cilt lekeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cilt lekeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Güneş Kremiyle İlgili Çarpıcı Gerçek

Yapılan bir araştırmaya göre, güneş kreminin kalitesi pahalı ya da ucuz oluşuna bağlı değil. Hatta ucuz krem daha iyi koruyor.

Okulların kapanmasıyla aileler çocuklarıyla birlikte tatil bölgelerine akın etmeye başladı. Aileler çocuklarını güneş ışınlarından korumak için en pahalı güneş kremlerini almayı tercih ediyor.

Ancak Alman kalite standardı kurumu Warentest, güneş kreminin kalitesinin pahalı ya da ucuz olmasıyla ilgisi olmadığını ortaya koydu. Hatta ucuz satılan güneş kremlerinin daha etkili olduğu ortaya çıktı.

Warentest'in 19 güneş kremi markası üzerine yaptığı araştırmada, 100 miligramının fiyatı 2 eurodan düşük olan güneş kremlerinin güneşten daha iyi koruduğu ortaya çıktı. 100 miligramın 21 euro olan en pahalı güneş kremi ise "ortalama" bir not aldı.

Kremi içeriğine bakarak seçin

Warentest aileleri güneş kremi alırken fiyatından çok içindeki suya ve güneşe karşı dayanıklı olup olmadığına dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Warentest ayrıca bir önceki yıldan kalan güneş kremlerinin de rahatlıkla kullanılabileceğini ve güneş kremlerinin bozulmasının pek söz konusu olmadığını belirtti.

Cilt Kanserinde Aşı Umudu

Ameliyata uygun olmayan cilt kanseri hastaları için başlatılan uluslararası katılımlı klinik araştırmaya Türkiye'de sadece 1 hasta katıldı. Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Cebeci Hastaneleri Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Demirkazık, cilt kanserlerinin ''malin melanom'' ve ''melanom dışı cilt kanserleri'' olmak üzerek iki grupta incelendiğini söyledi.

Demirkazık, yaygın metastaz yapabilen, ciltteki benlerden kaynaklanan malin melanomun çok tehlikeli olduğunu belirtti. Melanom veya melanom dışı cilt kanserlerinin erken evrelerinde tedavinin cerrahi olduğunu ifade eden Demirkazık, kemoterapi ve benzeri ilaç tedavilerinin ise hastalığın yaygın olması veya nüks etmesi durumlarında söz konusu olduğunu anlattı.

Demirkazık, yurt dışında bu yöntemlerin dışında ''aşı'' tedavisinin en az 20 yıldır yapıldığını belirti. Tedavinin ''hazır aşı'' veya ''kişiye özgü geliştirilen aşı'' şeklinde 2 türlü uygulanabildiğini dile getiren Demirkazık, ''Aşı tedavisi, araştırma amacıyla yapılan bilimsel çalışmalardır ve nüks olmuş melanom başta olmak üzere bazı kanser türlerinde Türkiye'de de seyrek olarak uygulanabilmektedir'' dedi.

Demirkazık, hazır aşıların ticari amaçlı üretilmediği için piyasada bulunmadığını, ancak bilimsel araştırma amaçlı olarak hastanelerde kullanıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Kişiye özgü üretilen aşılar, hastanın kendisinden üretiliyor. Bu aşı için, öncelikle tümörün metastaz yaptığı bölgeden biyopsi alınıyor ve hastadan afrez cihazı ile alınan kan örneği birlikte laboratuvara gönderiliyor. Kanın içerisindeki bağışıklık hücreleri ile tümör hücresi, özel bir ortamda bir araya getirilerek, bağışıklık hücrelerinin tümörü tanıması sağlanıyor. Ardından tümörü tanımış bağışıklık hücreleri, tümörden arındırılarak hastaya geri veriliyor.''

Uygulama ile bağışıklık hücrelerinin, tümörü düşman olarak algılayıp, vücudu tümörden temizlemesinin amaçlandığını belirten Demirkazık, ''Dünyada yapılan denemelerde, aşı uygulamasının hastanın vücudundaki tümörleri yüzde 20-25 oranında gerilettiği hatta bazılarında tamamen kaybettiği belirlendi'' dedi.

UMUT İÇİNDE BEKLEYEN HASTALAR İÇİN BİR KAYIPTIR
Demirkazık, şu anda Türkiye'de kişiye özgü aşı geliştirmeye yönelik klinik bir araştırma olmadığını, ancak cilt kanseri tedavisinde hazır aşı uygulamasının 2009 yılının Ağustos ayı içinde başlatıldığını anımsattı.

Demirkazık, araştırmanın ciltte nüks olmuş melanomlu hastalarda, kemoterapi tedavisi ile hazır aşı uygulamasını karşılaştıran bir klinik araştırma olduğunu bildirdi. Projede, ABD ve çok sayıda Avrupa ülkesinin yer aldığını anlatan Demirkazık, klinik araştırmaların Türkiye'de de İzmir, İstanbul, Ankara ve Antalya'da 4 merkezde yapıldığını söyledi ve uygulamaya ilişkin şu bilgileri verdi:

''Hastalara uygulanacak standart tedavi kemoterapidir. Bu araştırmada da kemoterapiyle aşı tedavisi karşılaştırılacaktı. Araştırma kapsamında, hastalardan birine standart tedavi olan kemoterapi, iki hastaya ise sadece aşı uygulanacaktı. Hastalar, bu iki tedaviden sadece birini alabilecekti. Hastanın hangi tedaviyi alacağı önceden bilinmeyecekti. Bu, internet aracılığıyla hasta kayıtlarının ve bilgilerinin yapıldığı uluslararası telefon bağlantısıyla hiç kimsenin müdahalede bulunamadığı sistem sayesinde otomatik belirlenecekti. Kişileri, yurt dışındaki çalışma merkezi ayarlayacak ve bize hangi tedavinin kime uygulanacağı bildirilecekti.''

"TÜRKİYE'DE KLİNİK ARAŞTIRMALAR İYİ ANLAŞILMIYOR"
Klinik çalışmaların Türkiye'de çok iyi anlaşılmadığı için çok az kişinin araştırmalarda yer aldığını belirten Demirkazık, ''Bilgilendirme ve bunun şu an beklemek dışında hiçbir müdahale yapılamayan hastalarımız için umut olduğunu belirtmemize ve yazılı-görsel basında duyurduğumuz halde üç merkez hiç hasta alamadı. Sadece biz 1 hasta alabildik. Eğer hasta başvuruları olsaydı, her merkez 4-5 hasta alabilirdi. Yani toplam 18 hasta alınmış olsa bunların 12 tanesi aşı, altı tanesi ise standart kemoterapi tedavisi alacaktı. Böyle olunca da Türkiye araştırmanın içinde sonuncu sırada yer aldı. Bu, hem bilim için hem Türkiye için hem de umut içinde bekleyen hastalar için bir kayıptır'' dedi.

Demirkazık, bu tür klinik çalışmaların hastalar için de bir fırsat ifade ederek, ''Bunlar piyasada para ile alınamayacak ilaçlardır. Hasta, tek bir kuruş ödemeden böyle bir imkandan yararlanabilmektedir. Çünkü, araştırma ilaçları henüz dünyada hiç bir ülkede ruhsatlı olmadığı için dışarıdan temin edilemez'' dedi.

TONİKLER-YASEMİN AMATO

Tonik temizliği tamamlar ve gözenekleri sıkılaştırır. Cildin günlük bakımında, temizlikten sonraki ikinci adım, kalan son artıkları arındıran ve gözenekleri sıkıştırmaya yarayan tonik uygulamasıdır. Tonik, özel bir solüsyondur. Genellikle su ve alkol ile hazırlanır. Bazı toniklerde salisilik asit, portakal çiçeği kolonyası, gül suyu veya daha farklı maddeler kullanılır.

Tonik seçerken alkolsüz olanları tercih edin.

Sade gül suyu ve maden sodası en iyi toniktir.

YAĞLI CİLDE SİRKE TONİĞİ

1 kaşık elma sirkesi ile 8 kaşık maden suyunu karıştırıp, yağlı cilt için güzel bir tonik elde edebilirsiniz. Cildinizi temizledikten sonra, tonikle ıslatılmış bir pamuk yardımıyla silerek, sabah ve akşam cildinizi canlandırıp sıkılaştırın.


DOĞAL MADEN SODASI


İçindeki zengin mineraller sayesinde tüm ciltler için yararlı ve besleyici bir toniktir. Cildinizi temizledikten sonra, Doğal maden sodası ile ıslatılmış bir pamuk yardımıyla sabah ve akşam cildinizi canlandırıp sıkılaştırın.

SALATALIK – BAL TONİĞİ

Soyulmuş ve doğranmış 1 orta boy salatalığı mikserde püre haline getirin. Püreyi bir kevgire boşaltın ve kevgirin altına cam bir kap yerleştirin 20 dakika kadar süzülmeye bırakın. Salatalığın suyu iyice süzüldüğünde minik bir kavanoz içine 2 kaşık bal ilave edin. Tahta bir kaşıkla salatalık suyu ve balın iyice karışmasını sağlayın.

Kullanacağınız zaman şişeyi iyice çalkalayın. Makyaj pamuğunuzu bu tonikle ıslatın, sabah – akşam yüz ve göğüs bölgesini silin. 3-4 dakika kurumasını bekleyin. Toniğinizi kapaklı bir kapta en fazla 1 hafta kadar saklayıp kullanabilirsiniz.

DOMATESLE SİHİRLİ MASKE-YASEMİN AMATO

Domates bir sağlık ve güzellik hazinesidir. Vücut direncini arttıran, cildi güzelleştiren, yaşlanmayı önleyen en önemli gıdalar arasında yer alır. Domateste bulunan likopen maddesi, bilinen en etkili antioksidandır. Birçok besinin aksine, domates piştikçe değeri artar ve özellikle zeytinyağıyla birlikte tüketildiği zaman vücut tarafından daha kolay sindirilir. Domates cildimiz için de çok yararlıdır. Cilt hücreleri arasındaki bağları kuvvetlendirir ve güneş hasarlarını önler. Halk içinde arı sokmasında, vücuda batan diken ve camların çıkarılmasında, nasır ve siğilin temizlenmesinde, sarılık hastalığında, ateş ve güneş yanıklarında yaygın olarak kullanılır. Domates vücudumuzdaki nemin korunmasına yardımcı olur. Kışın veya yazın günde 1 domates veya 1 kaşık salça tüketmek 8 bardak su içmek kadar yararlıdır.

SİVİLCELERİ GEÇİRİR
Cildiniz yağlı ise domates maskesi tam sizin içindir! Özellikle komedonlar (siyah noktalar) ve akneleri etkin bir şekilde iyileştirir. Çünkü domates yağ salgısını dengeler ve hafif bir peeling sağlar. Yüzünüzde bir sivilce mi başlıyor? Hemen üzerine biraz domates salçası sürün. Ağrısı geçer ve hızla iyileşir. Domates maskelerini ne şekilde uyguladığınız çok da önemli değildir. Domatesi ortadan kesip yüzünüze sürebileceğiniz gibi, rendeleyebilir yahut 1 kaşık dolusu domates püresi veya salça kullanabilirsiniz. Ardından 10-15 dakika kadar bekleyin ki, domatesin özü cildinize iyice nüfuz etsin.

PEELING ETKİSİ YARATIR
Sonra bir dilim domatesle hafifçe yüzünüzü ovun. Çünkü domates hafif bir peeling'e de yardımcı olur. Süre dolunca, yüzünüzü ılık su ile hafifçe yıkayın. Yüzünüzdeki belli belirsiz domates kalıntıları cildinizin PH'ını dengelemeye devam eder. Cildiniz kuruysa, domatesin içine biraz zeytinyağı karıştırın. Yine aynı şekilde 10-15 dakika bekleyin ve sonra yüzünüzü ılık suyla yıkayın.

MUCİZELER YARATIYOR!
Domates maskesi yaptığınızda cildinizde tatlı bir kıpırtı duyabilirsiniz. Ancak bu yanmaya dönüşürse hemen yıkayın. Çünkü bazı insanların domatese karşı alerjisi vardır. Domates maskesi antiaging bir mucize gibidir. Ben tüm hastalarıma 25 yaşından itibaren bu uygulamaya başlamalarını öneriyorum. Çok yakında her yerde domates kremleri veya peeling'leriyle karşılaşırsanız hiç şaşırmayın!

Vücut ritmi ve cilt bakımı-YASEMİN AMATO

Bizi sabahları uyandıran o içsel saati gayet iyi Vücut ritmi ve cilt bakımı tanırız. Bu, yaşamın en temel taşlarından biridir.

Akşamları mışıl mışıl uyutan, bizi her gün yeniden uyandıran, ne zaman kalkmaya alışmışsak, daima aynı saatte harekete geçen sessiz ama güçlü bir uyarı alırız. Sanki birisi içimizde bir düğme çevirir ve artık yatakta duramayız. İşte tüm bu vücut ritmimizi ayarlayan iç saatimizin sesidir. Ve cildimizi de fazlasıyla etkiler. Bir gün doğumundan diğer gün doğumuna kadar 24 saatlik bir süreç içinde olup bitenler doğa bilimleri ile uğraşanların en önemli şifrelerinden biridir.

Günün farklı saatlerinde vücut ısısı bile değişir. Cildimiz de bu düzenin içinde yer alır. O da tüm vücut işlevleri gibi 24 saatlik periyotlarla tamamlanan bir biyolojik döngü içinde yaşar. Ve cildin kendisini yenilemesi özellikle geceleri uyku sırasında doruğa ulaşır. Cildin kendini büyük ölçüde geceleri ve uykuda yenilediğini bilmek, çok daha etkili bir cilt bakımı için önemli bir ipucu niteliğindedir.

* Cilt metabolizması geceleri yükselir.
* Buna bağlı olarak geceleri cildin su kaybı da artar. Bu gerçekler gece kremlerinin nasıl olması gerektiğini belirler. Demek ki akşamları yatmadan önce süreceğimiz kremler; yararlı besinlerle dolu olmalı, cilde kolayca nüfuz edebilmeli, bir yandan da su kaybını önlemelidir. Gece kremleri; kuru ciltler için yüzde 80, yağlı ciltler için yüzde 45 oranında yağ içerir. Bileşimlerinde mineral yağlar, bitkisel yağlar veya vazelin kullanılır. Gece kremlerine çeşitli vitaminler veya östrojen ilave edilir.
* Yeşil çay, soya özü, E vitamini ve C vitamini kremleri cildimizi çok güzel besler.
* Kolajen kremleri ve dolgularda kullandığımız Hyaluronik asit içeren ürünler alt derideki gerçek kolajen dokuyu etkilemez ama cildin su kaybını önleyen etkili bir tabaka meydana getirir.
* Yeni silikon teknolojisiyle yapılan kremler nemi çok iyi korur.
* Gliserin gibi nem tutucu maddeler cildin içine su aktarımı yapar. Cildimizin tüm bunlardan en iyi şekilde yararlanması için öncelikle yumuşak bir temizlik yapmalı ve düzenli olarak cilt yüzeyindeki ölü derileri temizleyen peeling bakımı uygulamalıyız. Hayatımızın yaklaşık olarak üçte biri uykuda geçer. Kendini yenilemek için vücudumuz elinden geleni yapar. Biz de ona yardım edersek, bu doğal ritme aktif olarak katılmış ve doğayla uyum içinde ondan yararlanmış oluruz...

Makyaj Temizlemenin En Sağlıklı 10 Yolu

Instyle dergisi makyaj temizleme yöntemleri hakkında 10 önemli bilgi vermiş. İşte makyaj temizlemenin en sağlıklı 10 yolu.

1- Tonik yerine özel bitki suları kullanabilir miyim?
Eğer çok uzun zamandır siyah nokta tedavisi görüyor ve cildiniz alkolden olumsuz yönde etkileniyorsa, toniğinizi bitki sularıyla değiştirmemenizde fayda var. Ancak bazı bitkilerin olumlu etki yaptığı cilt sorunları da bulunuyor. Örneğin hassas ciltlerde portakal ağacı suyu, kırışıklıklarda papatya ya da gül suyu, cilt soyulmalarında gül suyu ve ciltte meydana gelen tahrişlerde ise peygamber çiçeği suyu etkili oluyor.

2- Kuru bir cilde sahibim. Su bazlı bir temizleme ürünü tercih edebilir miyim?
Elbette… Bir makyaj temizleme yağını, suyla masaj yaparak pamuk kullanmadan cildinize uygulayabilirsiniz. Ilık suyla durulanan makyaj temizleme yağı, genellikle içeriğinde bulundurduğu E ve A vitaminleriyle yaşlanmaya karşı koyarken, jojoba yağıyla cildi besliyor, pamuk yağıyla yumuşatıyor. Ancak ardından cildin ph seviyesini dengeleyecek bir krem kullanmalısınız.

3- Cildimi her sabah süt bazlı bir ürün ile temizlemek zorunda mıyım?
Çok yağlı bir cilde sahip değilseniz ya da hava sizi terletecek kadar sıcak değilse, sabahları süt bazlı bir temizleyici ürün kullanmanıza gerek yok. Çünkü sabahları makyaj temizlemiyor, sadece cildinizde gece boyunca hava kirliliğinden dolayı meydana gelen tıkanıklığı açıyorsunuz. Bu yüzden ideal olan, cildinizi sabahları temizleyici bir tonik ile silmektir.

4- Bazı su bazlı makyaj temizleyici ürünlerini kullandığım zaman makyajım temizlenmemiş gibi hissediyorum. Bu normal mi?
Makyaj temizleme ürünlerinin formüllerini hazırlayan bilim adamları, makyajın tamamen silindiğini ve bu hisse genellikle yoğun makyaj yapan kadınların kapıldığını söylüyor. Kendinizi rahatlatmak için, temizleme işleminden sonra yüzünüzü iyice suyla yıkayıp, ardından nemlendirici bir krem uygulayabilirsiniz.

5- Makyajımı temizleme mendilleriy le silmeyi tercih ediyorum. Bu mendillerin cilde bir zararı var mı?
Bilinen belli bir zararı yok ama rutin olarak her gün uygulanacak bir temizleme işleminde tercih edilmemesi daha sağlıklı olur. Hem ekonomik, hem de ekolojik değiller. Ayrıca derinlemesine bir temizlik yapamıyor. Bu yüzden bu mendilleri, gece eve geç döndüğünüz de vakitten kazanmak için kullanabilirsiniz.

6- Bazı akşamlar makyajımı silmeye üşeniyorum. Böyle zamanlarda sa bah kalktığımda ne yapmalıyım? Akşam yapmanız gereken işlemi sabah yapabilirsiniz. Cildinizi bir makyaj temizleyicisiyle temizledikten sonra sabah kullandığınız toniğinizi uygulayabilirsiniz. Ancak tekrar makyaj yapacaksanız, biraz beklemelisiniz. Temizleme işleminden hemen sonra fondöten sürerseniz, cildiniz parlar ve fondötenin dayanma süresinde azalma meydana gelebilir.

7- Yoğun makyaj yapmıyorum. Bu yüzden makyaj temizleyici yerine tonik kullanmam yeterli olur mu?
Ne yazık ki hayır… Hiç makyaj yapmadığınız bir gün eve gidince yüzünüzü makyaj temizleyicisiyle temizleyip, sonra kullandığınız pamuğa bakın. Pamukta kirlilikler olduğunu fark edeceksiniz. Hava kirliliğinden dolayı cildimiz gün içinde çok zarar görüyor. Cildimizde makyaj olmasa bile bu kirliliklerden dolayı gözenekler tıkanıyor, siyah lekeler meydana geliyor. Bu yüzden makyaj yapmasanız bile cildinizi su bazlı bir makyaj tamizleyicisiyle temizleyin.

8- Makyaj temizleyici ürünlerin cildi tedavi edici bir etkisi var mı?
Her gün cildinizi temizleyerek, cildinizin yaşlanma sürecini geciktiriyorsunuz. Yani makyaj temizlemek, gelecek için yatırım yapmak demektir. Bazen bu temizleme işlemi sayesinde farkında olmadan cildinizde meydana gelen bakterilerden arınıyorsunuz, bazen de tıkanmış gözenekleri boşaltıyorsunuz. Bir şekilde cildinizin yaşlanmasına neden olan sorunları tedavi etmiş oluyorsunuz.

9- Su bazlı, süt bazlı, yağ bazlı ya da üçü birarada olan makyaj temizleyiciler bulunuyor. Hangisini kullanmam gerektiğini nasıl anlayacağım?
Makyaj temizleyici ürün seçmekte en önemli etken cilt tipiniz. Bir dermatolog yardımıyla yağlı, kuru ya da karma cilde mi sahip olduğunuzu öğrenmekle işe başlamalısınız. Ardından kriterleri azaltarak cildinizin isteklerini dinlemeyi öğrenmelisiniz. Bazı günler yumuşaklık, bazen ise ferahlık isteyebilir. Her durum için farklı bir ürün kullanmanız gerekiyor. Unutmayın, makyaj temizleme mutluluk ve zevk anı olmalı.

10- Sabun formundaki makyaj temizleyicileri hassas ciltlere zarar verir mi?
Eskiden zarar verirdi ama teknolojinin gelişmesiyle birlikte elde edilen yeni formüller hiçbir şekilde hassas ciltleri olumsuz yönde etkilemiyor. Bu ürünleri hiç korkmadan kullanabilirsiniz.

Hangi Soruna Hangi Besin Faydalı-Dr.Howard MURAD

AKNE
Ne Yemeli ?
Parlak kırmızı ve oranj meyve – sebzeler beta karoten içerdikleri için vücudun A vitamini eksikliğini onarırlar. L.A. Dermotoloğu Dr. Howard Murad, ayrıca yeşil yapraklı sebzelerin B6 Vitamini açısından zengin olduğunu ve ciltte oluşan kabarıklıkları azalttığını söylüyor. Bununla beraber, sivilce oluşumunu da azaltmış olurlar.

Sakınılması Gereken Yiyecekler
Aşırı tuz tüketimi, karides ve çeşitli yosunlar ciltteki yağ bezelerini uyardıkları için gözeneklerin tahriş olmasına sebebiyet verebilir. Ayrıca bilinenin aksine saf çikolata akneye neden olmaz fakat tatlı tüketimi sonucundaki şeker alımının artması akne oluşumuna neden olur.

KIRIŞIKLIKLAR
Ne yemeli ?
Çilek gibi canlı renkli meyveler, gençleştirici C vitamini, cildi koruyucu kolajenler ile antioksidanlar içerir. Amerikalı dermatolog Nicholas Perricone, somon ve istakoz gibi turuncu deniz ürünlerinin, C ve E vitaminlerinden daha güçlü bir antioksidan olan, astaksantin içerdiğini söylüyor.

Sakınılması gereken yiyecekler:
Perricone, kolajen oranını yükselterek sarkmalara neden olabilecek şeker alımını dengelemek için tarçın (1/8 çay kaşığı alınması kan sekerinizin iki hafta süreyle düşürür) yenmesini tavsiye ediyor. Bouman, fazla demir almanın kırışıklıklara neden olabileceği belirtiyor.

İNCE VE GÜÇSÜZ SAÇLAR
Ne yemeli:
Brandt, biotin bakımından zengin yiyeceklerin (koyu yeşil yiyecekler ve et) saçların daha güçlü ve hızlı büyümesini sağladığını belirtiyor. Saç proteinden oluşur. Bu yüzden bezelye ve yumurta gibi yiyecekler sağlıklı gelişim için çok önemlidir. Zeytinyağında bulunan squalene maddesi saçın nemini korumasında yardımcı olur.

Sakınılması gereken yiyecekler:
Eğer saçlarınız inceliyorsa, bu sorunu arttıracak yüksek miktarda A vitamini içeren gıdalardan kaçınmanızı tavsiye ediyor. Fakat badem gibi kabuklu yemişleri yemelisiniz. Çünkü içlerinde derinin tahriş olmasını ve saçların incelmesini engelleyen çinko bulunur.

CANSIZ CİLT
Ne yemeli:
Amerikalı Dermatolog Howard Murad'a göre yeşil ve turuncu sebzeler vücudun A vitamini seviyesini yükseltir, bu da cilt hücrelerini güçlendirerek tenin daha canlı ve parlak olmasını sağlar. Murad, soya fasülyesi ve yer elmasının içerdiği bitkisel östrojen sayesinde cilde parlaklık verdiğini belirtiyor. Dr. Perricone ise bunlara ek olarak , çilek yemenin gözeneklerin daha küçük görünmesini sağlayacağını belirtiyor.

Sakınılması gereken yiyecekler:
Baharatlar, sarımsaklar ve soğanlar kan dolaşımını hızlandırır ve sağlıklı bir görünüş sağlar. Ancak fazla tüketilmesi yüzünüzde kızarıklığa yol açabilir. Besinlerin emilmesini engelleyerek cildi soluklaştıran şeker, kafein ve kızartılmış yemeklerden uzak durulmasını tavsiye ediliyor.

KAŞ VE KİRPİKLERE BİTKİSEL DESTEK-ELİF GÜVELOĞLU

Kaş ve kirpiklere bitkisel bakım yöntemleri

Kaşlar ve kirpikler, yüz hatlarına kimlik kazandırdığı kadar, sağlığımızın da aynasıdırlar aynı zamanda.

Özellikle soğuk ve ayaz kış aylarında, saç ve cildimiz gibi, kaş ve kirpiklerimiz de hasar görür. Bu olumsuz hava koşullarında makyajın da rolü büyüktür. Her gün makyaj yapanların özel bir onarım programı uygulaması gerekir. Çünkü hem makyaj malzemelerinin, hem temizleyicilerinin kimyasal etkileri zamanla ciddi bir yıpranma yaratır. Bu yıpranma da istenmeyen kötü sonuçlara yol açar. Eğer bütün bunların sonucunda, yeterli ve doğru bir bakım yapılmazsa kaş ve kirpiklerimizin azalması kaçınılmaz olacaktır. Çoğumuz, hasar gören saç ve cildimiz için değişik bakım ürünleri-yöntemleri uygularız ama kaş ve kirpiklerimizi çoğu zaman ihmal ederiz. Oysa saçlar gibi onlar da düzenli bir bakım gerektirir. Kaş ve kirpik bakımında bazı kozmetik ürünlerin dışında, özellikle bitkisel yağlar kullanılmalıdır. Hasar görmüş kaş ve kirpikler için kullanılacak bitkisel yağlar, nemlendirici etkilerine iyi cevap verirler. Göz ve göz çevresi kıllarına uygulanan doğal bakım, onları daha sağlıklı kılar ve şekil olarak göz alıcı hale getirir. Öyle ki, maskara ve kaş kalemine bile gerek kalmayabilir!

Kaşları güzelleştiren yağlar


Hint yağı ve tatlı badem yağı; kaş ve kirpikler için zararsız mükemmel nemlendiricilerdir. Yalnızca nemlendirmekle kalmaz aynı zamanda onları beslerlerde. Kirpiklerinizin doğal rengini ortaya çıkarmakta da çok marifetlidirler. Hint yağ; Hint yağı ağacının tohumlarından elde edilen zengin, kayganlaştırıcı ve yumuşatıcı bir yağdır. Dudak bakımında da kullanılır. Tatlı badem yağı; badem ağacının tohumlarından sıkılır, nemlendirici ve besleyici etkileri vardır. Ancak şuna dikkat çekmek isterim: Acı badem yağı gözler için zararlıdır, kullanılmamalıdır.

Banyo sonrası maske :

1 çay kaşığı Hint yağı
1 çay kaşığı tatlı badem yağı

Yukarıda ki yağları iyice karıştırın, temiz bir pamuklu kulak çöpünü bu yağa daldırın ve özellikle banyo sonrası, kaşlara ve daha sonra göz içine ve göz çevresi cildine değdirmeden kirpiklere uygulayın.

Dikkat : Göz çevresi cildine değdirmemeye çalışınız.
Açıklama : Bir saat kalması yeterlidir.

İşlem sonunda gül suyu ile temizleyin. Gül suyu temizlerken nemlendiren ve onarıcı bakım yapan bir üründür. Sağlıklı, mutlu ve güzel kalın.

Elif GÜVELOĞLU

CİLDİ CANLANDIRMA-ELİF GÜVELOĞLU

Canlandırıcı fırça darbeleri ile CANLANIN...
Cildi gerginleştiren, canlılık kazandıran, lenf dolaşımını artıran çok basit ve ucuz bir tekniktir kuru fırçalama. Bu teknik, hücrelerimizdeki artık maddeleri özel bir sıvı içerisinde alıp götüren damar ağı olan lenfatik sistemi harekete geçirir. Toksin atımı lenfatik sistemde başlar. Ancak bu sistem gün boyu ayakta sabit kalmak veya oturmakla durağanlaşabilir. Özellikle kış aylarından çıkmış, yorgun, pul pul dökülen ciltler için doping etkisi sağlar fırça darbeleri.

KAHVEDEN BİLE ETKİLİ

Kuru ciltler için çok etkili olan Cildi Canlandırmabu uygulamaya düzenli devam edildiğinde, düzgün, ipeksi bir cilt hayal değildir. Özellikle sabah uygulandığında, ciltteki kan dolaşımını o kadar iyi uyarır ki, bazen bir fincan sabah kahvesinden bile etkili oluyor. Gün boyunca ter yoluyla, cildimizden bazen 500 gramı bulan atık madde atılır. Cildimiz yalnızca dış ortama karşı örtü görevi yapmakla kalmaz, aynı zamanda çok etkin bir detoks organıdır da. Vücuttaki toksinlerin yaklaşık üçte birini atabilme kapasitesine sahiptir. Bu toksinleri atarken bunların bir kısmı ciltte kalır. Taa ki duş alana kadar. Ancak, o arada da ciltte kuruluk ve pullanmaya sebep olurlar. Hele bir de gözeneklerimizi, sıkı giysiler, alüminyum içeren ter önleyiciler, pudralı deodorantlar ve gözenek tıkayıcı maddeler içeren nemlendiricilerle tıkamışsak, bu etki daha da zarar verici hale gelir. Zamanla bu artıklar, cilde gömülür ve onun bir parçası haline gelir. Cilt de soluk, donuk, yer yer pullanmış, kabuklanmış, siyah noktalı ve bazen sivilceli bir görünüm alır. Cilt üzerinde ölü bir tabaka varken kullandığınız nemlendiriciler de etki etmez. En iddialı nemlendiricilerin bile işe yaramadığını görürsünüz.

Peki, kuru fırçalamayı nasıl yapacağız?

Bu işlem cilt kuruyken uygulanır, ıslak veya yağlı olmaması gerekir. Tercihen duştan önce yapılmalıdır. Bu iş için doğal bitki liflerinden yapılmış yumuşak bir fırça gereklidir. Bütün vücudunuzu yaklaşık 10 dakika yumuşak fırça darbeleriyle fırçalayacaksınız. Ancak çok kuvvetli ve tahriş ederek fırçalamamanız gerekiyor. Hele ilk uygulamada ve her uygulamanın başlangıcında daha da nazik olmalısınız. Asla cildi kızartana kadar devam etmeyin. Dairesel hareketler en uygunudur. Lenf akımına yardımcı olmak için fırçalamaya uçlardan başlayıp, kalbe doğru devam ettirmek gerekir. Önce ellerden başlayın (parmak aralarını unutmayın), kollar, koltuk altları, boyun, gövde, karın ve yanlarla devam edin. Daha sonra ayaklardan başlayıp bacaklara çıkın.Yüzünüzü en sona bırakın. Bitirdiğinizde kan dolaşımınızdaki canlanmayı, hatta bazen kaybolan pullanmaları görebilirsiniz. Bu fırça darbelerinden sonra şu karışımla cildinize masaj yapın:

ÇOK ÖZEL BİR KARIŞIM

Bir çorba kaşığı susam, tatlı badem, zeytin ve avakado yağını karıştırın.
Üzerine bir iki damla limon kabuğu yağı damlatın. İsterseniz birkaç damla papatya ve lavanta esansı da ekleyebilirsiniz.

Bunlar bir taraftan nemlendirirken, diğer taraftan kan dolaşımını artırır. Bütün vücudunuza bu karışımı 5 dakika masaj yaparak uygulayın, Sonra ılık bir duş alın. Duştan ölü derilerinizden arınmış olarak çıkacaksınız! Duş sonrası da cildinize uygun bir nemlendirici ile vücudunuzu nemlendirin. Bu yöntemi en az haftada iki kere uygulayın. Her uygulamadan sonra fırçanızı iyice yıkayıp kurulayın, üzerinde ölü cilt tabakası bırakmayın, kuru tutun.

Bu yöntemi, egzema, akne, iltihaplı cilt hastalığı ve sedef hastalığı olanlar kesinlikle uygulamamalıdır. Sağlıklı ve güzel kalın.
Dr. Elif Güveloğlu

CANLI CİLT İÇİN-AYFER AYDIN

Cilt esnekliği için C vitamini, saç beyazlamasına karşı çinko, sağlıklı tırnaklar ve parlak saçlara sahip olmak için salatalık ve domateste bulunan silika… Cilt güzelliğinizin anahtarı sağlıklı beslenmek.
Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayfer Aydın cildinize, saçlarınıza, tırnaklarınıza ve gözlerinize canlılık katabilmenin için önerileri sıraladı.

Dış görüntümüz iç sağlığımızın aynasıdır ve yediğimiz gıdalar da dış görünüşümüzü önemli ölçüde etkiler. Cildimiz yalnızca vücudumuzu kaplamaz aynı zamanda vücudumuzun önemli ve en büyük parçasıdır; yediklerimizden doğrudan etkilenir. Yiyip içtiğimiz herşey, meyveler ve sebzeler cilt sağlığımız için büyük önem taşır. İşlenmiş ve katkı maddeleri içeren hazır gıdalar, tütsülenmiş etler, dondurucuda bekletilmiş hazır yiyecekler son derece sağlıksızdır.

Su, cildiniz için hayattır
Cildimiz önemli bir toksin atma yoludur. Vücudumuz yabancı maddelerle, zararlı atıklarla dolduğunda diğer boşaltım kanalları zorlanır ve vücudumuz bu atıkları cildimiz yoluyla, ter ile dışarı atmaya çalışır. Bu durum da ciltte çeşitli hastalıkların baş göstermesine neden olabilir. Yaşla birlikte deri giderek nem oranını ve esnekliğini kaybeder. Bunu çok ucuz ve çok sağlıklı bir şekilde çözecek tek şey bol su içmektir. Bol su içmekle derinin hem nem oranı artar hem de su yolu ile çok sayıda toksin atılarak cildimiz parlak, diri ve genç kalır.
Günde an az iki litre su içerek hücreleri temizlemek, dolgunlaştırmak ve kırışıklıkları azaltmak mümkündür. Kahve, çay ve meyve suyu gibi farklı sıvı gıdalar tüketmek cildin su ihtiyacını karşılamaz. Alkol almayın, kahve ve soda içmeyin çünkü bunlar idrar söktürücüdür ve su kaybına neden olurlar.

Taze bir cilt için taze meyve sebze
Canlı ve ışıltılı görünümlü bir cilt için bol miktarda çiğ meyve, sebze ve bunların sularını tüketmek gerekir. Çünkü bu besinler pişirildiklerinde zarar görür ve faydalı özelliklerini kaybeder. Bu besinlerin içerdiği yüksek miktarda sıvı da vücuda alınan suyu destekler. Çiğ sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu bir beslenme düzeni; cildi korur, yeniler, esnekliğini sağlar ve sağlıklı bir ışıltı verir. Kabuklu çiğ yemişler ve tohumları tüketmek de son derece faydalıdır. Unutmamak gerekir ki; bunlar ısıya duyarlıdır ve pişirildiklerinde hücrelere fayda sağlayacak pek çok özelliklerini kaybederler.

Cilt sağlığını korumak için;

• C Vitamini: Kolajen yapı için gereklidir, cilt esnekliğini sağlar. Narenciyelerde, kivi, orman meyveleri ve maydanozda bulunur.
• Çinko: Kolajen yapı için çok önemlidir ve saçın beyazlamasını engeller. Kabak çekirdeği ve zencefil kökünde bulunur.
• Sülfür: Bütün bağlayıcı dokuların inşa edilmesine yardımcı olur. Lahana, brokoli, sarımsak ve soğan en zengin kaynaklarıdır.
• Silika: Cilt esnekliğinin korunmasını sağlar, kemikleri güçlendirir, sağlıklı tırnaklar ve parlak saçların oluşmasını sağlar. Salatalık, domates, dolmalık biber ve yulafta bulunur.
• Magnezyum: Hücre zarlarındaki su pompalamayı kontrol eder, bu da atıkların temizlenmesini sağlar, aşırı tuz ve diğer toksinlerin neden olduğu fazla su tutulmasının önüne geçerek hücreyi rahatlatır. Yeşil yapraklı sebzeler en iyi kaynaklarıdır.
• Beta karoten: Güneş yanığına karşı korur. Havuç ve yeşil yapraklı sebzeler önemli beta karoten kaynaklarıdır.
• E Vitamini: Çözülebilir antioksidan bir yağdır, hücre zarlarının korunmasına yardımcı olur. Zeytin, avokado, kabuklu yemişler, tohumlar ve tabii ki yeşil sebzelerde bulunur.
• Temel yağ asitleri: Bütün hücre duvarlarının önemli bir bileşkenidir. Cildin elastikiyetinin korunmasında anahtardır. Cildin doğal yağlarını dengeler ve canlı bir görüntü sağlar.
Zayıf beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek sağlıklı gıdalar tüketin, cildinizdeki, saçlarınızdaki ve tırnaklarınızdaki değişimi izleyin.

KIŞIN BAKIMLI SAÇLAR İÇİN İPUÇLARI-AYFER AYDIN

Kış Aylarında Cilt Sağlığını Korumak İçin Altın Öneriler
Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte cilt rahatsızlıklarının görülme sıklığı da artıyor. Rüzgâr, düşük nem oranı, kirli hava ve kapalı ortamlarda daha uzun süre vakit geçirme zorunluluğu gibi etkenler sivilcelerin, sedef, egzama gibi bazı cilt hastalıklarının artmasına sebep oluyor. Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayfer Aydın, “Kış aylarında sağlıklı bir cilt için yapılması gerekenler” hakkında bilgi verdi

“Cildimiz her an dış dünyayla irtibat halinde olduğundan fiziksel etkenlerden ciddi oranda etkileniyor. Özellikle kış mevsiminde cilt sağlığını tehdit eden faktörler çoğalır. Kışın soğuk ve kuru hava, düşük nem, rüzgâr, kirli hava ve asit yağmurlarına özellikle dikkat edilmesi gerekir. Bu doğal etkenlerin yanı sıra kışın gelmesiyle birlikte kapalı ortamlarda geçirilen zamanın artması da cilt sağlığını olumsuz etkiler. Melatoin hormonunun güneşsiz ortamlarda daha fazla salgılanması insanların kış aylarını daha stresli ve depresyona eğilimli geçirmelerine yol açar. Bu faktörlerin birleşmesi; akne (sivilce) ve egzama gibi cilt hastalıklarının görülmesinin yanı sıra stresle tetiklenen sedef, vitiligo gibi önemli deri hastalıklarının da artmasına sebep olur.

Kış aylarında bakımlı saçlar için ipuçları:
Saçlarınız ıslakken dışarı çıkmayın
Sokağa çıkarken bere ya da şapka kullanmak saçlarınızı kuru ve kirli havadan korunmasına yardımcı olur. Saçlarınızı nemlendirmede ve daha volümlü görünmesinde sıcak değil, ılık suyla yıkamanın faydası vardır. Ilık su nemi saçlara hapseder ve saçlara fazladan parlaklık katar..

Fön makinesi ve saç düzleştirici gibi saç şekillendirici aletleri kullanmayı azaltın.

Kış ayları saç dökülmelerinin de yoğun olarak görüldüğü bir dönemdir. Yaz mevsiminden kışa geçişte melatonin ve seratonin hormonlarının azalmasıyla çok sayıda insanda ruhsal olarak hafif de olsa depresif duygular oluşabilir. Saç sağlığımız ruh sağlığımızdan birebir etkilendiği için saç dökülmeleri de bu mevsimde artar. Tarama işlemi sırasında tutam tutam saç dökülmesi görülüyorsa mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır.

Dudaklarımız da soğuk havanın etkisi ile kurup çatlayabilir. O nedenle dudakların gün içerisinde sık sık nemlendirilmesi gerekir. Bu nemlendirme basit bir vazelin veya yanınızda taşıyabileceğiniz dudak koruyucular ile olabilir.

Genç bir cilt için kış mevsimini değerlendirin
Kış mevsimi yoğun güneşin olmaması nedeniyle cildinize kimyasal peeling, lazer ile cilt gençleştirme gibi işlemlerin rahatlıkla yapılabileceği bir dönemdir.
Kimyasal peeling uygulamaları; deriyi canlandırmak, gençleştirmek, görünüşünü iyileştirmek için bazı kimyasal solüsyonların uygulamasıdır. Bu tedavide deriye, yüzeyel tabakaların ayrılmasına ve soyulmasına neden olan kimyasal bir asit uygulanır. Bu uygulanan meyve asitleri başta olmak üzere çok sayıda peeling solüsyonu, derinin altında yalancı bir yanık alarmı olarak algılanarak deri altında yeniden bir yapılanma ve onarım başlatır. Bu yeniden onarım sayesinde cilt daha canlı, diri, genç ve sıkı bir hal alır ve sonuçlar kalıcıdır. Uygulanan solüsyon, derinin üst yüzeyinde de var olan sivilce, siyah noktalar, sivilcelerin oluşturduğu izler, küçük çukurcuklar, güneş, yanık ve yaşa bağlı oluşan kırışıklıklar, güneş yaş ve gebelik nedeniyle ortaya çıkan lekeler, çiller, kanser potansiyeli taşıyan kabuklu deriden kabarık lezyonların düzelmesinde ve iyileşmesinde etkindir.

Lazerle cilt gençleştirme ise; cildin genç kalması ve yaşlanma izlerinin giderilmesi için uygulanan en son teknolojik yöntemdir. Cilt gençleştirme ya da “rejuvanation” olarak da adlandırılan bu yöntemle cilde verilen lazer ışığı ile cerrahi hiçbir işelm uygulanmadan cilt altı hücrelerinin, yeni kollejen ve elastin lifleri üretmesi hızlandırılır. Böylece verilen lazer enerjisiyle kırışıklıklar azalıp yok, olurken ciltte belirgin gerginleşme ve dirileşme hissedilir.

Kış aylarında nemlendiricilerinizi değiştirin!
Yaz mevsiminde yağsız ve su bazlı nemlendiriciler kullanılması daha uygun iken ; kış aylarında daha yoğun ve yağlı nemlendiriciler kuruyan cildimizi korumada daha faydalı olacaktır.

Soğuk havanın sebep olduğu cilt kuruluğu cildin yaşlanma sürecini de kolaylaştırır.
Yaşlılar, çocuklar ve derisi kuru olanlar kış mevsiminden en çok etkilenen grubu oluşturuyor. Bu aylarda havadaki nem azalırken kalorifer, soba ve klima gibi cihazlar nem oranını daha da aşağıya çekiyor. Bu aşamada deri kuruluğuna bağlı gelişen veya şiddetlenen deri hastalıklarının önlenmesinde nemlendiricilerin kullanılması büyük önem taşıyor. Cilt temizliğinde de ;cildin PH değerine uygun nemlendiricili tıbbî temizlik ürünleri kullanılmalıdır. El temizliği için kullanılan sabunların, yüz temizliği için kullanılması son derece yanlıştır. Çünkü el derisi, yüze oranla daha kalındır, bu yüzden cilt tipinize uygun temizleyicilerin kullanılması uygun olacaktır. Günde birkaç kez duş almak, sık sabun kullanmak cilt kuruluğunu artıran faktörlerdir. Özellikle çok sık duş alan kişiler, cilt bakımlarını ihmal etmeyerek, banyodan sonra mutlaka nemlendirici kullanmalıdırlar. Ayrıca cildin yağlı olması, nemle karıştırılmamalıdır; yağlı cilde sahip kişiler de kış aylarında nemlendirici kullanmalıdırlar.

Uz.Dr. Ayfer AYDIN

LAZERLE İSTENMEYEN TÜYLERDEN KURTULMAK-AYFER AYDIN

Vücuttaki istenmeyen tüylerden kurtulmanin en hızlı ve güvenilir yolu olan lazer epilasyon, hem estetik açıdan iyi görünmek; hem de sağlıklı olmak isteyen hanımların imdadına yetişiyor. Uzmanlar lazer epilasyon işleminin; havaların henüz çok ısınmadığı ve güneşin kendini sıkça göstermediği bu aylarda yaptırılmasını öneriyor.

Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayfer Aydın , “Lazerli epilasyon yöntemi” hakkında bilgi verdi.

Lazerli epilasyon vücuttaki istenmeyen tüyleri acısız ve cilde zarar vermeden yok eden kalıcı bir yöntemdir. Özel olarak seçilen dalga boyundaki lazer ışınları kıl kökünde bulunan melanin pigmentini hedef alır. Lazer ışınını emen melanin pigmenti ısınır ve kıl kökü tahrip olur. Tüylerdeki melanin cilttekine göre daha konsantredir. Bu da cildin zarar görmesini önler. Lazerli epilasyondan etkili sonuç alabilmek için en az 4 seans düzenli olarak devam etmek gerekir. Seans sayısı, cilt tipine ve tüylerdeki yoğunluk ve renge göre değişir. Lazerli epilasyonla uygun gelişmişlikteki tüyler yok edildiği için bu evreye gelmeyen tüyler için uygun evre beklenir. Bu da seans sayısının artmasına neden olabilir. Cilt rengi açık, tüyleri koyu olan kişilerde oldukça hızlı ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Lazer işlemi nasıl uygulanır?
Lazer, Selektif Foto-Termoliz (ışık ısısıyla seçici tahrip) adı verilen bir mekanizma üzerinden etki gösterir. Deriye lazer atışı yapıldığında, ışık milisaniyeler içinde deriden emilmeksizin geçer ancak kıl kökü ve kıl gövdesi tarafından emilir ve kıl kökü içinde yüksek ısı meydana getirerek kıl kökünün tahrip olmasına yol açar.

Lazerin vücuda herhangi bir zararı var mıdır?
Lazer uygulamaları çoğu zaman radyasyon gibi algılanmakta ve zararlı etkiler meydana getirebileceği düşünülmektedir. Oysa lazer ile radyasyon arasında bir ilişki yoktur. Lazer uygulaması sırasında deri altındaki doku ve organlara herhangi bir etkide bulunduğuna dair bir bulgu gözlenmemiştir. Lazerle vücutta ancak kıl kökü seviyesine dek ulaşılabilir.

Uygulama sırasında acı hissedilir mi?
Lazer işlemi sırasında tüylerin cımbızla çekildiğinde meydana gelen acının benzeri bir his algılanır. Vücudun bazı bölgeleri daha duyarlı olduğundan, doğal olarak bazı bölgelerde bu his daha güçlü hissedilebilir. Ancak lazer soğutucu ile birlikte kullanılmakta olduğundan derinin ısınmasına bağlı bir ağrı-acı meydana gelmez. Soğutucu, işlem sırasında lazer atışı öncesi-atış sırası ve sonrasında deriyle sürekli temas halinde tutularak işlem bölgesini soğutur ve deri üst tabakasını lazerin ısısından korur. Soğutucu sayesinde kıl kökündeki reaksiyon da nisbeten az hissedilir.

Lazerli epilasyon hangi bölgelerde uygulanır?
Lazer, bütün vücuda uygulanabilir. Yüz, ense, kulaklar, boyun, kol, koltukaltı, bacak, kalça, sırt, göbek, omuzlar ve bel bölgelerinin yanı sıra göğüs ve bikini çizgisi gibi hassas bölgelerde de rahatlıkla uygulanabilir.

İşlemler ne kadar sürer?
Lazer epilasyon işlemi uygulama yapılan bölgenin genişliğine göre değişir.

Kaç kez yapılır?
İşlem köklerin büyüme aşamasında 4-6 hafta aralıklarla ya da tüyler çıktıkça yapılır. Toplam işlem sayısı vücut bölgesine göre değiştiği gibi, genetik faktörler, yaş, cinsiyet, hormonal profil gibi özelliklerinize bağlı olarak da farklılıklar gösterir. Tedavi amacınızı doktorunuza bildirdiğinizde size göre uygun bir tedavi şeması ayarlanacaktır.

Tedaviden sonra deride ne gibi bir değişiklik gözlenir?
Hassas ciltlerde hafif pembelik veya kızarıklıklar olabilir. Ancak güçlü bir soğutucu ile birlikte kullanılan lazerlerde, işlem sonrası pembelik-kızarıklık hemen hemen hiç görülmez.

İşlem sonrası losyon-krem ya da ilaç kullanımı gerekli midir?
Kızarıklık oluşmayan bir tedaviden sonra herhangi bir koruyucu krem uygulamasına da gerek kalmaz. Kızarma meydana geldiği takdirde koruyucu ve onarıcı kremler kullanılmalıdır.

Lazer tedavileri sırasında güneşe çıkmak sakıncalı mıdır?
Tedavi süresince güneşten sakınmak tavsiye edilir.

Yüze uygulanan bir tedaviden sonra makyaj yapılabilir mi?
Uygulama sonrası ciltte kızarıklık oluşmadığı takdirde makyaj malzemeleri işlem gören bölgeye rahatlıkla uygulanabilir ancak deride kızarıklık meydana getiren bir lazer tedavisinden sonra kimi makyaj malzemelerinin kullanımı sakıncalı olabilir.

Lazer uygulamasından sonra işlem bölgesindeki tüylere ne olur?
İşlemden sonraki 3 gün içinde tüyler yüzeye çıkmaya başlar ve dökülür. Tüylerin yüzeye çıkması yeniden büyüme olmayıp, köklerin içindeki tüylerin dökülmeleri için gereken bir süreçtir. Dökülme tamamlandıktan sonra o bölgede birkaç hafta süreyle yeni tüy çıkmaz. Yeni tüyler çıkması yeni bir seans gerektiği anlamına gelmektedir.

Lazer işlemlerine başlamadan önce ne yapılması gerekir?
Lazer işlemlerine başlayabilmek için o bölgedeki tüyleri bir süre kökten almadan beklemek gerekir. Bu süre içerisinde uzayan tüyleri kesilebilir ya da tüy dökücü krem kullanılabilir İşleme başlamak için tüylerin uzun olmaları gerekmez, köklerin tüy çıkarmış olması yeterlidir

Epilasyon uygulamalarına artık yalnızca bayanlar değil, erkekler de sıklıkla başvuruyor...
Erkeklerin en sık uygulama yaptırılan bölgeler omuz, sırt, göğüs, boyun- ense ve elmacık kemiklerinin üzerindeki sakallardır. Erkekler, lazer epilasyon uygulamalarında kadınlara göre bazı avantaj ve dezavantajlara sahiptirler. Avantajları, erkeklerin daha kalın ve koyu renk kıl köklerine sahip olmaları nedeniyle, lazere çok iyi yanıt verirler ve çok daha başarılı sonuçlar alınabilir. Erkeklerin dezavantajı ise yapıları gereği yüksek erkeklik hormonları nedeniyle sürekli yeni kıl üretimi ile karşı karşıya olmalarıdır. Bu durum sık sık yeni uygulamaları ve zorunlu kılmaktadır. Doğru tedavi ile istenilen sonuç elde edilir.

KİMYASAL PEELİNG NEDİR NASIL UYGULANIR-AYFER AYDIN

Kışın Cildinize Kimyasal Peeling Yaptırmayı Unutmayın

Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayfer Aydın kimyasal peeling hakkında merak edilenleri anlattı.

Yüz, boyun, göğüs, eller ve kollarda oluşan yanıklar, kırışıklıklar, lekeler ve çiller kimyasal peeling sayesinde sorun olmaktan çıktı. Çeşitli kimyasal solüsyonların cilde uygulanmasıyla yapılan kimyasal peeling, ciltte oluşan küçük çukurların ve izlerin giderilmesinde çok etkili bir yöntem.

Kimyasal Peeling nedir?
Deriyi canlandırmak, gençleştirmek, görünüşünü iyileştirmek için bazı kimyasal solüsyonların uygulamasıdır. Bu tedavide deriye, yüzeyel tabakaların ayrılmasına ve soyulmasına neden olan kimyasal bir asit uygulanır. Çok sayıda kimyasal peeling ajanı olmakla birlikte en sık kullanılanlar glikolik asit, alfa hidroksi asitler (AHA), triklosetik asit (TCA), salisilik asit, jesner solüsyonu ve kombinasyonlarıdır.

Kimyasal peeling ile neler tedavi edilebilir?

Kimyasal peeling ile neler tedavi edilebilirYanık ve herediter faktörlerin deride oluşturduğu kırışıklar, güneşe ve yaşa bağlı lekeler, karaciğer lekeleri, çiller, kanser potansiyeli taşıyan kabuklu kızarıklık veya yüzdeki koyu renkli lekeler, melazma denilen hormonal veya gebelik lekeleri peeling ile düzeltilebilir, hatta iyileştirilebilir. Aktif aknede iyileşmeye ve akne izlerinde düzelmeye yardımcıdır. Deride oluşturulan soyulmanın ardından yeni deri gelir. Yeni gelen cildin dokusu ve rengi daha düzgün ve daha homojendir.

Neler tedavi edilemez?
Derideki gevşeme ve sarkmalar düzeltilemez. Kimyasal peeling işlemi yüz gerdirme, kaş kaldırma işlemlerinin yerini tutmaz. Gözkapağı düşüklüğünü gidermede de etkili değildir. Derin çukurlarda bir dereceye kadar yardımcı olabilmektedir. Küçük çukurlar ve izlerde ise çok etkilidir.

Nasıl uygulanır?
Yüz, boyun, göğüs, eller ve kollara doktorun seçimi ve hastanın derisinin durumuna göre bir asit solüsyonu seçilerek hastane şartlarında uygulanabilir. Deri, yağlarından arındırıldıktan sonra tedavi alanına uygulama yapılır. İşlem esnasında 5-10 dakika kadar hafif yanma ve batma görülebilir. İşlem sonrası normal günlük yaşama hemen dönülebilir. İstenilen sonuçları elde etmek için birkaç seans gerekebilir.

Peeling sonrasında beklenebilen durumlar nelerdir?
Kimyasal peelingin derinliğine bağlı olarak ciltte, hafif veya güneş yanığı benzeri reaksiyon oluşur. Yüzeysel tipte 1-5 gün süren kızarıklıklar ve hafif soyulmalar olur. Derin tiplerde ödem ve deride gerginliğin yanı sıra kahverengi bir tabaka oluşumunun görülmesi normaldir. Bu tabaka 7-10 günde soyulur.

Peeling sonrası nelere dikkat edilmeli?
Ciltte oluşan kabuklar kesinlikle soyulmamalıdır. Sadece hekim tarafından önerilen nemlendirici prepatlar kullanılmalıdır. Ayrıca güneşten korunmaya dikkat edilmelidir.

Peeling hangi durumlarda uygulanmaz?
Peeling yapılacak yüzeyde açık uçuk bulunuyorsa, derin güneş yanığı, açık yara ve enfeksiyonlar varsa, daha önceden o bölgede soyma işlemi yapılmışsa bu yöntem kullanılmaz. Ayrıca Roaccutane tedavisi gören ya da yakın zamanda görmüş kişilere kimyasal

GÖZ ÇEVRESİ BAKIMI-ALEV EKEN

Her yaşta canlı, genç bakışlar için yüz cildimizin en hassas ve en ince bölgesi….En fazla mimik hareketlerinin yapıldığı bölge… Ruhsal durumumuzun, sevincimizin, kızgınlığımızın, sağlığımızın, geçen yılların aynası…

Çevresel etkenlere (güneş, hava kirliliği, serbest radikal hasarı vb) karşı duyarlı ve savunmasız….

Göz çevresi derisi, çok ince ve yağ salgı bezlerinin olmaması nedeniyle Göz Çevresi Bakımıvücudumuzun en hassas bölgesidir. Ayrıca en sık mimik yaptığımız bölgelerdir; günde yaklaşık 14.000 defa göz kırpma hareketi yaparız.

Gülme, kızgınlık, zararlı çevresel etkenler, makyaj ve makyaj temizleme işlemi nedeniyle de devamlı yıpranır. Çok ince olması nedeniyle alttaki kılcal damarlar, mor renkli halkalar ve torbalanmalar şeklinde, görünebilir. Bu durum kişiye stresli, yorgun ve uykusuz bir görünüm verir. Bütün bu sebeplerle daima özel bakım ürünleri (temizleyici, nemlendirici, maskeler vb.) tercih edilmelidir.

Temizleme
Yağsız ve alkolsüz temizleyicilerle, irritasyona yol açmamak için göz çevresine çok bastırmadan, makyaj temizlenir.

Nemlendirme
Göz çevresi derisinde hiç yağ bezi olmaması nedeniyle doğal yağlanma yok denecek kadar azdır. Bu nedenle, yağlı cildi olanlar da dahil olmak üzere, mutlaka bir nemlendirici kullanmalıdır. İyi bir göz kremi "güçlendirilmiş bir nemlendirici " olarak tanımlanabilir. Bu kremler, göz çukurunu çevreleyen kemik sınırları boyunca göz çevresine ince dokunuşlarla, sürülmesidir. Genelde su bazlı, krem ya da losyon şeklinde hazırlanmışlardır. Nemlendiricinin amacı sadece yapısal lipitleri eklemek olmamalı, yaşlanma belirtilerini onarıcı ve önleyici, elastikiyet artırıcı, morluk ve şişlikleri giderici, yatıştırıcı olmalı; formülünde çevresel zararların verdiği hasarı önleyici maddeler (antioksidanlar, A, C, E, K vitaminleri, doğal bitkisel özler vb.) taşımalı, güneş koruyucular ve göz altı halkalarını gizleyici optik ışık yansıtıcıları içermelidir.

Destekleyici bakımlar

-Haftada iki kez nemlendirici, yaşlanma etkilerini onarıcı ve sakinleştirici maskeler uygulanmalıdır.
-Yorgun olduğumuzda ya da göz altı torbaları belirginse, sabahları, uygun bitkisel içerikli (ıhlamur, yeşil çay, papatya vb. gibi yatıştırıcı ve antioksidan) solüsyonlar ile kompres yapılabilir. Evimizde çay şeklinde hazırlanır, buzdolabında soğutulur, makyaj pamukları ıslatılarak gözümüzde 5-10 dakika bekletilir.

-Mimik hareketlerinden kaynaklanan çizgilerinizi hafifletmek ya da önlemek için kozmetik uygulamalar (botox, dolgu enjeksiyonları, mezolifting vb.)'dan yararlanılabilir.

-Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için, ultraviyole koruyucu gözlükler kullanılmalıdır.

CİLDİNİZ GENÇ KALSIN

Genç, dinç ve güzel bir cilde sahip olmak her kadının hayali! Hayalinizi gerçekleştirmekse elinizde...
Daha güzel bir cilt için bunları yapın:

Daha fazla domates ve domates ürünü tüketin: Domates ürünlerindeki likopenin güneş ışınlarının cilt yaşlandırıcı etkisini yüzde 20-40 oranında azalttığını gösteren çok sayıda araştırma var.

Antioksidan gücü zengin üç meyveye öncelik verin: Yüksek antioksidan içerikleri nedeniyle erik, üzüm ve elmanın beslenmede öncelik taşıması gereken meyveler olduğu belirtiliyor.

Omega-3 zengini balıklardan daha çok yararlanın: Omega-3 yağ asitlerinden EPA’nın güneş ışınlarına bağlı cilt hasarını azaltmada önemli bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Ülkemiz balıklarında da Omega-3 bol miktarda mevcut: Uskumru, hamsi, levrek bunlardan bazıları.

Omega-6 yağ asitlerinden destek alın: Bitkisel yağlarda (zeytinyağı, fındık yağı, ayçiçeği yağı) bulunan Omega-6 yağ asitlerinin de cilt dostu olduklarını unutmayın.

Turunçgillerden zengin bir besin planı yapın: Sadece portakal, greyfurt tüketmekle yetinmeyin. Turunç kabuğunda bulunan "d-limonene" isimli maddenin cilt dostu olduğu belirlendi. Özellikle cilt kanserine karşı ciddi bir koruyucu olan d-limonene’den yararlanmak için portakal veya turunç kabukları ile hazırlanmış reçellerden tüketin.

Yeşil ve siyah çaydan yararlanın: Özellikle yeşil çayın güçlü bir cilt dostu olduğu kuşkusuz. Yeşil ve siyah çaydaki (daha az etkilidir) bu güç, ihtiva ettikleri polifenollerle ilişkilidir.

Daha çok sebze tüketin: Sebzelerin de en renkli olanlarını ve en tazelerini tüketin.

Keten tohumu ile tanışın: Keten tohumunda Omega-6 yağ asitlerinin de bulunduğunu bilirseniz, bu ucuz ama etkili besinin cildiniz için de önemli bir destek olduğunu unutmazsınız.

Ceviz, badem ve fındığı unutmayın: Yağlı tohumların tümü E vitamini, kalsiyum, Omega-3 yağ asitleri cildiniz için de dost besinlerdir.

KURU CİLT-BALLI TEMİZLEYİCİ

MALZEMELER :
1 yemek kaşığı kadar bal

2 yenek kaşığı gliserin

1 çay kaşığı sıvı sabun

YAPIM VE UYĞULAMA :

Tüm maddeleri karıştırarak temiz bir şişeye koyun. Cildinize masaj yaparak sürün ve ılık suyla yıkayın. Bal cildi hem temizler hem de yumuşatır.

Bu temizleyici özellikle kuru ciltlerde çok etkilidir. Bu temizleyiciyi günde iki kere (sabah-akşam) kullanabilirsiniz.

HER TÜRLÜ CİLT İÇİN TEMİZLEYİCİ

Malzemeler :
2 tatlı kaşığı kuru lavanta

2 tatlı kaşığı kuru gül yaprağı

4 tatlı kaşığı yulaf

4 tatlı kaşığı kaolin (kil)

Yapım ve Uygulama:
Sabun içermeyen bu temizleyici her türlü ciltte mükemmel sonuç verir.

Kahve çekme makinesinde yulafı lavanta ve gül yapraklarını un haline gelene kadar çekin. Hazırladığınız bu karışıma kili karıştırın ve hava almayan bir kavanoza koyun.

Kullanacağınız zaman 1 çay kaşığı kadar tozu biraz su ile avucunuzda ıslatın, yumuşak hamur kıvamına getirin. Cildinize masaj yaparak yayın ve daha sonra soğuk su ile yıkayın. Bu temizleyiciyi günde iki kere (sabah-akşam) kullanabilirsiniz.

HASSAS CİLT TEMİZLEYİCİ-PAPATYA

Malzemeler :
1 yemek kaşığı salatalık suyu

2 yemek kaşığı taze papatya çiçeği

(ya da 1 yemek kaşığı kuru papatya)

1 bardak saf su

1 yemek kaşığı gliserin

1 yemek kaşığı aloe vera jeli

Yapım ve Uygulama:

Bu mevsimde taze papatya bulabilirsiniz ama toplamaya zamanınız yoksa papatya çayı poşetlerini de kullanabilirsiniz. Özellikle hassas ciltlerde çok etkilidir. Tüm maddeleri karıştırarak temiz bir kaba koyun. Cildinize masaj yaparak sürün ve ılık suyla yıkayın. Bu sabun içermeyen hafif bir temizleyicidir... Salatalık suyu, papatya ve aloe vera jeli cildi yatıştırıcı özelliklere sahiptir. Bu temizleyiciyi günde iki kere (sabah-akşam) kullanabilirsiniz.

TAKMA KİRPİK

Takma kirpikler ilk başta kadınlara yapay bir his verse bile doğru ürün kullanımı sonucu alışkanlık bile yapabilir.

Takma kirpiklerle bir çoğumuz kendi kirpiklerimizle asla elde edemediğimiz büyülü bakışlara sahip olabiliriz.

Son dönemde çıkan takma kirpikler eskilere oranla çok daha doğal bir görünüme sahip olduğu için yapaylık korkusuna kapılmanıza hiç gerek yok. Takma kirpiklerin doğal gözükmesi için özellikle uzunluklarına çok dikkat etmeli ve ilk kullanışta bir güzellik uzmanının görüşlerini almalısınız.

Film ve televizyon endüstrisi için üretilen ve kullanılan Eylure marka kirpikler artık Türkiye'de satışa sunuldu. Bu ürünü aslında daha önceden Jennifer Lopez, Nicole Kidman, Madonna, Kylie Minogue, Victoria Beckham' ın gözlerinde gördük.

Eczane ve Güzellik Salonlarında Kendinden yapışkanlı bu ürünü 15-20 YTL arasında alarak büyülü bakışlara sahip olabilirsiniz.

Önemli Not: Kirpiklerin göz kapağınıza tam olarak oturması için yapıştırıcıyı sürüp taktıktan sonra bir süre gözlerinizi hareket ettirmeden durun.

AKNE İZLERİ

Dr. Yasemin Fatih Amato: Akne izlerinin tedavisi

Ergenlik sivilcelerini gelip geçici sorunlar olarak kabul edebiliriz ama izleri yaşam boyunca başımıza dert olur. Hafif izler zaman içinde iyileşme eğilimi gösterir. Orta şiddetli ya da derin olan izler ise ciddi sorunlara dönüşür. Akneler beyaz ciltlerde kırmızı, esmerlerde koyu renkli lekeler bırakır. Erkeklerin de kadınların da yüzlerini olduğundan çok daha yaşlı, yorgun, renksiz, lekeli ve çökmüş gösterir. Erkekler tıraş olurken sıkıntı çekerler.

Bütün bu sorunlara bir çare arıyorsanız, aşağıda sıraladığım yöntemlerden yararlanabilirsiniz:

* Kimyasal peelingler,
* Klasik dermabrazyon ve mikro dermabrazyon,
* Lazer resurfacing,
* Foto IPL ve radyo frekansı gibi ışık tedavileri.

Peeling çözümleri :

Sivilce izlerinin tedavisinde en fazla AHA ve TCA gibi orta derinlikte ve yüzeysel kimyasal peeling'ler kullanılır. Bu işlemler yan etkileri açısından gayet güvenlidir. Derin peeling'ler, örneğin klasik dermabrazyon, fenol gibi uygulamalar, bizim ülkemizin iklim koşullarına ve insanlarımızın cilt yapısına (çok beyaz tenli olanlar hariç) pek uygun sayılmaz. Derin peeling'ler içinde özellikle erbiyum lazer ve karboksi lazer sivilce izlerinde mükemmel sonuçlar yaratır. Bunlardan yararlanıyoruz ama öncelikle hastayı, cilt rengini ve mevsimi dikkatle seçiyoruz.

Kolajen çözümleri :

Sivilce koparılırsa veya sürekli aynı yerde yeni sivilceler çıkarsa cildimizde çukurlar oluşur. Çünkü o bölgedeki kolajen dokusu kayba uğrar. Bu durumda cilt altındaki kolajen tabakasını artıran tüm tedaviler görünümü düzeltmemizi sağlar.

* Photo IPL adı verilen ışık tedavisi, sivilcelerde olduğu kadar, iz, leke ve çukurların tedavisinde de kullanılır. Bu yöntem kolajeni arttırır, cildi dolgunlaştırır ve savunma sistemini aktif hale getirir.

* Son dönemde kullanımı artan Radyo frekansı (Thermage tedavisi) ciltteki kolajeni etkili şekilde arttırdığı için akne izlerinin hafiflemesine yardımcı olur.

* Mikro dermabrazyon yöntemi de kolajeni kalınlaştırır. Cilt her seansta biraz daha düzelir.

* Az sayıda, küçük ve yüzeysel izleri olan bazı hastalarda, deri altı dolgu enjeksiyonları gayet iyi sonuçlar verir. Akne izleri için kullanılan tedavi yöntemleri cildin tepkisine göre seçilir veya birbiri ile kombine edilir. Çok derin izlerin tedavisinde başarı şansı yüzde 20 ile yüzde 60 arasındadır. Azimli hastalar, bu tedavilerden oldukça iyi sonuçlar alırlar.

Dr. Yasemin Fatih Amato