mide ağrısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mide ağrısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yaz Olunca Midenize Ne Oluyor?

Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Serdar Akça, beslenme ve yaşam tarzı ile ilgili alışkanlıkların mevsimlere göre değişmesine dikkat çekerek yaz aylarında mide sorunlarının yaşanmaması ve sağlıklı kalmak için önerilerde bulundu.

Yaz aylarında kronik mide rahatsızlıklarının ve mide şikayetlerinin sıklığında bir artış olmamaktadır. Aksine, mide ve on iki parmak bağırsağı ülserlerinin sıklığında azalma görülmektedir.

Ancak yazın gelişi ile birlikte beslenme ve uyku düzenindeki değişiklikler, eğlence yaşamı nedeniyle artan alkol kullanımı, bazı mide sorunlarına neden olmaktadır.

Yaz sıcaklarında; bebekler, yaşlılar ve kronik hastalığı olan kişilerin susuz kalmaması ve sıcaktan korunması gerekir. Aşırı sıcaklarda bedensel aktivite ile çalışmak zorunda kalanların sıvı ve elektrolitler yönünden sebze, meyve ağırlıklı beslenmeleri ve susuz kalmamaları çok önemlidir.

Yaz döneminde ortaya çıkan mide rahatsızlıkları, alışkanlıkların mevsime göre değişmesinden kaynaklanmaktadır.

• Tatil öncesi yaza daha formda ve kilo vermiş olarak girme kaygısı ile yapılan dengesiz diyetler sonucu; hazımsızlık, ülser, gastrit ve reflü gibi hastalıklar ortaya çıkmaktadır.

• Yazın geç saatlere kadar ayakta kalma ve uyku saatlerinin değişmesi, gece geç saatlerde yeme yemek alışkanlıklarını da beraberinde getirmektedir. Uyumadan çok kısa bir süre önce yenen yemekler; hazımsızlık ve reflüye neden olmaktadır.

•Artan hava sıcakları nedeniyle sıvı alım ihtiyacının artması ile vücudu serinlettiği düşünülen gazlı ve buzlu içeceklerin kontrolsüz olarak tüketimi; hazımsızlık, gastrit, reflü gibi şikayetlre yol açmaktadır.

•Alkol alma alışkanlıkları da yaz tatili ile birlikte değişmektedir. Tatilde alkol tüketiminin artması; reflü, ülser, gastrit gibi hastalıklara zemin hazırlamaktadır.

•Yaz sıcakları nedeniyle uygun koşullarda saklanmayan besinlerin daha kolay bozulması ve bunlara bağlı gıda zehirlenmeleri ile ishal ve hazımsızlık gibi sorunlar daha sık görülmektedir.

Yaz aylarına özgü ortaya çıkan mide rahatsızlıklarına karşı mide koruyucu önlemler alınması gerekir. Ancak bu önlemler sadece mevsimsel değil, kişilerin mide sağlığı için ömür boyu uyması gereken genel kurallardır.

Yaz sıcaklarında mide sağlığınızı korumak için neler yapmalısınız?

•Bilinçsiz ve dengesiz beslenerek diyet yapmayın, tek yönlü beslenmeyin, yaz aylarında beslenmenizde sebze ve meyve ağırlığını artırabilirsiniz, susuz kalmayın. Diyetisyeninizin önerilerine uyun.

• Az az, sık sık ve iyi çiğneyerek yemek yiyin. Yemek yediğiniz zaman midenizi tam olarak doldurmayın. Sofradan tam olarak doymadan kalkın. ‘Doydum, daha fazla yiyemeyeceğim’ diyorsanız, midenize fazla yük yüklemişsiniz demektir. Yatmadan önce yemek yemeyin.

•Sigara içmeyin, tatilde alkol miktarını artırmayın ve minimum düzeyde tüketin.

• Aşırı soğuk, aşırı sıcak, aşırı baharatlı, aşırı yağlı, aşırı salçalı yiyecek ve içeceklerden uzak durun.

• Genel temizlik ve hijyen kurallarına uyun.

• Kronik rahatsızlıklarınız varsa özel diyetinizi ihmal etmeyin ve ilaçlarınızı düzenli olarak alın.

• Stres ile başa çıkma yollarını deneyin, düzenli bedensel aktivite yapın, gerektiği kadar dinlenin.

Mide İltihaplanması Gastrit İçin Bilinmesi Gerekenler, Çözüm Yolları

Gastrit, mide astarının iltihaplanması sonucunda oluşan bir hastalıktır. Gastrit iltihabı sıklıkla mide ülserine sebep olan aynı bakteri enfeksiyonunun sonucudur. Bir takım ağrı kesicilerin düzenli kullanımı ya da alkol tüketimi gastrite yol açabilir.

Gastrit akut ya da kronik olabilir. Bazı durumlarda ülsere ve mide kanserine yol açabilir. Ciddi değilse hızlı tedavi edilebilir. Belirtileri, üst karında hazımsızlık, yakıcı ya da normal ağrı, bulantı, kusma, iştah kaybı, şişkinlik, yemeklerden sonra üst karında dolgunluk hissi ve kilo kaybı.

Akut gastritte daha çok bulantı ve ağrı varken, kronik gastritte şişkinlik ve iştah kaybı baş gösterir. Gastrit zaman zaman mide kanamasına yol açabilir. Aşırı kanama ya da kusmada tıbbi yardıma gerek duyulur.

Risk faktörleri, h pylori bakteri enfeksiyonu, düzenli aspirin ve ilaç kullanımıdır. Gastritin tedavisi gastritin nedenine göre farklı şekillerde yapılır. Genellikle mide asidinin çeşitli yöntemlerle azaltılması gastrit şikayetlerinin azalmasını sağlar.

HP pozitif bulunan durumlarda bakterinin temizlenmesine yönelik en az 2 antibiyotik içeren bir ya da 2 haftalık tedavi yapılır.


Kalp krizini mide yanmasından ayırmak-Mehmet ÖZ

Birisine şiddetli mide yanmasını sorduğunuzda büyük olasılıkla elini bir yumru halinde kalbine götürdüğünü ve yüzünü ekşittiğini görürsünüz. Bu rahatsızlık bir sağlık sorunundan ziyade bir belirtidir. Ve size her an sanki erimiş bir lav kusacakmışsınız hissini verir. Problemin merkez noktası mide ve yemek borusu arasındaki birleşme noktasındaki kaslardır. Bu kas topluluğu normal bir sindirim esnasında çiğnenen besinlerin yemek borusundan mideye geçmeleri için önce gevşer, işlem tamamlandığındaysa büzülür. Midenin girişinde yer alan kastan oluşan kapak basıncı gevşek olduğu zaman, midedeki asidin yemek borusuna geri akmasına sebep olur. Hasara duyarlı dokular yakıcı mide içeriğiyle karşılaşmak için programlanmadıkları için yanma ağrısına ya da daha kötüsüne sebep olabilir.

Yakıcı sebepler

Mide içeriğindeki bazı geri taşımalar (kusmalar) normaldir. Ama asidin aşırı geri akışı, yemek borusunun astarının aşınmasına ve ülsere sebep olabilir. Bazı insanlarda ise hücrelerde sürekli değişiklikler yapabilir. Bu sağlık sorunu Barrett’s yemek borusu hasarı olarak bilinir, ender de olsa kansere dönüşebilir. Mide yanması dışında yemek borusu hasarının belirtileri genel olarak geri çıkarma, çiğnemede zorluk, ısrarlı öksürük, ses kısıklığı ve göğüs ağrısı olarak sıralanabilinir. Eğer haftada ikiden fazla mide yanması şikayeti varsa doktorlar genelde reflü olarak adlandırır. Başka bazı tıbbi durumlar da mide asidinin geri kaçmasına sebep olabilir: örneğin hiatus fıtığı, bazı bağırsak hareket bozuklukları gibi... Bu belirtileri bir kenarda tutarsak asıl mühim olan büzgen kasının işlevini neden düzgün yapmadığını bulmaktır.

Mide yanmasından şikayet edenler için öneriler:

Yemek mahkemesi
Böyle bir problem yaşayan insanlar için yemek saatleri savaş zamanı gibidir. Besinlerin yanmayı tahrik edici potansiyelini düzenli analiz etmeleri gerekmektedir. Asitli besinler yemek borusunun astarını tahriş edebilir, bazı besinler ise büzgen kasının baskısını düşürebilir. Genel sanıklar turunçgiller, kahve, çay, kafeinli içecekler, çikolata ve nanedir. Himalaya tuzunun asidi azalttığını söyleyenler de var.

Basınç noktalarını ayarlamak
Mide yanması her ne kadar zayıf insanlarda oluşsa da abdominal yağ ve fazla yemek mide üzerinde aşırı baskı yapabilir. Belirtilerin ortaya çıkışı kilo alma ile aynı döneme denk gelmişse ya da kilolu ya da obez iseniz fazla kiloyu vermek sizi rahatlatacaktır. Ayrıca büyük bir tabak yemek yerine daha küçük ama sıkça yemek yemeyi deneyebilirsiniz. Kemer takmayı bırakın ve sıkı iç çamaşırı ve kıyafetlerden uzak durun.

Alışkanlıkları bırakmak
Sigara içmek yavaş yavaş asit oluşuma sebep olacak ve büzgen kasındaki baskıyı azaltacaktır. Sigara içenlerdeki öksürük asidi yukarı çıkmaya zorlayarak göbek bölgesindeki basıncı arttıracaktır. Alkol tüketimi de tetiklediği hormon sayesinde mide sularının üretimini arttırarak, mide kasını gevşetecektir. Sonrasında mide içeriğinin geç boşalmasını sağlayarak ve üst kapakçığı gevşetip reflüyü ortaya çıkarabilir.

Yemek saati ve uyku pozisyonu
Reflüsü olan kişilerin akşamları mide yanması yaşaması alışagelmiş bir şey değildir. Yemek saatlerini ayarlayın. Yedikten en az 3 saat sonra yatın. Ayrıca yemeklerden hemen sonra uzanmayın. Yatak başucunuzu 5-10 cm kadar yükseltin, bu yer çekimi gücünü kullanarak mide asidinin aşağıda tutulmasını sağlayacaktır. İlaveten sağ yerine sol tarafa yatarak uyuyun, bu mide kasları üzerindeki baskıyı azaltacaktır.

Yürüyüş ve sakız
Sakız, asidi nötralize eden tükürüğün üretilmesini arttırır. Yürürken sakız çiğneyin böylelikle asidi daha fazla temizleyecektir. Ayrıca yürüyüş sizin için çok basit ama faydalı bir aktivitedir.

Kalp krizi ve mide yanması!

Mide yanmasının zaman zaman kılık değiştirmiş bir kalp krizi olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. Mide yanması yaşayan bir kişi kalp krizi geçiriyor olabilir ve kalp krizi geçiren kişi mide yanmasına maruz kalabilir. Aralarındaki farkı anlamak zordur. Atağın ne zaman olduğuna ve ne hissettirdiğine dikkat edin. Eğer yemekten 30-45 dakika sonra oluyorsa muhtemelen mide yanmasıdır. Kalp krizi genellikle hareketlilik veya emek sarf ettiğiniz anlarda olur ve birçok kişi kalp krizi geçirdiği anda kıyamet günü yaklaşmış gibi bir hisse kapılır!

Kalp krizinin 3 belirgin özelliği:

- Çarpıntı, daralma, sıkışma, ya da ezici bir göğüs ağrısı.
- Özellikle sol tarafınızda sırt, boyun, çene, omuz ve kollarda yayılan bir ağrı.
- Nefes darlığı, terleme, baş dönmesi, kusma isteği ve mide ağrısı.

Kalp krizinin belirgin 3 özelliğinden birincisi olan çarpıntıda, kalbiniz çok hızlı atmaya başlar, sonrasında ise ağrı oluşabilir. Kalbinizdeki problemin yansıması omurgalardaki sinirlerle kısa devre yaparak sol kolunuza doğru yayılır ve son olarak da hiç unutmamamız gereken şey nefes darlığıdır. Kalbinizdeki kriz sebebi ile kalbiniz iyi çalışamayacak ve akciğerlerinizden gelen kan yeteri kadar boşalamayacaktır.

Dolayısıyla ani akciğer ödemi olur ve bu da nefes darlığı yapar. Mide yanmasının ise başka belirtileri de vardır. Daha çok bir şeyler yedikten sonra ortaya çıkması en dikkat çekici özelliğidir.

Bir diğeri ise uzandığınızda oluşmasıdır. Bunun sebebi de mide içindeki mide asitlerinin yer çekimi ve midenin hareketleriyle aşağı doğru gitmesi, yani bağırsaklara yönelmesidir. Gerinirken midenizin yemek borusu arasındaki bağlantı bölgesine kadar uzanır, yukarıya hareket eder ve bu da mide yanması olarak karşımıza çıkar.

DAHA MUTLU VE DAHA SAĞLIKLI BİR İLİŞKİ İÇİN

Yeni araştırmalar, evlilikteki veya ilişkinizdeki stresin sağlığınıza zarar verebileceğini gösteriyor. Pek çoğunuz evli kişilerin bekarlara nazaran daha sağlıklı olduğunu duymuşsunuzdur. Fakat yeni yapılan bir araştırma ilişkinizin kalitesinin, evlilik adı altında adlandırılmasından çok daha önemli olduğunu ortaya çıkardı. Bu araştırma, aynı zamanda; mutsuz evli çiftlerin, mutlu evli çiftlerden 25 kat daha fazla depresyon geçirme riski olduğunu ortaya çıkardı. Eğer kalp krizi geçirdiyseniz, kötü bir evlilik ikinci bir kriz riskini artırmaktadır. Ayrıca kanser geçirdiyseniz ve rehabilitasyon dönemindeyseniz, iyileşmenizi tehlikeye atabilir ve bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir. Hatta bir tek kötü tartışma tansiyonunuzu aniden yükseltir ve sağlığınızı bozabilir. Güçlüklerle karşılaşmak evliliğin temelini oluşturmaktadır. Evlilikte, flörtten evliliğe geçişin, yeni ekonomik sorumluluklar üstlenmenin, anne baba olma sürecinin yaşandığı ilk beş yılın daha stresli olduğu görülmektedir. İşte stresinizi azaltmak, iletişiminizi arttırmak, ilişkinize yardımcı olmak ve sizi daha sağlıklı yapmak için 4 ipucu:

Stres kaynaklarını tanıyın

Eşinizle oturun ve ilişkinizde strese sebep olan konuları alt alta yazın. Bunları sizin kontrolünüzde ve kontrolünüz dışında olmak üzere iki kategoriye ayırın. Kontrolünüzde olanlardan üç tanesini seçin, onları çözmek için beraberce çalışın ve stratejinizi altlarına yazın.

Dürüst ve doğru mücadele

İlişkilerde fikir ayrılığı gayet doğaldır ve kaçınılmazdır. Onlardan kaçmak sorunları besler/kuvvetlendirir ve çözüm getirmez. Bununla nasıl mücadele edeceksiniz? Anlaşmazlıklara en sağlıklı çözüm yolu münakaşa konularını gözden geçirmek, çözüm fırsatları yaratmak ve etkili iletişim becerilerini geliştirmektir. Nasıl ve neler hissettiğinizi açıklayın, onun neye ihtiyacı olduğunu sorun, eşinizi aynısını yapması için cesaretlendirin ve iyi bir dinleyici olun. Beşe bir kaidesini uygulayın; diğer bir kişiye söylediğiniz negatif/olumsuz bir söz, söylediğiniz beş pozitif/olumlu sözü siler.

Para ile barışın
Uzmanlar (ve amatörler) para harcamada seçilen değişik yaklaşımların/yolların ilişkileri strese sokan en büyük etken olduğu, münakaşalara ve boşanmalara sebep teşkil ettiği konusunda hemfikirler.
Partnerinize, anne babanızın para ile ilişki şeklini, bunun sizin seçimlerinizi nasıl etkilediğini ve aynı uygulamayı yapmak isteyip istemediğinizi açıklayın. Sonra her biriniz neye ihtiyacınız olduğunu, ne istediğini ve önceliklerini açıkça belirleyin. Nasıl harcayacağınız, harcama hakkında nasıl konuşacağınız ve yaşamınızı nasıl sürdüreceğiniz konusunda anlaşma yapın.

Sağlığa öncelik tanımak
Yaşantınızda stresi kontrol edebilmek sağlığınızı geliştirecek ilk adımdır. Cesaret, sağlıklı çözüm için bir diğer kararlılıktır. Evde daha çok yemek yapın, kahvaltıyı atlamayın, sağlıklı öğle yemeği hazırlayın ve dışarıda yemek yemeyi kısıtlayın.

1 DAKİKADA SAĞLIK

Birinin felç geçirdiğini nasıl anlarsınız?

Burada bilmeniz gereken şey; bir hayat kurtarmak için doktor olmanız gerekmediği! Eğer birisinin felç geçirdiğinden şüpheleniyorsanız, üç şey yapmanız gerekli:

Birincisi: Gülümsemesini isteyin. Doğru bir zaman gibi görünmüyor olabilir ama bazı önemli kasları test etmek için çok önemlidir.
İkincisi: Kollarını kaldırmasını isteyin. Önce siz yapın ve sizi taklit etmesini isteyin.
Üçüncüsü: Ondan basit bir cümleyi tekrar etmesini isteyin. “Ben kırmızı gül seviyorum” gibi basit bir cümle...

Eğer kişi bu basit isteklerin hiçbirisini yapamıyorsa, onu acil olarak hastaneye götürün. Unutmayın, her yıl yüz binlerce insan felç geçiriyor ve o anda her saniye çok ama çok önemlidir. Sizin için çok önemli birinin bu tavsiyeler sayesinde hayatını kurtarabilirsiniz!

Çölyak Hastalığı Nedir-Nasıl Tedavi Edilir-Mehmet ÖZ

Ekmeğin esnek dokusunu gluten sağlar. Hatta ilaç ve kozmetik gibi üretim alanlarında da kullanılır. Gluten aynı zamanda jambon, rokfor peyniri, bira, aromalı kahve, meyan kökü ve soya sosu gibi ürünlerde saklı olabilir.

Gluten aldığınızda ne olur?

Gluten intoleransınız varsa ve bu proteini vücudunuza aldıysanız, bağışıklık sisteminiz, besinlerin emilimini ve kana geçmesini sağlayan, ince bağırsağın mükemmel mimarisinin bir parçası olan villüslerinize zarar veren antikorlar salarak bunu yanıtlar.

Normalde ince bağırsak yiyeceklerdeki önemli besinleri emen parmak benzeri tüylerle kaplı bir peluş halı gibidir. Çölyak hastalığına maruz kaldığınızda, bu villusler düzleşir ve halıya benzeyen bağırsak daha çok parke tabana benzer. Böylece artık besinler doğru düzgün emilemezler.

Bu da, ne kadar yerseniz yiyin, yetersiz beslenmeye yol açar. Gluten intoleransı ve çölyak hastalığı arasındaki fark, gluten intoleransının genellikle bağırsağa aynı zararı vermemesidir ancak gluten alımı, rahatsızlık verici belirtilere yol açabilir.

Çölyak hastalığının belirtileri

Belirtileri saptamak zor olabilir ancak genelde en yaygın şikayetler karın ağrısı, şişkinlik ve aralıklı ishal. Bazen çölyak hastaları mideyle, karınla ilgili hiçbir sorun yaşamazlar ve bunun yerine asabiyet, eklem ağrısı, kas krampları, ağız yaraları, ayaklarda karıncalanma, veya gluten intoleransından kaynaklanan kaşıntılı, kabartılı bir deri hastalığı olan dermatit herpetiformis gibi şikayetlerde bulunabilirler. Bu döküntünün ve diğer çölyak hastalığı belirtilerinin tedavisi, glutensiz bir beslenme programı sağlamaktır. Aslında esas anahtar, doğru tanıyı bulmakta. Çölyak hastalığı yanıltıcı bir teşhise neden olabilir, çünkü bu hastalık IBS (Hassas Bağırsak Sendromu), ülser, Crohn Hastalığı (İltihabi Bağırsak Hastalığı) ve anemi gibi hastalıkları taklit edebilir.

Şişkinlik, yorgunluk veya eklem ağrısı yaşıyorsanız siz de çölyak hastalığı veya gluten intoleransından mustarip milyonlarca insandan biri olabilirsiniz.

Araştırmacılar artık ABD’de çölyak hastalığının özellikle de yüksek orandaki yanlış teşhislere bakarak, önceden düşünülenden daha yaygın olabileceğine inanıyorlar. Artık doktorunuzun çölyak hastası olup olmadığınıza karar vermesine yardımcı olmak için güvenilir kan testleri mevcut. Çölyak hastalığı bir otoimmün hastalığı olduğu için çölyak hastalarının bazı antikor seviyeleri anormal derecede yüksektir. Doktorunuz bu antikor seviyelerini ölçüp, endoskopik doku örneğiyle birlikte teşhisi doğrulayabilir. Eğer çölyak hastalığınız varsa, glutensiz bir diyet rahatlamanızı sağlayacaktır çünkü şu anda tedavisi yoktur.

Kaçınılması gereken başlıca yiyecekler

Ekmek
Krakerler
Tahıl
Makarna
Kurabiye, pasta ve börek
Unlu soslar Amarant, esmer buğday, kinoa gibi bazı tahıl çeşitleri gluten içermezler ancak siz etikette gluten içermez yazdığından emin olun çünkü bu ürünler glutenli tahıllarla aynı fabrika veya tesislerde üretiliyorsa çapraz bulaşma meydana gelebilir.

Çölyak hastaları için genellikle güvenli olan yiyecekler

Meyve ve sebzeler
Et, balık ve kümes hayvanları (panesiz)
Çoğu süt ürünleri
Glutensiz un (pirinç, soya, mısır, patates)
Patates

Çölyak hastalığı hakkında bilinçlenme arttığından dolayı üreticiler giderek daha fazla glutensiz ürün sunuyorlar. Uzman bir diyetisyen de size glutensiz yiyecekleri öğretmekte yardımcı olabilir.

Yanlışlıkla gluten tüketiminde bulunursanız, ishal veya mide krampları yaşayabilirsiniz çünkü azıcık miktarda tüketilen gluten bile zarara neden olabilir. Önemli olan yiyeceklerin etiketini okuyarak almak ve gluten içerenleri elemek, çünkü glutensiz bir beslenme genellikle çoğu hasta için tam iyileşme sağlar.

Not: Kestane - Önemli bir enerji kaynağıdır. Kolayca sindirilebilir. Çölyak hastaları için buğday içermeyen un kaynağı olabilir. E ve B6 vitamini içerir, yağ oranları düşüktür.

MEMEDE ŞİŞLİK KANSER BELİRTİSİ Mİ?-ERKAN TOPUZ

Meme cildinde kalınlaşma ve çukurlaşma kanser habercisi olabilir.

Ağrısız sert şişliklerle de kendini belli eden hastalığın tedavisi ameliyattan geçiyor. Meme kanserini erken evrede saptamak için her kadın 40 yaşından sonra yılda bir kez mamografi yaptırmalı.

Memede her şişlik kanser belirtisi mi?

Geçen hafta banyoda mememde bir şişlik fark ettim. Her şişlik meme kanseri belirtisi mi? Ne yapmamı tavsiye edersiniz? İ.A.

CEVAP:
Memede saptanan her kitle kanser değil. Hemen telaşlanmayın. Doktora başvurarak daha ileri tetkikler yaptırın. Meme kanserinde en sık görülen şikayet yeni bir şişlik ya da kitle saptanmasıdır. Şişlikler genellikle ağrısız ve serttir. Tabi bazı kanser türlerinde şişlik ağrılı ve yumuşak olabilir.

Meme kanserinin diğer belirtileri şunlar:
Meme cildinde kalınlaşma,
Meme cildinde çukurlaşma olması,
Meme başında ağrı veya meme başının içeri çekilmesi,
Meme başında veya meme cildinde kızarma ya da yara oluşması,
Memenin büyüklüğü veya şeklindeki değişiklikler,
Koltuk altında kitle ya da kalınlaşma,
Meme ucundan akıntı,
Memenin koyu bölgesinde renk veya his değişiklikleri.

Memede muayene veya mamografiyle kitle saptandığı zaman, bunun kanser olup olmadığının saptanabilmesi için :
Başka tetkiklerinde yapılması gerekir. Hastanın fizik muayenesi yapıldıktan ve geçmişi sorgulandıktan sonra biyopsi yapılır. Meme kanserinin kesin tanısı, biyopsiyle konur. Biyopsi çeşitli şekillerde yapılabilir. Örneğin iğneyle kitleden sıvı ve hücre alınabilir. Ya da cerrahi işlemlerle kitle çıkarılabilir. Meme kanseri en çok kemiklere, karaciğer ve akciğere yayılır. Erken tespit edildiğinde hastaların yüzde 95'i temelli kurtulma şansına sahip. Bu nedenle hiçbir şikayetiniz olmasa da 40 yaşından sonra her yıl 1 kez mamografi yaptırın. Mamografi, elle hissedilmeden 2 yıl önce kitlenin tespit edilmesini sağlayan bir tetkik. Ailenizde meme kanseri varsa kontrollere 30 yaşında başlayın. Her ay adet bitiminden soma memelerinizi kendi kendinize muayene edin. Meme kanseri riskini azaltmak için alkolü sınırlandırın, sağlıklı kiloya ulaşın, sigara içmeyin, egzersiz yapın, sebze-meyve ağırlıklı beslenin, diyetinizdeki yağları azaltın ve sofranızda zerdeçal, çörek otu gibi baharatlara yer açın. Her gün en az yarım kilo yoğurt yemeyi ihmal etmeyin. Ailenizde meme kanseri öyküsü varsa doğum kontrol hapı kullanmayın. Ayrıca menopoz döneminde hormon tedavisinden uzak durun.

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü
Prof.Dr. Erkan TOPUZ

MİDE YANMASI İÇİN BİTKİSEL TEDAVİ

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeUB5pr1wRVCh2sg8v6PpPegv-Vrg2lLGcXcuMDVgKAqTRdTTicjRm6olgwGTWYywkAHRHOMpIV9B6_u11ZjXPfIjRwrAfo06HpsGHKLxe2XQ2_3dhdzXrpci4JJWcoXXbeEL97Zh-aqQV/s1600/reflu+mide.jpg

Mide yanması 20 ile 50 yaş arasında birçok insanda görülen çok yaygın bir rahatsızlık. Midede yanma hissi yemekten önce, yemek sırasında ya da yemekten 2-3 saat sonra hissediliyor. Besinler, sindirim işlevinin bir gereği olarak midede ilk değişikliklere uğrayarak bağırsaklara gönderilmek için hazırlanıyor. Mide bu işlevi yerine getirirken iç yüzeyini kaplayan zarın altındaki salgı hücrelerini, besinlerin gerekli değişimini sağlamak üzere uyarıyor. Bu sırada oluşan bir dengesizlik, aşırı asit ortamına ve midenin kendini koruyamamasına yol açarak yanma hissine neden oluyor.

Büyüklerimiz midede yanma hissi duydukları zaman hemen bir lokma ekmek içi çiğnermiş. Ekmek içinin değil ama ağıza birşey atmanın doğru bir yöntem olduğunu belirten günümüz doktorları da az ama sık yemeyi öneriyorlar. Öğünleri küçülterek sık sık yemenin şikayetleri azaltacağını söylüyorlar.

Yemeğe daha fazla zaman ayırın. Ayaküstü değil, sofrada oturarak yiyin. Acele yemek mide işlevine zarar veriyor. Kendinize daha fazla zaman ayırıp yemek yemeyi bir zorunluluk değil de bir keyif anına dönüştürün.

Ağzınıza küçük lokmalar almak midenin sindirim için gerekli salgıları daha kolay üretmesine yardımcı olur. Lokmaları uzun uzun çiğneyin. Bu, midenizde şişkinlik ve ağırlık hissetmemenizi sağlar.

Sofradan tıkabasa doymadan kalkın. Mide boş bir torba olduğu için yemek yerken çiğnediğimiz besinler buraya ulaştıkça mide sürekli genişler. Eğer kemerinizi çok sıkmışsanız yanma hissi duymanız çok doğal. İçi dolu bir plastik torbayı düşünün. Tam ortasından bir ipi kemer gibi sıkıca bağlayın. Torba sağa ya da sola çekecek ya da aşağıya doğru sarkacaktır. Mide de aynı böyle... Bu nedenle ölçülü miktarda yemek yiyin.

Akşam öğününden hemen sonra damak kaçamakları yapmayın. Aksi takdirde mide gece boyunca çalışıp yorulur. Akşam yemeği ile uyku arası en az üç saat olmalı. Yani yemek yedikten en az 3 saat sonra yatın. Gece yatarken sağ yana dönerek yatmayın. Besinin mideye girişi sağ taraftan gerçekleştiği için yedikleriniz yeterince hazmedilemeyip mide borusunda yanma hissi oluşabilir.

Yemek yedikten sonra yere eğilmeniz gerekiyorsa dizlerinizi bükerek eğilin. Aksi takdirde mide işlevini gerektiği gibi yapamaz.

Yiyecek ve içeceklerin çok sıcak ya da soğuk olması mide sıvısına zarar verebilir. Bu nedenle yiyecek ve içeceklerin ılık olmasına özen gösterin.

Sigaradan uzak durun.

Yemekten sonra uzanmayın. Unutmayın, mide sıvısı yatay pozisyonu sevmez ve yanma hissi mide borusu yoluyla ağzınıza kadar gelebilir.

Bunlardan Uzak Durun

Hazmı kolay olmayan kızartmaları ve yağlı yiyecekleri sofranızdan uzaklaştırın. Ağır yağlı, fazla kremalı ya da soslu besinleri yemeyin. Çikolata, içerdiği yüksek dozdaki yağ ve kafein nedeniyle hassas mideye zarar vererek yanma hissine yol açıyor. Sütlü çikolata, daha az yağ içeren bitter çikolataya oranla daha tehlikeli olduğundan çikolata sevenler genelde sütsüz olanını tercih etmeli.

Kafeinli içecekler mide için çok zararlı. Kahve, çay ve kola gibi içecekler hassas mideyi yorar. Eğer mide yanmasından şikayet ediyorsanız ve kahve içmeden duramıyorsanız kafeinsiz kahveyi tercih edin.

Gazozlu içecekler ve asitli meyve sularını dikkatli için. Domates veya portakal suyu asitli olduğu için mide yanmasını şiddetlendirebilir. Bu nedenle sulandırarak ve balla tatlandırarak için.

Et suyu ile hazırlanmış çorbalardan uzak durun. Diğer çorbaları ise çok sıcak içmeyin. Ilınmasını bekleyin.

Alkol midedeki yanma hissini artırır. Hele mide boşken alkol kesinlikle almayın.

Çiğ soğan ve çiğ meyve de mide asidini artıran etkenlerdendir.

Şeker yemeyi seviyorsanız naneli olanları seçmeyin.

Mide ağrılarınıza son verecek sağlıklı ve dost besinlerle yemek yemenin keyfini çıkartabilirsiniz...

Karnabahar : Haşlanmış karnabahar, mideyi asit saldırılarından koruyarak tüm sorunları giderebilir. İçeriğinde bulunan gefarnato maddesi ülser ilacının hammadesi olarak kullanılıyor.

Lahana : Lahanayı çiğ olarak yemeyi tercih edin. İnce şeritler halinde doğrayıp salata yapın. Meyve presinde lahananın suyunu sıkıp aynı miktarda elma suyu ile karıştırın ve için. Lahana, ülser ve gastrit ilacı olarak biliniyor. Dörtte bir lahanayı yıkayıp kalın şeritler halinde doğrayın. 1 kerevizi soyup doğrayın. 1 havucu temizleyip dilimleyin. Lahana, kereviz ve havucu katı meyve presinde sıkıp sabah akşam suyunu için.

Patates : Çiğ patates suyu mide yanmasının doğal ilacıdır. Patatesi soyup katı meyve presinde suyunu sıkın. Su,havuç suyu ya da kereviz suyu ile karıştırıp için.

Elma sirkesi : Salatalarda ya da mezelerde elma sirkesi kullanın.

Maden suyu : Mide asidinin büyük bir bölümünü etkisiz hale getiriyor.

Ispanak : Ispanağı buharda pişirin ya da haşlayarak tüketin. Taze yapraklarını salata olarak yiyin.

Zeytinyağı : Çiğ olarak kullanıldığında besinlerin midede kalma süresini azaltıyor ve yağların sindirimi için safra salgısını artırıyor.

Baklagil : Fasulye, bezelye ve mercimekte bulunan bioflavionid maddesi, midenin koruma faktörünü artırıyor.

Muz : Mideyi seven meyvelerin başında geliyor. Ara öğünlerde birer muz yemek, midedeki yanma hissini ortadan kaldırabilir. Muz, mide enzimleri ve hücrelerinin üretimini de artırıyor.

Kızarmış ekmek : Midenin salgıladığı aşırı asidi kurutarak yanma hissini gideriyor.

Meyankökü : Güçlü bir mide koruyucusu.Yapılan son araştırmalara göre midedeki aşırı asitlenmeyi azaltıyor.

MİDE YANMASI VE REFLÜ İÇİN ŞİFALI BİTKİLER



Hatalı beslenme, kötü alışkanlıklar ve çevresel etkenler nedeniyle oluşan mide sorunlarından şikayet etmeyen yoktur herhalde..

Ayaküstü beslenme alışkanlığı, gelişigüzel alınan ilaçlar, aşırı tüketilen sigara ve alkol ve stres… Gündelik yaşam alışkanlıklarımız gittikçe olumsuz yönde değişiyor. Bu karamsar tablodan en fazla payını alanlardan biri midemiz. Ağrılar, ekşime, şişkinlik ve kramplarla aslında bize tepkisini anlatmaya çalışıyor! Ülser, gastrit ve reflü
Prof.Dr.Ahmet Maranki katıldığı Esra Ceyhan'ın programında reflü konusunda kısa bilgiler verdi

Ne yapmalı:

Çiğ patates ve beyaz lahananın suyu sıkılarak içilmelidir.Her sabah bir bardakla başlanmalı ve daha sonra 1,5-2 bardağa kadar çıkartılabilir.Bu kür 20 günlüktür.