SAFRA KESESİ-KARACİĞER TEMİZLEME |
AHMET MARANKİ |
ENDER SARAÇ |
Son Yorumlar
KARIŞIK BAŞKA KATEGORİLER
Cilt Kanserinde Aşı Umudu
Demirkazık, yaygın metastaz yapabilen, ciltteki benlerden kaynaklanan malin melanomun çok tehlikeli olduğunu belirtti. Melanom veya melanom dışı cilt kanserlerinin erken evrelerinde tedavinin cerrahi olduğunu ifade eden Demirkazık, kemoterapi ve benzeri ilaç tedavilerinin ise hastalığın yaygın olması veya nüks etmesi durumlarında söz konusu olduğunu anlattı.
Demirkazık, yurt dışında bu yöntemlerin dışında ''aşı'' tedavisinin en az 20 yıldır yapıldığını belirti. Tedavinin ''hazır aşı'' veya ''kişiye özgü geliştirilen aşı'' şeklinde 2 türlü uygulanabildiğini dile getiren Demirkazık, ''Aşı tedavisi, araştırma amacıyla yapılan bilimsel çalışmalardır ve nüks olmuş melanom başta olmak üzere bazı kanser türlerinde Türkiye'de de seyrek olarak uygulanabilmektedir'' dedi.
Demirkazık, hazır aşıların ticari amaçlı üretilmediği için piyasada bulunmadığını, ancak bilimsel araştırma amaçlı olarak hastanelerde kullanıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Kişiye özgü üretilen aşılar, hastanın kendisinden üretiliyor. Bu aşı için, öncelikle tümörün metastaz yaptığı bölgeden biyopsi alınıyor ve hastadan afrez cihazı ile alınan kan örneği birlikte laboratuvara gönderiliyor. Kanın içerisindeki bağışıklık hücreleri ile tümör hücresi, özel bir ortamda bir araya getirilerek, bağışıklık hücrelerinin tümörü tanıması sağlanıyor. Ardından tümörü tanımış bağışıklık hücreleri, tümörden arındırılarak hastaya geri veriliyor.''
Uygulama ile bağışıklık hücrelerinin, tümörü düşman olarak algılayıp, vücudu tümörden temizlemesinin amaçlandığını belirten Demirkazık, ''Dünyada yapılan denemelerde, aşı uygulamasının hastanın vücudundaki tümörleri yüzde 20-25 oranında gerilettiği hatta bazılarında tamamen kaybettiği belirlendi'' dedi.
UMUT İÇİNDE BEKLEYEN HASTALAR İÇİN BİR KAYIPTIR
Demirkazık, şu anda Türkiye'de kişiye özgü aşı geliştirmeye yönelik klinik bir araştırma olmadığını, ancak cilt kanseri tedavisinde hazır aşı uygulamasının 2009 yılının Ağustos ayı içinde başlatıldığını anımsattı.
Demirkazık, araştırmanın ciltte nüks olmuş melanomlu hastalarda, kemoterapi tedavisi ile hazır aşı uygulamasını karşılaştıran bir klinik araştırma olduğunu bildirdi. Projede, ABD ve çok sayıda Avrupa ülkesinin yer aldığını anlatan Demirkazık, klinik araştırmaların Türkiye'de de İzmir, İstanbul, Ankara ve Antalya'da 4 merkezde yapıldığını söyledi ve uygulamaya ilişkin şu bilgileri verdi:
''Hastalara uygulanacak standart tedavi kemoterapidir. Bu araştırmada da kemoterapiyle aşı tedavisi karşılaştırılacaktı. Araştırma kapsamında, hastalardan birine standart tedavi olan kemoterapi, iki hastaya ise sadece aşı uygulanacaktı. Hastalar, bu iki tedaviden sadece birini alabilecekti. Hastanın hangi tedaviyi alacağı önceden bilinmeyecekti. Bu, internet aracılığıyla hasta kayıtlarının ve bilgilerinin yapıldığı uluslararası telefon bağlantısıyla hiç kimsenin müdahalede bulunamadığı sistem sayesinde otomatik belirlenecekti. Kişileri, yurt dışındaki çalışma merkezi ayarlayacak ve bize hangi tedavinin kime uygulanacağı bildirilecekti.''
"TÜRKİYE'DE KLİNİK ARAŞTIRMALAR İYİ ANLAŞILMIYOR"
Klinik çalışmaların Türkiye'de çok iyi anlaşılmadığı için çok az kişinin araştırmalarda yer aldığını belirten Demirkazık, ''Bilgilendirme ve bunun şu an beklemek dışında hiçbir müdahale yapılamayan hastalarımız için umut olduğunu belirtmemize ve yazılı-görsel basında duyurduğumuz halde üç merkez hiç hasta alamadı. Sadece biz 1 hasta alabildik. Eğer hasta başvuruları olsaydı, her merkez 4-5 hasta alabilirdi. Yani toplam 18 hasta alınmış olsa bunların 12 tanesi aşı, altı tanesi ise standart kemoterapi tedavisi alacaktı. Böyle olunca da Türkiye araştırmanın içinde sonuncu sırada yer aldı. Bu, hem bilim için hem Türkiye için hem de umut içinde bekleyen hastalar için bir kayıptır'' dedi.
Demirkazık, bu tür klinik çalışmaların hastalar için de bir fırsat ifade ederek, ''Bunlar piyasada para ile alınamayacak ilaçlardır. Hasta, tek bir kuruş ödemeden böyle bir imkandan yararlanabilmektedir. Çünkü, araştırma ilaçları henüz dünyada hiç bir ülkede ruhsatlı olmadığı için dışarıdan temin edilemez'' dedi.
KURU CİLT İÇİN TEMİZLEYİCİ-YASEMİN AMATO
Birçok insan makyaj yapmayı ihmal etmez ama cildin temizliğine önem vermez.
Oysa makyaj yapılsa da yapılmasa da, yüz cildinin düzenli olarak günlük kir birikimlerinden arındırılması gerekir. Yüzünüzü temizlemezseniz, ne de herhangi bir anti aging tedavisine cevap verebilir.
Yüz temizliğine önce alından başlanmalı sonra sırasıyla; yanak, çene burun ve boyunla devam etmelidir. Alın, burun çevresi ve çene altı daha fazla toz kir tutar. Bu nedenle daha dikkatli temizlenmesi önemlidir.
Göz çevresindeki deri çok hassastır. Bu nedenle daima özel bir temizleyici tercih edilmeli ve göz çevresine çok nazik davranılmalıdır.
KURU CİLT İÇİN BALLI TEMİZLEYİCİ
MALZEMELER :
1 yemek kaşığı kadar bal
2 yenek kaşığı gliserin
1 çay kaşığı sıvı sabun
YAPIM VE UYĞULAMA :
Tüm maddeleri karıştırarak temiz bir şişeye koyun. Cildinize masaj yaparak sürün ve ılık suyla yıkayın. Bal cildi hem temizler hem de yumuşatır.
Bu temizleyici özellikle kuru ciltlerde çok etkilidir. Bu temizleyiciyi günde iki kere (sabah-akşam) kullanabilirsiniz.
Kozmetik Dermatolog Dr. Yasemin Fatih Amato
HER TÜRLÜ CİLT İÇİN TEMİZLEYİCİ-YASEMİN AMATO
2 tatlı kaşığı kuru lavanta
2 tatlı kaşığı kuru gül yaprağı
4 tatlı kaşığı yulaf
4 tatlı kaşığı kaolin (kil)
Yapım ve Uygulama:
Sabun içermeyen bu temizleyici her türlü ciltte mükemmel sonuç verir.
Kahve çekme makinesinde yulafı lavanta ve gül yapraklarını un haline gelene kadar çekin. Hazırladığınız bu karışıma kili karıştırın ve hava almayan bir kavanoza koyun.
Kullanacağınız zaman 1 çay kaşığı kadar tozu biraz su ile avucunuzda ıslatın, yumuşak hamur kıvamına getirin. Cildinize masaj yaparak yayın ve daha sonra soğuk su ile yıkayın. Bu temizleyiciyi günde iki kere (sabah-akşam) kullanabilirsiniz.
HASSAS CİLT İÇİN PAPATYADAN TEMİZLEYİCİ-YASEMİN AMATO
1 yemek kaşığı salatalık suyu
2 yemek kaşığı taze papatya çiçeği
(ya da 1 yemek kaşığı kuru papatya)
1 bardak saf su
1 yemek kaşığı gliserin
1 yemek kaşığı aloe vera jeli
Yapım ve Uygulama:
Bu mevsimde taze papatya bulabilirsiniz ama toplamaya zamanınız yoksa papatya çayı poşetlerini de kullanabilirsiniz. Özellikle hassas ciltlerde çok etkilidir. Tüm maddeleri karıştırarak temiz bir kaba koyun. Cildinize masaj yaparak sürün ve ılık suyla yıkayın. Bu sabun içermeyen hafif bir temizleyicidir... Salatalık suyu, papatya ve aloe vera jeli cildi yatıştırıcı özelliklere sahiptir. Bu temizleyiciyi günde iki kere (sabah-akşam) kullanabilirsiniz.
FAYDALI GÜZELLİK FORMÜLLERİ-YASEMİN AMATO
* Yağlı cilt makyajı tutmaz:
Yağlı cilde makyaj yapmak da, kalıcı olmasını sağlamak da zordur. Gelgelelim, zahmetsizce hazırlayabileceğiniz bir maske ile bu sorunu aşabilirsiniz. Önce yüzünüzü güzelce temizleyin, sonra aşağıdaki malzemeleri hazırlayın...
* 1 yemek kaşığı üzüm suyu
* 1 yemek kaşığı nane suyu (Aktarların çoğunda bulunur)
* 1 yemek kaşığı limon suyu
Bu üç ürünü karıştırıp yüzünüze sürün ve 20 dakika bekleyin. Bu arada gül suyunun içine birkaç parça buz koyun. Hafifçe erimeye başlayınca, yüzünüzü buzlu gül suyu ile yıkayın... Artık makyajınızı yapabilirsiniz! Ve çok daha kalıcı olacağına da emin olun. Tabii kullanacağınız kozmetikler yağsız, toz kıvamında olmalıdır...
AVOKADO BAKIMI
* Kuru ciltleri yenileyin:
Bu harika formül cildi besler, nemlendirir, yeniler ve canlandırır. Hazırlaması da gayet kolaydır:
* Akşamdan 6 tane bademi ıslatın. Ertesi gün onu havanda biraz dövün. Un gibi değil de, kum taneleri gibi olmasını sağlayın.
* 2 çay kaşığı yulaf ezmesi
* 4 çay kaşığı kaşığı çiğ krema
* Yarım muz veya avokadoyu iyice ezin.
Bu malzemeleri güzelce karıştırın. Yüzünüze sürün ve 20 dakika bekleyin. Sonra tülbent gibi yumuşak, pamuklu bir kumaşı sütle nemlendirip onunla yüzünüzü silin. Son olarak da soğuk suyla yıkayın...
SAÇLARA MAYONEZ
* Güneş saçlarımızı kuruttu: Yaz sonuna yaklaşırken saçlarımızın sıcağa dayanacak hali kalmadı. Kimisi dökülüyor, uçları kırık, kuru, cansız bizden yardım bekliyorlar. Aşağıdaki maske, her tür saça gayet iyi gelir. Derin nem sağlar, kuru ve hasar görmüş saçları onarır, ışıl ışıl parlatır... Mayonezin içindeki yumurta ve zeytinyağı saçlarınıza yararlıdır. Özellikle avokado ile karıştırınca harika bir nem maskesi elde edersiniz!
* 1 avokado
* Yarım çay bardağı sade mayonez.
Avokadoyu ezin, mayonez ile karıştırıp saç diplerinden ucuna kadar masaj yaparak uygulayın. Başınıza bir duş bonesi takıp yarım saat bekleyin. Sonra da ılık su ile güzelce çalkalayın...
Cildinizi kıştan koruyun-YASEMİN AMATO
Bu nedenle cildimiz hızla nem kaybederek kurur. Bütün bunlardan en fazla yüzümüz, göz çevresi, dudaklarımız ve ellerimiz etkilenir.
Ne soğuk ne sıcak!
Kendinizi ve cildinizi elden geldiğince soğuktan koruyun. Bu havalarda sokağa çıkarken atkı, bere, eldiven ve özellikle gözlük takmayı ihmal etmeyin. Soğuktan olduğu kadar, aşırı kuru ve sıcak ortamlardan da korunun. Yaşadığınız odalarda buhar makinesi çalıştırın veya ısıtıcıların üzerine su kapları koyun. Ani ısı değişimleri hem vücut direncimizi düşürür hem de cildimizi mahveder. Örneğin sıcak bir ortamdan sonra hemen sokağa çıkmaktan sakının. Birkaç dakika binanın içinde bekleyin. Hele bir de rüzgar varsa daha iyi korunmak gerekir. Soğuk rüzgar yüzümüzde kılcal damar çatlamalarını artırır.
Nem kaybı
Kışın insan susamadığını zanneder. Oysa bu mevsimde suya ihtiyacımız kesinlikle daha az değildir. Günde 2.5 litre kadar su içmeye devam etmeliyiz. Taze meyve suları, ıhlamur, adaçayı, yeşil çay gibi bitkisel çaylar ise vücudumuzdaki ısı ve su dengesinin korunmasına yardımcı olur. Öte yandan cildimizi dışarıdan nemlendirmeye de özen göstermeliyiz. Yüzümüze biraz daha besleyici bir nemlendirici, dudaklarımıza koruyucu rujlar sürmeliyiz. Soğukta veya aşırı sıcakta nem kaybeden cildimiz bazen çatlar. Bu çatlaklar derinin koruyucu görevini zorlaştırır. Uçuklar kışın da yakamızı bırakmazlar ve cildimizin koruma kalkanına zarar verirler. Nezle olduğumuzda burun çevresindeki deri soyulur ve kılcal damarlarda çatlaklar oluşur. Bunları lazer veya koter ile yakmak gerekebilir. Kılcal damarları belirgin olanlara K vitaminli kremler iyi gelir. Karlı ortamlar iki yönlü çalışır. Bir yandan soğuğun tüm etkilerini taşırlar, bir yandan da kardan yansıyan güneşin sorunlarını getirirler. Kayak yapmaya gidip de güneş yanıkları ile dönenlerin sayısı az değildir. Böyle ortamlarda en iyi dostumuz güneşten koruyuculardır.
Kilo almayın!
Soğukların bir başka bedeli de yüksek kalorili gıdalara, özellikle tatlılara karşı isteğimizin artmasıdır. Böylece her yıl birkaç kilo üzerimize yapışıp kalabilir. Vücut direncinizi arttırmak ve formunuzu korumak için mevsim meyvelerini ve sebzelerini bol bol tüketin. Bir yandan da düzenli olarak C Vitamini alın. C vitamini hem cildimiz hem de soğuk algınlığından korunmak için en yararlı vitamindir. Kış mevsiminde tüm doğa dinlenir ve baharda yeniden doğmaya hazırlanır. Bize gelince, baharda çiçek açmak istiyorsak, şimdi cildimizi korumanın, beslemenin, gerekli tüm bakımlarla canlandırmanın zamanıdır.
Cildimizdeki çatlaklar için ne yapalım-YASEMİN AMATO
Gebeliklerde oluşur
Kilo alınca gerilen, alışılmadık ölçüde genişleyen ve sınırları zorlanan deri dokuları çatlayıverir ve beyaz çizgilerle dolar. En kolay etki altında kalan yerler mide, karın, kollar, bacaklar, göğüsler ve kalçalardır. Neredeyse bütün gebeliklerde, en azından karın bölgesinde çatlamalar oluşur. Çatlakları önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır. En azından ilk belirtileri görüldüğünde bir şeyler yapmaya çalışırsak, başarı şansımız çok daha yüksek olur. Özellikle gebelik çatlakları, henüz pembe veya mor renkte iken, tedavi edilmeleri mümkündür. Beyazlaştıktan sonra iş işten geçmiş olabilir.
Suya doyurun
Özellikle vücudunuzda yapısal olarak yağ çıkıntıları varsa, kilo aldığınızda en fazla bu kısımlar yağ toplar ve deri içeriden gelen basınca dayanamayıp çatlar. Ona bol bol nem vermek, deriyi içten ve dıştan suya doyurmak, esnekliğini arttırmak gerekir. Kremler ve losyonlar önemlidir. Aloe vera, A ve E vitaminleri, kakao yağı çatlamaya niyeti olan ciltleri korurlar. Onu nemlendirirler, beslerler ve sağlıklı hücrelerin çoğalmasına yardımcı olurlar. Bunları uygulamadan önce hafif bir peeling yaparsanız cilde nüfuz etmelerini kolaylaştırırsınız.
Gerçekçi olmalıyız
Çatlakların tedavisi için ne yazık ki henüz kesin bir çözüm bulunabilmiş değil. Çatlağın rengi, yüzeyin gerginliği, çatlağın kaç senedir var olduğu göz önüne alınarak birçok yöntem denenmektedir. Mikrodermabrazyon, Foto IPL, Fraksel lazer ve karbondioksit tedavileri çatlak tedavisinde etkin olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemler doğumdan kısa bir süre sonra uygulandığında, çatlakları gidermekte veya azaltmakta başarılı olmaktadır. Beyaz tenlerde fraxel lazer gayet iyi sonuçlar veriyor. Esmerlerde TCA peeling ve karboksi terapi daha etkili oluyor. Öte yandan kozmetik boyama, lazer cerrahi gibi farklı uygulamalar da yapılmaktadır. Kremlere gelince... Bunların en iddialısı, içinde peptid hormonu olanlardır. Buna rağmen, esas olarak çatlakların yeni başladığı dönemlerde yardımcı olmaktadır.
Bazı durumlarda liposuction ile veya doğrudan cerrahi kesi ile sorunlu bölgeler azaltılabilmektedir. Özetle... Siz fazla kilo alıp vermekten kaçının ve çatlaklarla karşılaşırsanız gecikmeden bir dermatoloğa başvurun.
Dr. Yasemin Fatih Amato
CİLT BAKIMI NEDEN GEREKLİ-YASEMİN AMATO
Bazıları düzenli olarak cilt bakımı yaptırır, bazıları ise buna gerek duymaz veya cilt bakımının ne işe yaradığı konusunda kesin bir fikirleri yoktur. Cildi gençleştirmenin ötesinde, cilt bakımı çok temel bir konudur. Akneler, kırışıklar, lekeler veya cilt kalınlaşması gibi farklı nedenlerle yapılabilir.
Cildimiz 28 günde bir yenilendiğine göre üzerinde daima en azından ölü deriler birikir. Bunların arındırılması şarttır. Haftada 2 kez ev tipi peeling veya bir kez hafif hamam kesesi yaparak cildi arındırabiliriz. Özellikle çukur sivilce izlerinde daha fazla kir birikir. Günlük temizleme jeli ve tonik temizliği bu tip ciltler için yeterli değildir. Daha önce birçok defa yazdığım gibi, cildimiz sebum adı verilen bir yağ üretir. Bu yağ salgısı yavaşça cildin üst tabakasına doğru ilerleyerek, cildimizi nemlendiren etkenlerden birini oluşturur. Genellikle makyaj artıkları, çevre kirliliği ve ölü deriler gözenekleri tıkama eğilimi gösterirler.
SİYAH NOKTALAR!
Bu durumda sebum dışarı çıkamaz ve diğer kirlerle birleşerek katılaşır. Hava ile temas edince oksitlenip siyah noktaları oluşturur. Bu siyah noktalar iltihaplanınca sivilcelere dönüşür. Siyah noktaları kendiniz sıkmaya kalkışırsanız, çukurlar yaşam boyu sizinle kalabilir. Bu durumda, profesyonel cilt bakımı vazgeçilmezdir. Klinikte, steril bir ortamda, usta eller tarafından siyah noktalar temizlenir, dezenfekte edilir, cildi yatıştıran maskeler yapılır.
CİLT BAKIMINA GİDİN
* Her gün az veya çok makyaj yapanlar, ciltlerini ne kadar iyi temizlediklerini zannetseler de, ayda bir kere derin temizlik yaptırmaları yararlıdır.
* Bundan başka sigara içenler, uyumakta zorluk çekenler, gün boyunca gerginlik yaşayanlar cilt bakımına daha fazla ihtiyaç duyarlar. Çünkü uykusuzluk ve stres cildin yağ dengesini olumsuz yönde etkiler.
* Bu dengeyi bozan başka etkenler de vardır. Örneğin lityum ve kortizon tedavileri, bazı doğum kontrol ilaçları, adet dönemi sıkıntıları gibi...
OLGUN CİLTLERE OKSİJEN!
Yaşlı ciltlerde yağ dokusu ve hücre içi su miktarı azalır. Yani cilt kurur. Aynı zamanda da incelir. Bu nedenle peeling'e karşı ihtiyatlı olunması gerekir. Ancak derin temizlik yine de gereklidir. Biz olgun ve kuru ciltlere oksiterapi tavsiye ediyoruz. Bu tedavi, hem ölü cilt tabakalarını temizler hem de dokuya derinlemesine nüfuz eden oksijen ve nem sağlar. Böylece ciltte hücre yenilenmesi canlanır.
Vücut ritmi ve cilt bakımı-YASEMİN AMATO
Akşamları mışıl mışıl uyutan, bizi her gün yeniden uyandıran, ne zaman kalkmaya alışmışsak, daima aynı saatte harekete geçen sessiz ama güçlü bir uyarı alırız. Sanki birisi içimizde bir düğme çevirir ve artık yatakta duramayız. İşte tüm bu vücut ritmimizi ayarlayan iç saatimizin sesidir. Ve cildimizi de fazlasıyla etkiler. Bir gün doğumundan diğer gün doğumuna kadar 24 saatlik bir süreç içinde olup bitenler doğa bilimleri ile uğraşanların en önemli şifrelerinden biridir.
Günün farklı saatlerinde vücut ısısı bile değişir. Cildimiz de bu düzenin içinde yer alır. O da tüm vücut işlevleri gibi 24 saatlik periyotlarla tamamlanan bir biyolojik döngü içinde yaşar. Ve cildin kendisini yenilemesi özellikle geceleri uyku sırasında doruğa ulaşır. Cildin kendini büyük ölçüde geceleri ve uykuda yenilediğini bilmek, çok daha etkili bir cilt bakımı için önemli bir ipucu niteliğindedir.
* Cilt metabolizması geceleri yükselir.
* Buna bağlı olarak geceleri cildin su kaybı da artar. Bu gerçekler gece kremlerinin nasıl olması gerektiğini belirler. Demek ki akşamları yatmadan önce süreceğimiz kremler; yararlı besinlerle dolu olmalı, cilde kolayca nüfuz edebilmeli, bir yandan da su kaybını önlemelidir. Gece kremleri; kuru ciltler için yüzde 80, yağlı ciltler için yüzde 45 oranında yağ içerir. Bileşimlerinde mineral yağlar, bitkisel yağlar veya vazelin kullanılır. Gece kremlerine çeşitli vitaminler veya östrojen ilave edilir.
* Yeşil çay, soya özü, E vitamini ve C vitamini kremleri cildimizi çok güzel besler.
* Kolajen kremleri ve dolgularda kullandığımız Hyaluronik asit içeren ürünler alt derideki gerçek kolajen dokuyu etkilemez ama cildin su kaybını önleyen etkili bir tabaka meydana getirir.
* Yeni silikon teknolojisiyle yapılan kremler nemi çok iyi korur.
* Gliserin gibi nem tutucu maddeler cildin içine su aktarımı yapar. Cildimizin tüm bunlardan en iyi şekilde yararlanması için öncelikle yumuşak bir temizlik yapmalı ve düzenli olarak cilt yüzeyindeki ölü derileri temizleyen peeling bakımı uygulamalıyız. Hayatımızın yaklaşık olarak üçte biri uykuda geçer. Kendini yenilemek için vücudumuz elinden geleni yapar. Biz de ona yardım edersek, bu doğal ritme aktif olarak katılmış ve doğayla uyum içinde ondan yararlanmış oluruz...
K Vitamini şimdi de estetiğin hizmetinde
Bilimsel müjdeler
Cildin aşırı kırışmasına yol açan bir hastalık var; adı (PXE). Hollanda'da bu hastalığa karşı bazı araştırmalar yapıldı. Sonuçlar dermatoloji dünyasında yeni umutlara yol açtı. Çünkü K Vitamininin bu hastalığın sonucu olan kırışıklıklardan korunmada ve tedavisinde kilit bir rol oynadığı anlaşıldı. Uzmanlar cildin esnekliği ve gerginliği ile K Vitamini arasında önemli bir ilişki olduğu sonucuna vardılar. Şimdi büyük bir heyecanla K Vitamini'nin kırışık önleyici etkileri, oluşmuş kırışıklıklarda nasıl kullanılabileceği gibi konularda, araştırma ve deney devam ediyorlar. Biz de sonuçları bekliyoruz... K Vitamini kanın pıhtılaşmasındaki en önemli etkenlerden biridir. Eksikliğinde kanamaya eğilim artar, pıhtılaşma süresi uzar. Bu nedenle K Vitaminini kozmetik dünyasında kılcal damar çatlamaları, varisler ve gözaltı morlukları tedavisinde kullanıyorduk. Çünkü ciltteki temel fonksiyonunu kan pıhtılaşmasını sağlaması olarak dikkate alıyorduk. Etkili de oluyordu. Kırışıkları önlemesi, geçirmesi ise yepyeni bir konu!
Morarmaya karşı...
* Kılcal damarlar üzerindeki etkisi nedeniyle K Vitamini gözaltı morluklarını geçirir, en azından hafifletir.
* Bazı ciltler en küçük bir çarpmada morarırlar. Bu derdin dermanı da K Vitaminidir.
* Varis tedavilerinde haricen kullanılır. Cildin gözeneklerinden derinin alt katmanlarına doğru iner ve hasar görmüş olan kan damarlarını onarır, sızıntıların kapanmasını sağlar, dokunun kendi kendini onarmasına yardımcı olur.
Yeşil çay yine başrolde
K Vitamini; lahana, camembert peyniri, karnabahar, çedar peyniri, yeşil çay, yulaf, soya fasulyesi, ıspanak, karaciğer, tereyağı, marul ve şalgamda yeteri kadar bulunur. Bağırsaklardaki bakteriler de K vitamini üretirler. Bunların arasında yeşil çay (100 gr.'da 700 mikrogram) tüm K Vitamini kaynakları içinde önde gelirken, siyah çaydaki miktarı sıfır seviyesindedir. Şimdi gözaltı morluklarında neden yeşil çay kompresleri önerdiğimiz daha iyi anlaşılıyor sanırım. Bu listeye bakarak lahana, tereyağı, karnabahar maskeleri de önerebiliriz.
Kırışıklık önleyen diyet
* Yoğurt, kefir, asitlenmiş süt; bağırsaklardaki bakterilerin K Vitamini üretmesini kolaylaştırır.
* Gıda hassasiyeti ve antibiyotikler ile bağırsakta emiliminin bozulması, K Vitamini üretimini engeller.
* Fazla E Vitamini, K Vitamini emilimini bozar. C vitamini, E vitamini, peptidler derken, şimdi de sıra K Vitaminine geldi. Acaba K vitaminin daha etkin, daha iyi emilebilen bir kullanımı ile kırışıkları önlemek, en azından geciktirmek ve hafifletmek mümkün olacak mı? Şimdi merakla bu sorunun cevabını bekliyoruz...
YUMURTA AKI MUCİZESİ-YASEMİN AMATO

Cilt temizleyici bir maske
Yumurta beyazı, bazen albumin olarak da isimlendirilir, teknik olarak yumurtanın sitoplâzmasıdır. Yumurta beyazının çoğunluğunu oluşturan ovalbumin, tam bir protein kaynağıdır, ovomisin ise virüslere ket vurur. Yumurta beyazının cilt temizleyici olmasının sebebi, lisozim adı verdiğimiz mikrop öldürücü bir enzim yönünden zengin olmasıdır. Bu enzimin ana görevi bakteriyel hücre duvarlarını temizlemesidir. Birçok besine doğal koruyucu madde olarak eklenen lisozom enziminin aynı zamanda yumurta beyazı maskesi şeklinde kullanıldığında, siyah ve beyaz noktaları temizleyebileceği düşünülmektedir.
Cilt sıkılaştırma etkisi
Uzun süre olmasa da yumurta beyazının face lift etkisi zaten çoğumuz tarafından bilinen bir uygulama sanırım. Akneleri temizleyebileceğini düşündüğüm halde, bu konuda yumurta beyazı üzerine daha çok klinik deney yapılması gerektiğine inanıyorum. Yumurta beyazının protein (kollajen) bakımından zengin olması ve tam bir amino asit zinciri içermesi, karıştırdığınız zaman su içeriğinde buharlaşma meydana getirir.. Cildinize sürdüğünüzde, nem oranı düştüğünden geriye kalan madde bir streç film gibi gerilir ve gözeneklerde geçici bir sıkılaşma meydana getirir. Aklınızda bulunsun.
İtfaiyeci yanık tedavisi
Yumurta akı kullanılarak yanıklar basit ve etkin biçimde tedavi edilebilir mi dersiniz? Bu yöntem itfaiyecilerin eğitimi sırasında ders olarak veriliyor:
Bir yanık meydana geldiğinde, kapsadığı alan ne olursa olsun ilk yardım, etkilenen alanı sıcaklık azalıncaya ve deri tabakalarını yakmayı bırakıncaya kadar soğuk suyun altına tutmak ve sonrasında bu bölgeye yumurta akı uygulamaktan oluşmaktadır.
İtfaiyecilerimizden birisi, elinin büyük bir kısmı kaynar su ile yandığında, duyduğu büyük acıya rağmen elini soğuk su musluğunun altına tutmuş ve sonrasında 2 yumurta kırmış, aklarını ayırmış ve çırpmış ve elini içine daldırmıştır. Eli o denli yanmış durumdadır ki yumurta akı uygulanır uygulanmaz derisi kurumuş ve yumurta akı bir film tabakası oluşturmuştur.
Daha sonra bu kişi yumurta akının doğal bir kollajen (bir tür albüminoid) olduğunu öğrenmiş ve en az bir saat boyunca eline tabaka üzerine tabaka gelecek şekilde yumurta akı uygulamıştır. Öğleden sonra hiçbir acı duymaz olmuştur. Ertesi sabah yanık bölgesinde nerdeyse belirsiz bir kırmızımsı leke kalmıştır. Elinde sürekli ve feci görünüşlü bir yara izi kalacağını düşünürken 10 gün sonra geride hiçbir yanık izi kalmamış ve hatta deri eski normal rengine yeniden kavuşmuştur! Yanan bölge yumurta akında mevcut ve aslında vitamin dolu bir plasenta (etene) olan kollajen sayesinde tamamen yenilenmiştir.
Peeling etkili bir maske:
Yumurta akını iyice çırptıktan sonra içine bir kaşık yulaf ezmesi ve çok az bal koyun ve karıştırıp bekletmeden yüzünüze- boynunuza iyice yedirin. 10 dakika kurumasını bekleyip durulayın.
Sıkılaştırıcı bir maske:
Bir yumurta akını ayırın, aynı miktarda alkol ile karıştırıp maske yapın.
Yağlı ciltler için yararlı bir maske:
Yumurta akını iyice çırptıktan sonra içine bir çay kaşığı limon suyu koyun ve bekletmeden yüzünüze-boynunuza sürün.
Gözlere lifting etkisi :
Yumurta akını iyice çırptıktan sonra ince bir tabaka göz altlarına sürün. Kurumasını bekledikten sonra ince bir tabaka daha sürün ve durulamadan göz makyajınızı yapın. Göz altlarınızın lifting etkisini hissedeceksiniz.
Makyaj Temizlemenin En Sağlıklı 10 Yolu
1- Tonik yerine özel bitki suları kullanabilir miyim?
Eğer çok uzun zamandır siyah nokta tedavisi görüyor ve cildiniz alkolden olumsuz yönde etkileniyorsa, toniğinizi bitki sularıyla değiştirmemenizde fayda var. Ancak bazı bitkilerin olumlu etki yaptığı cilt sorunları da bulunuyor. Örneğin hassas ciltlerde portakal ağacı suyu, kırışıklıklarda papatya ya da gül suyu, cilt soyulmalarında gül suyu ve ciltte meydana gelen tahrişlerde ise peygamber çiçeği suyu etkili oluyor.
2- Kuru bir cilde sahibim. Su bazlı bir temizleme ürünü tercih edebilir miyim?
Elbette… Bir makyaj temizleme yağını, suyla masaj yaparak pamuk kullanmadan cildinize uygulayabilirsiniz. Ilık suyla durulanan makyaj temizleme yağı, genellikle içeriğinde bulundurduğu E ve A vitaminleriyle yaşlanmaya karşı koyarken, jojoba yağıyla cildi besliyor, pamuk yağıyla yumuşatıyor. Ancak ardından cildin ph seviyesini dengeleyecek bir krem kullanmalısınız.
3- Cildimi her sabah süt bazlı bir ürün ile temizlemek zorunda mıyım?
Çok yağlı bir cilde sahip değilseniz ya da hava sizi terletecek kadar sıcak değilse, sabahları süt bazlı bir temizleyici ürün kullanmanıza gerek yok. Çünkü sabahları makyaj temizlemiyor, sadece cildinizde gece boyunca hava kirliliğinden dolayı meydana gelen tıkanıklığı açıyorsunuz. Bu yüzden ideal olan, cildinizi sabahları temizleyici bir tonik ile silmektir.
4- Bazı su bazlı makyaj temizleyici ürünlerini kullandığım zaman makyajım temizlenmemiş gibi hissediyorum. Bu normal mi?
Makyaj temizleme ürünlerinin formüllerini hazırlayan bilim adamları, makyajın tamamen silindiğini ve bu hisse genellikle yoğun makyaj yapan kadınların kapıldığını söylüyor. Kendinizi rahatlatmak için, temizleme işleminden sonra yüzünüzü iyice suyla yıkayıp, ardından nemlendirici bir krem uygulayabilirsiniz.
5- Makyajımı temizleme mendilleriy le silmeyi tercih ediyorum. Bu mendillerin cilde bir zararı var mı?
Bilinen belli bir zararı yok ama rutin olarak her gün uygulanacak bir temizleme işleminde tercih edilmemesi daha sağlıklı olur. Hem ekonomik, hem de ekolojik değiller. Ayrıca derinlemesine bir temizlik yapamıyor. Bu yüzden bu mendilleri, gece eve geç döndüğünüz de vakitten kazanmak için kullanabilirsiniz.
6- Bazı akşamlar makyajımı silmeye üşeniyorum. Böyle zamanlarda sa bah kalktığımda ne yapmalıyım? Akşam yapmanız gereken işlemi sabah yapabilirsiniz. Cildinizi bir makyaj temizleyicisiyle temizledikten sonra sabah kullandığınız toniğinizi uygulayabilirsiniz. Ancak tekrar makyaj yapacaksanız, biraz beklemelisiniz. Temizleme işleminden hemen sonra fondöten sürerseniz, cildiniz parlar ve fondötenin dayanma süresinde azalma meydana gelebilir.
7- Yoğun makyaj yapmıyorum. Bu yüzden makyaj temizleyici yerine tonik kullanmam yeterli olur mu?
Ne yazık ki hayır… Hiç makyaj yapmadığınız bir gün eve gidince yüzünüzü makyaj temizleyicisiyle temizleyip, sonra kullandığınız pamuğa bakın. Pamukta kirlilikler olduğunu fark edeceksiniz. Hava kirliliğinden dolayı cildimiz gün içinde çok zarar görüyor. Cildimizde makyaj olmasa bile bu kirliliklerden dolayı gözenekler tıkanıyor, siyah lekeler meydana geliyor. Bu yüzden makyaj yapmasanız bile cildinizi su bazlı bir makyaj tamizleyicisiyle temizleyin.
8- Makyaj temizleyici ürünlerin cildi tedavi edici bir etkisi var mı?
Her gün cildinizi temizleyerek, cildinizin yaşlanma sürecini geciktiriyorsunuz. Yani makyaj temizlemek, gelecek için yatırım yapmak demektir. Bazen bu temizleme işlemi sayesinde farkında olmadan cildinizde meydana gelen bakterilerden arınıyorsunuz, bazen de tıkanmış gözenekleri boşaltıyorsunuz. Bir şekilde cildinizin yaşlanmasına neden olan sorunları tedavi etmiş oluyorsunuz.
9- Su bazlı, süt bazlı, yağ bazlı ya da üçü birarada olan makyaj temizleyiciler bulunuyor. Hangisini kullanmam gerektiğini nasıl anlayacağım?
Makyaj temizleyici ürün seçmekte en önemli etken cilt tipiniz. Bir dermatolog yardımıyla yağlı, kuru ya da karma cilde mi sahip olduğunuzu öğrenmekle işe başlamalısınız. Ardından kriterleri azaltarak cildinizin isteklerini dinlemeyi öğrenmelisiniz. Bazı günler yumuşaklık, bazen ise ferahlık isteyebilir. Her durum için farklı bir ürün kullanmanız gerekiyor. Unutmayın, makyaj temizleme mutluluk ve zevk anı olmalı.
10- Sabun formundaki makyaj temizleyicileri hassas ciltlere zarar verir mi?
Eskiden zarar verirdi ama teknolojinin gelişmesiyle birlikte elde edilen yeni formüller hiçbir şekilde hassas ciltleri olumsuz yönde etkilemiyor. Bu ürünleri hiç korkmadan kullanabilirsiniz.
GÖZ ÇEVRESİ BAKIMI-ALEV EKEN
Çevresel etkenlere (güneş, hava kirliliği, serbest radikal hasarı vb) karşı duyarlı ve savunmasız….
Göz çevresi derisi, çok ince ve yağ salgı bezlerinin olmaması nedeniyle Göz Çevresi Bakımıvücudumuzun en hassas bölgesidir. Ayrıca en sık mimik yaptığımız bölgelerdir; günde yaklaşık 14.000 defa göz kırpma hareketi yaparız.
Gülme, kızgınlık, zararlı çevresel etkenler, makyaj ve makyaj temizleme işlemi nedeniyle de devamlı yıpranır. Çok ince olması nedeniyle alttaki kılcal damarlar, mor renkli halkalar ve torbalanmalar şeklinde, görünebilir. Bu durum kişiye stresli, yorgun ve uykusuz bir görünüm verir. Bütün bu sebeplerle daima özel bakım ürünleri (temizleyici, nemlendirici, maskeler vb.) tercih edilmelidir.
Temizleme
Yağsız ve alkolsüz temizleyicilerle, irritasyona yol açmamak için göz çevresine çok bastırmadan, makyaj temizlenir.
Nemlendirme
Göz çevresi derisinde hiç yağ bezi olmaması nedeniyle doğal yağlanma yok denecek kadar azdır. Bu nedenle, yağlı cildi olanlar da dahil olmak üzere, mutlaka bir nemlendirici kullanmalıdır. İyi bir göz kremi "güçlendirilmiş bir nemlendirici " olarak tanımlanabilir. Bu kremler, göz çukurunu çevreleyen kemik sınırları boyunca göz çevresine ince dokunuşlarla, sürülmesidir. Genelde su bazlı, krem ya da losyon şeklinde hazırlanmışlardır. Nemlendiricinin amacı sadece yapısal lipitleri eklemek olmamalı, yaşlanma belirtilerini onarıcı ve önleyici, elastikiyet artırıcı, morluk ve şişlikleri giderici, yatıştırıcı olmalı; formülünde çevresel zararların verdiği hasarı önleyici maddeler (antioksidanlar, A, C, E, K vitaminleri, doğal bitkisel özler vb.) taşımalı, güneş koruyucular ve göz altı halkalarını gizleyici optik ışık yansıtıcıları içermelidir.
Destekleyici bakımlar
-Haftada iki kez nemlendirici, yaşlanma etkilerini onarıcı ve sakinleştirici maskeler uygulanmalıdır.
-Yorgun olduğumuzda ya da göz altı torbaları belirginse, sabahları, uygun bitkisel içerikli (ıhlamur, yeşil çay, papatya vb. gibi yatıştırıcı ve antioksidan) solüsyonlar ile kompres yapılabilir. Evimizde çay şeklinde hazırlanır, buzdolabında soğutulur, makyaj pamukları ıslatılarak gözümüzde 5-10 dakika bekletilir.
-Mimik hareketlerinden kaynaklanan çizgilerinizi hafifletmek ya da önlemek için kozmetik uygulamalar (botox, dolgu enjeksiyonları, mezolifting vb.)'dan yararlanılabilir.
-Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için, ultraviyole koruyucu gözlükler kullanılmalıdır.
CİLDİNİZ GENÇ KALSIN
Daha güzel bir cilt için bunları yapın:
Daha fazla domates ve domates ürünü tüketin: Domates ürünlerindeki likopenin güneş ışınlarının cilt yaşlandırıcı etkisini yüzde 20-40 oranında azalttığını gösteren çok sayıda araştırma var.
Antioksidan gücü zengin üç meyveye öncelik verin: Yüksek antioksidan içerikleri nedeniyle erik, üzüm ve elmanın beslenmede öncelik taşıması gereken meyveler olduğu belirtiliyor.
Omega-3 zengini balıklardan daha çok yararlanın: Omega-3 yağ asitlerinden EPA’nın güneş ışınlarına bağlı cilt hasarını azaltmada önemli bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Ülkemiz balıklarında da Omega-3 bol miktarda mevcut: Uskumru, hamsi, levrek bunlardan bazıları.
Omega-6 yağ asitlerinden destek alın: Bitkisel yağlarda (zeytinyağı, fındık yağı, ayçiçeği yağı) bulunan Omega-6 yağ asitlerinin de cilt dostu olduklarını unutmayın.
Turunçgillerden zengin bir besin planı yapın: Sadece portakal, greyfurt tüketmekle yetinmeyin. Turunç kabuğunda bulunan "d-limonene" isimli maddenin cilt dostu olduğu belirlendi. Özellikle cilt kanserine karşı ciddi bir koruyucu olan d-limonene’den yararlanmak için portakal veya turunç kabukları ile hazırlanmış reçellerden tüketin.
Yeşil ve siyah çaydan yararlanın: Özellikle yeşil çayın güçlü bir cilt dostu olduğu kuşkusuz. Yeşil ve siyah çaydaki (daha az etkilidir) bu güç, ihtiva ettikleri polifenollerle ilişkilidir.
Daha çok sebze tüketin: Sebzelerin de en renkli olanlarını ve en tazelerini tüketin.
Keten tohumu ile tanışın: Keten tohumunda Omega-6 yağ asitlerinin de bulunduğunu bilirseniz, bu ucuz ama etkili besinin cildiniz için de önemli bir destek olduğunu unutmazsınız.
Ceviz, badem ve fındığı unutmayın: Yağlı tohumların tümü E vitamini, kalsiyum, Omega-3 yağ asitleri cildiniz için de dost besinlerdir.
KURU CİLT-BALLI TEMİZLEYİCİ
1 yemek kaşığı kadar bal
2 yenek kaşığı gliserin
1 çay kaşığı sıvı sabun
YAPIM VE UYĞULAMA :
Tüm maddeleri karıştırarak temiz bir şişeye koyun. Cildinize masaj yaparak sürün ve ılık suyla yıkayın. Bal cildi hem temizler hem de yumuşatır.
Bu temizleyici özellikle kuru ciltlerde çok etkilidir. Bu temizleyiciyi günde iki kere (sabah-akşam) kullanabilirsiniz.
HER TÜRLÜ CİLT İÇİN TEMİZLEYİCİ
2 tatlı kaşığı kuru lavanta
2 tatlı kaşığı kuru gül yaprağı
4 tatlı kaşığı yulaf
4 tatlı kaşığı kaolin (kil)
Yapım ve Uygulama:
Sabun içermeyen bu temizleyici her türlü ciltte mükemmel sonuç verir.
Kahve çekme makinesinde yulafı lavanta ve gül yapraklarını un haline gelene kadar çekin. Hazırladığınız bu karışıma kili karıştırın ve hava almayan bir kavanoza koyun.
Kullanacağınız zaman 1 çay kaşığı kadar tozu biraz su ile avucunuzda ıslatın, yumuşak hamur kıvamına getirin. Cildinize masaj yaparak yayın ve daha sonra soğuk su ile yıkayın. Bu temizleyiciyi günde iki kere (sabah-akşam) kullanabilirsiniz.
HASSAS CİLT TEMİZLEYİCİ-PAPATYA
1 yemek kaşığı salatalık suyu
2 yemek kaşığı taze papatya çiçeği
(ya da 1 yemek kaşığı kuru papatya)
1 bardak saf su
1 yemek kaşığı gliserin
1 yemek kaşığı aloe vera jeli
Yapım ve Uygulama:
Bu mevsimde taze papatya bulabilirsiniz ama toplamaya zamanınız yoksa papatya çayı poşetlerini de kullanabilirsiniz. Özellikle hassas ciltlerde çok etkilidir. Tüm maddeleri karıştırarak temiz bir kaba koyun. Cildinize masaj yaparak sürün ve ılık suyla yıkayın. Bu sabun içermeyen hafif bir temizleyicidir... Salatalık suyu, papatya ve aloe vera jeli cildi yatıştırıcı özelliklere sahiptir. Bu temizleyiciyi günde iki kere (sabah-akşam) kullanabilirsiniz.
TAKMA KİRPİK
Takma kirpiklerle bir çoğumuz kendi kirpiklerimizle asla elde edemediğimiz büyülü bakışlara sahip olabiliriz.
Son dönemde çıkan takma kirpikler eskilere oranla çok daha doğal bir görünüme sahip olduğu için yapaylık korkusuna kapılmanıza hiç gerek yok. Takma kirpiklerin doğal gözükmesi için özellikle uzunluklarına çok dikkat etmeli ve ilk kullanışta bir güzellik uzmanının görüşlerini almalısınız.
Film ve televizyon endüstrisi için üretilen ve kullanılan Eylure marka kirpikler artık Türkiye'de satışa sunuldu. Bu ürünü aslında daha önceden Jennifer Lopez, Nicole Kidman, Madonna, Kylie Minogue, Victoria Beckham' ın gözlerinde gördük.
Eczane ve Güzellik Salonlarında Kendinden yapışkanlı bu ürünü 15-20 YTL arasında alarak büyülü bakışlara sahip olabilirsiniz.
Önemli Not: Kirpiklerin göz kapağınıza tam olarak oturması için yapıştırıcıyı sürüp taktıktan sonra bir süre gözlerinizi hareket ettirmeden durun.
ÇATLAKLARDAN KURTULMAK-CILT BAKIMI
Gebeliklerde oluşur
Kilo alınca gerilen, alışılmadık ölçüde genişleyen ve sınırları zorlanan deri dokuları çatlayıverir ve beyaz çizgilerle dolar. En kolay etki altında kalan yerler mide, karın, kollar, bacaklar, göğüsler ve kalçalardır. Neredeyse bütün gebeliklerde, en azından karın bölgesinde çatlamalar oluşur. Çatlakları önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır. En azından ilk belirtileri görüldüğünde bir şeyler yapmaya çalışırsak, başarı şansımız çok daha yüksek olur. Özellikle gebelik çatlakları, henüz pembe veya mor renkte iken, tedavi edilmeleri mümkündür. Beyazlaştıktan sonra iş işten geçmiş olabilir.
Suya doyurun
Özellikle vücudunuzda yapısal olarak yağ çıkıntıları varsa, kilo aldığınızda en fazla bu kısımlar yağ toplar ve deri içeriden gelen basınca dayanamayıp çatlar. Ona bol bol nem vermek, deriyi içten ve dıştan suya doyurmak, esnekliğini arttırmak gerekir. Kremler ve losyonlar önemlidir. Aloe vera, A ve E vitaminleri, kakao yağı çatlamaya niyeti olan ciltleri korurlar. Onu nemlendirirler, beslerler ve sağlıklı hücrelerin çoğalmasına yardımcı olurlar. Bunları uygulamadan önce hafif bir peeling yaparsanız cilde nüfuz etmelerini kolaylaştırırsınız.
Gerçekçi olmalıyız
Çatlakların tedavisi için ne yazık ki henüz kesin bir çözüm bulunabilmiş değil. Çatlağın rengi, yüzeyin gerginliği, çatlağın kaç senedir var olduğu göz önüne alınarak birçok yöntem denenmektedir. Mikrodermabrazyon, Foto IPL, Fraksel lazer ve karbondioksit tedavileri çatlak tedavisinde etkin olarak kullanılmaktadır. Bu yöntemler doğumdan kısa bir süre sonra uygulandığında, çatlakları gidermekte veya azaltmakta başarılı olmaktadır. Beyaz tenlerde fraxel lazer gayet iyi sonuçlar veriyor. Esmerlerde TCA peeling ve karboksi terapi daha etkili oluyor. Öte yandan kozmetik boyama, lazer cerrahi gibi farklı uygulamalar da yapılmaktadır. Kremlere gelince... Bunların en iddialısı, içinde peptid hormonu olanlardır. Buna rağmen, esas olarak çatlakların yeni başladığı dönemlerde yardımcı olmaktadır.
Bazı durumlarda liposuction ile veya doğrudan cerrahi kesi ile sorunlu bölgeler azaltılabilmektedir. Özetle... Siz fazla kilo alıp vermekten kaçının ve çatlaklarla karşılaşırsanız gecikmeden bir dermatoloğa başvurun.
Dr. Yasemin Fatih Amato
AYAK BAKIMI
Gün boyu vücudumuzun bütün yükünü çeken, bir de bu yetmiyormuş gibi çoğu zaman sivri burunlu ve yüksek ökçeli ayakkabıların içinde yorgun düşen ayaklarımıza ekstra bakım yapmamız gerekiyor. Ayaklara rahatlatıcı bir masaj uygulamanın yanı sıra pedikür, nemlendiriciler ve ayakların ölü deri hücrelerinden kurtulmasını sağlayan peelingler ayak sağlığı açısından büyük önem taşıyor.
Şiş ayaklara çare
Ayaklarınız gün içinde fazla şişiyorsa, bir litre suda iki avuç papatya ve bir adet limon kabuğunu kaynatın. Suyun ılınmasını bekledikten sonra ayaklarınızı bu suyun içinde yarım saat kadar bekletin. Ayaklarınızı her gün soğuk suyla yıkamaya özen gösterin. Bu sayede hem yorgunluğunuzu unutursunuz, hem de derinizin fonksiyonlarını düzene sokarsınız.
BİTKİSEL AYAK BAKIM TARİFİ
1 litre ılık suyun içine
2 tatlı kaşığı deniz tuzu,
1 tatlı kaşığı karbonat,
2 tatlı kaşığı lavanta yağı ve yarım limon damlatın.
Ayaklarınızı bu karışımın içinde yaklaşık 25 dakika bekletin. Ayaklarınızı kurulayıp ponza taşıyla ovalayın. Ardından ayak kremi sürün.
Pratik ayak masajı
Yorgun bir günün ardından en çok ayaklarımız rahatlamaya ihtiyaç duyar. Uzmanlar, ayak tabanındaki sinir noktalarını uyararak rahatlanabileceğini belirtiyor. Ayaklarınıza masaj yaptırmak için mutlaka güzellik salonlarına gitmeniz gerekmiyor. Siz de ayaklarınıza etkili bir masaj yapabilirsiniz. Öncelikle ayaklarınızı yıkayıp kurulayın ve ayak tabanlarınızı fırçalayın. Ayak kremiyle topuktan ayağın ortasına ve ayak bileğine kadar masaj yapın. Son olarak ayaklarınızı yüksek bir yere koyup bir süre uzanın.
TIRNAK ÇATLAKLARINA ÇARE
Tırnaklarınızın fazla çatladığını düşünüyorsanız, günde 1-2 kez tırnak eti yağıyla (cuticle) tırnaklarınıza masaj yapmayı deneyin! Yağ kolaylıkla emildiğinden çatlaklara nüfuz eder ve cildinizi nemlendirir. Ayrıca tırnaklarınızın daha canlı görünmesini sağlar.
Bağlantılar
Sitede Arama Yap
İBRAHİM SARAÇOĞLU |
Blog Arşivi
-
▼
2010
(507)
-
▼
Temmuz
(40)
-
▼
Tem 11
(20)
- Tansiyon Hastalarına Sıcak Uyarısı
- Havuzlar Hasta Ediyor
- Sıcak, Tahammül Gücünü Zayıflatıyor
- Lens İle Havuza Girmeyin
- Güneş Kremiyle İlgili Çarpıcı Gerçek
- Cilt Kanserinde Aşı Umudu
- Çocukları Yaz Hastalıklarından Koruyun
- Tükenmişlik Sendromu
- Botoks mu Yaptırmalı, Dolgu mu
- Sıcaktan Soğuğa Ani Geçiş Yapmayın
- Depresyon Bunama Riskini Artırıyor
- Yaz Olunca Midenize Ne Oluyor?
- Anne Adayının Yaptırması Gereken Testler
- Vejetaryen Diyet Depresyona İyi Geliyor
- Kanser Karşısında Erkekler Daha Vefasız
- Şeker Stresi Azaltıyor
- Bilgisayarlar, Çocuklar İçin Büyük Tehlike
- Çocuk Egzamasında Astım Riski
- DNA Yapısı Kanserde Etkili
- 3K İle Hem Tok Kalın, Hem Kilo Verin
-
▼
Tem 11
(20)
-
▼
Temmuz
(40)