Dar ve konsantre bir ışın cildin küçük alanlarına odaklanır. Işık cilt yüzeyi altındaki tüy folikülündeki pigment tarafından emilir ve böylece tüy folikülünü ısıtıp büyüme döngüsüne bağlı olarak (sadece anajen) tüy büyümesini engeller. Cildiniz ne kadar açık renk ev tüyleriniz ne kadar koyu renkse tedavi o kadar fazla işe yarar.
Hangi bölgelerde iyi çalışır: Bikini, koltuk altı, üst dudak.
Avantajları: Eskisinden çok daha hızlı ve daha az ağrılıdır, çünkü artık bir defada büyük cilt bölgeleri tedavi edilebilir. Ayrıca tekrar tüy büyümesi biraz engellenir ve tekrar büyürse de tüyler çok ince ve açık renkli olma eğilimindedir.
Dezavantajları: Her tedaviden önce cildin tıraş edilmesini gerektirir. Sonuçlar kalıcı değildir. Bu nedenle oldukça pahalı olabilecek çok sayıda tedavi gerekir. Ayrıca tedaviden önce ve sonra altı haftaya kadar güneşe çıkma konusunda dikkatli olmanız gerekir çünkü cildinizdeki pigmentteki değişiklikler yanık riskini arttırabilir. Hamilelik veya menapoz gibi hormonal değişiklikler tüylerin tekrar geri büyümesine neden olabilir.
Güzellik değerlendirmesi: Üst dudak gibi sizde sıkıntı yaratan bölgeler için harika ama normal tüy alma seçeneği olarak abartılı.
Dermatolog notu: "Lazer tüylerdeki pigmente 'odaklanarak' çalışır - bu nedenle tüy renginiz cilt renginize ne kadar yakınsa yanma ve nedbe dokusu oluşması riski o kadar yüksektir. Bu nedenle ideal kombinasyon soluk cilt üzerinde koyu renk tüylerdir. Koyu renk cildiniz varsa bu tekniğe kalkışmadan önce iyice düşünmelisiniz."

YÜZEYSEL TÜY ALMA YÖNTEMLERİ

Islak tıraş
Nasıl çalışır: Nemlendirilmiş cilt üzerinde kayan bıçaklar tüyü yüzeyde keser.
Hangi bölgelerde iyi çalışır: Bacaklar, koltuk altı, bikini bölgesi
Avantajları: Hızlı, etkili ve ağrısızdır ve ayrıca ciltteki kuru ve dökülmekte olan cilde nazikçe eksfoliasyon yaparak ekstra pürüzsüz görünüm sağlar.
Dezavantajları: Tıraş etme çok güzel ve pürüzsüz cilt ortaya çıkarsa da pürüzsüz sonuçları devam ettirmek için bu işlemi sık sık yapmanız gerekir.
Güzellik değerlendirmesi: Meşgul kadınlar için harika bir seçenek.
Dermatolog notu: "Tıraş etmek kolay bir seçenektir - ama uygun yapılması önemlidir. Sadece sabun ve su kullanılması ideal değildir çünkü sıklıkla cilde kuru ve çatlak bir görünüm verir. Nemlendirici bir tıraş jeli kullanmak daha iyidir."

Elektrikli tıraş
Nasıl çalışır: İnce bir eleğe sahip, küçük, elektrikli bir tıraş makinesi cildin yüzeyinden geçerek tüyleri keser. Bıçaklar yatay olarak hareket edip tüyleri eleğe dik olarak keser.
Hangi bölgelerde iyi çalışır: Bacaklar, bikini bölgesi, koltuk altı
Avantajları: Hızlı ve güvenlidir ve 'kuru' yapabildiğinizden seyahatte yapması kolaydır. Ayrıca cildi çok hassas olanlar için iyi bir seçenektir.
Dezavantajları: Tüysüz' görünüm ıslak tıraşta olduğu kadar uzun sürmez. Bıçak uygun bakım gerektirir, yani düzenli olarak temizlenmesi ve yılda bir değiştirilmesi lazımdır.
Güzellik değerlendirmesi: Nazik ve hızlı bir tüy giderme yöntemi olarak harika.
Dermatolog notu: "Bu yöntem çoğu kişi için uygun olabilecek kadar nazik, rahat bir tüy giderme seçeneğidir. Ancak cildiniz kesikler veya döküntülerle zaten tahriş olmuş durumdaysa kullanmayın."

Tüy dökücü kremler
Nasıl çalışır: Tüyü cilt yüzeyinde kimyasal olarak çözer. Uygulandığında krem cilt üzerinde 10 dakikaya kadar bırakılır ve hafifçe silerek giderilir.
Hangi bölgelerde iyi çalışır: Üst dudak, bikini bölgesi ve koltuk altı
Avantajları: Ağrısız, ucuz.
Dezavantajları: Bazen uygulaması zor olabilir ve ortalık kirlenebilir. Geleneksel olarak ürünlerin hoş olmayan bir kokusu vardır ama bazıları diğerlerinden daha iyidir. Cilt tahrişi de bir problem olabilir ve bu nedenle uygulamadan 24 saat öncesinde bir test yapmak en iyisidir.
Güzellik değerlendirmesi: En iyi olarak yüz ve koltuk altları gibi küçük bölgelerde uygulanır
Dermatolog notu: "Hassas cildiniz varsa tüy dökücü kremler en uygun seçenek olmayabilir çünkü içlerindeki kimyasallar hem tahriş edici hem alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Daima tüm bacak veya yüz üzerinde kullanmadan önce ideal olarak kolun iç kısmında ve daha da iyisi iki farklı zamanda ufak bir bölgede test edin."
Braun'un katkılarıyla...

LİFTİNG'DE YENİ DÖNEM

Botoks ve dolgu maddeleri gibi enjeksiyonla gerçekleştirilen gençleşme yöntemlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte lifting operasyonlarına olan talep de gün geçtikçe azalmaya başlamıştı. Ancak uygulaması kolay ve ağrısız yeni lifting yöntemleri ile yeni bir döneme adım atıyoruz. Debora Zakuto

1970’lerin başında estetik doktorları yaşlanmaya karşı ameliyat gerektirmeyen yepyeni bir yöntem geliştirdiklerini açıkladıklarında yer yerinden oynamıştı. Sarkan yüz kaslarının askılar kullanılarak toplanması ve yüz ovalinin ortaya çıkarılmasına yardımcı olmayı hedefleyen lifting uygulaması estetik dünyasında büyük bir keşifti. Ancak yüzde iz bırakması, istirahat gerektirmesi ve uygulama sırasında acı hissedilmesinden ötürü bir süre sonra popüleritesini kaybetti.

Botoks ile dolgu maddeleri de bu keşif sürecinin sonuçları olarak karşımıza çıktılar. Öğle yemeği arasında bile uygulanan bu neştersiz gençleşme yöntemleri kısa sürede lifting'e olan ilginin azalmasına neden oldu. Oysa lifting daha kesin sonuçlar verip, dolgu ya da botoks gibi tekrar gerektirmiyordu. İşte bu nedenle, uzun süren araştırmalar sonucunda uzmanlar, yepyeni lifting yöntemleriyle karşımıza çıkıyor. Yeni lifting iz bırakmıyor, ağrısız ve çok daha etkili...

ÖZEL LAZER IŞIĞI

Estetik cerrahi artık kişiye özel yöntemleri ile dikkat çekiyor. Herkesin ihtiyaçları, beklentileri, fiziksel özellikleri farklı olduğu için estetik dünyası da yeni yöntemlerini bunların üzerine kurguluyor. Bu yöntemlerden biri de yeni bir lifting yöntemi olan Finelifting... "Daha önce kullandığımız birçok lazer yöntemi ve teknolojisinde her hastaya aynı tedavi yöntemi uygulanıyordu. Dolayısıyla bu yöntemler kimi hastalarda son derece başarılı sonuçlar verirken, kimi hastalarda da istenilen sonuçları elde edemiyorduk. Ancak Finelifting yönteminde 11 ayrı lazer ışığı var ve içinden hastaya en uygun sistemi seçiyor ve tedavi ediyoruz. Dolayısıyla hem kişiye özel bir yöntem oluyor hem de her hastada başarılı sonuçlar elde etmemizi sağlıyor" diyen Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Dr. Hüseyin Güner ekliyor; "Gözle göremediğimiz binlerce farklı ışık dalgası bulunuyor ve bunlar duvardan bile hızları etkilenmeden geçmeyi başaracak kadar güçlüler... Onları tutup yakalayan bir maddeyi bulana kadar da yollarına hiç bulmadan devam ediyorlar. İşte burada kromofor devreye giriyor. Farklı çeşitleri olan bu madde her türlü ışığın hızını keserek etkisini yok ediyor. Biz de bu yöntemi cilt gençleştirmede kullanmak için çeşitli araştırmalara başladık. Son yedi yıldır aralarında olduğumuz bir grup Amerikalı ve İsrailli doktorla söz konusu ışık çalışmalarını sürdürerek Finelifting'i geliştirdik. Facial Improvement by New Fillers and Lights olarak bilinen yöntemde cerrahi metotların yerine önceden seçilmiş onlarca farklı lazer ışığı kullanılarak hasta kesişiz, kansız, dikişsiz ve anestezisiz ameliyat ediliyor. Yüzümüzdeki mimik kaslarına yüksek afinitesi olan bir ışık dalgası yaratarak tıpkı yüz germede olduğu gibi bu kasları hiç bir dokuyu etkilemeden ışıkla germeye çalışıyoruz. Burada yapılması gerekilen sadece 200 - 1000 mikron derinliğinde bulunan kolajenlerin, 0 - 1000 mikron arasında yer alan su moleküllerinin ve çene kenarıyla gıdıda toplanan yağ dokusunun sevebileceği bir ışığı bulup lazer aracılığıyla kullanmak." Az acı vermesi için lokal anestezi kremler ve ilaçlar kullanılan Finelifting'de uygulama sonrasında cilt üzerinde kırmızılık meydana geliyor. Bu kırmızılık maksimum birkaç gün içinde yok oluyor ve iz bırakmıyor. Dolayısıyla kişi istediği doğrultuda, yani bir gün sonra normal sosyal hayata devam edilebiliyor. İşlem için iki ila dört seans yeterli, seansların fiyatı ise 1000 - 2000 dolar arasında değişiyor.

İPLERLE TAZE BİR GÜLÜŞ

Son günlerin en konuşulan bir diğer lifting yöntemi ise özel ipler kullanarak uygulanan Silhouette Lift. 38 ve üzeri yaştaki kadınlar için önerilen bu yöntem geçmişteki gülüşünüze ve tazeliğinize dönmenize yardımcı oluyor. Hem de genel anestezi, hastanede yatış ve iyileşme süreci gerektirmeden. Lokal anestezi altında 45 dakikadan az zamanda uygulanan yöntem dört farklı aşamadan oluşuyor; yerleştirme, konumlandırma, asmayla bağlama ve fiksasyon. Uygulama sırasında kullanılan koni şeklindeki Silhouette-Lift süturları (ipler) tasarımı sayesinde esnek, emilebilir konilerin içine ve çevresine doğru genişliyor, böylece geleneksel dikenli süturlarla karşılaştırıldığında daha güçlü bir sağlamlaştırma mekanizması oluşuyor. Diğer lifting iplerinin aksine Silhouette-Lift süturlar geleneksel dikenli süturlarda oluşan hareket etme, kırılma ve ağrıya neden olmuyor. Uygulama sonrasında ise yüzdeki yorgunluk silinirken yerini daha genç ve doğal bir görünüme bırakıyor. Ülkemizde de uygulanan Silhouette Lift iki haftada içinde etki gösteriyor.

Cilde zarar vermeyen ve hiçbir şekilde kopmayan materyalleri ise estetik alanında teknolojinin ne denli geliştiğinin kanıtı. Tıpkı lazer lifting gibi...

"Ağrısız, ciltte tahriş ve kızarıklık yaratmayan, tedavi sonrası iyileşme süreci gerektirmeyen, öğle tatilinizde dahi uygulanabilecek bir yöntem olarak bilinen Nd-Yag lazer; daha düzgün, sıkı ve genç görünen bir cilt yüzeyi oluşumuna yardımcı oluyor. Göz kenarındaki kaz ayakları, alındaki çizgiler, yüzdeki kırışıklıklar, özellikle üst dudaktaki kırışıklıklar ve hafif sarkmalarda etki gösteren bu yöntem cildin yapısına ve kırışıklıkların derinliğine göre iki hafta arayla yedi seans uygulama yapılmalı" diyen Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu, lazer lifting ile cilt altındaki kolaj en matrisinin de sabitlendiğinin altını çiziyor. Üstelik Nd-Yag, epilasyonda da kullanılıyor. Derin dalga boyu ile enerjinin kıl köküne ulaşmasını sağlıyor. 1064 nanometre Nd-Yag cildin 4-6 mm altına inerek tüm cilt tipi ve renklerinde kullanılabiliyor. Bu lazer sisteminin uygulama başlığı da özel tasarım, cilde baskı uygulamadan doğru mesafeden ışığın verilmesini sağlıyor. Ayrıca verilecek enerjinin süresi ayarlanabildiğinden, ince, kaim ve açık renkli olanlar dâhil tüm kılların güvenli bir şekilde azaltılmasına yardımcı olunuyor. Kısacası yeni teknolojilerle geliştirilen lifting yöntemleri, sadece acısız bir uygulama ile cildin gençleşmesine yardımcı olmakla kalmıyor, farklı cilt sorunlarında da etkisini gösteriyor.

KAŞ BÖLGESİNE LİFTİNG ÇOK POPÜLER

Ayrıca bölgesel lifting'ler de gerçekleştirmek mümkün. Özellikle kadınların tercih ettiği kaş kaldırma operasyonu Türkiye'deki en popüler uygulamalardan biri... Ancak burada kullanılan iplerin kalitesinin artması dışında çok fazla yenilik bulunmuyor.

Bilindiği gibi kaş kaldırma ameliyatı kaşların pozisyonundan kaynaklanan olumsuz yüz ifadesini gidererek daha canlı ve daha kendinden emin bir görünüm kazandırma amacıyla yapılan işlemdir. Kaş kaldırma ameliyatları, üst yüz ya da alın germe ameliyatının içinde, blefaroplasti ameliyatı ile kombine edilerek ya da tek başına uygulanabilir. Kaşlarda sarkıklık ve düşüklük söz konusu olan durumlarda alın germe ameliyatı daha uygun bir seçenek olarak sunuluyor ama tabi ki eğer kaşlarda herhangi bir sarkma söz konusu olmayıp kenarlarının kalkması arzu edildiğinde alın germe işlemini uygulamak gerekmiyor. Tek başına kaş kaldırma girişimi hastanede yatış olmadan, lokal anestezi altında uygulanabiliyor. Uygulama, saçların arasından yapılan 1 cm.lik kesi içinden girilerek kaşların altındaki dokuların yukarıya doğru asılması şeklinde yapılıyor. Uygulama sonrasında rahatsızlık verecek derecede ağrı oluşmuyor, günlük hayata hemen dönebiliyor ve uygulama saçlı deri içinden girilerek yapıldığı için iz dışarıdan bakıldığında görünmüyor.

Bütün bunlarla birlikte günümüzde artık liftingi destekleyen özel kremler ile bakım yöntemleri de geliştirilmiş durumda. Cilt bakımı ve tedavisinde oldukça etkili ve yeni bir uygulama olan Energy lift acısız, ağrısız ve kısa sürede olumlu sonuç vermesiyle klasik yöntemlerin yerini almaya aday. Uygulamada ilk olarak; ciltte ani bir sıkılaşma etkisi yaratan canlandırıcı zencefilli temizleme sütü ile cildiniz temizleniyor. Yüze peeling uygulandıktan sonra kan dolaşımını hızlandırıcı masaj yapılıp cildin pembeleşmesi ve canlılık kazanması sağlanıyor. Enerji Lift'te kan dolaşımını maksimum düzeye çıkarmak ve lifting etkisini güçlendirmek için klasik bakımlardan oldukça farklı olarak yüzünüzün üst kısmına soğuk maske alt kısmına ise sıcak maske yapılıyor. Kısa sürede yüz güldürücü sonuçlar ortaya çıkmasına yardımcı olan Energy Lift, MD Dermatolojide aynı zamanda "cilt detoksu, peeling, ciltte aşırı kuruluk, kırışıklıklar, iğnesiz mezoterapi" alanında da kullanılıyor. Bu bakım yönteminini yanı sıra çeşitli lifting kremleri bulunuyor. Estee Lauder, Skin Code, La Prairie, Clinique gibi markaların bünyesinde yer alan bölgesel liftingi destekleyici ürünler ise evde günlük bakım için destekleyici nitelikte...

BALLA GELEN DOĞAL GÜZELLİK

Yaza adım attığımız şu günlerde hem sağlıklı, hem de güzel olmaya ihtiyacımız var. Kısa zamanda bunu gerçekleştirmenin en kolay yolu baldan geçiyor.

Sizin için derlediğimiz güzellik reçeteleriyle yaza bomba gibi girecek, kendinizi iyi hissedeceksiniz.

Balın faydaları

Balın kalitesi arının balı elde ettiği bitkiye göre değişir. En kaliteli bal çiçek balıdır.
Ülkemizde en çok bulunan bal çeşidi çam balı, kestane çiçeği balı, ayçiçek balıdır.
Bal içinde bakteri barındırmaz, aynı zamanda bakteri öldürücü etkisi vardır.
Kemik ve diş gelişimi için bal faydalıdır. İçerisinde gelişime katkı sağlayan A, B, C vitaminleri ve önemli mineraller bulunur.
Bal mideye kuvvet verir. Hazmı gerekmediği için kana kolayca geçer.
Bal, bel ve sırt ağrılarında ağrıyan yere sürülür, ağrıyı azaltır.
İştah açıcıdır.
Dişleri ve diş etlerini mikroplardan korur, ağızdaki yaraları tedavi eder.
Balgam söktürür.
İdrar yollarını temizler.
Cinsel gücü arttırıcı özelliği vardır.
Kan dolaşımını düzenler, kanı temizler.
Balın sakinleştirici etkisi vardır.

Ballı güzellik reçeteleri

Bal maskesi

Bal yüze ve boyuna sürülüp 20-25 dakika beklenir. Yüz ılık suyla yıkanır. Bal yüze parlaklık kazandıracak ve pürüzsüzleşmesini sağlayacaktır.

Sıkılaştırıcı yüz maskesi:

Malzemeler:
1 kaşık bal
1 yumurtanın beyazı
1 kaşık gliserin
1/4 fincan un

Hazırlanışı: Malzemeleri karıştırın, hamur olacak kadar un katın ve hamurla yüzünüzü ve boynunuzu kaplayın. 10 dakika bekletip ılık suyla yıkayın.

Saç için bal bakım maskesi:

Malzemeler:
1/2 fincan bal
1/4 fincan zeytinyağı

Uygulama: Bal ve zeytinyağını karıştırın. Tüm saça sürün. Başınıza naylon bone geçirip 30 dakika bekleyin. Daha sonra şampuanlayıp durulayın.

Ballı yüz toniği

Malzemeler:
1 orta boy salatalık (soyulup doğranmış)
2 kaşık bal

Hazırlanışı: Salatalığı mikserde püre haline getirip bir kevgire koyun. Kevgirin altına bir kap yerleştirerek 15 dakika süzün. Salatalığın suyu iyice süzüldüğünde minik bir kavanoza alıp içine balı ilave edin. İyice karıştırın. Pamukla bu karışımı yüzünüze sabah, akşam, öğle sürebilirsiniz. 3-4 dakika kuruması için bekletin. Bu karışımı ağzı kapalı şekilde 1 hafta bekletebilirsiniz.

Bal banyosu

Kuru ciltler için ideal olan bu banyoyu herkes rahatlamak için uygulayabilir. Bir litre süt, bir fincan tuz ve yarım fincan balı karıştırın. Bu karışımla vücudunuzu ovun, sonra durulayın. Süt cildinizin derinlemesine temizlenmesini sağlar. Tuzsa ölü derilerinizin altılmasına yardımcı olur. Balsa cildi canlandırıcı etkisiyle cilde iyi gelir.

Elleriniz için

Elleriniz sürekli kuruyorsa, iki çay kaşığı balı ve yarım limon suyunu karıştırarak ellerinize sürebilirsiniz.

Suna Dumankaya 'dan pratik ballı tarifler.

Kuru ciltler için :
Bir çay kaşığı tereyağı ve balı karıştırıp cildinize surun. Kuru ciltler icin etkili ve pratik bir maskedir.

Yüzünüzdeki derin sivilce izleri için :
Bir yumurta akını, bir çay kaşığı limon suyunu ve aynı ölçüde balı, iki yemek kaşığı pastane mayası ile karıştırın. 20 dakika cildinizde bekletip yıkayın.

Dudaklarını kalınlaştırmak isteyenler için : Dudaklarınıza bal sürüp bekletin, ayrıca çok yumuşak fırça ile masaj yapın.