Hiperaktivite ve Dikkat Eksikligi Nedir

Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği Nedir

Hiperaktivite deyince kiminin aklına iyi kiminin aklına kötü şeyler gelir, aslında çevremizdeki bir çok çocuk veya erişkinde hiperaktivite vardır ama çoğu zaman bunların farkına varamayız. Bazen yaşın getirdiği özellikler ola­rak yorumlar bazende geçmişten beri iç içe yaşadığımız özellikler olduğu için önemsemeyiz. Giderek hiperaktivi­te hakkında bilgiler artmış olup artık en azından ülkemiz açısından 10-20 yıl öncesi zamanlara göre daha iyi bilin­mekte ve fark edilmektedir. “Yaramaz” “haylaz çocuk” “atak çocuk” “hiç yerinde durmuyor” diye tabir edilen çocukların birçoğunda hiperaktivite olabilir. Ancak şura­sı bir gerçek ki sakin görünen veya bazı ortamlarda sakin oturan çocuklarda da hiperaktivite görülebilmektedir.

Hiperaktivite Dikkat

Kimi ailelerin çocuğuna hiperaktif tanısı konunca çocu­ğuna dahi denmiş gibi sevinmekte kimi aileler ise ço­cuğuna çok kötü bir tanı konmuş gibi çok üzülmektedir. Aslında bu iki durumda oldukça hatalı olup mühim olan çocuğu olduğu gibi kabul ederek hiperaktif olsun veya ol­masın onun için en iyi olanını yapmaktır. Hiperaktivite ve dikkat eksikliği durumu önemli bir avantaj olmadığı gibi çok önemli bir sorunda değildir. Sadece onu bilmek ve onun tedavisini yönlendirmek önemlidir.

Aslına bakarsanız tedavi veya tanı için başvuran kişiler oldukça şanslı grubu oluşturmaktadır. Esas olarak fark edilmemiş ve tanı konarak yönlendirilmemiş veya tedavisi düzenlenmemiş hiperaktif çocukların daha şanssız oldu-ğu bir gerçektir. Hiperaktivite belirtileri ile okulu ve gün­lük hayatı başarılı bir şekilde idare etmek zorunda kalan ve çoğu zaman idare edemeyen kişileri gördüğümde onlar adına yapılacak çok şey olduğunu düşünmekteyim. Anne babalar, eğitimciler ve öğretmenlerin bu durumu tanıma­sı oranında erken tanı ve yönlendirme mümkün olacak ve sorunlar çıkmadan önce müdahale edilmiş olacaktır.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Nedense bazı anneler çocukları çok hareketli olduğu buna ek olarak çok anlamlı derecede dikkat eksikliği ol­duğu halde görmezden gelmektedir. Bunun sonucunda oluşmuş okul başarısızlığı olduğu halde çocuklarını he­kime getirmemekte, bu durumu kendilerine göre idare etmeye çalışmaktadırlar. Yönlendirme ve müdahale ya­pılmadığı için çocuklarının psiko-sosyal açıdan ve akade­mik açıdan geleceklerine olumsuz tesirde bulunabilmek­tedirler. Beni bu türlü bir kitabı yazmaya iten en önemli neden; anne baba, eğitimci ve her birey için bu durumun farklı algılanmasını önlemek ve hekim olarak bilgilendir­me görevimi yapma amacıdır. Önceden fark edilerek ba­şarı ile yönlendirilmiş fertlerin gelecekte olumlu gidişatı ve bunun sonucunda hayattaki başarıları aile ve toplum için önemlidir. Eğitimsizliğin ve cehaletin toplumun ba­şına açtığı problemleri hepimiz görmekteyiz. Bu açıdan ruh sağlığı ile ilgilenen kişilerin kişiyi topluma kazandı­racak, zayi olmasını engelleyecek ve akademik gidişatına olumlu tesirde bulunabilecek olan önlemlerin alınmasına yardımcı olması gerekir. Tedaviye her başvuran çocuğun bütün sorunlarının çözülmesi ve mutlak başarılı gidişat sağlanması gibi bir iddia hiç bir hekimde bulunmamak­tadır. Ancak bilgilendirme ve kişiye özel yönlendirme ile birçok problemin oluşması engellenebilmekte ve olumlu gidişata yardımcı olunmaktadır.

Bazıları hiperaktivite ve dikkat eksikliği durumunu sadece çok aşırı hareketlilik olarak algılama hatasına düşerler. Hareketliliğin çok aşırı olmadığı ama dikkat eksikliğinin anlamlı olduğu hiperaktif çocuklar daha güç tanınırlar. Yaşı ilerlemiş yani orta okul lise dönemine kadar idare edilmiş ve hiperaktivite (aşırı hareketlilik) şikayetleri geri plana düşmüş çocuklarında tanınması güç olur. Kimbilir belki de çok zeki olduğu halde tedavi edilmediği için oku­lun en tembel ve yaramazları olarak bilinen çocuklardan birisi erken dönemde tedavi yapılmamış hiperaktif bir çocuk olabilir. Çok hareketli ve ” bu çocuk dahi olabilir” denen ve okula başladığında herkesi hayal kırıklığına uğ­ratarak giderek özgüveni azalan ve başarısızlık duygusu yaşayan bir çocukda hiperaktif olabilir. Kim bilir belki de siz veya çok yakından tanıdığınız birilerıde hiperaktif ola­bilir. Hiperaktivite %5-10 sıklıkla görülen oldukça yaygın bir durumdur. Uzun vadede başarısızlık, madde bağım­lılığı, suça eğilim ve sosyal problemler yaşayan kişilerin tedavi edilmemiş hiperaktif kişiler olma ihtimali vardır. Aile ve toplum açısından uygun yönlendirilmediğinde iş­levsellik kaybettiren bu problemin zamanında müdahale edilmesi gerekir.

Bu kadar sık görülen ve bu kadar önemli sonuçlar (kitabın ilerleyen dönemlerinde ayrıntılı anlatılacaktır) doğuran bu bozukluk artık eskisinden çok daha iyi tanımlanmakta ve daha iyi tanı ve tedavi edilmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite durumu hakkında en çok konuşulan ve en çok araştırma yapılan psikiyatrik bozukluklar arasında ön sıralarda yer almaktadır. Özellikle geçtiğimiz on yıl bu alanda çok önemli gelişmelere vesile olmuştur.

Dikkat eksikliğini azaltan ve dikkatlerini toplamaya yar­dımcı olacak değişik tıbbi tedaviler, davranışlarını yön­lendirecek davranış terapileri bulunmaktadır. Bunların hangileri etkin hangileri etkisiz bu kitapta güncel bilgiler ışığında bilgi verilecektir. Her önüne gelenin terapi ve eğitim adı altında bir şeyler yapmaya çalıştığı ülkemizde gerçek tedavi ve yönlendirme önem kazanmaktadır.