Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin verilerine bakılırsa, Türk halkının tansiyonu yükseliyor. 60’lı yıllarda yüzde 10-15 civarında olan hipertansiyona yakalanma olasılığı, son yıllarda yüzde 30’ların üzerine çıkmış! Bu rakamlar yakın bir gelecekte bizim de bir hipertansiyon salgınıyla karşı karşıya kalabileceğimize işaret ediyor.
DÜNYA Sağlık Örgütü (WHO), hipertansiyonu önlenebilir ölüm nedenleri arasında ilk sıraya yerleştirmiş. Özellikle iskemik kalp hastalıkları ve beyin damar hastalıklarına bağlı olan hastalanma ve ölüm oranlarını azaltmada, hipertansiyonla mücadelenin çok önemli bir yeri var. Yaygın ve çok önemli bir sağlık sorunu olmasına rağmen ciddi bir belirti vermediğinden sinsice yayılıyor. İlk belirtisi kalp krizi, felç, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği ya da görme kaybı olabiliyor. Bazı doktorlar hipertansiyon için "sessiz katil" tanımını belki de bu nedenle kullanıyor.
Kan basıncı yüksekliğini belirlemenin tek yolu tansiyonu ölçmek! Eğer tekrarlanan ölçümlerde kan basıncı 140/90 mm. Hg’nin üzerinde bulunursa durum ciddi, hipertansiyon kalıcı kabul ediliyor. Bununla birlikte 130/80’in üzerindeki değerler bile önemli bulunuyor. İşte bu nedenle hiçbir sorunu olmayanlarda dahi kan basıncını yılda en az bir kez ölçmek gerekiyor. Ölçüm sıklığını ellili yaşlar sonrasında yılda iki veya üç olarak sıklaştırmak gerekiyor.
Tuzu azaltın
Hipertansiyonun pek çok nedeni var ama fazla tuz tüketimi çok önemli bir faktör. Türk halkı tuzlu yiyeceklere çok düşkün. Beslenme kültürümüzde turşu, sucuk, tuzlu zeytinler, peynirler, pastırma, kebap, salamuralar gibi tuzdan zengin yiyecekler, tuzlu kuruyemişler çok fazla. Son yıllarda hazır ve paketlenmiş besinleri, dondurulmuş ürünleri daha yaygın kullanılmaya başladık. Pizza, hamburger, patates kızartması çok yiyoruz. Bütün bunlar tuz tüketimimizi arttırdı (Maksimum 4-6 gram civarında olması gereken bir günlük tuz tüketimi, Türk Hipertansiyon Derneği verilerine bakılırsa 18 gram civarına yükselmiş durumda). Tuz tüketiminde Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesi şampiyon! En az tuzu Egeliler tüketiyor. Hipertansiyonla mücadelede özellikle tuz tüketimi konusunda çok dikkatli olmamız, bu kötü alışkanlıktan bir an önce kurtulmamız gerekiyor. Ne yapıp etmeli, az tuzlu besinlere ağırlık vermeliyiz.
Kilo sorununun yaygınlaşması da önemli bir faktör. Kilo sorunu olanlar zaten çok tuz tüketen kişiler olduğu için problem daha da büyüyor. Ayrıca stres, tembellik, sigara ve alkol kullanımındaki yaygınlaşma da toplum sağlığını tehdit eder boyutlara ulaştı. Bu kötü alışkanlıklar hipertansiyona yakalanma olasılığını da yükseltiyor.
Erken teşhis
Hipertansiyonlu kişilerin erken teşhis edilmesi başta kalp, böbrek ve göz hastalıkları olmak üzere birçok hastalığı önleyebilir. Erken teşhis çoğu hastada sorunu belki de ilaç bile kullanmadan çözmeyi sağlayacaktır. Eğer tansiyonunuzun kaç olduğunu bilmiyorsanız mutlaka ölçtürün. Kan basıncınızı bilmeniz kilonuzu, boyunuzu, yaşınızı bilmeniz kadar önemli bir nokta. Bu ölçümleri belli aralıklarla tekrarlamayı da ihmal etmeyin. 20-50 yaş aralığında yılda bir-iki kez, elli yaş sonrasında ise iki-dört kez kan basıncınızı ölçün ve bir kenara not edin. Eğer bu ölçümlerde 135/85 mm.Hg’nın üzerinde rakamlarla karşılaşacak olursanız ölçümleri daha sık aralıklarla tekrarlayın. Benzer değerler çıkıyorsa doktorunuzla görüşmeniz gerektiğini aklınızdan hiç çıkarmayın.
Kampanya var
’Türkiye’nin tansiyonunu ölçüyoruz’. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin Sağlık Bakanlığımız ile işbirliği içinde yürüttüğü bir kampanyanın adı bu. Kampanya tansiyonunuzu ölçme şansını ayağınıza getiriyor. 11 Mayıs 2009 tarihinde Ankara’da Kızılay ve Tandoğan’da, 12-13 Mayıs’ta İstanbul’da Eminönü ve Kadıköy’de, 15-16 Mayıs’ta Antalya’da Cumhuriyet Meydanı’nda derneğin görevlendirdiği doktorlar tam teşkilátlı bir araçla sizi bekliyor olacaklar. Faydalanmanızı öneriyorum.
Hipertansiyon nedenleri
Hipertansiyon çok yaygın bir hastalık olmasına rağmen çoğu hastada belirli bir neden saptanamıyor. Ailevi-genetik faktörlerin önemli olduğu biliniyor. Gözden kaçmış böbrek hastalıkları, böbreküstü bezi sorunları, hormonal değişimler, kilo kazanımları, ruhsal gelgitler, psikolojik sorunlar etkili olabiliyor. Özellikle genetik mirasında hipertansiyon sorunu olanlar, bol kalorili, bol tuzlu ve yağlı beslenir, egzersiz yapmayı ihmal ederlerse, hele bir de bu yanlışa kilo almayı özellikle de göbeklenmeyi- eklerlerse hipertansiyon riski artıyor. Sigara, alkol kullananlarda da risk fazlalaşıyor. Yaş arttıkça hipertansiyona yakalanma olasılığı da artıyor. Diyabet, kolesterol yüksekliği, iyi kolesterol azlığı, trigliserid fazlalığı, ürik asit yüksekliği gibi sorunları olanların hipertansiyon olasılığı yönünden daha dikkatli olmaları gerekiyor. Doğal beslenme tarzından uzaklaştıkça hipertansiyona yakalanma olasılığı artıyor. Belki de bu nedenle şehirlerde yaşayanlar hipertansiyona daha kolay yakalanıyor.
Hipertansiyon belirtileri
Hipertansiyona ait özel bir belirti yok. Bazı hastalarda baş ağrısı, ensede ağrı ve dolgunluk hissi, yorgunluk, kendini kötü hissetme hali, baş dönmesi, burun kanamaları gibi şikáyetler olabiliyor ama bu belirtilerin hiçbirisi tipik değil. Daha birçok hastalıkta benzer işaretler görülebiliyor. Tansiyonu çok yüksek bir hastada hiçbir belirti, işaret, şikáyet de olmayabiliyor.
İlaca ne zaman başlamak gerekir
Hipertansiyon tanısı konulanların önemli korkularından biri ilaca başlamak zorunda kalmalarıdır. Ömür boyu her gün ilaç kullanmaya mahkûm olmaktan haklı olarak kimse hoşlanmaz. Ama ne var ki eldeki istatistiksel veriler de, klinik tecrübeler de tekrarlanan ölçümlerde kan basıncı değerleri 140-90 mm/Hg’den yüksek bulunan kişilerde ilaç tedavisine başlatılması gerektiğine işaret ediliyor. Tabii ki bazı hastalarda tedaviden önce tuzu kısıtlamak, potasyumu artırmak, kilo vermek, uykuyu, stresi düzenlemek gibi yaşam tarzı değişikliklerini de yapmak gerekiyor. Bütün bunlara rağmen kan basıncı ayarlanamıyorsa ilaç kullanmamak kullanmaktan daha tehlikeli problemlere yol açıyor.
SAFRA KESESİ-KARACİĞER TEMİZLEME |
AHMET MARANKİ |
Tüm hastalıklara Tedavi
Alerji
Anemi
Doğal Antibiyotik
Bağırsak parazitleri
Bağırsak Temizleme
Behçet hastalığı
Bel-Boyun-Eklem ağrıları
Beyin Düşünce Gücü
Böbrek hastaları
Böbrek iltihabı
Depresyon
Diyabet-Şeker hastalığı
Eklem Ağrıları
Epilepsi-Sara
Hemoroid-Basur
Hiperaktivite-Stres
Idrar Enfeksiyonu
Kalp Damar Hastalıkları
Karaciğer temizleme
Kabızlık
Kıl dönmesi
Kısırlık giderici
Kısırlık Tedavisi
Kolesterol
10 yaş gençleşme
Kozmik beden temizliği
Malta Humması-Brusella
Mide Yanması ve Reflü
Meme Kanseri
Menopoz
MS hastalığı
Regl-Adet ağrıları
Renkler ve Psikoloji
Sinüzit
Saç Dökümü
Sağlıklı Beslenme
Sağlıklı Yaşam
Tiroid hastalığı
Unutkanlık
Varis
Cilt Bakımı ve Güzellik-Cilt Hastalıkları
Zayıflama ve Beslenme
Solunum Yolu Hastalıkları
Hangi Bitki Hangi hastalığa faydalı
ENDER SARAÇ |
Zayıflamak için Tüm Diyetler
Metabolizma canlandırıcı
Karın yağlarını eritme
Zayıflatıcı bitki çayı
Zayıflamaya doğal destek
Vücut yağlarını eritme
5 bitki çayı
Diyet kurabiyesi
Toksin atıcı diyet
Zayıflama detoks çorbası
Toksin atıcı pretoks kürü
Stres ve gerginlik için diyet
Ekspres diyet
Göbek eriten diyet
Son Yorumlar
KARIŞIK BAŞKA KATEGORİLER
Bağlantılar
Sitede Arama Yap
İBRAHİM SARAÇOĞLU |
Tüm hastalıklara Tedavi
Alzheimer
Gençleştirici Formül
Anne sütünü artırma
Ayak mantarı
Erkek-Kilo alma
Kadın-Kilo alma
Baş ağrısı-Migren
Kolesterolu düşürme
Kadın-idrar enfeksiyonu
Erkek idrar Kaçırma
Saç dökümü
Sperm artırma
İktıdarsızlık
Kısırlık-Hamile kalmak
Kısırlık-Kadın yumurtasını artırma
Romatizma
MS Hastalığı
Akciğer Kanseri
İltihaplı sivilce-Akne
Hemoroid-Basur
Meme-Göğüs büyütme
Boy Uzatma
Kabızlık
Ses kısıklığı
Mantar Hastalığı
Polikistik Over
Tiroid
Aşırı Tüylenme
Vitiligo-Hepatit B-Karaciğer yetmezliği
Meme kisti-Fibrokist
Adet sancıları
Egzema
Astım
Saç-Kepek
Zayıflamak
Topuk dikeni
Kalp ve Prostat büyümesi
Kalp yağlanması
Vitiligo
Bağırsak kanseri önleyici
Bağırsak kanseri tedavi
Kansızlık-Anemi
Karaciğer yağlanması
Mide Yanması
Depresif Regl-Adet
Yaşlılık lekeleri
Bademcik Boğaz Enfeksiyonu
Anksiyete
Depresyon
Sigara toksin atıcı
Kulak çınlaması
Kulak ağrısı
Bağırsak gazı
Vajinal Akıntı
Sigara bırakma
Elma kayısı maskesi
Selülit eritme
Unutkanlık
Yorgunluk
Menopoz
Kronik Kabızlık
Cilt Bakımı ve Güzellik-Cilt Hastalıkları
Zayıflama ve Beslenme
Blog Arşivi
-
▼
2010
(507)
-
▼
Mayıs
(316)
-
▼
May 19
(26)
- CİLDE İYİ GELEN BESİNLER-Osman MÜFTÜOĞLU
- TERETOHUMU İLE TİROİD TEDAVİSİ-Osman MÜFTÜOĞLU
- SU İÇSEM YARIYOR-Osman MÜFTÜOĞLU
- KANSERDEN KORUYAN REÇETE-Osman MÜFTÜOĞLU
- HAMİLELİK KİLOLARI NEDEN ZOR VERİLİR?-Osman MÜFTÜOĞLU
- Stres yapan besin var mı?-Osman MÜFTÜOĞLU
- Kolesterol ne işe yarıyor?-Osman MÜFTÜOĞLU
- Çocuklara balık yağı içirmek faydalı mı?-Osman MÜF...
- Kemiklere süt mü, yoğurt mu daha iyi geliyor?-Osma...
- Egzersizle nasıl daha çok yağ yakabilirim?-Osman M...
- Strese bağlı hastalıklar hangileri?-Osman MÜFTÜOĞLU
- Gıdık-göbek ilişkisine dikkat-Osman MÜFTÜOĞLU
- KOLON KANSERİNİ ÖNLEME-Osman MÜFTÜOĞLU
- SAÇ DÖKÜLMESİ ÖNLENEBİLİR Mİ?-Osman MÜFTÜOĞLU
- KALBE NELER İYİ GELİYOR-Osman MÜFTÜOĞLU
- TANSİYON SORUNU-Osman MÜFTÜOĞLU
- KOLESTEROL İLAÇLARINA NE ZAMAN BAŞLANMALI-Osman MÜ...
- BOTOKS'DA YENİ GELİŞMELER-Osman MÜFTÜOĞLU
- CİLT KANSERİ VE GÜNEŞ İLİŞKİSİ-Osman MÜFTÜOĞLU
- KARACİĞER YAĞLANMASI VE TEDAVİSİ-Osman MÜFTÜOĞLU
- KARALAHANA GUATR YAPAR MI?-Osman MÜFTÜOĞLU
- PAKET DİYET GERÇEĞİ-Osman MÜFTÜOĞLU
- NEDEN KİLO VEREMİYORUM-Osman MÜFTÜOĞLU
- Osman MÜFTÜOĞLU-KIRIŞIKLIK KÜRÜ
- KAHVALTI MI AKŞAM YEMEĞİ Mİ-Osman MÜFTÜOĞLU
- İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR NASIL ÇÖZÜLÜR-Osman MÜFTÜOĞLU
-
▼
May 19
(26)
-
▼
Mayıs
(316)